Camilerimiz

sonsuzluğa

Moderatör
Moderatör
Katılım
7 Kas 2006
Mesajlar
26,181
Reaction score
0
Puanları
36
Konum
Ayağın taşa mı çarptı, dön kalbine bak. ETTİN Mİ B
Bu başlık altında adı duyulan, duyulmayan, tanınan, tanınmayan, küçük, büyük camilerimizi internette rastladıkça paylaşmak istiyorum. Tabi ne kadar yapabilirim allahın takdiri.

Sizlerden de yardım alabilirim. Sakın çekinmeyin. Sormanıza bile gerek yok, bulduğunuzu ekleyin lütfen. :D


İlk camimiz...


İSABEY CAMİİ


005.jpg


Anadolu Selçuklularından Aydınoğlu Beyliğinin bir dönem Merkezi olarak kullanılan (Ayasuluğ) Selçuk’ta İsa Bey tarafından Mimar Ali bin Müşeymeş (Dımışki)’ e inşa ettirilmiştir. 09 Şevval 776/ l3 Mart 1375 tarihinde ibadete açılmıştır. Caminin kuzeyinde bulunan Snt. Jan Katedrali ile güneybatısında bulunan paganist kültüre ait Artemis tapınağının arasında bir yere yaptırılması son derece anlamlıdır.

56,5 x 52m boyutlarında olan caminin kapalı kısmı 52 x 20,5 m’ dir. Anadolu da iki minareli, revaklı ve şadırvanlı avlulu camilerin ilk örneklerindendir. Abidevi mimarisi, iç ve dış süsleme özellikleri ile dikkat çekmektedir. Özellikle batı cephesindeki pencereler ve taç kapı üzerinde renkli ve zengin taş süsleme, kama taşı ve düğümlü geçme örnekleri, mermere işlenmiş ayet ve hadis metinleri eşsiz güzelliktedir. Aynı güzellikleri, iç mekandaki muhteşem mermer sütunlarda, sütun başlıklarında Kubbelerdeki kısmen kalabilmiş turkuaz çinilerde, görmek mümkündür.

1653- 1688 yıllarındaki depremler sonucu Caminin minarelerinden biri tamamen diğeri şerefeden yukarısı ve avludaki revakların tamamı yıkılmıştır. Bu gün doğu kapısına ait kitabe İzmir Çorakkapı Camiinin mihrabını, Kuzey kapısından alınan kitabe Kestanepazarı camiinin son cemaat mahallini, mihrap tacı kestanepazarı camiinin mihrabını süslemektedir. Mihrabının üzerindeki geniş kitabe frizi de Agora da saklanmaktadır.

Tamamı yıkık vaziyette olan caminin çatısı 1975, mihrabı 1990 yılında tamir edilmiştir.2005 Yılında restorasyon çalışmalarında çatı kurşunları, kapı pencere doğramaları yenilenmiş, dış cephe duvarlarının derzleri tamamlanmıştır. Yüzyılların doğal afetlerine rağmen, Anadolu Türk İslam sanatının en değerli örneklerinden biri olma özelliğini korumaktadır. İbadete ve ziyarete açıktır.


IMG_0260A%20copy.jpg



008.jpg



009.jpg



007.jpg



001.jpg



010.JPG
 
Allah razı olsun..Ekleyelim eklemesine de böyle güzel sunmak zor..Ellerine sağlık..
 
DayWalkerr' Alıntı:
Allah razı olsun..Ekleyelim eklemesine de böyle güzel sunmak zor..Ellerine sağlık..


O senin güzel görmendendir daywalker. Allah razı olsun.



Camii hakkında bilgi bulamadım. :saskin

Sadece İzmir-Selçuk'da bulunuyor sanırım. en azından o siteden aldım. :saskin



İSHAKBEY CAMİİ


DSC00022.JPG



DSC00023.JPG



DSC00024.JPG



DSC00025.JPG



DSC00028.JPG



DSC00030.JPG



DSC00031.JPG



Yine aynı bölgeden...


KARAKOLYANI CAMİİ


IMG_0248A%20copy.jpg



KILIÇASLAN CAMİİ



IMG_0250A%20copy.jpg



IMG_0253A%20copy.jpg
 
Bİtlİs Ve Camİlerİ

MİNARESİ TÜRKÜLERLE ÖZDEŞEREK AKLA GELEN BAŞKA YER VARMI
BİTLİSTE BEŞ MİNARE BERİGEL HACKHELL BERİGEL


Bitlis Cami ve Mescitleri


51144373.Bitlis_1356.jpg


7000 yıllık tarihi şehir ilim irfan medreseler diyarı Bitlisin camiileri, 18 osmanlı vilayet-i şahanesinden biri dönemin üniversiteleri olan medreselerden 3 tanesi bulunan Bitlisimizin camileri

Ulu Cami (Merkez)

00002008.jpg


Bitlis merkezinde, Bitlis Deresi kıyısında bulunan Ulu Cami, küfi yazılı kitabesinden öğrenildiğine göre Selçuklu sultanı Tuğrul bey'e bağlı Mervanoğullarından Ebul Muzaffer Muhammed tarafından 1153 yılında yaptırılmıştır. Cami bir çok kez onarım geçirmiştir.
51144506.Bitlis_Ulu_Camii_1663.jpg


Ulu Cami yeni ilaveleri ile birlikte U şeklinde bir plan göstermektedir. İbadet mekanı 19.80 x 13.80 m. ölçüsündedir. Mihrap duvarına paralel dörder payenin oluşturduğu üç sahından ve beş bölümden oluşmaktadır. Buradaki payeler sivri kemerlerle birbirlerine bağlanmıştır. Sahınları birbirlerinde ayıran mihrap önündeki kubbeyi taşıyan iki ayak diğerlerinden daha farklı olarak daha büyüktür, kubbe önünde kademeler oluşturmaktadır. Buradaki kalın kemerlere oturan pandantifler de kubbeye geçişi sağlamaktadır. Caminin yanlızca mihrap üzerinde dıştan da görülebilen bir kubbesi olup, düzgün kesme taştan külahlı olarak örülmüştür. Mihrap önündeki kubbe dışarıdan konik olarak yükselmektedir. Kubbe kasnağında küçük pencereler sıralanmıştır.

