LOOPUSED
Altın Üye
CHP’liler neye gülüyor?
Sözü sakız gibi çiğneyen, sonrada ben ne bileyim çiğnediğim sakız şekerli mi-şekersiz mi diyenler.
Söylemek istediklerimi söyleyemesem de, söylediğim her şey doğru da olabilir yanlışta, denkleminden kendi yazdığı problemin cevabını veremeyenler.
Kutsal güç adına, kutsalı, süt veren inek gibi sağmak isteyenler.
İnsanlığı teorikte öğrenip, pratikte yedek pil olarak kullanmayı tercih edenler.
Size resepsiyon desem, köşk desem, başörtüsü desem!
Nasıl bir cümle kurardınız?
Ben demek başörtüsü, demek ben köşk, nasıl desem, hııı resepsiyon…
Yormayın kendinizi, anlamak sizi ben, yine konuya İngiliz kaldınız!
Bir siyasi partinin grup başkan vekili 29 Ekim resepsiyonuna katılmayacağız diyor, Genel Başkanı Cumhurbaşkanlığı makamını boykot etmeyeceğiz!
Sonra o grup başkan vekili “yapılan yorumlara hepimiz gülüyoruz,
hiçbir grup başkanvekili genel başkanın haberi olmadan böyle bir açıklama yapmaz. Bundan emin olun" açıklamasını yapıyor.
Genel Başkan tekrar sahaya iniyor ve ‘29 Ekim'e daha epey vakit var. Önümüzdeki günlerde gelişecek tabloya ve koşullara bakıp ona göre karar vereceğiz' ifadelerini kullanıyor.
Yapılan son hamlede parti sözcüsü yedek kulübesinden çıkıyor ve ‘resepsiyona gidilmemesi yönünde bağlayıcı bir karar almayacaklarını’ açıklıyor.
Birbirinden habersiz hareket etmeleri olanaksız olan isimler, açıklamalarıyla birbirleri ile çelişiyor, sonra da hep birlikte gülüyor.
Ortada bir gariplik olduğu aşikârda… Gariplik yapanların, “yaptıklarına gariplikle bakılmasını garip karşılaması” oldukça enteresan!
CHP’liler başörtüsü konusundaki gerçek hedeflerini açık yüreklilikle dile getirmedikleri sürece, anlaşılan daha çok gülecekler.
Gülecekler, gülerken de için için ağlayacaklar.
Ahhh ahhh… Herkesin başını açmak vardı ya ama yok başörtüsü sorununu biz çözeriz. Aslında çözmek istemiyoruz da mecburen çözeriz.
İşin aslı çözeriz desek de çok beklerler çözmeyiz.
Resepsiyona Hayrunisa Gül ve başörtülüler gelirse biz gelmeyiz. Aslında öyle demek istememiştik, onlar gelse de geliriz de, gelemeyiz. Yok, biz onlar gelse de gelmese de gelmeyiz. Ama belki geliriz.
Bakın laikliği Fransa’dan aldık, onlar zamanla değişti. Biz laikliğe onlardan daha çok sahip çıkarak ilk gün neyse, noktasına virgülüne dokunmadık. Kendimiz de isteğe bağlı olarak bir güzel yorumladık. Dinlere eşit mesafede olmakta neymiş. Biz başörtülülerinde teminatıyız. Ahhh, bir elimizde olsa hepsinin başını zorla açarız. Yok, açmayız, saçlarının bir kısmı gözüksün o da yeter. Yeter dediysek şimdilik yeter!
Yaa, bu kadar konuştuktan sonra yine gülecek miydik?
Sayın Sav, Sayın Anadol hadi bari hep birlikte şöyle bir gülelim. Genel Başkanımız biraz düşünsün sonra o da gülecekmiş!
Bakın çok komik bir şey söyleyeceğim. Hadi gülün.
İnce ince, Kılıçdaroğlu bilmece!
