Passenger
DontWannaMyDiaßLo
- Katılım
- 24 Eki 2006
- Mesajlar
- 3,253
- Reaction score
- 0
- Puanları
- 0
- Yaş
- 44

İşte Akşam Gazetesi yazarı Turgay Şeren'in haberi:
G.Saray Başkanlığı’na veda etmeye hazırlanan Özhan Canaydın, yazarımız Turgay Şeren’e dobra dobra konuştu:
- Her karşılaşmada açık ve kapalı tribünde on bine yakın militan aleyhimde bağırmak için bekledi
- Stadımızın şeref tribününden kulüp binası arası 100 metredir. Gidene kadar işitmediğim söz kalmadı
- Çoğu kez odama kapandım “G.Saray’a ne kötülük yaptım da bu sözlere muhatap oluyorum” dedim
- Hele o pankartlar yok mu beni kalbimden yaraladı. Bütün dertleri benimle değil miydi? Artık böyle bir rahatsızlık yok
Galatasaray Kulübü Başkanı Özhan Canaydın, benim Galatasaray Lisesi’nden küçüğüm ve onu çok severim. Kişiliklidir. Öyle söylediği sözlerden vazgeçip, caymaz. Hep arkasında durur. Hatırlayacaksınız, Galatasaray Mali Genel Kurulu’nda konuşmasını “Hakkınızı bana helal edin” diyerek bitirdi. Ben de genel kurulda arkalarda oturuyordum. Göz pınarlarında oluşan, göz yaşlarını görmemek mümkün değildi. Dikkatle bakanlar muhakkak görmüştür. Sonra bir sürü polemikler oldu. Yok “Mahsustan böyle konuştu, göreceksiniz tekrar başkan adayı olacak” dendi, daha bir sürü laflar söylendi. Ben de hem televizyon ekranında hem de yazılarımda Canaydın’ın verdiği sözden asla dönmeyeceğini iddia ettim ve kazandım da. Canaydın tam karşıma oturdu. Bana 6 yıllık başkanlık hayatından neden ayrılmak istediğini bir bir anlattı. Turgay dedi; Maçlarda öyle pankartlar asıldı ki ben bunları hak etmedim. Liseli-lisesiz gibi yakışıksız sözler yazıldı bu pankartlara. Düşünebiliyor musun, her maçta açık ve kapalı tribünde on bine yakın militan benim aleyhimde bağırmak için bekledi. Maçları kazanınca ses seda olmadı. Ne söyleyeceklerdi ki? Ancak, tabii aksi sonuçlar da aldık. Şeref tribününden Galatasaray’ın binasına ki aradaki yol yüz metredir, gidene kadar işitmediğim söz kalmadı. Çoğu kez evime gidip, odama kapandım. “Ben Galatasaray’a ne kötülük yaptım da bu sözlere muhatap oluyorum” dedim. Sevgili Turgay, ben çok yoruldum. Zaman zaman çok da kırıldım. Hele o tribündeki pankartlar yok mu, beni kalbimden yaraladı. Oysa Sarı-Kırmızılı camiaya 6 yıl içerisinde kazandırdıklarım çok hem de çok ilerdedir. Bak sana sayayım;
ALAY KONUSUYDUK
1) Galatasaray Adası, 4 milyon 200 bin dolara yenilendi. 30 yıl kiraya verilmişti, biz bunu 3+2 yıla çevirdik. Bu kolay olmadı Turgay ama başardık.
2) Kalamış’taki tesisimiz Fenerbahçe tesisinin yanında adeta çöplük olmuştu. Fenerbahçeliler’in alay konusuyduk. Biz onu da yeniledik. Bir bölümünü değil, tamamını yeniledik. Şimdi süper bir tesis haline geldi. Buranın bu hale gelmesinde cebimizden bir kuruş çıkmadı. Sponsorumuz üstlendi. Burada kendilerine bir kere daha teşekkür ederim.
3) Altunizade’de Avrupai ölçülerde havuz yaptık. Sporcularımız antrenman yapıyor, gelişiyor. Bizlerde onları gördükçe mutlu oluyoruz.
4) Beyoğlu PTT’sini müze haline getirme müsaadesini aldık. Galatasaray’ın oldu. Her Galatasaraylı yahut her futbolsever, her sporsever rahatlıkla gelip müzemizi gezebilirler.
GÖZLERİ DOLDU
Ali Sami Yen’in 49 yıllığı 68 milyon dolara patlıyordu. Bu sadece yıllık kirasıydı. Seyrantepe’nin 49 yıllık kullanma hakkına bir kuruş kira ödemeyeceğiz. Sevgili Turgay, bundan daha güzel bir anlaşma yapılabilir mi? Seyrantepe’nin ismini de değiştirip Aslantepe yaptık. Büyükçekmece’de 94 dönüm alındı, toplamı 230 dönümlük bir spor kompleksi olacak. (Canaydın, bunları anlatırken bir ara gözleri yine doldu. Her Galatasaraylı gibi o da duygusaldır. Zaten biz Galatasaraylılar’ın en büyük özelliğimiz duygusal oluşumuzdur.)