Kesme taştan yapılan caminin üzeri toprak bir damla örtülüdür. İç mekan doğu-batı yönünde tonozlarla örtülmüştür. Kuzey cephesinde üç tane giriş kapısı bulunmaktadır. Bu kapılardan ortadakinin solunda büyük bir pano halinde kufi yazılı bir pano, soldakinin üzerinde de dört küçük kartuş içerisine alınmış bir başka kitabe bulunmaktadır.

Orta aksın tam ortasında bulunmayan mihrap, doğu duvarına biraz daha yakın olup dışarıya doğru küçük bir çıkıntı yapmaktadır.Caminin içerisi oldukça sade ve bezemesizdir. İbadet mekanını beden duvarları üzerindeki dikdörtgen pencereler aydınlatmaktadır.

Caminin yaklaşık 10 m. uzağında, avlunun da kuzeydoğu köşesindeki minare kaidesi beden duvarlarına kadar yükselir ve gövde silindiriktir. Minare kuşaklar, profillerle hareketlendirilmiştir. Şerefe altı birbiri izleyen yuvarlak profillerle genişlemekte iki sıralı zikzaklarla görkemli bir görünüşe ulaşmaktadır. Minare bunların üzerinde küçük taş bir kubbe ile sonuçlanır.


Kızıl Mesçit (Merkez)
51144507.Bitlis_kizilmescit_1678.jpg


Bitlis’in merkezinde, Kızıl Mescit Mahallesi’nde ve Bitlis Çayı’nın doğusund, Ulu caminin 50 m.kuzeydoğusunda dik bir yamaç üzerindedir. Kızıl Mescit’in ne zaman yapıldığı bilinmemekle beraber üzerindeki iki ayrı kitabeden 1507 ve 1863 yıllarında onarıldığı öğrenilmektedir. Kitabelere göre Akaoğlu Alaeddin l507, İbni Kasım el Hacı Mehmet 1864 yılında camiyi onarmışlardır.

Mescit meyilli bir arazi üzerinde yapılmış olduğundan batı cephesi doğuya göre daha yüksektir. Bitlis’e hakim konumdaki mescidin ibadet mekanı bu nedenle de düzgün bir plan göstermemektedir. Kareye yakın bir plan düzeni olup ulu cami plan tipleri arasındadır. İbadet mekanı mihraba dikey üçer sütunla üç sahna ayrılmıştır. Buradaki altı silindirik mermer sütun ibadet mekanını on iki bölüme ayırmıştır. Bu sütunlar sivri kemerlerle aynı zamanda beden duvarlarına da bağlanmaktadır. Her bir bölümün üzeri taştan basık kubbelerle örtülmüştür. İbadet mekanı batı cephesinde yuvarlak kemerli sekiz, mihrap yanında birer pencere ile aydınlatılmıştır. Pencereler iki sıra halinde ikişerli diziler halindedir. Batı yönü kademeler halinde daralan bir takviye duvarı ile bu tarafı ile görkemli bir görünüşe ulaşmıştır.

Camide yörede çok sık görülen kırmızı taşlar kullanılmıştır. Caminin muntazam olmayan planı üst örtüye de yansımış, kubbeler dışında kalan bölümler düz tavanlarla örtülmüştür.

Mihrap tam eksen üzerinde bulunmamaktadır. Doğu cephesine daha oluşu da düzgün olmayan plandan kaynaklanmaktadır.


Şerefiye Camisi ve Külliyesi (Merkez)
51144487.Bitlis_Serefli_Mosque_1307.jpg


Bitlis’in merkezinde çarşı içerisinde, Hosor ve Kışla derelerinin birleştiği yerde bulunan Şerefiye Külliyesi IV.Şeref Han tarafından 1529 yılında yaptırılmıştır. Şeref Hanları XVI. yüzyılda Bitlis şehrine hakim olan bir aile olup Kanuni Sultan Süleyman’dan büyük imtiyazlar almıştır.

Yapı topluluğu cami, medrese, imaret, hamam ve Şeref Han Türbesi’nden oluşmaktadır. Yapı topluluğunun batı ve güney yönleri yüksek kayalıklara ve diğer yapılara birleşmiş konumdadır. Yalnızca kuzey ve doğu cepheleri görkemli bir şekilde görülebilmektedir.

Şerefiye Camisi dikdörtgen planlı olup, yöresel kırmızı kesme taştan yapılmıştır. Batı yönü kayalarla birleşmiş, mihrap yönüne de medrese yapılmıştır. Her iki yapı arasındaki iki metrelik aralıkta medresenin giriş kapısı bulunmaktadır. Caminin kuzeydoğu köşesindeki duvarları doğuya doğru devam ederek L şeklinde bir plan ortaya koymaktadır. Doğu yönünde de caminin anıtsal portali bulunmaktadır. Portalin alt kısmında üç söveli demir şebekeli dikdörtgen pencereler bulunmakta olup üzerlerine aynı zamanda duvarları takviye eden yay kemerler yerleştirilmiştir. Bu bölümler arabesk tabir edilen motiflerle bezenmiştir. Zengin taş işçiliği olan portalin dışında dar bir profilin ardından bir sıra mukarnaslı friz oldukça geniş bir nişi meydana getirmektedir. Bu yüzeyin ortasında beyaz ve siyah taşlardan oluşan üç dilimli büyük giriş kemeri bulunmaktadır. İki yanındaki burmalı sütunlarla takviye edilen portalin çevresi geometrik motiflerle bezenmiştir. Giriş kemeri üzerinde de kartuşlar içerisine alınmış kitabeler bulunmaktadır.Kitabelerin ve kapı girişinin üzeri son derece güzel bir işçilikle yapılmış zengin mukarnaslar devam etmekte olup portale daha görkemli bir görünüş kazandırmaktadır.
51144485.Bitlis_1319.jpg


Portalden 3.00 X 3.00 m. ölçüsünde kubbeli bir bölüme geçilmektedir. Buradan da batı kenarındaki kapı ile son cemaat yerine ulaşılmaktadır. Caminin kuzey cephesinde avluya bakan beş bölümlü son cemaat yeri sivri kemerli payandalar ile birbirlerine ve duvarlara bağlanmıştır.Bu payandalar arasında da yöresel taştan yapılmış dikdörtgen başlıklı silindirik sütunlar bulunmaktadır.

