CERN Nedir? Ne değildir.

W.PiTToN

W.C.ConsuAllen
Katılım
2 Kas 2006
Mesajlar
19,043
Reaction score
0
Puanları
0
cern-deneyi-lhc.jpg




CERN İsviçrede bulunan ve Dünyanın en büyük parçacık fiziği araştırma laboratuarıdır.Açılımı ise “Avrupa Nükleer Araştırma Merkezi” dir. Haber bültenlerinde veya haber sitelerinde sıklıkla değinilen bir konu da Cern deneyidir. CERN i bu kadar popüler yapan ise insanlığın bugüne kadar yapmış olduğu en büyük ve en kapsamlı fizik deneyidir. Peki bu CERN deneyi nedir ve CERN’de neler oluyor?

Deneyin amacının bundan yaklaşık 14 milyar yıl kadar önce dünyanın oluştuğu patlama olarak kabul edilen “big bang” teorisini laboratuar ortamında, Büyük hadron çarpıştırıcısı (lhc) ile küçük parçacıklarda gerçekleştirmek ve dünyamızın nasıl oluştuğu, bir maddenin aslında ne olduğu ve nasıl meydana geldiğini gözlemleyebilmektir. Fakat burda büyük bir patlama oluşturulmayacak aksine ışık hızına yakın protonların çarpıştırılması sonucu küçük bir enerji oluşturulacaktır. Bu küçük enerjinin akabindeki nano ve mikrosaniyelerdeki gözlemler kaydedilecek ve büyük patlamadan sonra yaşanmış olanlar anlaşılmaya çalışılacaktır. Deneyin bilimsel olarak amacı bu şekildedir. Büyük hadron çarpıştırıcısı (lhc) çalışmaya ve çarpışmaları gerçekleştirmeye geçtiğimiz hafta başlamıştır. Ancak şuan 450 milyar Ev (elektron volt) enerjisinde çarpışma gerçekleşmekte ve küçük bulgular hedeflenmektedir. Çarpışmalarda zamanla 7000 milyar Ev enerjisine kadar çıkılcak ve bu enerji düzeyinde bilinmeyeni keşfetmek, maddenin ve anti maddenin birbirini yok etmediği bir nano saniye aralığını gözlemlemek mümkün olabilecektir. Bilim adamlarına göre de önümüzdeki cern deneyi lhc CERN Deneyi ve 2012 ilişkisi2 yıl içerisinde 7000 milyar ev lik enerjide çarpışmalar gerçekleştirilecektir. Peki Kara delik oluşup dünyayı yutacak mı? Yine bilim adamlarına göre bu kadar yüksek enerjilere çıkıldığında kara delik oluşması muhtemel, fakat bu dünyayı yutacak cinsten değilde mini kara delik denilebilecek ve kendini yok eden enerjiler olacak.




CERN deneyinin bilimsel açıklamasını bu şekilde yaptıktan sonra birde sosyal olarak ele alalım. Aslında Cern deneyi “Nereden geldik, Nereye gidiyoruz” sorusuna cevap aramaktadır. Bir nevi insanın inandığı ve kulluk ettiği yaratıcı gücü bilimsel olarak keşfetme deneyidir Cern deneyi. 3 Boyutta yaşadığımız dünyaya, Albert Einstein 4. bir boyut var o da “zaman” demiştir. Biz 4. Boyut Zaman teoride biliyoruz. Şuan 3 boyutu yaşayabiliyoruz ve algılayabiliyoruz. Fakat bilim adamları biliyorlar ki dünya yaşanan 3 boyuttan ve teorik olarak 4 boyuttan ibaret değil. Bunu bilmek için bilim adamıda olmak gerekmiyor. Biraz düşündüğümüzde dünya üzerinde yaşayan ve Yüce yaradana kulluk eden sadece biz insanlar olmadığımızı bilyoruz. Gözle göremediğimiz bu canlılar yüksek enerji formlarında ve bizden daha yüksek boyutlarda. İşte Bunun için CERN de bu deneyler yapılıyor. Farklı boyutları, yüksek enerjideki Cern kara delik CERN Deneyi ve 2012 ilişkisiyaşam formlarını anlamak ve algılayabilmek için. Ve yine birkaç yıl sonra bütün fizik kurallarının alt üst olabileceğini, yeni boyutların keşfedilmesinden sonra fizik kitaplarının yeniden yazılması gerekeceğini söylüyor bilim adamları.

Tüm bu beklentilerin olumlu olması ve CERN’de bilinmeyen farklı boyutların keşfedildiğini, artık yüksek enerjili yaşam formlarını kullanılabileceğimizi, gözlemleyebileceğimizi, bu enerji boyutlarında yaşayabileceğimizi düşünelim…Yine bu düşünceler biraz zor gibi geliyor ancak yabancı da gelmiyor değil mi? Maya takvimi de 2012 yılı için insanlığın uyanışı, farkındalık, bilinçlenme demiyor mu, insanlık foton çağına girecek yükselecek, bilinçlenecek çakraları açılacak denmiyor mu? Kim bilir 2012 öncesi CERN tüm bunların bilimsel açıklamasıdır belki, her ne kadar oradaki bilim adamlarının da şuan bundan haberi olmasada.
 

Ekli dosyalar

  • cern-deneyi-lhc.jpg
    cern-deneyi-lhc.jpg
    22.5 KB · Görüntüleme: 344
CERN deneyi nedir? Tanrı Parçacığı.