İKİ KUPA DA BİZİM
Galatasaray Futbol Şubesi’ni tamamen kendimden ayırdım. Başkan olarak tabii ki Galatasaray’ın başarıları beni mutlu etti. Leverkusen maçı Almanya’da benim başıma yıkıldı. Feldkamp’lı Galatasaray futbol takımı Leverkusen karşısında böyle perişan olamazdı, olmamalıydı. Geçtiğimiz yıl şampiyon olduk. Bunu çeşitli nedenlere bağladılar. Şimdi o nedenleri ortaya atanlara soruyorum. Bugün Galatasaray yine şampiyon adayı. İnanıyorum ki şampiyon olacak. Bu çocukların ve Feldkamp’ın şampiyonluk hakkı. Bir de ayrıca Fortis Türkiye Kupası maçlarımız var. İki kupayı da alacağız. En ufak şüphem yok. Yeter ki taraftarımız o militan havadan kurtulsun. Bütün dertleri benimle değil miydi? Benim Galatasaray kulübü başkanlığım onları rahatsız etmiyor muydu? Şimdi artık böyle bir rahatsızlık yok. O zaman Ali Sami Yen’de Galatasaraylı futbolcuları galibiyete itsinler, bütün kuvvetlerini sarı-kırmızılı futbolculara destek olmak için harcasınlar.
Babamın nasihatine rağmen 65 milyon dolara imza attım
Turgay, benim eşim kırk yıldır kocasını Galatasaray’ın değişik kollarına adamış olarak yaşadı. Şimdi Bursa’ya evime döneceğim. Seni bekliyorum.. Avrupa’nın en büyük trikotaj fabrikasını sana göstereceğim. Uzun zamandır işimden ve zevklerimden uzağım. Dostlarımla beraber iki-üç ay denize açılırız, uzun süre dönmeyiz. Az daha unutuyordum, Faruk Süren’in bize hediye ettiği bir AİG konusu var. Galatasaray AİG’nin tam kontrolündeydi. Paramız, pulumuz, her şeyimiz ve inanılmayacak derecede faizler. Biz bunu Ünal Aysal kardeşimle birlikte ne pahasına olursa olsun hallettik. Öyle bir dipsiz kuyuda gidiyordu ki Galatasaray, kurtulması mümkün değildi. Böyle zorlukları ben hep yaşadım. Ama Galatasaray’da öylesine yoğun bir döneme girdim ki bütün sana bu söylediklerimi unuttum. Galatasaray’ın bugün 137 milyon dolar borcu var. Yanlış anlaşılmasın resmi kayıtlı alacaklarımızı borcumuzdan düşüyorum. Mesela; Avea ile yaptığımız anlaşma, D-Smart ile yaptığımız anlaşma daha bir sürü resmi anlaşmalar alacak olarak deftere geçmez mi? Dört yıl içerisinde ödenecek olan borçlara bu alacaklar destek olmaz mı? Alacakla borç ödenmez derler. Doğrudur ama benim Galatasaray kulübü başkanı olarak alacaklarım tescillidir, mukavelelidir ve kayıt içidir. Öyle futbolcuya 300-500 bin doların kaptırılıp alacağımız var cinsinden değildir. Benim 65 milyon dolar kefalet imzam var Galatasaray’a. Ben bunu zevkle attım. Galatasaray’ın o gün bu paraya ihtiyacı vardı, ben de başkandım, kefil oldum ve imzayı attım. Hem de babamın nasihatine rağmen attım. Babam bana “Özhan, sen sen ol, hiç kimseye kefil olma” demesine rağmen...
Yaptıklarımı tarih yazacak
Sevgili Turgay, bana derme çatma bir Galatasaray çatısı teslim edildi. Ben bu teslimatı Galatasaray Kulübü’ne yakışır şekle dönüştürdüm. Galatasaray’dan küskünlükle ayrıldığımı zannetmeyin, benim yaptıklarımı Galatasaray tarihi yazacak. İnşallah o zaman ben hayatta olurum ve sadece Galatasaraylılar’dan değil, tüm futbol camiasından gereken sevgiyi, saygıyı ve takdiri alarak mutluluğu yaşarım. Şimdilik elveda diyerek hakkınızı tekrar helal edin diyorum. Galatasaray’da hiç yaşanmamış bir başkanlık yarışı oluyor. Her Galatasaray Genel Kurul üyesi on yılını bitirmişse başkan adayı olabilir. Ama başkanlık çocuk oyuncağı değildir. Vakit geçirmek için gazetelerde boy göstermek hem tuhaftır, hem ayıptır. Bu Galatasaraylıya da yakışmaz.