Son cemaatten ibadet mekanın giriş diğer camilerde olduğu gibi ortada değil iki yanda yer almıştır. Caminin sağ ve solundaki bu kapılar oldukça basit olup üzerleri düz silmelidir. İbadet mekanına bu kapılardan dar bir koridordan geçilmektedir. Kuzey duvarı ile üç büyük kemerin ve üç büyük payenin bulunduğu bu koridorun üzeri üç küçük kubbe ile örtülmüştür. İbadet mekanı beş kalın payenin taşıdığı ,pandantifli bir kubbe ile örtülmüştür. Bunun dışında kalan bölümler tonozlarla örtülüdür. Caminin üst örtüsü de toprak damlıdır.

Mihrap tuğladan olup ilik yapılışında alçı ile kaplı olduğu sanılmaktadır. Çevresinde geometrik taş şebeke izleri görülmektedir. Ayrıca minber ahşaptan olup güzel bir ağaç işçiliği görülmektedir.
31408121.bitlisserefiyemosque2.jpg


Şerefiye İmaretinin doğu kenarına bitişik olan minare kırmızı taştan tamamen yöresel üslupta yapılmıştır. Dikdörtgen, kesme taştan kaide üzerinde köşe dolguları, palmet motifleri ile bezenmiştir. Bezemeli kaideden yuvarlak gövdeye geçilmektedir. Gövdenin altında yuvarlak sağır kemerler bulunmaktadır. Kemerlerin içleri kufi yazı ve geometrik geçme motifleri ile bezenmiştir. Gövde iki sıra silme ile hareketlendirilmiş, orta kuşaktan sonra konik biçimde dışa doğru genişlemektedir. Gövde üzerine yer yer rozetler konulmuştur. Şerefe üzerindeki petek kısmı daha dar olup sekizgen bir silme ile sınırlandıktan sonra üzeri piramidal bir külahla örtülmüştür.


Şerefiye Medresesi (Merkez)

Şerefiye yapı topluluğundan olan medrese cami ile birlikte IV.Şeref Han tarafından 1529’da yaptırıldığı sanılmaktadır. Medresenin yapım kitabesi bulunmamaktadır. Caminin doğusunda yer alan medrese caminin mihrap duvarı boyunca doğu yönünde bulunmaktadır.

Dikdörtgen planlı medrese yöresel kırmız renkli Bitlis taşından yapılmıştır. Arazi konumuna uyularak yapılmış olan medresenin batısı kayalara dayanmaktadır. Güney cephesi de diğer binalara bitişik olup yalnızca kuzey ve doğu cepheleri mimari özelliğini ortaya koymaktadır. Doğu cephesi iki katlı olan medresenin birinci katına dükkanlar yapılmıştır. Kuzey cephesinin ortasındaki iki sütunla çerçevelenmiş bir kapıdan önce tonozlu bir eyvana ardından da avluya girilmektedir. Girişin tam karşısına tonozlu dershane eyvanı yerleştirilmiştir. Giriş ve dershane eyvanı arasında her iki tarafta uzanan revakların arkasında medrese hücreleri sıralanmıştır. Doğu yönünde ortada tonoz örtülü dikdörtgen bir mekan ile bunun bir yanında kubbeli kare bir hücre,diğer yanında da kubbeli iki kare mekan yer almaktadır. Diğer yönde ise üzerleri kubbeli kare planlı beş hücre peş peşe sıralanmıştır. Medresenin üzeri toprak bir örtü ile kapatılarak kubbeler gizlenmiştir.


Şerefiye İmareti (Merkez

Şerefiye külliyesinin imaretinin de diğerleri ile birlikte IV.Şeref Han tarafından 1529’da yapıldığı sanılmaktadır.

Şerefiye İmareti dikdörtgen planlı olup, kaba yontma taştan yapılmıştır. Külliyenin diğer yapıları ile karşılaştırıldığında daha kaba bir işçilik ve yapı malzemesi kullanıldığı görülmektedir. Bununla beraber dört metre yüksekliğindeki duvarları basit taş silmelerle hareketlendirilmeye çalışılmıştır. İmarete güney cephedeki küçük bir eyvan ile avluya girilmektedir. Giriş kapısı sivri kemerli bir niş şeklinde olup kesme taştan yapılmış, silmelerle profillendirilmiştir. İmaretin içerisinde ortadaki kubbeli kısma açılan dört yönde sivri beşik tonozlu dört eyvanın her köşesine yine beşik tonozlu hücreler yerleştirilmiştir. Bunlardan batıdaki eyvan diğerlerinden 60 cm. daha yüksek olup içerisine bir sel sebil ile havuz yerleştirilmiştir. Doğu eyvanı iki kısımdan meydana gelmiştir.İmaretini yanından geçen dereye uyulmasından ötürü de plan düzeni intizamsızdır. Büyük olasılıkla ilk yapılışında daha düzgün olan bu bölümün içerisine bir duvar örülmüştür.


IV.Şeref Han Türbesi (Merkez)

Şerefiye yapı topluluğunun bir bölümünü oluşturan Şeref Han Türbesi, avlunun doğusunda, Şerefiye Camisi’nin giriş kapısına bitişiktir. Giriş kapısı üzerindeki kitabesinden öğrenildiğine göre Emir Şeref oğlu Emir Şemseddin tarafından IV.Şeref Han için 1533’de yaptırılmıştır.
Kesme taştan yapılan türbenin alt bölümü kare planlı olup, köşelerin kesilmesiyle sekizgen bir görünüm kazanmıştır. Beden duvarlarına mermer şebekeli,silmeli dikdörtgen pencereler açılmıştır.Alt sıra pencerelerin üzerine daha küçük ölçüde ikinci bir pencere sırası yerleştirilmiştir.