CERN (Avrupa Nükleer Araştırma Konseyi) deneyinde aranan aslında “Higgs Parçacığı” (Higgs bozonu). 1964 yılında Peter Higgs ve arkadaşlarının geliştirdiği kurama göre, evrenin ilk oluşumu sonrasında (büyük patlama) ortaya çıkan tüm parçacıklar kütlesiz idi. Kütlesiz parçacıklar evrende yüzerken Higgs alanı içinde idi. Bu alan içinde Higgs bozonu sayesinde bir kütleye sahip olurlar. Bozulumun ağır yada hızlı oluşumu ile madde çeşitliliği oluştu. Higgs alanı parçacık olmasa da, Higgs bozonu W ve Z bozonu gibi bir parçacıktır. İşte aranan tüm kütlesiz parçacıklara hayat veren ve onları maddeye çeviren sihirli aracı bozon bulunursa ne olur bir düşünün.
Bir zamanlar “Dzyan Kitabı” diye küçük bir kitapçık okumuştuk. Bu kitabın başında “Fohat” diye bahsedilen bir ruh, tüm evrende dolaşmış ve kütlesiz nesnelerin içinden geçerek onlara ruh verdiği yazılı idi. Fohat, kitapçığa göre Tanrı' nın ruhu idi. CERN deneyinde bahsedilen ve içinden geçtiği kütlesiz parçacıkları maddeye çevrilen “Higgs bozonu” ise, bugün buna “Tanrı Parçacığı” deniyor.
CERN deneyi, 9 gün düzgün çalıştıktan sonra bilinmeyen nedenden dolayı elektromanyetik mıklatıslar eridi ve devre dışı kaldı. Onarımı bir yıl sürdü ve cihaz tekrar “Higgs bozonu” elde etmek için çalışmaya başladı.
Higgs alanını deneylerde göremeyiz, ama Higgs bozonu diğer parçacıklar ile etkileştiği için CERN deneyinde görüleceği varsayılıyor.





Deneylerde kullanılan foton kütlesiz ama W ve Z bozonları ağır kütleli. Oluşum için birden fazla Higgs bozonuna gerek var. Bunun içinde. Çok kısa bir süre içinde çok sayıda çarpışmaya ve çok sayıda Higgs bozonu üretmeye gerek var. Kuramsal olarak elektron ve pozitronun yok olmasıyla Higgs ve Z bozonlarının oluşması gerekir. CERN deneyinde 450 GeV hızına kadar çıkılmasına rağmen Higgs bozonu elde edilemedi. Halbuki teorik olarak 160-180 GeV hızda bulunacağı hararetle ileri sürülüyordu. Olmadı.
Şimdi hedef çok büyüdü. 7 TeV hıza ulaşılabileceği ve bu arada mutlaka bulunacağı söyleniyor. Dahada kötümserler 14 TeV kadar deneyin devam edeceği, bu arada bulunacağını söylüyor.
Kütlesiz bir şeyden madde yaratmak, yani Tanrı gibi yoktan var etmek. Bu bir teori... Üstelik tamamen bilimsel. BİLİM, YOKTAN VAR ETMENİN PEŞİNDE.





(yukarıdaki resimde 2010 yılında 200 GeV hızda Higss bozonuna ulaşılacağı varsayılıyordu. Ama deney tamir ile hem 1 yıl gecikti, hemde 200 GeV de parçacık görülmedi. Şimdi hedef 7000 GeV oldu. Bu seviyeye ise 2012 yılında ulaşılacağı umuluyor. )

7 TeV hıza 2012 yılı sonlarında ulaşılabilecek. Burada birazda uyanıklık var gibi. 2012 yılı sonlarında FOTON kuşağı saldırısı ile kütlesiz fatonların daha fazla olduğu bir dışsal çevrede belkide deneyin başarıya ulaşılacağı ümidi. Kıyamet kıyamettir, insan eli ile yaratılmış olsa da.
İşin birazda bilimsel ve dinsel boyutuna bakalım.
Bilimsel olanı şu: E=MC2 Yani, madde ışık hızına ulaştığında ışığa (fotona) dönüşür.
Her eşitliğin iki yanıda birbirini sağlar.

Madde ışık oluyorsa, ışığında madde olması gerekir. (Tabiki arada Higgs bozonu gibi yapıştırıcı bir aracı parçacık gerekir)

Ama formüldeki E (Enerji) miktarı ne kadar arttırırsak madde ışığa dönüşür? Artma oranı nedir?

Artma oranı; 1/sqrt(1-v2/c2) formülü ile hesaplanır. İşte bu formül de açıkça bize şöyle demektedir: Bir cismin hızını artırmak için vereceğiniz enerji ışık hızına yaklaştıkça parabolik olarak büyür ve ışık hızında sonsuz olur! (Formüle v yani cismin hızı yerine c koyun! Kök içi oldu 0 ! Eh sıfırın kökü de sıfır olduğuna ve sayı bölü sıfır da sonsuz olduğuna göre, enerji de sonsuz olur!…)

Deneyde ışık hızının % 99,999 kadar hızla parçacıklar çarpıştırılacak, ama ışık hızında değil. Peki ışık hızına çıkmak için ne kadar enerji gerekir; Cevap: Sonsuz...

O yüzden deneylerde ışık hızının yüzde yüzüne ulaşılacak denilmiyor.

Böyle bir hız ve enerji imkansız olduğu için 14 TeV değil, Triyon TeV yapsanız dahi madde elde edemezsiniz!
Buna ancak Tanrı' nın gücü yeter.
Mısırda insanlar Güneşe tapardı, diğer pagan dinlerde aynı. Ama anladığımız anlamda onlar güneşe değil, ışığa yani içindeki Tanrı' nın gücüne taptılar. (1)
Sizin “Higgs bozonu” dediğiniz şeye.
Işık foton veya elektromanyetik alan olarak tarif edilir. Madde özelliliği olmayan madde.
Yoktan var etmek.
İstenilen maddeyi tılsımlı Higgs bozonu parçacığı kullanarak elde etmek.
Tanrı rolü oynamak.

Buna kimsenin gücü yetmez.

Sonsuz enerji gerekli, hemde bilimsel olarak,

Hiçbir zaman gerçekleşmeyecek hayalin deneyini yapmak.