Arzu Erdoğral / CHP’liler neye gülüyor? - En Doğru ve Güncel Haber
Sözü sakız gibi çiğneyen, sonrada ben ne bileyim çiğnediğim sakız şekerli mi-şekersiz mi diyenler.
Söylemek istediklerimi söyleyemesem de, söylediğim her şey doğru da olabilir yanlışta, denkleminden kendi yazdığı problemin cevabını veremeyenler.
Kutsal güç adına, kutsalı, süt veren inek gibi sağmak isteyenler.
İnsanlığı teorikte öğrenip, pratikte yedek pil olarak kullanmayı tercih edenler.
Size resepsiyon desem, köşk desem, başörtüsü desem!
Nasıl bir cümle kurardınız?
Ben demek başörtüsü, demek ben köşk, nasıl desem, hııı resepsiyon…
Yormayın kendinizi, anlamak sizi ben, yine konuya İngiliz kaldınız!
Bir siyasi partinin grup başkan vekili 29 Ekim resepsiyonuna katılmayacağız diyor, Genel Başkanı Cumhurbaşkanlığı makamını boykot etmeyeceğiz!
Sonra o grup başkan vekili “yapılan yorumlara hepimiz gülüyoruz,
hiçbir grup başkanvekili genel başkanın haberi olmadan böyle bir açıklama yapmaz. Bundan emin olun" açıklamasını yapıyor.
Genel Başkan tekrar sahaya iniyor ve ‘29 Ekim'e daha epey vakit var. Önümüzdeki günlerde gelişecek tabloya ve koşullara bakıp ona göre karar vereceğiz' ifadelerini kullanıyor.
Yapılan son hamlede parti sözcüsü yedek kulübesinden çıkıyor ve ‘resepsiyona gidilmemesi yönünde bağlayıcı bir karar almayacaklarını’ açıklıyor.
Birbirinden habersiz hareket etmeleri olanaksız olan isimler, açıklamalarıyla birbirleri ile çelişiyor, sonra da hep birlikte gülüyor.
Ortada bir gariplik olduğu aşikârda… Gariplik yapanların, “yaptıklarına gariplikle bakılmasını garip karşılaması” oldukça enteresan!
CHP’liler başörtüsü konusundaki gerçek hedeflerini açık yüreklilikle dile getirmedikleri sürece, anlaşılan daha çok gülecekler.
Gülecekler, gülerken de için için ağlayacaklar.
Ahhh ahhh… Herkesin başını açmak vardı ya ama yok başörtüsü sorununu biz çözeriz. Aslında çözmek istemiyoruz da mecburen çözeriz.
İşin aslı çözeriz desek de çok beklerler çözmeyiz.
Resepsiyona Hayrunisa Gül ve başörtülüler gelirse biz gelmeyiz. Aslında öyle demek istememiştik, onlar gelse de geliriz de, gelemeyiz. Yok, biz onlar gelse de gelmese de gelmeyiz. Ama belki geliriz.
Bakın laikliği Fransa’dan aldık, onlar zamanla değişti. Biz laikliğe onlardan daha çok sahip çıkarak ilk gün neyse, noktasına virgülüne dokunmadık. Kendimiz de isteğe bağlı olarak bir güzel yorumladık. Dinlere eşit mesafede olmakta neymiş. Biz başörtülülerinde teminatıyız. Ahhh, bir elimizde olsa hepsinin başını zorla açarız. Yok, açmayız, saçlarının bir kısmı gözüksün o da yeter. Yeter dediysek şimdilik yeter!
Yaa, bu kadar konuştuktan sonra yine gülecek miydik?
Sayın Sav, Sayın Anadol hadi bari hep birlikte şöyle bir gülelim. Genel Başkanımız biraz düşünsün sonra o da gülecekmiş!
Bakın çok komik bir şey söyleyeceğim. Hadi gülün.
İnce ince, Kılıçdaroğlu bilmece!
Arzu Erdoğral / CHP’liler neye gülüyor? - En Doğru ve Güncel Haber