CHP’DE KÜRT RAPORU SIKINTISl!

TraFoo

Banned
Katılım
3 Ağu 2009
Mesajlar
2,032
Reaction score
0
Puanları
0
CHP’DE KÜRT RAPORU SIKINTISI! BAYKAL RAPORU SAHİPLENMEDİ, HAZIRLAYANLAR UYARILDI!


CHP'deki Doğu ve Güneydoğu kökenli isimlerin akademik çevrelerle hazırladığı CHP Kürt Raporu 2009 çalışması Deniz Baykal'a takıldı. 34 sayfalık çalışmaya Baykal sahip çıkmazken, raporda emeği geçen isimler sert bir şekilde uyarıldı.



CHP lideri Deniz Baykal'ın Doğu ve Güneydoğu'daki teşkilatları ile akademislerlerle hazırlattığı 'CHP Kürt raporu' çalışmasına sahip çıkmadı. Hazırlanan 34 sayfalık raporun ayrıntıları ile gazetemizde yer alması Genel Merkez'de rahatsızlığa neden oldu. Haberin gazetemizde yer alması üzerine, raporun hazırlanmasında emeği geçen Mesut Değer ve algan Hacaloğlu, yazılı bir açıklama yaparak, CHP lideri Deniz Baykal ve partinin MYK üyelerine dağıtılan bir raporun bulunmadığını kaydetti.

CHP'NİN DEMOKRATİK TÜRKİYE AÇILIMI

CHP lideri Baykal'ın isteği doğrultusunda partinin Doğu ve Güneydoğu teşkilatlarının katkıları ile akademisyenler tarafından hazırlanan raporda, Türkiye'de bir 'Demokratik açılım' projesine ihtiyaç duyulduğu ve CHP'nin başta Kürt açılımı olmak üzere demokratik çözümlerde yer alması gerektiği vurgulanmıştı. Kürt açılımı ile ilgili olarak başta genel af olmak üzere, Anayasa değişikliğinin, anadilde eğitim hakkının ve askeri operasyonların durdurulmasına kadar pek çok konuda görüşe yer verildi.

BAYKAL BU RAPORU SAHİPLENMEZ

CHP Kürt Raporu 2009 çalışmasına siyasi çevrelerden destek geldi. DTP Grup Başkan Vekili Selahattin Demirtaş raporu bugünkü CHP çizgisinin çok ilerisinde bir duruş olarak değerlendirdi. CHP'li Mesut Değer'in bu yönde bir çalışması olduğundan haberdar olduğunu belirten eski Diyardbakır Milletvekili Haşim Haşimi ise hazırlanan raporun en büyük engeli olarak Deniz Baykal'ı gösterdi. Baykal çizgisinde bir CHP'nin bu raporu hayata geçiremeyeceğini belirten Haşimi, baykal'ın CHP tarafından daha önce hazırlanan buna benzer raporların arkasında durmadığını kaydetti. CHP eski Hakkari Milletvekili Esat Canan da, Doğu ve Güneydoğu kökenli CHP'lilerin beklentilerini dile getiren raporun Genel Merkez'de kabul görmeyeceğini ileri sürdü.




Baykal hep inkar ediyor

CHP Hakkari eski Milletvekili Esat Canan: CHP bugün eskiden hazırladığı rapora bile sahip çıkamıyor. Bence bu Doğu ve Güneydoğulu CHP'lilerin bir talebi. Ancak bu sonuçsuz kalacaktır. Bunu görmeleri gerekir. Bende orada çalışırken çok çabam oldu ancak sonuç çıkmadı.



CHP katkı sağlamaz

Diyarbakır eski Milletvekili Haşim Haşimi: Mesut Değer ve arkadaşlarının böyle bir rapor hazırladıklarını biliyordum. Baykal anlayışı aşılmadan Kürt sorunun çözümüne katkı sağlamak mümkün değildir. Baykal 1989'da hazırlanan raporun arkasında duramadı. Bazı CHP'liler bu sorunun çözümünü isterken, Baykal faktörüne dikkat etmek gerekir. Baykal'ın yine kendisiyle çelişeceğini düşünüyorum.