Bize göre; bunu bilmek için deneye gerek yok.

Şimdi sorumuz şu; 8 milyar dolar kimin cebinde?

Not: (16/12/2010) Şimdilerde söylenene göre; CERN deneyinin maliyeti 10 Milyar Doları aşmış durumda, halbuki 2000 yılındaki tahmini bütçe 1.6 Milyar Dolar idi. Gerçek karadeliğin etkisi bu projeye para veren devletlerin cebinde oluşmuş sanki. Birde bu kompleksin küçüğünü Ankara' ya kurmak isteyenler var. Bizim neyimiz eksik, kuralım tabi ki, parada hazır, "işsizlik fonunda" biriken 50 Milyar TL nin, 6-7 Milyarını verelim, nasıl olsa bu para işsizlere dağıtılmıyor.

Kaynak: Nisan-2010 Bilim Teknik Dergisi



(1) "Sen ufukta netafetle yükselirsin ey hayatın kaynağı olan Aton! Yeryüzünü güzellikle doldurursun! Işıkların yerleri ve yarattığın herşeyi kaplar ve herşey senin aşkının bağları ile bağlanır. Işıkların her yeri besler; her göz kendi üstünde seni görür; ey arzın üstündeki günün Aton'u! Ey senki TEK İLÂHSIN ve hiç bir benzerin yoktur. Sen arzı istediğin gibi yarattın!." (İkhanaton' nun bir duasından) O; güneşten akıp gelen ve bütün hayatın kaynağı olan nura ve hararete tapınır. Mısır Tarihi-Prof. Dr. Y. Z. Özer

Dizyan Kitabı :" O zaman, Svâbhâvat (boş ve zamansız uzay), atomları sertleştirmek üzere Fohat'ı gönderir."
 
CERN deneyi, karadelik dünyanın sonu mu?





İsviçre' de, 8 milyar dolar harcanarak yapılan dünyanın en büyük deneyi CERN (Büyük Hadron Çarpıştırıcısı) başlıyor. Temmuz 2008 ayı içinde başlaması düşünülen deneyde; protonlar ışık hızının % 99.99 a yakın hızda birbiri ile çarpıştırılarak, big bang (büyük patlama) teorisinde, saniyenin milyarda biri kadar zamanda oluşmuş olaylar canlandırılacak. Bu deneyle neden parçacıkların bir kütleye sahip oldukları veya uzayda gizli boyutların olup-olmadıkları araştırılacak. Ancak deney sırasında çıkacak olan strangelet (kuark yıldızı) denen parçacıkların; garip kuark hipotezine göre (strange mater hypothesis) kararlı seviyeye geçecekleri, yok olmayacağı ve gezegenimizde büyüyen bir karadelik oluşturabileceği, sonuçta tüm dünyayı yutabileceği ileri sürülüyor. Deneyi yapan fizikçiler ise, karadeliğin oluşabileceği gerçeğini inkar etmiyorlar, ama bu karadeliğin çok kısa ömürlü olacağı, kuarkların; protonların pozitif enerjisi ile yok olacağını iddia ediyorlar.



Garip kuark denen maddeler, diğer yukarı ve aşağı kuarklardan daha ağır olması nedeni ile kararsızlar, oluşturacakları sonuçlar şimdiden kestirilemiyor. Özetle, tam bir serseri mayınlar. Korkulan şu ki; garip kuarklar, diğer kararlı kuarklar ile birleşir ve sayıları beklenenden fazla olursa, kritik noktayı geçebilirler. Ya da deney büyük patlamanın ilk anını canlandıracağı için, bu patlama anında strangelet parçacıkları, nötron ve protonlar aynı anda oluşmuşsa ki (bunu henüz bilmiyoruz), bu durumda meydana gelen kararlı nörton ve proton kadar, aynı miktarda garip kuarklarda çıkabilir ve garip kuarklar, diğer maddeleri kendine benzeterek katalize eder. Buda bir garip madde topağı yada anlaşılabilir şekilde söylersek; karadelik oluşması demektir. Daha önce ABD de bu tür bir deneyin yapılmasını örnek gösterip, daha önce benzerini yaptık, orada olmadı! diyenler olsada, aksini söyleyenler şunu söylemektedir; ABD de yapılan küçük ve uzak benzer deneyde kurşun atomları kullanılmıştı. Fakat CERN de altın atomları kullanılacak, yani kurşundan daha fazla garip kuark çıkması beklenmektedir. İki deneyi, birbiri ile kıyaslamak mümkün değil.


Yukarıda açıkladığımız gibi, teorikte olsa karadelik oluşma ihtimali vardır. "Hayır, oluşmayacak" diyenlerinde varsayımları bir teoridir. Daha önce hiçbir zaman büyük patlama öncesini temsil edecek deney yapılmamıştır. Dünyamız yok olmaz ise, deneyi yapan fizikçiler iddiayı kazanacaklardır.

Einstein, evrenin oluşumundaki kararsızlığı gördüğünde “Tanrı, evrenle barbut oynamaz.” deyip, temelde evrende mutlak düzeni savunmuştu.

2einstein_zar.jpg
Ama burada barbut oynayanlar fizikçiler. Daha da korkuncu bu deneyin binlerce kez tekrarlanacak olması. Düzensiz kuarkların, kararlı karadelik oluşturma ihtimali böylece dahada zorlanacaktır. (kıyamete zorlandığımız olgusu bir gerçek mi?)


Bu tehlikeye dikkat çeken bir İspanyol, bir Hawai vatandaşı, iki bilimadamı; Hawaideki ABD Mahkemesine 21 Mart 2008 de başvurarak, deneyin ertelenmesini ve hükümetin yaptığı desteğin geri çekilmesini isteyerek dava açtılar. ABD desteği olmadan projenin yürümesi mümkün değil. Bireysel çıkışlar ile deneyi durdurmak çok zor.