Türbe girişi avlunun batı yönündedir. Sivri kemerli büyük bir niş görünümündeki giriş iki sıra halinde bir bordürle çevrilmiştir. Bunlardan dıştaki bordür 25 cm. genişliğinde geçme örgüler ve bunların arasındaki dilimli sekizgenler ve yıldızlarla bezenmiştir. Kapı kenarlarını süsleyen ikinci bordür halat motifleri şeklindedir. Yay kemerli türbe kapısı üzerinde de dörtgen bir çerçeve içerisine alınmış kitabe bulunmaktadır. Ayrıca türbenin doğusuna oyma bir bordürle çevrili hacet penceresi açılmıştır.

Türbenin cami duvarları ile birleştiği kısımlarda taştan üçgen dolgulara yer verilmiştir. İç kısımda kıble yönü büyük bir niş şeklindedir. Pandantifli bir kubbenin örttüğü türbe tipik Selçuklu türbelerinin bir benzeridir. Alt kısımda mumyalık, üst kısımda da sanduka bulunmaktadır. Türbe içerisinde altı sanduka bulunmakta olup bunlardan sağ kenardaki IV.Şeref Han’a aittir.




Kureyşi Camisi (Merkez)

Bitlis Zeydan Mahallesi’nde bulunan Kureyşi Camisi’nin ne zaman ve kimin tarafından yapıldığı kesinlik kazanamamıştır. Bununla beraber tavan örtüsünün sivri tonozlu oluşu yapının XII.yüzyılda Selçuklular döneminde yapıldığına işaret etmektedir. Halk arasında yaygın bir söylentiye göre Arabistan’daki Kureyşi kabilesinden bir kişi Bitlis’e gelip yerleşmiş ve bu camiyi yaptırmıştır. Bu yüzden de camiye Kureyşi Camisi ismi yakıştırılmıştır.


Kureyşi Camisi basit bir yapıdır. Ancak l810 tarihinde yeni baştan yapılırcasına onarım geçirmiştir. Dikdörtgen planlı cami kaba ve yontma taştan yapılmıştır. Güney cephesindeki altı basamaklı bir merdiven ile girilen caminin yekpare taş kemerli bir kapısı bulunmaktadır. Girişin hemen yanında gasilhane ve helalar, batısında ise odunluk olarak kullanılmış bir mekan bulunmaktadır. Kuzeydeki bir kapıdan ibadet mekanına girilmekte ve 9.00 X 8.30 m ölçüsündedir. Üzeri toprak damla örtülü olup iç mekanını ortasında dikdörtgen kalın bir paye kemerlerle beden duvarlarına bağlanmıştır.Böylece iç mekan dört bölüme ayrılmış ve birinin üzeri beşik tonozlarla örtülmüştür. Bu bölümlerden mihraba yakın olanı diğerlerinden daha geniştir. Mihrabın belirli bir özelliği bulunmamaktadır. İç mekan beş pencere ile aydınlatılmıştır.Kuzey doğu köşesine yerleştirilen minare sonradan buraya eklenmiştir.

Caminin batısındaki, içeriden geçilen türbenin kime ait olduğu bilinmemekle beraber büyük olasılıkla banisine aittir.



Dört Sandık Camisi (Merkez)

Bitlis, Gökmeydan semtindeki bir yamaçta bulunan Dört Sandık Camisi’nin banisi bilinmemekle beraber l543-1552 yıllarında yapıldığı sanılmaktadır.

Kare planlı, kalın kesme taştan yapılmış olan cami düz toprak damlı olup basit bir yapıdır. İbadet mekanına kuzey yönündeki basit ve sonradan yapılmış bir yapının içerisinden geçilerek girilmektedir. İbadet mekanının ortasındaki tek bir sütun çatıyı desteklemektedir.Bu sütunla duvarlar arasında bağlantı sağlanmış, böylece ibadet mekanı üzeri kubbelerle örtülü dört bölüme ayrılmıştır.Basit mihrabının yanındaki bir kapıdan üzeri tonozla örtülü dikdörtgen planlı türbeyi geçilmektedir. Bu türbede Şeyh Abdullah Redehşani gömülüdür.



Aşağı Kale Camisi (Merkez)
51144503.Bitlis_Kalealti_Mosque_1343.jpg


Bitlis şehir merkezinde bulunan Şerefiye yapı topluluğunun batısında, köprü başında bulunan Aşağı Kale Camisi’ni kimin yaptırdığı bilinmemektedir.Yapı üslubundan büyük olasılıkla XVII.yüzyılda yapılmıştır.

Cami hafif meyilli bir arazide Dikdörtgen planlı olarak yapılmıştır. Arazi konumundan ötürü de belirli bir plan tipi içerisine yerleştirilememektedir. Girişin de bulunan bir holden sonra ibadet mekanına girilmektedir. İbadet mekanı ortasında kalın bir sütunla desteklenmekte olup bu sütunla duvarlar arasındaki kemerlerle dört bölüme ayrılmıştır. Bu bölümler kubbe şeklindeki tonozlarla örtülmüştür. Caminin bütününün üzeri düz toprak damlıdır. Ancak düzensiz planından ötürü bu bölümler birbirlerine eşit değildir. Mihrabın iki yanındaki pencerelerle içerisi aydınlatılmaktadır. Cami mimari yönden bir özellik taşımamaktadır.



Taş Camisi (Merkez)

Bitlis merkezinde Hükümet konağına çıkan yolun üzerinde, Taş Cami Mahallesi’nde bulunan bu caminin ne zaman ve kimin tarafından yaptırıldığı bilinmemektedir. Yapı üslubundan XVIII.yüzyılda yapıldığı sanılmaktadır.

Kareye yakın dikdörtgen planlı caminin bulunduğu arazinin meyilli oluşundan ötürü batı cephesi diğer yanlardan daha yüksektir. Caminin ortasında bulunan tek sütun kemerlerle duvarlara bağlanmış içerisini dört bölüme ayırmıştır. Bölümlerin üzeri de küçük kubbelerle örtülmüştür. Güney kenarının ortasında bulunan mihrap dışarıya doğru çıkıntı meydana getirmektedir. Mihrabın solunda küçük bir pencere diğer tarafında da ahşap minber yer almaktadır. Bu caminin de üzeri toprak damla örtülmüştür.