CHP çizgisinin ilerisinde

DTP Grup Başkanvekili Selahattin Demirtaş: Doğu ve Güneydoğu kökenli CHP'lilerin bu konuda bir arayışları olduğunu gösteriyor. CHP'nin yönetiminin bunların taleplerine uygun şekilde hareket etmeyeceğini düşünüyorum. Eğer CHP soruna rapordaki gibi yaklaşırsa çözüm için önemli katkı sağlar.

CHP’DE KÜRT RAPORU SIKINTISI! BAYKAL RAPORU SAHİPLENMEDİ, HAZIRLAYANLAR UYARILDI!
________________________________________________
///////////////////////////////////////////////////////////////////


İşte CHP'nin Kürt raporu
Başörtüsü karşıtı çizgisi yerini seçim için çarşaf açılımına bıraktı. Militarist ve ulusalcı çizgisi de yine seçimin hatrına yerini özgürlükçü ve demokratik açılıma bırakıyor...

Yaklaşan yerel seçimler öncesinde muhafazakar oylar için açılımda bulunan CHP, şimdi de Kürt sorunu çözümü hakkında çalışma başlattı.

CHP içindeki Kürt kökenli milletvekilleri, bu çalışma doğrultusunda, 'Kısmi Af', 'Kürtçe Eğitim' ve 'Kürt Kimliğinin Tanınması' yönünde bir rapor hazırladı. CHP'nin bu rapor doğrultusunda bölgede seçmene mesaj sunacağı öğrenildi.

Gelecek yıl yapılacak yerel seçimler öncesinde, Kürt illerinde varlığı pek görülmeyen CHP, Kürt sorununu masaya yatırdı. CHP'li Kürt kökenli milletvekilleri hazırladıkları raporu Genel Merkeze sundu.

Geçtiğimiz günlerde sunulan raporda, Kürt sorununu ancak CHP'nin çözebileceği vurgulanırken, 'Kısmi Af' ve 'Kürt Kimliğinin Tanınması' yönünde adımlar atılması için partinin tüzük ve programının buna göre düzenlenmesi isteniyor.

Hazırlanan raporda, Kürt illerine yönelik kalkınma modelleri, iç barışın sağlanması gibi maddelerin CHP'nin hedefleri arasında olması isteniyor.

Sunulan raporda, CHP'nin 1989'da hazırladığı ama hayata geçiremediği 'Kürt Raporu'nda hayata geçirilemeyen görüş ve önerilerin hayat bulması isteniyor.

KÜRT SORUNU TERÖR SORUNU DEĞIL

Hazırlanan raporda, Kürt sorununun ?terör? sorunu olmayıp, halkların engtegre olamama sorunu olduğu belirtilerek, yaşanan olumsuzlukların ardından bazı topluluk ve örgütlerin bilinçli davranışları sonrasında Kürt sorununun ?terör sorunu? gibi algılanmasına yol açtığı belirtildi.

PKK'ye duyulan sempatinin, gerçeklerin çarpıtılması ve entegre olamamanın verdiği içgüdüsel tepkilerden kaynaklandığı öne sürülen raporda, 'Kürt halkının meşru taleplerini istismar edenlerin itibarları ve güçlerinin ellerinden alınması gerektiği, Kürtlerin eskiden olduğu gibi yeniden CHP'ye yöneleceği ve Cumhuriyet ilkeleri ışığında entegrasyona uyum sağlayacakları' kaydedildi.

TÜRKİYELİLİK VE TÜRKİYE VATANDAŞLIĞI

Raporda, ?Türkiyelilik? ve ?Türkiye vatandaşlığına? ağırlık verilmesi ve Türkiye vatandaşlığının öne çıkarılması gerektiği belirtilerek, Kürt kimliğinin tanınacağı ve bunun yasalarla korunacağının halka anlatılması isteniyor.

Kürt kimliğinin tanınmasının yanısıra, itirafçılığa zorlanmamak kaydı ile silah bırakanlar için kısmi af düşüncesinin CHP programına alınmasının halka anlatılması, 12 yıl yapılacak zorunlu eğitim sonrasında isteyenlerin okullarda açılacak seçmeli dersler yolu ile veya özel dershaneler ve kurslar ile Kürtçe'nin özgürce öğrenilebilmesi ve öğretilmesi talep ediliyor.

