zerkli
New member
- Katılım
- 7 Eyl 2008
- Mesajlar
- 2,738
- Reaction score
- 0
- Puanları
- 0
CHP son yaşananlarla birlikte, AKP'nin belirlediği Türkiye tablosuna uyumu öneren güçlerin eline geçiyor. Cumhuriyet ile olan son bağlarını da koparıyor. “Yeni CHP” denilerek kutsanan şey budur.
Bu değişimden sol adına umutlu olmanın hiçbir nedeninin bulunmadığını Kılıçdaroğlu göstermişti: Türban, özelleştirme, AB ve sermayeyle ilişkiler konularında söyledikleriyle.
* * *
Bir siyasi yapı böylesine alt üst olurken, temel anlayışı ve bunun bir gereği olarak yönetim zihniyeti ve yöneticileri değişirken, tabanının ve kadro yapısının bunlardan etkilenmemesi olanaksızdır.
Burada önemli olan konu bu değişimin nasıl ve ne yönde gerçekleşeceğidir.
Bu soruya yakın dönem için verilecek yanıt, referandum sonrasında ortaya çıkan tabloyla, referandum sonuçları açısından CHP'nin ve diğer sol yapıların başarı düzeyleriyle ve önümüzdeki seçimlerde nasıl bir sonuç tahmin edildiğiyle yakından ilişkili görünüyor.
* * *
CHP'yi destekleyen tabanın, yaşanılanlara verilen tepki açısından, üç farklı karakterde gruplanabileceğini düşünüyorum:
1- En büyük grubu, “Türkiye ve sol artık bitti, yapacak bir şey yok” diyenler oluşturuyor. Son 30 yıldır başarı hanesine herhangi bir önemli kayıt düşülememiş olması, referandum sonucunun tam bir yenilgi olarak algılanması ve 2011'de AKP'nin yeniden tek başına iktidar olacağının öngörülmesi bu çökkünlüğün nedenlerini oluşturuyor. Bu grup, şimdiye kadar sol, ülke, gelecek adına ne kadarlık bir siyasi etkinlik gösterdiyse, onu da bırakarak bir kenara çekilmek ve kendisini korumak gerektiğini belirtiyor.
2- CHP'deki değişimi onaylayanlar, yani, iktidar olmak, yeniden toplumun tercihini kazanabilmek için, Kılıçdaroğlu tarz ve politikasından başka seçenek bulunmadığını düşünenler ikinci grupta yer alıyor. Açık ki bu grup ilkiyle önemli geçişkenlikler sergileyecektir. Tamamen umutsuz olanların önemli bölümü, seçim gibi “kritik” anlarda yine “hiç istemese de” CHP'ye yönelecek, buna karşılık ikinci grupta yer alanlar yorulduklarında ya da yorgunluk atmak istediklerinde ilk gruptakilerin cümleleriyle konuşacaktır.
3- CHP tabanının en küçük bölmesi ise başka sol yapılara bakmak gerektiğini düşünenlerdir. Ancak bu grubun da, seçenek ararken, sosyal demokrat siyasetin kendi içinden çıkaracağı ve seçenek olarak görülmesi olanaksız olan Sarıgül gibi hareketlerin peşine takılması ihtimali, sosyalist yapılara yönelmesi ihtimalinden daha güçlü görünüyor.
* * *
CHP'nin, Cumhuriyet tarihi boyunca, temel işlevi geniş kitleleri sisteme entegre etmekti. Solun yükseliş kaydettiği dönemlerde, bu işlev kitleleri sosyalizmin cazibesine kaptırmamak, devrimci bir kopuşu engellemek biçimine büründü. Son 30 yıl boyunca ise, CHP, her tür mücadele pratiğinden kopuk biçimde, halk sınıflarının büyük enerjisini ordu, yargı gibi kurumlardan beklentiye dönüştürerek yuttu.
* * *
CHP'deki çalkantının, en azından kısa erimde, CHP tabanında radikal kopuşlara neden olmasını beklememek gerekir. Yüksek olasılık, CHP'deki ideolojik dönüşüm net olsa bile, Kılıçdaroğlu'na 2001 seçimlerine kadar kredi açılması ve sonrasının da daha sonra değerlendirilmesidir.
Ancak, unutmamak gerekir ki, CHP tabanını CHP'de tutan en önemli olgulardan birisi, CHP dışı solun güçsüz görülmesidir. O nedenle kendisini halen solda gören bu büyük kitleye doğru dışarıdan yapılacak ideolojik, siyasi ve örgütsel girdilerin, bu kitlenin etkilenmesi ve şekillendirilmesi açısından önemi büyük olacaktır.
Hangi kesimlere, hangi siyasi araçlarla müdahale edileceği noktası da önemlidir. AKP'nin kendi değerlendirmesinde belirttiğine göre, Aleviler, 18-25 yaş grubundaki gençler halen AKP'ye karşı direnen yapılardır. Biz buna, bu iki sosyal yapının işçi ve emekçi sınıflarla önemli derecede kesiştiği olgusunu ekleyelim.
CHP'den sola kopuşlar, CHP'nin siyasal paradigmatik bütünlüğü içinde yer alan ve aynı zamanda ideolojik olarak daha solla temas eden ve/ya da daha sola alan açan siyasi kavramların, argümanların, ilkelerin birer mücadele başlığı olarak örgütlenmesiyle yakından ilişkilidir.