Alemdar Camisi (Merkez)

Bitlis şehir merkezinin güneyinde, Bitlis deresinin de sağında bulunan Alemdar Mahallesi’ndeki bu camiyi kitabesinden öğrenildiğine göre Maksut Paşa 1783-1784 yıllarında yaptırmıştır. Yapılışından sonra birkaç kez onarılmıştır.

Alemdar Camisi dik bir yamacın üzerinde bulunmakta, kesme taştan iki katlıdır. Caminin alt katında banisinin mezarı bulunmaktadır. Ayrıca burada Eba Eyyb-el Ensari’nin kardeşi Feyzullah el-Ensari’nin mezarının bulunuşu halk arasında camiyi aynı zamanda ziyaretgah yapmıştır.

İbadet bölümü bunun üzerindeki ikinci kattadır. Bu caminin de arazi konumundan ötürü düzgün bir planı bulunmaktadır. Eğri bir dikdörtgen plan düzenindeki camiye batı kenarındaki yay kemerli kapıdan girilmektedir. Kapı kemeri üzerinde de caminin kitabesi yer almıştır. İbadet mekanı doğu ve batı yönünde uzanan dört sütun ile iki bölüme ayrılmıştır. Ayrıca kuzey-güney yönündeki kemerlerle de beşer bölüme ayrıldığı görülmektedir. Bu kemerlerde muntazam olmayıp, doğu uçtaki iki kemer beden duvarlarına dikey,diğerleri ise çapraz konumdadır.

Duvarların doğu ve güneyinde nişler içerisinde pencereler sıralanmıştır. Diğer duvarlarda kemer ayaklarından ötürü büyük nişler yerleştirilmiştir. Caminin üst örtüsü düz toprak damlıdır.


Gökmeydan Camisi (Merkez)

51144409.Bitlis_1479.jpg


Bilecik il merkezinin güneyinde Gökmedrese Mahallesi’nde bulunan caminin kitabesinde l801 yılında yaptırılmış olduğu yazılı ise de yapı üslubundan daha eski tarihlerde yapıldığı anlaşılmaktadır. Büyük olasılıkla bu kitabe, belirtilmemekle beraber onarım kitabesidir. Caminin bu tarihte temelinden itibaren yıkılarak eski parçaların eklenmesiyle yeniden yapıldığı sanılmaktadır. Yalnızca giriş cephesindeki ahşap kapısının Selçuklu döneminden kaldığı sanılmaktadır. Bunun yanı sıra kesme taştan kapı kenarlarında Selçuklu yapılarında görülen sütunlar bulunmaktadır.

Günümüzde camiye yapılan yeni eklerle plan düzeni bozulmuş ve ortaya L şeklinde bir plan çıkmıştır. İki katlı olan caminin alt katını oluşturan taş duvarlar üst kattan tamamen ayrılmaktadır.Alt katın medrese veya zaviye olduğu ileri sürülmüşse de bu iddia da kesinlik kazanamamıştır.

İkinci katı oluşturan ibadet mekanına doğu cephesindeki merdivenlerle çıkılmaktadır.Düzgün olmayan,dikdörtgen planlı bu bölüm iki sütun ve iki paye ile boyuna iki, enine de dört bölüme ayrılmıştır. Bölümleri birbirinden ayıran kemerlerin beden duvarlarına birleştikleri yerlerde duvarlar ayrıca birer payanda ile takviye edilmiştir. Bunun sonucu olarak da ibadet mekanı sekiz ayrı bölüme ayrılmıştır. Bu bölümlerin üzerleri basık kubbelerle örtülmüştür.

İç mekan biri doğu diğeri de batı ve ikisi de mihrap yanında olmak üzere dört pencere ile aydınlatılmıştır. İç kısımda herhangi bir bezeme bulunmamaktadır.Yalnızca mihrap duvarının ortasında XIX.yüzyıl özellikleri taşıyan bezemeler dikkati çekmektedir.

Caminin güneybatı köşesine,camiden 3 m. uzaklıkta çok yüksek olmayan minaresi yapılmıştır. Minare, kitabesinden anlaşılacağı gibi l924 tarihinde yapılmıştır. Kare kaideli minarenin gövdesi yuvarlak olup yer yer bilezikler, rozetler, kaval silmeler ve üçgenlerle süslenmiştir.


Hacı Beğiye Mesçidi (Merkez)

Bitlis merkezinde, Bitlis Deresinin doğusunda yer alan Hacı Beğiye Mescidi kitabesinden öğrenildiğine göre İbrahim oğlu Emir Mehmet tarafından l444’de yaptırılmıştır. Ancak zaman zaman yapılan onarımlar nedeniyle cami ile birlikte medresesi orijinalliğini büyük ölçüde yitirmiştir.

Dikdörtgen planda küçük bir yapı olan cami Bitlis taşından yapılmıştır. Batı cephesinde üst sıralarında iri mukarnas yuvaları şeklinde fırız bulunmakta olup yapıldığı döneme aittir. İbadet mekanında orijinal bir iz ve bezeme bulunmamaktadır. Diğer Bitlis camileri gibi bunun da üzeri toprak düz damla örtülüdür.


Aynelbürüt Camisi (Soğukpınar Camisi) (Merkez)

Bitlis’in doğusundaki yamaçta, İnönü Mahallesi’nin Havuzbaşı mevkiinde bulunmaktadır. Bu yapıdaki türbeden ötürü Molla Abdurrahman Camisi de denilmektedir. Caminin kitabesi bulunmadığından ne zaman ve kimin tarafından yapıldığı bilinmemektedir.

Eğimli bir arazide yer alan cami iki katlıdır. Doğusundaki yoldan ötürü yüksekte kalan caminin cephesi bu yüzden basık bir görünümdedir. Alt kattaki türbe,şadırvan uzun bir koridor şeklinde olup üzeri tonoz örtülüdür.