KÜRT DİLİ VE EDEBİYATI FAKÜLTELERİ KURULSUN

CHP Genel Merkezi'ne sunulan Kürt raporunda ayrıca, 'eğişik kültürel etkinliklerde bulunabilmeleri, kendi kültür ve folklörlerini öğrenme ve öğretebilmeleri' için başta bölge üniversiteleri olmak üzere üniversitelerde 'Kürt Dili ve Edebiyatı' fakültelerinin açılması, Kürt kültürünün geliştirilmesi ve yaşatılması için 'Kürt Kültürünü Geliştirme ve Araştırma Enstitüleri'nin kurulması, kurulacak Kürtçe televizyonların 24 saat yayın yapması, Kürtçe dergi ve gazete çıkarılması önündeki engellerin kaldırılması talep ediliyor.

İşte CHP'nin Kürt raporu
___________________________________________________
////////////////////////////////////////////////////////////////////////


Not:İşte Chp zihniyetini deşifre eden GERÇEKLER.

Soruyorum : Ey Chp milletinin insanları, Milliyetçiliğiniz bumu??? Milliyetçilikten bunu mu anlıyorsunuz? Hazırladığınız raporlarda nerdeyse apoya paşalık verecekmişsiniz ,bu raporlar zihniyetinizin bir eseri değilmi? Neden inkar ediyorsunuz?

İkiyüzlülüğün lüzumu yok Chp milletinin insanları, azıcık dik durunki Akp ile olan aranızdaki fark belirginleşsin.

Lafa geldimi MHP nin Milliyetçiliğine laf ediyorsunuz . Önce kendi Milliyetçilik anlayışınıza bakın demiiiii amaaaa TAKKIYECİLİĞİN /(ikiyüzlülüğün) Ne Lüzumu var?

İlerki zamanlarda hazırladığınız raporu anladığınız Milliyetçiliği masaya yatırıp madde madde deşifre edeceğim hadi kalın sağlıcakla.

Takkıye Avcısı Trafoo
 
ortada kurt - Turk, dindar - laik, basortulu - basortusuz, alevi - sunni vs vs sikintisi yok gercekleri gorememe ve mantalite sikintisi vardir. Yillardir soyleniyor Kurtulus savasinda omuz omuza kahramanca savasmis kardesi kardese vuruyorlar bu ulkede diye ... peki yillardir ulkeyi karistiran ic ve dis gucler icin birseyler yapilabiliyormu bunu bence oturup dusunmek lazim... benim kisisel gorusum Turkiye Cumhuriyeti catisi altindaki butun degerlere sahip cikmak gerektigidir !!!
 
ortada kurt - Turk, dindar - laik, basortulu - basortusuz, alevi - sunni vs vs sikintisi yok gercekleri gorememe ve mantalite sikintisi vardir. Yillardir soyleniyor Kurtulus savasinda omuz omuza kahramanca savasmis kardesi kardese vuruyorlar bu ulkede diye ... peki yillardir ulkeyi karistiran ic ve dis gucler icin birseyler yapilabiliyormu bunu bence oturup dusunmek lazim...

benim kisisel gorusum Turkiye Cumhuriyeti catisi altindaki butun degerlere sahip cikmak gerektigidir !!!

Kişisel görüşünüzde Atatürk, Devrimler (özeliklede Laikliğe) , Cumhuriyetimiz, Ordumuz gibi değerlere sahip çıkmakta varmı?????
 
Kişisel görüşünüzde Atatürk, Devrimler (özeliklede Laikliğe) , Cumhuriyetimiz, Ordumuz gibi değerlere sahip çıkmakta varmı?????

Yazdigimi okuduysan eger Turkiye Cumhuriyeti catisi altindaki butun degerlere sahip cikmaktan bahsediyorum ... Bu degerlerin icinde Ataturk'e , laiklige , orduya ve seninde soyledigin gibi devrimlere sahip cikmak tabiiki her Turk'un vazifesidir.
 
Hep LAf Hep İsteniyor Yapılacak Kendi Yorumlarınızla Çamur Atmayı Ne Çok Seviyorsunuz... Bide Takiye Avcısıymış :)

İyi Ki 89 Kürt Rapor'unuda Sonra Konuş...

