¢кfєиa
kнизяиapαe
Bütün büyük adamların küçük çadırlarda doğduğu söylenir.Şeyh Hatim için de aynı şey geçerliymiş.Kendisi küçük bir çadırda doğmuş ama çok çalışarak en zengin şeyhlerden biri olmayı başarmış.
Bu şeyhin adı herkesin dilindeymiş.Zenginliği yüzünden değil; erdemli ve cömet olduğu için.Şeyh Hatim isteyen herkese yardım eder, kimsenin ihtiyacını sorgulamazmış.Düşmanlarını bile reddetmezmiş.Bir keresinde karnı aç olan tam dört yüz kişi şeyhin çadırına gitmiş.O ne yapmış? Elli deve kesip hepsinin karnını doyurmuş.
Sultan da şeyhin adını duymuş.Onun bu cömetliğinin numara olduğunu , böylece kendisinin ve satacağı şeylerin reklamını yaptığını düşünmüş.Adamlarını gönderip şeyhten en değerli varlığını istemeye karar vermiş.Bu, bütün ülkede nam salmış bir atmış.Sultan böylece şeyhin söylendiği kadar cömert olup olmadığını anlayacakmış.
Düldül adındaki bu at, bütün arabistanın en iyi atıymış.Onu Hatim in çocukları büyütmüşler.Hayvanı öyle çok seviyorlarmış kikılına zarar gelecek diye ödleri kopuyormuş.
Sultan ın adamları oraya vardıklarında çok açlarmış ve neredeyse ölmek üzerelermiş.Karşılarında sadece üç küçük çadır bulunca çok şaşırmışlar.Ortada hayvan sürüsü filan da yokmuş.Şeyh Hatim onları sevgili atı Düldül ün üzerinde karşılamış.
Sultan ın adamları, şeyhin konuk beklemediğini yinede onları büyük bir konuk severlikle ve sıcak tavırlarla karşıladığını farketmişler.Konuklarının acıklı durumunu gören Şeyh, ziyafet hazırlayacağını söylemiş.
Adamlar önlerine konan yemeklere şaşkınlıkla bakmışlar.Sofrada bol bol yemek varmış.Hiç böyle lezzetli yemek yememişler.Karınlarını tıka basa doyurmuşlar.
Sonunda niyetlerinden çok utanmışlar.Şeyhe, sultanın onları kendisinin cömertliğini sınamak ve Düldülü istemek için gönderdiğini söylemişler.
Şeyh yere çöküvermiş.Yüzü bembeyaz olmuş.''Ah dostlarım , keşke niyetinizi en başında söyleseydiniz.Ben buraya daha iki gün önce geldim, bu yüzden konuk ağırlamak için hazırlığım yoktu.Malzemelerimin gelmesini bekliyordum, ama çok yağmur yağdığı için buraya ulaşmaları gecikti.Sizi öyle yorgun ve aç görünce ne yapayım?Çadırımda hiç et yoktu.Keçi,koyun filan da yoktu.Ama konukseverliğimden vazgeçebilir miydim? Çadırımda aç insanların olduğu düşüncesine dayanamazdım.Benim de aklıma bir dediğimi iki etmeyen atım Düldül geldi.Başka ne yapabilirdim.'' Şeyhin yanaklarından yaşlar süzülüyormuş.''Şimdi gidin ve bana inanmayan sultanınıza durumu anlatın.Ben güzel , uslu atım Düldül ü size yemek hazırlayabimek için kesip pişirdim...
Bu şeyhin adı herkesin dilindeymiş.Zenginliği yüzünden değil; erdemli ve cömet olduğu için.Şeyh Hatim isteyen herkese yardım eder, kimsenin ihtiyacını sorgulamazmış.Düşmanlarını bile reddetmezmiş.Bir keresinde karnı aç olan tam dört yüz kişi şeyhin çadırına gitmiş.O ne yapmış? Elli deve kesip hepsinin karnını doyurmuş.
Sultan da şeyhin adını duymuş.Onun bu cömetliğinin numara olduğunu , böylece kendisinin ve satacağı şeylerin reklamını yaptığını düşünmüş.Adamlarını gönderip şeyhten en değerli varlığını istemeye karar vermiş.Bu, bütün ülkede nam salmış bir atmış.Sultan böylece şeyhin söylendiği kadar cömert olup olmadığını anlayacakmış.
Düldül adındaki bu at, bütün arabistanın en iyi atıymış.Onu Hatim in çocukları büyütmüşler.Hayvanı öyle çok seviyorlarmış kikılına zarar gelecek diye ödleri kopuyormuş.
Sultan ın adamları oraya vardıklarında çok açlarmış ve neredeyse ölmek üzerelermiş.Karşılarında sadece üç küçük çadır bulunca çok şaşırmışlar.Ortada hayvan sürüsü filan da yokmuş.Şeyh Hatim onları sevgili atı Düldül ün üzerinde karşılamış.
Sultan ın adamları, şeyhin konuk beklemediğini yinede onları büyük bir konuk severlikle ve sıcak tavırlarla karşıladığını farketmişler.Konuklarının acıklı durumunu gören Şeyh, ziyafet hazırlayacağını söylemiş.
Adamlar önlerine konan yemeklere şaşkınlıkla bakmışlar.Sofrada bol bol yemek varmış.Hiç böyle lezzetli yemek yememişler.Karınlarını tıka basa doyurmuşlar.
Sonunda niyetlerinden çok utanmışlar.Şeyhe, sultanın onları kendisinin cömertliğini sınamak ve Düldülü istemek için gönderdiğini söylemişler.
Şeyh yere çöküvermiş.Yüzü bembeyaz olmuş.''Ah dostlarım , keşke niyetinizi en başında söyleseydiniz.Ben buraya daha iki gün önce geldim, bu yüzden konuk ağırlamak için hazırlığım yoktu.Malzemelerimin gelmesini bekliyordum, ama çok yağmur yağdığı için buraya ulaşmaları gecikti.Sizi öyle yorgun ve aç görünce ne yapayım?Çadırımda hiç et yoktu.Keçi,koyun filan da yoktu.Ama konukseverliğimden vazgeçebilir miydim? Çadırımda aç insanların olduğu düşüncesine dayanamazdım.Benim de aklıma bir dediğimi iki etmeyen atım Düldül geldi.Başka ne yapabilirdim.'' Şeyhin yanaklarından yaşlar süzülüyormuş.''Şimdi gidin ve bana inanmayan sultanınıza durumu anlatın.Ben güzel , uslu atım Düldül ü size yemek hazırlayabimek için kesip pişirdim...