Bu deneyi ardında yatan gerçek ne olabilir? Bir arkadaşımın dikkat çektiği gibi; büyük patlama anında oluşan olaylardan yola çıkarak, yüksek enerjili bir kuark plazması oluşturmak, “yeni ucuz enerji kaynağı” mı bulunmak istenmektedir? Bence de, temelde tehlikeli ve pahalı projenin gerçek amacı başka olamaz.


Daha başka garip iddialar var; projenin kuruluş alanı eski tarihi kalelerin altından geçtiği ve bu alanın simyanın geliştiği bölge olmasından yola çıkanlarda var. Simyada, amaç altın elde etmektir. Deneyde altın atomlarının kullanılması ile ucuz altın elde etmek mi isteniyor? Yada Simya bilimde gizli temel unsur; "yeni zaman mekan arayışı" olduğuna göre, deneyde ortaya çıkan zaman mekan bükülmesi (Rus bilimadamları bu iddialarda bulunuyor) ile, simyanın son noktası mı araştırılıyor?


Birileri geleceğimize iddiaya giriyor ve barbut oynanıyor. Bir sabah yatağımızdan kalktığımızda yeni bir zaman ve mekanda kendimizi bulacağız. Veya hiç kalkamayacağız. Yada hiçbir şey olmayacak ve 8 milyar dolar boşa gidecek.


Beklemekten başka çaremiz yok!

not: Bugün gelinen noktada; "Vallahi elektrikler kesildi, çalışmadık hocam..." mazereti sunulmakta. İlk anda çalıştığında ise "bak bi şey olmadı" diyenlere de, "siz arabayı 5. viteste mi kaldırıyorsunuz?" demek lazım...Deneyin başlamasından sonra yani 4-5 ay sonra tam rantabıl hale gelmesi planlanıyordu! Ama bu arada bazı gizli güçler araya girdi ve şalteri indirdi. Ne zaman açılır? Bilinmez. Şalteri açtıklarında bilinsinki iki ihtimal var.:Ya dünya ABD tarafından bulunmuş "yeni bir enerji kaynağı" ile tanışacak (hazır ABD tarafından kontrol altına alınamayan küresel sermaye, morgıç falan ayağı ile sırtı mindere yapışmış iken), yada altın artık sudan ucuz olacak ve işte ABD o zaman rahatça yeşil kağıt para basamaya devam edecek.

CERN-Accelerators.gif




Kaynak : Bilim ve Teknik, Mart ve Mayıs 2008 sayısındaki bilgilerden yararlanılarak yazılmıştır.




not: deneyin yapılmayacağı ve engelleneceğini yazmıştık. ne yazdıysak gerçekleşti. deney yapılmıyor. şimdi de aralık-2009 a ertelenmiş. dahada ertelenecek gibi gözüküyor. bu fiyaskoya yeni bir komplo teorisi bulmuşlar. gelecekten gelenler engelliyor. bu biraz bilimkurgu filmine benziyor. cern deneyi yapıldığında zaten karadelik dünyayı yok edeceği için gelecekte olmayacaktır. bu nedenle gelecekten gelenler demek komik. ama kimbilir belki başka gezegenlerden gelenler engellemiş olamaz mı? (19/10/2009) Şimdi tüm gazeteler çarpışmalar başladı, evrenin ilk hali gözleniyor deniyor. Tamamen palavra. Şu anda Avrupa Nükleer Araştırma Konseyi (CERN) deneyinde protonların çarpışma sonrası çıkardıkları enerji 450 milyar elektron volt. Hedeflenen 7000 milyar elektron volt.... Yani yavaş yavaş hedeflere ulaşılmak isteniyor. Hedef evrenin ilk oluşumundaki olayın canlandırılması. Bu 7.000 milyar elektron volt enerjiye ne zaman ulaşılacakmış? 2012 sonunda yani korkulan günde.... Bunun için protonların 2 yıl x 365 gün x24 saat x 60x 60 x 40 milyon defa çarpışması gerekiyor… Site yönetimi olarak, bu deneyi gereksiz buluyor ve fazla merak başa iş açar düşüncesindeyiz. (30/03/2010)
(16/12/2010) Son çıkan haberlere göre; CERN deneyinde altın atomu kullanılmasından vazgeçilmiş ve kurşun atomu kullanılmaya başlanmış. Bu tercih deneyde yeni bir ilerleme olarak sunuluyormuş. Buna ancak gülünür. Bu durum ilerleme değil, bir yenilginin kabulüdür. Zira kurşun atomu ABD tarafından daha önce defalarca kullanılmış, bir sonuç elde edilememişti.
 
Cern Deneyi Tanrı Parçacığı Nedir



Bilim dünyasını uzun zamandır meşgul eden Cern deneyinde sona geliniyor. Son zamanlarda oldukça sık haberlere konu olan deneyde evrenin var olma süreci ile ilgili deneyler devam ediyor. Deneylerde temel olarak evrenin büyük patlama sonucu oluştuğu tezi kabul edilerek maddenin ne zaman ve nasıl kütleye sahip olduğu araştırılıyor. Son zamanlarda sık sık duyduğumuz tanrı parçacığı, Higgs bozonu gibi terimler işte bu teorinin parçaları. Cern’de neler oluyor? Cern deneyi nedir? Tanrı parçacığı nedir? Higgs Bozonu nedir? Tüm bu soruların cevabı Cern’den yapılacak deney ve açıklanacak sonuçlar ile belli olacak.
Bilim dünyasının gözü ve kulağı CERN laboratuarının yapacağı açıklamaya kilitlenmiş durumda. Cern deneyi yetkilileri büyük patlamanın bir modelini hadron çarpıştırıcısı ile modelledir. Deneyin sonuçları açıklanacak. Bilim dünyası merak içinde bekliyor. Sonuçlar ne olacak hep birlikte göreceğiz. Kurulması sırasında ve deneylerin başlaması esnasında yaşanan aksaklıklar ve komplo teorileri ile gündeme gelen Cern deneyi ve büyük hadron çarpıştırıcısı ile yapılan deneylerin sonucu sonunda belli oluyor. Deney bazı kesimler tarafından evrende kara delikler açacağı ve dünyayı yok edeceği gibi teorilerin üretilmesine de neden olmuştu.
Tanrı Parçacığı ve Higgs Bozonu Nedir?