İşte Deniz Baykal'ın Kürt raporu
Baykal açılımı 1989'da "Kürt sorunu korkusuzca tartışılmalı" demişti.
19 Ağustos 2009 / 10:42
Tam 5 yıldır hiç kaybetmedi. Siz de hemen tıklayın KAZANÇLI ÇIKIN
iste-deniz-baykalin-kurt-raporu
İlgili Haberler
Kürt açılımının APTALI KİM
Hürriyet yazarına Kürtçe SANSÜRÜ
Bugünlerde Kürt açılımının en büyük muhalifi Deniz Baykal, 1989'da Kürt sorununun korkusuzca konuşulması gerektiğini savunuyordu. CHP ve CHP'nin yıllar önce hazırladıkları raporlarda 'Kürt sorunu'na demokratik yöntemlerle çözüm aranıyor.

ANA DİL VURGUSU
İktidarın “Kürt açılımı” girişimleri çerçevesinde SHP-CHP'nin bu konuda hazırladığı raporlar da gündeme gelirken 1989 yılında SHP'de dönemin genel sekreteri Deniz Baykal başkanlığında bir komisyon tarafından hazırlanan raporda, “Anayasadan başlayarak bütün ilgili yasal düzenlemeler demokratik hukuk ilkelerine uygun hale getirilecektir. Anadil yasağı ile ilgili her türlü yasal düzenleme yürürlükten kaldırılacak yurttaşların anadillerinde serbestçe konuşabilmeleri, yazabilmeleri, öğretebilmeleri, bu dillerde değişik kültür etkinliğinde bulunmaları güvence altına alınacaktır” deniliyor. Baykal, bu rapora yazdığı “sunuş”ta, “Resmi politikaların yok saydığı bu konunun korkusuzca tartışılması” gereği üzerinde duruyor.

RAPORA DGM SORUŞTURMA AÇMIŞTI
“Kürt açılımı” tartışmaları sürecinde SHP'de 1989 yılında Deniz Baykal başkanlığında Fuat Atalay, Hikmet Çetin, Cumhur Keskin ve Eşref Erdem tarafından hazırlanan “SHP'nin Doğu ve Güneydoğu Sorunlarına Bakış ve Çözüm Önerileri” raporu ile CHP'nin 1999 ve 2001 yıllarında yayımladığı “Doğu ve Güneydoğu” ile “Demokratikleşme, İnsan Hakları” raporları da yeniden gündeme geldi. SHP'nin raporunun ardından DGM soruşturma başlatmıştı.

SHP'nin raporunda yer alan bazı saptama ve öneriler şöyle:
* Cumhuriyeti kuranlar laikliği ve etnik çoğulculuğu temel ilke olarak benimsemişlerdir. Türkiye Cumhuriyeti bir din, mezhep, ırk ve kafatası cumhuriyeti değildir. Türkiye, etnik köken açısından çoğulcu bir yapıya sahiptir. Dolayısıyla cumhuriyetimizin temel özelliği, onun bir siyasal bilinç cumhuriyeti olmasındadır. Cumhuriyet, Kurtuluş Savaşı sürecinde bu anlayışla Anadolu'da yaşayan ve değişik etnik kökenden gelen herkesin ortak katkısı ve eşit ağırlığı ile kurulmuştur. Bu zengin mozaiğin unsurlarından birini ya da birkaçını yoksayan anlayış ve politikalar gerçeklere uymaz ve kabul edilemez.

* SHP olarak temel siyasi tercihlerimizin başında ulusal güvenlik gelmektedir. Bütün sorunların ulusal bütünlüğü koruyarak ve üniter devlet yapısı içinde çözülebileceğine inanıyoruz. SHP politikasında devlet, toplumdaki etnik farklılaşma ile mezhep farklılıkları ile ilgilenmez. Öyle bir farklılaşmada taraf tutmaz.

'DEMOKRATİK HAKLAR SORUNUYLA İÇ İÇE'
* Doğu ve Güneydoğu Anadolu sorunu da, Kürt sorunu da Türkiye'nin demokratikleşme ve demokratik haklar sorunu ile iç içedir. Nitekim sorunların yoğunlaşarak arttığı dönem, demokrasinin askıya alındığı dönemdir.

