Bunu daha önce kimse yapmamıştı : Ayetlere sansür / MEB'nın yeni icraatı

DeRSaaDeT

Islambol
bizim zamanımızdada hadislere sansür vardı 50 yıl sonrada heralde islama sansür konacak
çatlasanızda patlasanızda bişey yapamayacaksınız
 

Aysar

New member
dostum ... herhalde cok hafife aliyorsun .. kurandan ayet cikarmaktan konusuyoruz .. allahin dininizi kamile erdirdim dedigi dinden ahkamlari ayetleri cikarmak ne demek? simdi yeniden soruyorum bu kafirlik degil de ne? .. dinimizde kafire kafir diyebilyorsun ... ecevitin dinle yakindan uzaktan hic bir alakasi yoktu zaten .. eger ecevit peygamber evladi bile olsa onun böyle demesi veya düsünmesi onu dinden cikarir .. dinimizde bu var bak...
 

apocalyps

Devrimci Genç
yani bu kadar kesin kafirdir damgası wurdun ya helal olsun sana ben ecevitin senin dediğin gibi bi çalışması olduğunu duymadım şuan senden duyuyorum o yüzden inanmıyorum ki bu kişilerle gayet de ilgilenen bi insanım dediklerinin hiçbiryerine katılmıorum.
 

nickel_tec

New member
apocaliyps abiyi kızdırmayın, onun konularına hemfikir değilseniz cevap yazmayın, fazla üstelemeyin, Allah muhafaza :D
 

osiris_cemo

New member
Aysar' Alıntı:
zamaninda ecevit (artik mahserde yapar) kurandan ahkamlari cikaracakti ... kafirligin siniri yok ...
Nerden çıkarıyorsun böyle bişeyi? Unutma gıybet en büyük günahlardan biridir iftirada öyle.Sağdan soldan duyduğunuz uydurma şeyleri dillendirmeyin vebali büyüktür.Ayrıca Rahmetli olmuş birinin arkasından konuşma dinden imandan dem vuruyosun daha en basit prensibinden haberin yok ölünün ardından konuşulmaz.
 

DeRSaaDeT

Islambol
ylcaks' Alıntı:
ARKADAŞLAR KULAK MİSAFİRİ OLDUM BİR İKİ CÜMLE SÖYLEYECEM O KADAR
ECEVİTİN VEYAHUTTA KİM OLURSA OLSUN KURANI KERİMDEN AYET ÇIKARTMAK GİBİ BİR DÜŞÜNCESİ OLAN İNSAN MÜSLÜMAN DEĞİLDİR. ZİRAA ALLAH ÇOK BAĞIŞLAYAN VE ÇOK MERHAMET EDENDİR. ÖMRÜNDE BİR KERE KELİMEİ ŞAHADET GETİRMİŞ OLAN İNSAN CENNET YÜZÜ GÖRECEKTİR. HADİSİ ŞERİF.
BİR ÖRNEKLE DE KONUYU BİTİRMEK İSTİYORUM. ALLAHÜ TEALA HZ. NUH PEYGAMBERE BUYURMUŞTUR KAVMİNİ TOPLA YOLA ÇIKACAKSINIZ AMA O BU YAŞTA DOĞUMMU YAPACAM DİYEN KARINI ÇAĞIRMA.
biraz küçük yazsan daha iyi olacak kardeş
illa eceviti konuya dahil edeceksiniz o zaman cevap vereyim
1-Haber kaynağını getir
2-böyle bişey yapmış olsa bile tövbe edip etmediğini bilemeyiz
ayrıca herkes kendi imanından sorumlu olmalıdır zira kimin imanlı veyahut imansız olarak öleceğini kimse bilemez
ne kadar çok zamanın var ki başkaları hakkında konuşabilecek zamanı bulabiliyorsun ilginç
 

ylcaks

New member
Kafir kimdir Müslüman kimdir

Kafir kimdir Müslüman kimdir daha fazla tartışmayın arkadaşlar Tartıştığınız konu burda

Acaba her kendine “ben müslümanım” diyen müslüman mıdır?

“Allah’a ibadet ediyorum” diyen her kişinin ibadetini Allah acaba kabul eder mi?

Nuh (a.s)’dan Rasulullah’a kadar insanların çoğu Allah’a inandıklarını ve O’na ibadet ettiklerini iddia etmişlerdir. Fakat Allah onların ne ibadetlerini ne de imanlarını kabul etmiştir. Onların yaptıkları ibadetleri geçersiz saymış ve onlara gerçek imanı ve ibadeti öğretmek için rasuller göndermiştir.

İnsanların Allah katındakı değeri ibadetlerinin çokluğuyla değil de yaptıkları ibadetlerin Allah’ın razı olduğu ve istediği şekilde olmasıyla ölçülür.

Nitekim Rasulullah (s.a.s) zamanındaki ehli kitap Allah’a (c.c) çokça ibadet etmelerine ve O’na iman ettiklerini iddia etmelerine rağmen Allah (c.c) onların ne imanını ne de ibadetini kabul etti. Hatta onları müşrik ve kafir olarak isimlendirdi.