İkinci katta caminin ibadet mekanı bulunmaktadır.Buraya zemin katından geçildiği gibi doğu cephesindeki kapıdan da girilmektedir. Kesme taştan duvarların batı ve güney cephelerine pencereler açılmıştır. Bu bölüm kuzey güney yönünde ve mihrap eksenindeki bir orta paye ile içerisi dört bölüme ayrılmıştır. Bu bölümlerin üzerleri basık kubbelerle örtülmüştür. Üst örtü diğer Bitlis camilerinde olduğu gibi düz toprak damlıdır.

Yarım silindirik mihrabın iki köşesine silindirik iki küçük sütun yerleştirilmiştir. Caminin minberi ve minaresi bulunmamaktadır.


Adilcevaz Paşa Camisi (Adilcevaz)

Adilcevaz-Ahlat yol üzerinde,göl kenarında, Adilcevaz Kalesi’nin altında bulunan Adilcevaz Paşa Camisi XVI.yüzyılda Zal Paşa tarafından yaptırılmıştır.

Osmanlı Erken Dönem Ulu Cami plan tipindeki caminin kuzey cephesinde ,iki sütun ve beden duvarlarının uzantılarının oluşturduğu kemerlerle birbirine bağlı üç kubbeli bir son cemaat yeri bulunmaktadır. Son cemaat yerinin ortasında sivri kemerli bir niş içerisinde yay kemerli caminin giriş kapısı bulunmaktadır. Kapının üzerinde kitabe yeri ayrılmış ise de kitabe buraya konulmamıştır. Son cemaatin iki yanında birer pencere bulunmaktadır. Dikdörtgen planlı ibadet mekanının ortasında dört sütun bulunmaktadır. Bu sütunlar birbirlerine ve duvarlara kemerlerle bağlı olup üzerleri taş pandantifli küçük dokuz kubbe ile örtülmüştür. İbadet mekanının doğu ve batı cephelerinde iki sıra halinde alttakiler sivri kemerli, üsttekiler alttakilerden bir fazla olarak yine sivri kemerli pencereler bulunmaktadır. Mihrap yönünde ise iki sıra halinde sivri kemerli üç pencere bulunmaktadır.

Mihrap beş kenarlı küçük bir çıkıntı halinde dışarıya taşırılmıştır. Mihrap çıkıntısını üzeri piramidal bir külahla örtülmüştür.

Caminin kuzey batı köşesine, son cemaat yerine bitişik olarak kare kaideli minare eklenmiştir. Bu minare Ahlat Kalesi içerisindeki İskender Paşa ve Kadı Ahmet Camilerinin minarelerine benzemektedir. Kaidenin üst kısımlarında meandr motifleri, kuşaklar vardır. Buradan yuvarlak gövdeye geçilmektedir.Gövde bir taş sırası altında beyaz taştan örgü motifli bir kuşakla daha gösterişli bir konuma getirilmiştir.


Ulu Cami (Adilcevaz)

Adilcevaz ilçesinin batısında, Van Gölü kıyısındaki yamaçta yer alan Ulu Caminin XIV-XV.da yapıldığı sanılmaktadır.

Cami dikdörtgen planlı olup doğu-batı yönünde uzanmaktadır. Arazi konumundan ötürü doğu ve batısı toprağa gömülmüştür. Güney cephesi asıl cepheyi meydana getirmektedir. Düzgün blok taşlardan yapılan caminin ibadet mekanına doğudan taş söveli bir kapıdan girilmektedir. Buradaki bölüm aynı zamanda son cemaat görevini de üstlenmiş, abdest alma muslukları da buraya sıralanmıştır. Üzeri beşik tonozla örtülü ibadet mekanı dikdörtgen planlıdır.

Girişe göre tam eksen üzerinde bulunmayan mihrap dışa doğru hafif bir çıkıntı yapmakta olup doğusunda bir,batısında da üç pencere buraya açılmıştır.Ayrıca güney duvarı boyuncu sivri kemer alınlıkla pencereler sıralanmıştır. Bunların alınlıklarında çarkıfelek rozet motifleri birbirini izler biçimde sıralanmıştır. İlk sıra pencereler küçük,üst sıradakiler dikdörtgen şekildedir.


İskender Paşa Camisi (Ahlat)

İskender Paşa Camisi Eski Ahlat Kalesi içerisinde bulunmaktadır. Kitabesinden öğrenildiğine göre İskender Paşa tarafından 1584 yılında yaptırılmıştır.Mimar Sinan eseri olduğu da ileri sürülmüştür.

İskender Paşa Camisi 20.75 X 16.27 m. ölçüsünde dikdörtgen bir plan göstermektedir. Caminin asıl ibadet yeri 13.05 X 12.83 m. ölçüsünde olup bu bölümün üzeri kubbe ile örtülmüştür. Günümüze harap bir halde gelen caminin son cemaat yeri iki sütun ve beden duvarlarının uzantılarından oluşmakta olup bunların üzerleri küçük kubbelerle örtülüdür. Giriş kapısı sivri kemerli büyük bir niş şeklinde olup taş silmelerle bezenmiştir. Kapının üzerinde kare bir çerçeve içerisine alınmış yapım kitabesi bulunmaktadır.

Caminin beden duvarları kırmız beyaz renkli taşların alternatif düzende sıralanmasından meydana gelmiştir. Üst örtü yıkıldığından bu konuda sağlıklı bir bilgi verebilmek çok zordur.Bununla beraber üst örtünün tromplu bir kubbe ile örtülü olduğu sanılmaktadır. Caminin doğu,batı cephelerinde üçer,kuzey ve güney cephesinde ikişer penceresi bulunmaktadır. Ayrıca giriş kapısı ile mihrap üzerinde de sivri kemerli birer pencere yer almaktadır. Bu pencereler mermer söveli,sivri kemerli ve alınlıklıdır.

İbadet mekanın süslemeli olup olmadığı kesinlik kazanamamakla beraber oldukça sade bir kale camisi olduğu sanılmaktadır.Mihrap beş köşeli olup iki köşesine iki ince sütun yerleştirilmiştir.