* Terörle mücadele elbette yapılacaktır. Ancak terör örgütünün silahlı mücadelesi ileri sürülerek halka yapılan baskı haklı gösterilemez. Bu, silahlı terör örgütlerinin tuzağına düşmektir.

* Demokratikleşme düzenlemesi içerisinde anayasadan başlayarak bütün ilgili yasal düzenlemeler demokratik hukuk ilkelerine uygun hale getirilecektir. Bölge valiliği uygulamasına son verilecektir. Köy koruculuğu uygulamasına son verilecektir.

* Kürt kimliğini kabul ederek kendine “Kürt kökenliyim” diyen yurttaşlara bu kişiliklerine hayatın her alanında istedikleri gibi ve özgürce belirleme hakkına sahip olmaları olanağı sağlanacaktır. Bu çerçevede anadil yasağı ile ilgili her türlü yasal düzenleme yürürlükten kaldırılacak, yurttaşların anadillerinde serbestçe konuşabilmeleri, yazabilmeleri, öğretebilmeleri, bu dillerde değişik kültür etkinliğinde bulunmaları güvence altına alınacaktır. Anadil yasağının kalkması ile anadillerin yurttaşların yaşamında özgürce kullanılması ve bu dillerde yayın yapılması olanağı sağlanmış olacaktır.

* Hiç kuşku yok ki Türkçe Türkiye Cumhuriyeti'nin resmi dili olacak ve eğitim dili olarak kullanılacaktır. Ayrıca Türkçenin tüm yurttaşlara öğretilmesi için gerekli önlemler alınacak ve uygulanacaktır.

* Toplumdaki değişik kültür ve dillerin topluma, tarihe ve kültürlere saygı anlayışı içerisinde akademik bir çalışma olarak araştırılması devlet eliyle düzenlenecek, bu amaçla araştırma birimleri, enstitüler kurulacaktır.

* Temel anlayış olarak yurttaşların suçsuzluğu esas alınacak, yurttaşların her türlü temel hak ve özgürlüklerine sonuna kadar saygı gösterilecektir. Zora dayalı istihbarat elemanı görevlendirmelerine son verilecektir.

FARKLILIKLAR YASALARLA ENGELLENEMEZ
Baykal, bu rapora yazdığı “sunuş” yazısında şu görüşleri dile getiriyordu:
“Türkiye'nin demokratikleşme sürecinin başarıya ulaşabilmesi için tabu sayılan konuların bir bir ele alınıp açıklığa kavuşturulması gerekir. Arkadaşlarımızın ortaklaşa emeğinin ürünü olan bu çalışmada, Türkiye'nin demokratik bir toplumsal yapıya kavuşabilmesi için çözmesi şart olan Kürt sorununa, ilk defa iktidara aday kitlesel bir partinin uygulama programında yazılı bir belge ile yer veriliyor. Resmi politikaların yok saydığı bu konu önyargısız bir anlayışla, korkusuzca tartışılmadığı sürece toplumsal barışı sağlayacak siyasi programların ortaya çıkarılması olanaklı değildir. Türkiye, insanların dil, etnik köken, gelenek, kültür farklılaşmasını toplumun bütünlüğü içinde ortaya koymaktan korkmamalıdır. Devletin bu farklılaşmaları yasaklar koyarak engellemesi de özendirmesi de yanlıştır. Asimilasyona, var olan bir etnik yapıyı inkâra dönük yaklaşımlarla bu sorunun çözülemeyeceği artık anlaşılmalıdır. Bu çalışmayla Kürt sorunu kapalı kapılar ardında konuşulan ve sözün belirsizliğine dayanan bulanıklığından kurtularak partimiz öncülüğünde gün ışığına çıkmış oluyor.”

FEODAL YAPI HEMEN ORTADAN KALDIRILMALI
CHP'nin 1999 ve 2001 yılında bugün de genel sekreter yardımcılığı görevini yürüten Algan Hacaloğlu başkanlığındaki komisyonlar tarafından hazırlanan raporlarında yer alan bazı değerlendirme ve öneriler de şöyle:

• 75 yıllık Cumhuriyetimiz feodal yapıyı aşamamıştır. Bölgede toprak dağılımında dengesizlik feodal yapıyı güçlendiriyor eşitsizlikleri artırıyor.