İsviçre’nin Cern kasabasında bulunan Cern deneyi merkezinde tanrı parçacığı ile ilgili deneylerin sonucu açıklanıyor. Tanrı parçacığı ya da Higgs bozonu olarak bilinen kavramın varlığı bu deneyle ispatlanacak. Higgs bozonu veya tanrı parçacığı kütlesi atomdan büyük bir madde altı bileşimi esas alıyor. Fizikçi Higgs tarafından ortaya atılan teoriye göre büyük patlama sırasında Higss Bozonu veya tanrı parçacığı denen kütleler enerciyi ve atomları emerek kütlesel bir alan oluşmasına ve atomların bir arada kalarak maddeyi oluşturmasına sebep oldu. Ancak Higgs bozonu saniyenin milyonda biri kadar bir süre varlığını koruyarak daha sonra bozonuyor teoriye göre. Deneyde tanrı paracığı nedir, Higgs bozonu nedir sorularının cevabı aranıyor. Ancak Higgs bozonunun direk olarak görülmesi veya tespiti mümkün değil. Çok kısa bir zaman diliminde var olan bozonun yok olduktan sonra çevrede bıraktığı izlerden varlığı tespit edilmeye çalışıyor.
Cern-Deneyi-Tanri-Parcacigi-Nedir.jpg

Avrupa Nükleer Araştırma Merkezi CERN’deki Büyük Hadron Çarpıştırıcısı adlı dev araştırma merkezinde yapılan deneyler sonunda fiziğin en derin sırlarından biri olan tanrı parçacığı ya da diğer adı ile Higgs bozonunun aydınlatılması yönünde, önemli bir mesafe kat edildiğini açıklaması bekleniyor. Cern deneyi sonunda bilim insanlarının elde edilen veriler ışığında Higgs bozonu ya da tanrı parçacığının var olduğunu ispatladıklarını açıklaması mümkün. Higgs bozonu modern fizik için elektronları ve kuramsal zerrecikleri anlamada kilit öneme sahip. Tanrı parçacığı veya Higgs bozonunun varlığının kanıtlanması ve aydınlatılması ile evrendeki her şeyin kütlesinin nasıl oluştuğunu anlama yolunda önemli bir adım atılmış olacak ve teori kanıtlanmış olacak.
Milyonlarca dolar harcanarak oluşturulan Cern Deneyi merkezi ve büyük hadron çarpıştırıcının amacı Higgs bozonu ya da tanrı parçacığının varlığını kanıtlamak ve hakkında somut bilgiler elde etmekti.
Yapılan deney sonunda ilk kez Higgs bozonu ya da popüler adıyla tanrı parçacığını arayan iki büyük deney grubunun başındaki bilim insanları konu ile ilgili açıklama yapacaklar. Daha önce bu çeşit bilgi aktarımları en tepe yöneticiler tarafından yapılıyordu. CERN uzmanları ilk defa gazetecilerin sorularına da cevap verecek.
 
cern2.jpg


CERN - Avrupa Nükleer Araştırma Merkezi

Vikipedi, özgür ansiklopedi

Parçacık hızlandırıcının yeraltı tüneli

CERN Nükleer Araştırmalar için Avrupa Konseyi anlamına gelen Fransızca Conseil Européen pour la Recherche Nucléaire sözcüklerinin kısaltmasıdır. Bu kurum, İsviçre ve Fransa sınırında yer alan dünyanın en büyük parçacık fiziği laboratuvarıdır. 1954 yılında 12 ülkenin katılımıyla kurulmuş olan CERN'in günümüzde 20 asil üyesine ilaveten Türkiye'nin de aralarında bulunduğu 50 "gözlemci" üyesi vardır.
CERN'de yüzlerce bina, 3000 kişilik destek personeli ve nöbetleşe kısa süreler için çalışan 2500 kadar fizikçi vardır. Bunlardan 100 kadarı teorik fizikçilerdir. Diğerleri ise, teorisyenlerin fikirlerinin tecrübe edildiği deney düzeneklerinin (mekanizmalarının) projelerini hazırlayan, yapımını sağlayan ve deneyleri yürüten tatbikatçılardır.
CERN'de en önemli yeri, yeraltındaki parçacık hızlandırıcılarının, yani akseleratörlerin olduğu bölgedir. Tarım arazisinin altında kilometrelerce uzanan dev makinalarda atom parçacıkları ya birbirleriyle, yahut atom çekirdeği ile korkunç hızlarda çarpıştırılırlar. 1956'da kurulan 28 GeV'lik eşzamanlı proton hızlandırıcısından sonra 1976'da da 450 GeV'lik bir başka hızlandırıcı daha kulanıma girdi. 1981'de geliştirilerek çarpışma halkası olarak kullanılabilecek duruma getirilen bu cihazdan bugün, dönüşümlü olarak parçacık hızlandırıcısı ve çarpıştırıcı olarak faydalanılmaktadır. Çarpışmalar ile bazı kısa ömürlü garip madde biçimleri bu arada parçacık fizikçilerinin ilgilendiği W ve Z parçacıkları ortaya çıkarılmıştır. CERN, Avrupa'nın fizik alanında Amerika ve Rusya ile yarışa girmesini sağlamıştır.


front_collaboration.jpg

 
Büyük Hadron Çarpıştırıcısında Son Gelişme



cms_higgs.jpg





Büyük Hadron Çarpıştırıcısı’ndaki bilimciler, Büyük Patlama’nın hemen sonrasındaki koşulları meydana getirmeyi başardılar.