Caminin kuzey batı köşesine 3.18 x 3.18 m. ölçüsünde kare kaideli minare eklenmiştir.Minare gövdesi yuvarlak olup örgü motifli bir kuşakla hareketli bir görünüm sağlanmıştır. Şerefe altı mukarnaslarla süslenmiştir. Şerefe üzerindeki petek daha inci olup burası da mukarnaslarla bezenmiştir.


Kadı Mahmut Camisi (Ahlat)

Ahlat Kalesi içerisinde bulunan Kadı Mahmut Camisi’ni Ahlatlı kadı ailesinden Gazi Kadı Mahmut 1597 de yaptırmıştır. Cami İskender Paşa Camisi ile birlikte yapılmıştır.

Caminin kuzey cephesinde bulunan son cemaat yeri ibadet mekanın uzantıları ile bunların arasındaki iki sütunun oluşturduğu üzeri kubbeli üç bölüm halindedir. Giriş kapısı sivri kemerli büyük bir niş içerisine alınmıştır. Mermer söveli kapının üzeri geometrik kabartma motiflerle bezenmiştir. Bunun üzerine de caminin yapım kitabesi yerleştirilmiştir. Girişin iki yanında zeminden yüksek sekiler üzerinde silindirik mihrapçıklar ve bunların etrafında da geometrik geçmeler yer almaktadır. Cami diğer Ahlat yapılarında olduğu gibi kesme taştan yapılmıştır. Cami 17.48 X 13.39 m. ölçüsünde dikdörtgen planlıdır. İbadet yeri ise l3.39 X l3.39 m. ölçüsünde kare planlıdır.Üzeri stalaktitli köşe tromplarının yardımıyla beden duvarlarına oturan piramidal ,taş külahlı bir kubbe ile örtülüdür. Caminin doğu ve batı cephelerinde sivri kemer alınlıklı üçer pencere ile aydınlatılmıştır. Mihrabın iki yanında da birer pencere bulunmaktadır.

Mihrap beş köşeli küçük bir niş şeklindedir.İki köşesinde küçük başlıkları olan sütunlar yerleştirilmiştir.

Minare kuzey batı köşesinde olup kaideye kadar olan bölümü yıkılmıştır.Taştan kare kaidesinin üzerinde silindirik gövdesi olduğu sanılmaktadır.Büyük olasılıkla minare İskender Paşa Camisinin minaresinin bir benzeridir.


Emir Bayındır Camisi (Ahlat)

Emir Bayındır Camisi Emir Bayındır Kümbetinin kuzeyinde bulunmaktadır. Giriş kapısının sağındaki kitabeden Bayındır İbn Rüstem tarafından 1477’de yaptırıldığı öğrenilmektedir.

Cami dikdörtgen planlı olup iki bölümden meydana gelmiştir. Birinci bölümü kare planlı öndeki giriş eyvanı oluşturmaktadır. Bunun arkasındaki ibadet mekanı birinci bölümden daha geniş olup dikdörtgen planlıdır. Kesme taştan yapılan caminin üzeri toprak damla örtülmüştür.İbadet mekanı batı yönünde bir, mihrabın iki yanında da iki pencere ile aydınlatılmıştır.

Güney cephedeki mihrap oldukça basit ve bezemesiz olup duvardan dışarıya doğru çıkıntı meydana getirmektedir.
 
Adana Merkez (Sabancı) Camii​


Sabancimosque19082006.jpg



Sabancı Merkez Camii, Adana şehrinin merkezinde, Seyhan nehri kıyısında yer alan, Türkiye’nin en büyük camisidir. 1998 yılında hizmete açılmıştır. 32 metre çaplı ana kubbesi ile Türkiye’nin en büyük kubbeye sahip camisidir. Caminin proje mimarı Necip Dinç’tir.Ortadoğu'nun en büyük camiisi olarak da kabul edilir

20,000 kişilik cami(açık alanın düzenlenmesiyle 28,000 kişi), son cemaat mahaliyle birlikte 6600metrekareye yayılmıştır; 9 fil ayağı üzerine oturur. Klasik Osmanlı mimarisi tarzında yapılmıştır. Genel görünüm olarak Sultanahmet Camii’ne, plan ve iç mekan olarak Selimiye Camii’ne benzer. Bu nedenle Sabancı Merkez Camii için “Selimiye’nin eşi, Sultanahmet’in kardeşi, Kocatepe’nin çağdaşı.” denmektedir.

4 yarım-kubbe, 5 kubbe, 6 minaresi vardır; bunlar 4 kitap, 4 halife ve 4 mezhebe, İslam’ın 5 şartına, imanın 6 şartına karşılık gelmektedir. 32 metre çaplı ana kubbe 32 farza, avludaki 28 kubbe Kuran’da adı geçen 28 peygambere, ana kubbedeki 40 pencere Hz. Muhammed’(sav)in peygamber olduğu yaşa ve 40 rekat namaza, 99 metrelik 4 minare Allah’ın 99 güzel ismine karşılık gelir.

Caminin temeli 13 Aralık 1988’de atılmıştır. 65bin metrekarelik arsası Adana Büyükşehir Belediyesi tarafından Türkiye Diyanet Vakfı’na devredilmiş; halkın bağışları ile caminin %50’si tamamlanmıştır. Geri kalan %50, Hacı Sabancı ve onun ölümünden sonra Sabancı ailesi tarafından karşılanmış; bu nedenle başlangıçta Merkez Camii olması düşünülen adı Sabancı Merkez Camii halini almıştır.

Hat işlerini Hüseyin Kutlu; nakış - tezyinat işlerini Mimar Semih İrteş; mukarnas işlerini Ali Turan Usta; mihrap, minber, kürsü, ana mekan ve son cemaat mermer kapıları Nihat Kartal; şadırvanlar, sebil köşkü, bahçe mermer kapıları ve mermer söveleri Necati Cebeci; beton ve alçı vitraylar A. Kadir Aydın Usta; ana mekan ve hündekâri kapıları Ahmet Yılçay Usta, avizeyi Cedetaş Elektromekanik A.Ş. firması yapmıştır.


a1.jpg



adana_1_1.jpg



adana_4.jpg



adana_cami.jpg



adanamosq.jpg



Şu görüntüyü saatlerce izleyebilirim. Geceleri hiç bir camii bu kadar güzel görünmüyordur sanırım.


cami.jpg



cami_merkez.jpg



sabanc_merkez_camii.jpg



a8.jpg
 
güzel bişeyler bulursam bende ekleme yapacağım inşaallah.
 