• Güneydoğu Anadolu'da demokrasi yok düzeydedir. Polis devleti görüntüleri bölgede güven boşluğu yaratmaktadır.

• Anadil(ler), kültür alanının olgusudur. Resmi dil ise kamu alanının ve siyasal birliğin aracıdır. Anadil ile resmi dilin aynı olması her zaman mümkün değildir. Türkiye'nin resmi dili, anayasal dili, ortak dilimiz Türkçedir. Ancak ülkemizde anadili Türkçeden farklı olan milyonlarca yurttaşımız bulunmakta olup, bunlar arasında Kürtçe, Zazaca önemli yer tutmaktadır.

• Teröre ödün verilemez silahla sorunlar çözümlenemez ülkenin bölünmez bütünlüğü tartışma konusu yapılamaz. Etnik duyarlılıklara demokratik çözüm, çokkültürlü toplumların, çoğulcu demokrasinin vazgeçilemez koşuludur. Feodal yapı aşılmadan, eşitsizlikler giderilmeden, sosyal devlet yapılanması kökleştirilmeden sorunlara kalıcı çözüm sağlanamaz.

• Terör iç ve dış bölgesel boyutları olan bir sorundur. Kürt sorunu ise ülkemizin çokkültürlü toplum olmasından kaynaklanan bir “ülke içi demokrasi” sorunudur. Çoğulcu demokrasi içinde, etnik duyarlılıklara demokratik çözüm anlayışıyla aşılması gereken bir temel sorundur.

• Bölgede olağan hukuka geçilmelidir: Hukuk ve adalet reformları gerçekleştirilmelidir. DGM'ler kaldırılmalıdır. Milli Güvenlik Kurulu'nun anayasal bir kurum olma özelliğine ve sivil otorite üzerindeki demokrasi ile bağdaşmayan üstün konumuna son verilmelidir. Köy koruculuğu tasfiye edilmelidir.

• Tüm siyasi görüşler özgürce örgütlenebilmelidir. Düşünce suç olamaz. Teröre doğrudan bulaşmamış olanlara genel af çıkmalıdır. Terörle Mücadele Yasası, Türk Ceza Yasası'nın 312. maddesi ve diğer yasalar çerçevesinde, düşünceyi ifade, toplantı ve gösteri yürüyüşü ve yataklık yapma kapsamında olup, doğrudan doğruya teröre karışmamış eylemler veya düşünceleri nedenleri ile tutuklu ve hükümlü konumda olanlar için, kısmi genel af çıkarılarak ülkede hoşgörü ve iç barış ortamına geçişin zemini yaratılmalıdır

• Kürt kökenli yurttaşlarımız da dil, kültür, folklor ve kimliklerini koruma, geliştirme ve açıklayabilme kendi anadillerinde yazılı basın, radyo ve televizyon dahil her türlü medya aracılığı ile yayın yapabilme özel okullarda kendi anadilleri ile eğitim yapabilme Kürt dil ve kültürü üzerinde araştırma yapacak enstitüler ve benzeri kurumların kurulabilmesi haklarına kavuşmalıdırlar.

DEMOKRASİ DIŞI YÖNTEMLERE İTİBAR EDİLMEMELİ
• MİT sivilleştirilmeli illegal yapılar tasfiye edilmelidir. Kontrgerilla yapılanmasından günümüze kalan tüm yapılanmalar ve JİTEM gibi illegal istihbarat birimleri dağıtılmalıdır. Tüm güvenlik güçleri haber almada ihbarcılık, özel hayatı gözleme, izleme ve gizlice dinleme gibi ilkel ve demokratik olmayan yöntemlere itibar etmemeli ulusal güvenlik ve çetelerin çökertilmesi amaçları dışında bu uygulamalar toplumsal gündemimizden çıkarılmalıdır.