101109-bigbang1widec.jpg



Avrupa Nükleer Araştırma Organizasyonu (CERN) kampüsünde bulunan dünyanın en büyük dairesel parçacık hızlandırıcısı LHC, beklenen deney için uzun zamandır gündemdeydi. Kurşun iyonlarını çarpıştırarak, Evren’in Büyük-Patlama ile meydana geldiği 13,7 milyar yıl önceki anın hemen sonrasındaki koşulları yeniden oluşturmayı amaçlayan deney, oluşması muhtemel mini-karadelikler nedeniyle bir çok kesimin tepkisini çekiyordu. Bununla birlikte hızlandırıcı da meydana gelen arızalar da deneyin planlanandan çok daha ileri tarihlere ertelenmesine neden olmuştu.
Nihayet deney, yeni bir teknik arızayla karşılaşılmadan başarıyla gerçekleştirildi. Kurşun iyonlarının rekor düzeydeki enerjiyle çarpıştırılması, maddenin ancak Evren’in ilk anlarında gözlenebilecek olan halini ortaya koydu.


101109-bigbang2standard.jpg



Birmingham Üniversitesi’nden Dr. David Evans, meydana gelen çarpışmaları, bugüne kadar herhangi bir deneyde ulaşılmış en yüksek sıcaklık ve yoğunlukları içeren minik ölçekli birer Büyük-Patlama olarak nitelendiriyor. Evans, meydana gelen inanılmaz yoğunluktaki atom-altı ateş toplarının, on trilyon derece ile Güneş’in merkezinden bir milyon kez daha sıcak olduklarını belirtiyor, “Bu sıcaklıkta atomun çekirdeğini meydana getiren proton ve nötronlar bile buharlaşarak, ‘Kuark-Gluon Plazma’ adı verilen ve isminden de anlaşılacağı üzere kuark ve gluonların oluşturduğu yoğun bir çorba ortaya çıkıyor.”
Plazmanın incelenmesiyle fizikçiler, doğanın en temel dört kuvvetinden olan güçlü nükleer kuvvet hakkında daha çok bilgi elde etmeyi umuyorlar (Diğerleri zayıf nükleer kuvvet, elektromanyetik kuvvet, çekim kuvveti). Evans, güçlü nükleer kuvvetin sadece atom çekirdeğini birarada tutmakla kalmadığını, bunun yanında kütlesinin yüzde 98′inden de sorumlu olduğuna dikkat çekiyor ve ekliyor, “Şimdi Evren’i meydana getiren maddenin, Büyük-Patlamanın sadece milyonda bir saniye sonrasındaki haline ait küçük bir parçasını inceleyebilmenin peşindeyim.”



101109-bigbang3standard.jpg



CERN’de hızlandırıcılardan ve teknolojiden sorumlu Dr Stephen Myers, hidrojen protonlarından çok daha karmaşık olan kurşun iyonlarının çarpışmasıyla ilgili olan yüksek enerji seviyeleri nedeniyle işlerin oldukça hızlı gerçekleştiğini söylüyor, “Bu iyonları, ışık hızının yüzde 99.9′undan daha hızlı bir şekilde birbirleriyle çarpıştırıyoruz. Ama burada önemli olan esas nokta hız değil, yüksek kütle ve enerji seviyeleri. Bugüne değin LHC’nin temel amacının ‘Tanrı Parçacığı’ olarak da adlandırılan Higgs Bozonları’nı aramaktı fakat süpersimetri ve antimaddeya yönelik gerçekleşecek olan diğer önemli deneylerin üzerinde de dikkatle durulması gerek. Herşey yeni fizikle ilgili. LHC’yi inşa etme sebebimiz de tam olarak buydu zaten.”


101109-bigbang4standard.jpg



Deney sırasında Hadron çarpıştırıcısının yerin altındaki dairesel yapısını saran güçlü mıknatıslar, kurşun iyonlarını ışık hızına yaklaşacak sürate çıkarıyor. Farklı yönlerdeki parçacıklar, 10.000 tonluk ALICE dedektörünün içindeki küçük bir noktaya yönlendirilerek burada çarpışmaları sağlanıyor. 30 ülkeden 1000 fizikçinin çalıştığı ALICE deneyindeki çarpışmalar sırasında saniyede 1,2 gigabayt veri kaydediliyor.
Kaynak: ntvmsnbc.com