Samsun-Vezirköprü sitesinden alınmıştır.

Camiiler hakkında bir bilgi bulamadım. Kusura bakmayın.




071.jpg



068.jpg



082.jpg



301-1.jpg



2021a.jpg



2021c.jpg



2023.jpg



016.jpg



Resim%201414.jpg



Resim%201415.jpg



Resim%201417.jpg



086.jpg



087.jpg



Resim%201420.jpg



Resim%201422.jpg



Resim%201423.jpg



Resim%201431.jpg



Resim%201432.jpg



Resim%201433.jpg



Resim%201434.jpg



Resim%201435.jpg



Resim%201438.jpg



Resim%201439.jpg



Resim%201445.jpg



Resim%201452.jpg



Resim%201455.jpg



Resim%201457.jpg



Resim%201458.jpg



Resim%201459.jpg



Resim%201460.jpg



DSC04922.jpg



DSC04924.jpg



IMG_3795.jpg



IMG_4224.jpg
 
ay allahım ne güzeller.sonsuzum eline sağlık.
 
KÜTAHYA-Ulu Camii​


Gazi Kemal mahallesinde Vacidiye medresesi (bugünkü Kütahya Müzesi) ile II.Yakup Çelebi İmaret Mescidi (Eski Vahitpaşa İl Halk Kütüphanesi) arasında yer alır. 45*25 metrelik bir alanı kaplar. Kütahya' nın en geniş iç hacmine sahip tarihi yapısıdır. Avlusuzdur. Tamamen kesme taştan yapılmıştır. İki tam kubbe ve 6 yarım kubbe ile desteklenmektedir. Dikdörtgen biçimlidir.

Minaresinin kaidesi kesme taş, gövde kısmı tuğladandır. Yapının bugünkü halinde doğu, batı ve kuzeyden olmak üzere üç girişi vardır. Beş bölümlü bir son cemaat yeri vardır. Batı tarafındaki bir bölüm 19.yüzyılda örülerek "Vahitpaşa Kütüphanesi" olarak kullanılmıştır. Dikkat çekici keçeli, saraçlı kapı örtüsü vardır.

Kapılardan girildiğinde iç mekan ayrımı geniş, aydınlık ve ferah bir etkiye sahiptir. Yüksek kaideler üzerine yerleştirilmiş, hafif yivli, antik altı büyük sütun geniş mekanı görmeyecek şekilde iki kubbe ile altı yarım kubbeyi taşımaktadır. Sütun başlıkları sade, üstleri ise yastıklıdır. Kemerler ise koyu kırmızı ve gri olmak üzere iki renkli işlenmiştir. İki tam, altı yarım kubbe yanı sıra köşelerde de dört küçük kubbesi vardır.

Caminin ortasında bir şadırvan vardır. Şadırvan üzerine altı küçük sütuna oturtulmuş ahşap tavanlı bir müezzin mahfili vardır. İç mekanın arka kısmının üstü boydan boya mahfilidir. Cami iç mekanında bütün yazı ve istif levhaları ile kalem işleri yoğun bir şekilde kullanılmış olmasına rağmen dağılışları göze batmayan dengeli bir süsleme oluşturmaktadır. Yapının bugünkü sahip olduğu mekan ferahlığı yanında kalem işleri 19.yüzyıl sonunda gerçekleştirilen en başarılı yapılardan biri olarak tanımlanmaktadır. Ancak çiniler diyarının bu muhteşem eserinde mihrabın sağında dört kareden meydana gelmiş kabe tasvirli çini kompozisyonu dışında çini bulunmaması dikkat çekicidir.

Ulu Caminin ilk şekli ağaç direkli bir cami olarak Yıldırım Beyazıt tarafından yaptırılmaya başlanılmış, Ankara savaşından (1402) sonra oğlu Musa Çelebi tarafından tamamlanmıştır. (1410) Vakıf kayıtlarında camiden Yıldırım Beyazıt Han Camii olarak bahsedilmektedir. Ünlü seyyah Evliya Çelebi caminin Kanuni Sultan Süleyman döneminde Mimar Sinan tarafından tamir edildiğini de belirtmektedir.

Kanuni, Rodos (1522-1523) ve Irakeyn (1534-1535) seferlerinde bir süre Kütahya' da bulunmuştur. Bu sırada binanın onarımı için seferlere katılmış olan Mimar Sinan' a talimat vermesi mümkündür.

Bundan sonra da bazı onarımlar geçirmiş olmakla birlikte cami son şeklini 1893' de Sultan II.Aldülhamit Han zamanında almış ve bu son büyük onarım sırasında cami kubbeli olarak yapılmıştır.

1888' de başlayıp 1893' de bitirilen bu onarımda duvarlar temellere kadar yıkılıp, yeniden kesme taştan yapılmış, Aizanoi (Çavdarhisar)' dan getirilen sütunlar ve mermer plakalar kullanılarak kubbeli şekilde yeniden yapılmıştır.

Ulu Camii, bundan başka sonuncusu 1961-1962' de olmak üzere küçük onarımlar da geçirmiş, zaman zaman kurşun kaplamalar değiştirilmiştir.



url]



PICT0061.JPG



PICT0048.JPG



PICT0055.JPG



vaksitulucami.JPG



PICT0050.JPG



PICT0051.JPG



PICT0052.JPG



PICT0054.JPG



PICT0058.JPG



PICT0060.JPG



ulucami1.jpg



ulucami4.jpg



ulucami3.jpg



ulucami2.jpg


teknik olarak resim kalitesi oldukça düşük. bunun için kusura bakmazsınız umarım. :melek

ama manevi kalitesi oldukça yüksektir eminim.
 
Geri
Üst