CHP'nin 2008 yılı Aralık ayında gerçekleştirilen program ve tüzük kurultayında kabul edilen “Çağdaş Türkiye için Değişim” başlıklı yeni programında da bu konuda şu görüşlere yer veriliyor:

“Etnik farklılıklar ülkemizin zenginliğidir. CHP, Lozan Antlaşması ile azınlık olarak nitelenmiş olan yurttaşlarımızın kendilerine tanınmış olan dini ve kültürel azınlık haklarından eksiksiz olarak yararlanmalarını amaçlar. Yeni azınlıklar yaratılmasına karşıdır. CHP, daha 1989 yılında Kürt kökenli yurttaşlarımızın karşılaştıkları sorunları açık yüreklilikle ortaya koymuş etnik köken farklılıklarına, kültürel çoğulculuğa, bireysel kültürel haklara olan saygımız, demokratik değerlere, eşitliğe ve hoşgörüye olan bağlılığımız çerçevesinde toplumumuza, üniter devlet ve ulus devlet temeli dikkate alınarak kısıtlamaların kaldırılması ve çağdaş, kalıcı çözümler bulunması için politikalarını sunmuştur.

CHP, devletin etnik farklılıklar üzerine politikalar oluşturmasını benimsemez. Devletin görevi bütün etnik kimlikleri, din ve mezhep farklılıklarının üzerine çıkarak insanı odak yapan yaklaşımları ortaya koymak, ortak değerleri bulup çıkarmaktır. Ancak etnik kimliğini bireysel olarak vurgulamak isteyenleri saygıyla karşılar ve etnik kimliği insanların şerefi sayar. Asimilasyon değil, entegrasyon öngörüyoruz. Her etnik kökenden yurttaşımızın kendi özgür irade ve talepleri çerçevesinde kendi anadilini özgürce kullanabilmelerine, özel dershaneler veya kurslar gibi kurumlar kurarak anadillerini özgürce öğrenebilmeleri ve öğretebilmelerine kendi anadillerinde gazete, dergi, kitap yayımlamaları ve diğer her türlü yazılı ve sözlü yayında bulunabilmelerine, müzik ve sanatın diğer dallarında faaliyette bulunabilmelerine Türkiye sınırları içinde yayın yapan radyo ve televizyon kurum veya kuruluşları üzerinden RTÜK'ün genel kuralları çerçevesinde kendi anadillerinde yayın yapabilmelerine değişik kültürel etkinliklerde bulunabilmelerine, kendi folklorlarını yaşatabilmeleri ve geliştirebilmelerine, tüm bu ve benzeri bireysel kültürel haklara özgürce ve dilediğince ulaşabilmelerine olanak tanımayı çağdaş demokrasi anlayışının gereği sayar.”

İşte Deniz Baykal'ın Kürt raporu - EnSonHaber.com

Sıralayabilir misin böyle bana tek tek takiye avcısı ???

hayır hep yapacaz edecez... baykal'ı bende sevmem ama partime gelcek lafları geri ağzına sokarım.. :goz:

AKP'nin Yapmak İStediğini 89'da Biz Çalıştık Ama Senin Gibi Kendini Milliyetçi Sananlar Sivas'tan Öteye Adım Atmamışlar Engelledi Hala'da Engelleniyor...

İşte Ahmet Kaya'ya Çatal Atan Zihniyet'e Bu Lafı Bu Yüzden Söyledi...

Kürtlerin Bir Derdi Yok... Şu An Türkleri Kürtler'e Değil Kürtleri Türklere Düşman Ediyorlar... İşte AKP'ninde Çakma Milliyetçilerinde Amacı Bu...
 
Yazdigimi okuduysan eger Turkiye Cumhuriyeti catisi altindaki butun degerlere sahip cikmaktan bahsediyorum ... Bu degerlerin icinde Ataturk'e , laiklige , orduya ve seninde soyledigin gibi devrimlere sahip cikmak tabiiki her Turk'un vazifesidir.

Malum, içimizdeki Türkiyelilerde bu tip söylemler yapıyor o nedenle biraz açmanızı istedim açılımınızı görmek istedim...

Cumhuriyetimizin Çatısı altında barınıpta kahpeliği (yediği tası pislemeyi) cihat sanan mankurtlar var....
 
Geri
Üst