 
CERN Araştırmaları

2316124669_e03b9360b0.jpg







CERN'de yürütülen araştırmaların esas amacı maddenin yapısını ve maddeyi bir arada tutan kuvvetleri anlamaktır. İnsanlığın asırlardır yürüttüğü maddenin yapısını anlamak amaçlı büyük faaliyetin modern altyapısı parçacık hızlandırıcılarıdır. Parçacık hızlandırıcılarında çok yüksek enerjilere ve çarpışma sayılarına erişmek, çarpışmalardan çıkan çok sayıdaki parçacığı algılayabilmek mevcut teknolojinin sınırlarını zorlamaktadır. Bu bağlamda CERN, temel bilim araştırmalarının yanında, yarının teknolojilerini geliştirmekte de çok önemli bir rol oynamaktadır.
Süper iletken teknolojisinin CERN hızlandırıcıları sayesinde ilerlemesi, yeni temiz enerji kaynaklarının araştırılması, yeni reaktör sistemlerinin geliştirilmesi, bilgisayar teknolojisi, tıpta tedavi ve teşhis uygulamaları, yeni elementlerin bulunuşu en önde gelen araştırmalardır. Parçacık fiziği araştırmaları lazer fiziği, plazma fiziği, elektronik, telekomünikasyon, nanobilim, malzeme bilimi, nükleer tıp ve radyoterapi, bilişim teknolojisi (yazılım geliştirme, bilgisayar mimarisi, bilgisayar ağ bilimi vb.), savunma sanayi ve mühendisliğin çeşitli dallarındaki yeni gelişmelerin lokomotifidir. Örneğin, bugün dünyadaki bilgisayar iletişiminin kalbi olan World Wide Web (www), pek çok ülkeye dağılmış olarak çalışan parçacık fizikçilerinin hızlı ve kolay iletişim kurmalarını sağlamak amacıyla, CERN'de bir bilgisayar programcısı olan Tim Berners-Lee'nin "HTML" adlı bilgisayar dilini bulup geliştirmesiyle oluşmuştur. Diğer bir örnek ise hızlandırıcılar sayesinde ilk defa olarak anti-hidrojen üretiminin gerçekleşmesidir. Bu kapsamda CERN, temel bilimin en ileri saflarında yeni bilgi üretmeye çalışan bilim adamlarına teknolojinin izin verdiği en ileri deneysel olanakları ve çözümleri de sunmaktadır.
CERN'DEKİ BAZI ÇARPIŞTIRICILAR VE DEDEKTÖRLER
LHC: Dünyadaki en büyük çarpıştırıcı olan Büyük Hadron Çarpıştırıcısı (Large Hadron Collider, LHC), 2000 yılında faaliyeti sona eren Büyük Elektron-Pozitron Çarpıştırırcısı (Large Elektron-Positron, LEP) yerine inşa edilmiştir. Çevresi 26.659 metredir (yaklaşık 27 km) ve yer yüzeyinden 100 metre derinliktedir. LHC'de çok yoğun iki proton demeti 14 TeV'lik (14x1012 eV) kütle merkezi enerjisinde çarpıştırılacaktır. Proton demetleri vakum (10-13 atm) altında ışık hızına yakın bir hızda (ışık hızının %99,99’u kadar) çarpışacaklar ve her saniyede yaklaşık 600 milyon çarpışma meydana gelecektir. Sistem, süper iletken teknolojisi kullanarak mutlak sıfırın hemen üstünde -271 °C'de çalışacaktır. Bu, dünyada erişilmiş en yüksek çarpışma enerjisi olacaktır, dolayısıyla bu sayede maddeyle ilgili bugüne kadar bilinmeyenlerin gün ışığına çıkması mümkün olacaktır. Yüksek enerji fiziği araştırmalarında bir çığır açılacak, mevcut teorilerin aradığı birçok sorunun cevabı –evrenin oluşumu da dâhil olmak üzere- CERN’de yapılacak deneylerden elde edilecektir.

lhc.jpg
LHC Büyük Hadron Çarpıştırıcısı
Dedektörler ise LHC sisteminin ana parçalarını oluşturmaktadır ve hızlı parçacıklar çarpıştığında oluşan parçacıkları kaydeden, on binlerce karmaşık parçadan ve elektronik devreden oluşan dev aygıtlardır. LHC çarpıştırıcısı ATLAS, CMS, ALICE ve LHCb olmak üzere dört dedektöre sahiptir.
lhc2.jpg
LHC dedektörleri
lhc3.jpg
LHC dedektörlerinin bulunduğu yerlerin havadan görüntüsü (İsviçre-Fransa sınırı)

  • ATLAS (A Toroidal LHC ApparatuS): Evrenimizi oluşturan temel kuvvetleri ve maddenin temel yapısını araştırmakta kullanılacaktır. Boyut olarak en büyük LHC dedektörüdür. ATLAS deney grubunda, 35 ülkeden 150 üniversite ve laboratuvardan katılan toplam 1800 fizikçi bulunmaktadır. Bu deneydeki çalışmalara ülkemizden, TAEK destekli projeler çerçevesinde, Ankara Üniversitesi ve Boğaziçi Üniversitesi katılmaktadır.
atlas1.jpg


ATLAS dedektörü


atlas2.jpg
ATLAS dedektörü
- CMS (Compact Muon Solenoid): Genel amaçlı bir dedektördür, manyetik alanı selonoid tarafından oluşturulur. Bazı fizik süreçlerinin iyi algılanabilmesi için özel tasarımlanmıştır. 37 ülkeden, yaklaşık 2000 fizikçi ve mühendis katılmakta, 155 enstitü katkı vermektedir. Bu deneydeki çalışmalara ülkemizden, TAEK destekli projeler çerçevesinde, Boğaziçi Üniversitesi, Çukurova Üniversitesi ve Ortadoğu Teknik Üniversitesi katılmaktadır.
cms.jpg
CMS dedektörü

- ALICE (A Large Ion Collider Experiment): Çok küçük boyutlarda maddenin fiziğini araştırmakta kullanılacaktır. Çekirdek-çekirdek çarpışmaları ile quark-gluon plazmasını inceleyecektir. Bu deneydeki çalışmalara ülkemizden, TAEK destekli bir proje çerçevesinde, Yıldız Teknik Üniversitesi katılmaktadır.
- LHCb (Large Hadron Collider beauty): b-kuark ve b mezonların özelliklerini ve parite bozulmasını araştırmak amacıyla kurulmuştur.
CERN'DE YAPILAN DİĞER ÇALIŞMALARA ÖRNEKLER