CHPliler - İlker Belek | soL Haber Portalı
Bu değişimden sol adına umutlu olmanın hiçbir nedeninin bulunmadığını Kılıçdaroğlu göstermişti: Türban, özelleştirme, AB ve sermayeyle ilişkiler konularında söyledikleriyle.
* * *
Bir siyasi yapı böylesine alt üst olurken, temel anlayışı ve bunun bir gereği olarak yönetim zihniyeti ve yöneticileri değişirken, tabanının ve kadro yapısının bunlardan etkilenmemesi olanaksızdır.
Burada önemli olan konu bu değişimin nasıl ve ne yönde gerçekleşeceğidir.
Bu soruya yakın dönem için verilecek yanıt, referandum sonrasında ortaya çıkan tabloyla, referandum sonuçları açısından CHP'nin ve diğer sol yapıların başarı düzeyleriyle ve önümüzdeki seçimlerde nasıl bir sonuç tahmin edildiğiyle yakından ilişkili görünüyor.
* * *
CHP'yi destekleyen tabanın, yaşanılanlara verilen tepki açısından, üç farklı karakterde gruplanabileceğini düşünüyorum:
1- En büyük grubu, “Türkiye ve sol artık bitti, yapacak bir şey yok” diyenler oluşturuyor. Son 30 yıldır başarı hanesine herhangi bir önemli kayıt düşülememiş olması, referandum sonucunun tam bir yenilgi olarak algılanması ve 2011'de AKP'nin yeniden tek başına iktidar olacağının öngörülmesi bu çökkünlüğün nedenlerini oluşturuyor. Bu grup, şimdiye kadar sol, ülke, gelecek adına ne kadarlık bir siyasi etkinlik gösterdiyse, onu da bırakarak bir kenara çekilmek ve kendisini korumak gerektiğini belirtiyor.
2- CHP'deki değişimi onaylayanlar, yani, iktidar olmak, yeniden toplumun tercihini kazanabilmek için, Kılıçdaroğlu tarz ve politikasından başka seçenek bulunmadığını düşünenler ikinci grupta yer alıyor. Açık ki bu grup ilkiyle önemli geçişkenlikler sergileyecektir. Tamamen umutsuz olanların önemli bölümü, seçim gibi “kritik” anlarda yine “hiç istemese de” CHP'ye yönelecek, buna karşılık ikinci grupta yer alanlar yorulduklarında ya da yorgunluk atmak istediklerinde ilk gruptakilerin cümleleriyle konuşacaktır.
3- CHP tabanının en küçük bölmesi ise başka sol yapılara bakmak gerektiğini düşünenlerdir. Ancak bu grubun da, seçenek ararken, sosyal demokrat siyasetin kendi içinden çıkaracağı ve seçenek olarak görülmesi olanaksız olan Sarıgül gibi hareketlerin peşine takılması ihtimali, sosyalist yapılara yönelmesi ihtimalinden daha güçlü görünüyor.
* * *
CHP'nin, Cumhuriyet tarihi boyunca, temel işlevi geniş kitleleri sisteme entegre etmekti. Solun yükseliş kaydettiği dönemlerde, bu işlev kitleleri sosyalizmin cazibesine kaptırmamak, devrimci bir kopuşu engellemek biçimine büründü. Son 30 yıl boyunca ise, CHP, her tür mücadele pratiğinden kopuk biçimde, halk sınıflarının büyük enerjisini ordu, yargı gibi kurumlardan beklentiye dönüştürerek yuttu.
* * *
CHP'deki çalkantının, en azından kısa erimde, CHP tabanında radikal kopuşlara neden olmasını beklememek gerekir. Yüksek olasılık, CHP'deki ideolojik dönüşüm net olsa bile, Kılıçdaroğlu'na 2001 seçimlerine kadar kredi açılması ve sonrasının da daha sonra değerlendirilmesidir.
Ancak, unutmamak gerekir ki, CHP tabanını CHP'de tutan en önemli olgulardan birisi, CHP dışı solun güçsüz görülmesidir. O nedenle kendisini halen solda gören bu büyük kitleye doğru dışarıdan yapılacak ideolojik, siyasi ve örgütsel girdilerin, bu kitlenin etkilenmesi ve şekillendirilmesi açısından önemi büyük olacaktır.
Hangi kesimlere, hangi siyasi araçlarla müdahale edileceği noktası da önemlidir. AKP'nin kendi değerlendirmesinde belirttiğine göre, Aleviler, 18-25 yaş grubundaki gençler halen AKP'ye karşı direnen yapılardır. Biz buna, bu iki sosyal yapının işçi ve emekçi sınıflarla önemli derecede kesiştiği olgusunu ekleyelim.
CHP'den sola kopuşlar, CHP'nin siyasal paradigmatik bütünlüğü içinde yer alan ve aynı zamanda ideolojik olarak daha solla temas eden ve/ya da daha sola alan açan siyasi kavramların, argümanların, ilkelerin birer mücadele başlığı olarak örgütlenmesiyle yakından ilişkilidir.
CHPliler - İlker Belek | soL Haber Portalı