  • CLIC:CERN'de kurulması düşünülen bir diğer çarpıştırıcı ise, CLIC (Compact Lineer Collider) elektron-pozitron çarpıştırıcısıdır. LHC'den elde edilen fizik sonuçlarına göre daha duyarlı deneylerin yapılabileceği ortamı sağlayacaktır. Çoklu TeV enerjili elektron-pozitron lineer çarpıştırıcısının fizibilite çalışmaları "CLIC Test Facility 3" CTF3'de yapılmaktadır. Burada, CLIC teknolojisinin teknik özellikleri test edilmektedir. Bu çalışmalara ülkemizden Ankara Üniversitesi katılmaktadır.
  • CAST (CERN Axion Solar Telescope): 2000 yılında CERN tarafından onaylanan CAST deneyi, parçacık fiziğindeki yaklaşık 30 senelik bir problem olan Güneşin merkezindeki 15 milyon derecelik plazmadan çıkan Axion'ları (ki bunlar evrenin yaklaşık dörtte birini oluşturan soğuk karanlık maddeye de en uygun adaydır) gözlemleyerek ışık tutmayı hedeflemektedir. Bu deneydeki çalışmalar, TAEK destekli bir proje çerçevesinde, Doğuş Üniversitesi tarafından yürütülmektedir.
  • ISOLDE (On-Line Isotope Mass Separator): ISOLDE tesisi çok sayıda farklı deneyler için çok çeşitli radyoaktif iyon demetlerinin üretimini yapmaktadır. Bu deneyde madde bilimi, yaşam bilimi, katı hal fiziği, nükleer fizik, atom fiziği çalışılmaktadır.
 
CERN Deneyleri ve Türkiye

Türkiye Atom Enerjisi Kurumu (TAEK), 2006 yılından itibaren Avrupa Nükleer Araştırma Merkezi (CERN) ile ilgili ülkemizde yürütülen etkinlikleri koordine etmek, bilimsel etkinliklere katılmak, ülkemizde yürütülen çalışmaları finansal olarak desteklemek ve CERN çalışmalarında ülkemizi temsil etmek üzere görevlendirilmiştir. ATLAS, CMS, ALICE, CAST deneylerine ve CLIC çalışmalarına Türkiye'den katılan araştırmacıların projeleri TAEK tarafından desteklenmektedir.
2009 yılında başlayacak olan CERN deneylerinden elde edilecek çok yoğun veri, LHC GRID ağı vasıtasıyla ve ULAKBİM altyapısı kullanılarak ülkemizdeki bilim insanlarına ulaşacaktır. Bu kapsamda ülkemizle CERN arasındaki ilişki TAEK’in koordinasyonu altında yürütülmektedir. TAEK-CERN GRID Mutabakat Zaptı 29 Ocak 2008 tarihinde imzalanmıştır.
Ülkemiz ile CERN arasındaki ilişkinin çerçevesini belirleyen TAEK-CERN İşbirliği Anlaşması 14 Nisan 2008 tarihinde Cenevre’de imzalanmıştır. Hükümetimizin CERN üyeliği konusundaki tam desteği çerçevesinde, ülkemizdeki CERN faaliyetlerini koordine eden ve destekleyen TAEK tarafından 23 Ocak 2009 tarihinde CERN Konsey Başkanına gönderilen bir mektupla Türkiye’nin CERN’e üyelik başvurusu yapılmıştır. Haziran 2011 tarihinde CERN Konseyinin aldığı karar çerçevesinde Türkiye’nin önümüzdeki dönemde tam üyelik müzakerelerine başlayacağı öngörülmüştür.
LHC HESAPLAMA GRIDI VE TÜRKİYE
LHC deneylerinden gelen verilerin çözümlemesine yardımcı olacak bilgi işleme ortamını hazırlamak üzere LHC Hesaplama Gridi (LHC Computing Grid, LCG, kısaca GRID) geliştirilmiştir. GRID, bilgisayarların hesaplama ve veri depolama kaynaklarını internet üzerinden paylaşmak amacı ile oluşturulan bir servis olarak tanımlanabilir. LCG projesinin en önemli başarılarından birisi ortak yazılım ve kaynaklara ulaşmada sistematik sağlamasıdır. Ağda bulunan bilgisayar merkezleri, fonksiyonlarına göre değişik seviyelerde sınıflandırılmıştır.
Seviye–0: Bu merkez CERN’dedir. Deneylerden ham veriyi almakta ve depolamaktadır. Verinin ilk ön incelemesi burada yapılmaktadır.
Seviye-1: Bu merkez ham veriyi ve yeniden oluşturulmuş veriyi Seviye-0’dan alır. Analiz işlemleri sırasında gerekli olan verinin yönetimi ve depolanması bu merkezde gerçekleşir. Bu merkezlerde veri yoğunluklu analizler ile ulusal ve bölgesel destek çalışmaları ve GRID işletim servislerine katkı işleri gerçekleştirilir. Dünyada halen 11 tane Seviye-1 merkez bulunmaktadır.
Seviye-2: Bu merkezlerde ise simülasyon, son kullanıcı analizi ile yüksek performanslı paralel analizler yapılmaktadır. Dünyada yaklaşık olarak, Türkiye dahil, 53 tane Seviye-2 merkezi bulunmaktadır. Ayrıca her Seviye-2 merkez kendisine coğrafi açıdan yakın olan bir Seviye-1 merkezini seçer.
LHC çalışmaya başladığında yılda yaklaşık olarak 15 petabayt (15 milyon gigabyte) veri üretecektir. Bu ise toplam olarak yılda 100.000 DVD’yi doldurmak anlamına gelmektedir! Dünyada bu konuyla ilgili bilim insanları bu verilere ulaşacak ve verileri analiz edeceklerdir. LCG projesinin misyonu LHC'yi kullanan bütün yüksek enerji fizikçileri için veri saklama ve analiz imkanı sağlamaktır.

cern_tr.gif
 
Yani milyarlarca para akıçak bu projeye ama sonuç belli değil,şıklardan biri dünyanın yok olması, ben bu kadar paranın bilim adamının uğraşının arkasında başka bir şey olduğunu düşünüyorum bilim adı altında yaptıkları içinde karşı çıkanlarda bilim karşıtı gibi görüldüğünden kimse karşı duramıyor.
Sonuç nasıl olucak bakalım.
 
CERN
Tanrı parçacıklar - ilk ateşi kim yaktı. Teşekkürler pitton
 
Geri
Üst