Allah (c.c) şöyle buyuruyor:

“De ki: “Ey kitap ehli! Siz Tevrat’ı, İncil’i ve Rabbinizden size indirileni (Kur’an’ı) uygulamadıkça bir esas üzerinde değilsiniz.” (Maide: 68.) Gerek Rasulullah (s.a.s) zamanındaki müşrikler, gerek Rasulullah’tan önceki müşrikler Allah’ın yaratıcı olduğunu, herşeyi yoktan varettiğini ve rızık verici olduğunu kabul ediyorlardı. Fakat Allah (c.c) onların bu inançlarına rağmen müslüman olmadık larını, bilakis müşrik olduklarını ve sonsuza kadar da cehennemde kalacaklarını bildirmiştir.

Allah (c.c) şöyle buyuruyor:

“Ey Muhammed! De ki: Eğer biliyorsanız söyleyin bakalım yeryüzü ve oradakiler kimindir?”

”Allah’ındır” diyecekler. “O halde hiç düşünmez misiniz?” de.

“Yedi göğün Rabbi ve yüce arşın Rabbi kimdir? “ de.

“Allah’dır” diyecekler. “O halde hiç sakınmaz mısınız (korkmaz mısınız)?” de.

‘Öyleyse herşeyin hakimiyet ve mülkiyeti elinde olan, dilediğini koruyan fakat kendisinden hiçbir şey korunmayan kimdir? Biliyorsanız söyleyin” de.

“Allah’dır” diyecekler. “O halde nasıl aldanıyorsunuz?” de.

“Doğrusu biz onlara hakkı getirdik. Fakat onlar yalancıdırlar.” ( Mü'minun: 84-90.)



Allah (cc) ancak istediği şekilde olan imanı, istediği şekilde olan İslamı, istediği şekilde olan ibadeti kabul eder.

O halde Allah’ın istediği şekildeki iman, İslam, ibadet nedir ve nasıl olmalıdır? Allah bunları bize bildirmiş midir? Bildirdiyse nerede bildirmiştir? Bunları nereden öğrenebiliriz?



ÖLÇÜ


Bunları ancak Kur’an ve sünnetten öğrenebiliriz.

Allah (c.c) şöyle buyuruyor:

“Rabbinizden size indirilene uyun. Ondan başka dostlar edinerek onlara uymayın. Pek az öğüt dinliyorsunuz.” ( A'raf: 3.)

Yani; Allah’ın Rasulullah’a indirdiği Kur’an ve sünnete uyun, demektir.

Allah (c.c) şöyle buyuruyor:

“İhtilafa düştüğünüz her meselede hüküm verecek olan Allah’tır.” (Şura: 10)



Başka bir ayette:

“Allah ve Rasulü birşeye hükmettiği zaman inanan erkek ve kadına artık işlerinde başka yolu seçme hakkı yoktur. Allah’a ve Rasulüne başkaldıran şüphesiz apaçık bir şekilde sapmış olur” (Ahzap: 36)



Rasulullah (s.a.s) şöyle buyuruyor:

“Kim bizim emrimize uymayan bir iş işlerse onun ameli geçersizdir.” (Buhari-Müslim-Ebu Davud (Tac: C.1 Kitap ve sünnete sarılmak bah.) (Nevevi kırk hadis)

Rasulullah Veda hutbesinde şöyle buyuruyor:

“Size iki şey bırakıyorum. Onlara sarıldığınız müddetçe asla sapıtmazsınız. Bunlar da Allah’ın kitabı (Kur’an) ve benim sünnetimdir.” ( Buhari-Müslim (Cem'ul Fevaid: c.1 Kitap ve Sünnete sarılma bah.)



Rasulullah (s.a.s) şöyle buyuruyor:

“Arzusu benim getirdiğime tabi olmadıkça hiçbiriniz iman etmiş olmaz.” (Müslim-Beyhaki)

O halde Allah’ın kitabı, Rasulullah’ın sünnetine göre iman nedir, küfür nedir, İslam nedir, müslüman kimdir, müşrik ve kafir kimdir, Allah’ın kabul ettiği ibadet nedir? Şimdi bunları inceleyelim.


İSLAM


İslam; Allah’ın emirlerine boyun eğip kayıtsız şartsız itaat etmek, zahiren ve batinen bunlara teslim olmaktır.

Allah (c.c) şöyle buyuruyor:

“De ki: ‘Eğer Allah’ı seviyorsanız bana uyun ki Allah da sizi sevsin ve günahlarınızı bağışlasın. Allah Gafur’dur, Rahim’dir. Allah’a ve rasulüne itaat edin’ de. Şayet yüzçevirirlerse şüphesiz ki Allah kafirleri sevmez.” (Al-i İmran 31 32)



Allah (c.c) kabul ettiği İslam’ı kitabında şöyle açıklıyor:

“Tağutu reddedip Allah’a inanan kimse kopmak bilmeyen sağlam bir kulpa sarılmıştır.” (Bakara: 256)

Ayette geçen: “Kopmak bilmeyen sağlam kulp”tan kasıt; Allah’ın razı olduğu İslam’ın ta kendisidir. Bu ayetten anlaşılıyor ki kişinin kopmak bilmeyen sağlam kulpa sarılabilmesi yani müslüman olabilmesi için sadece Allah’a iman etmesi yeterli değildir. Bundan önce “tağutu reddedip” inkar etmesi gerekir. Tağutu reddetmeden müslüman olmak mümkün değildir. Allah (c.c) yukarıdaki ayette bizlere; İslam’ın geçerli olabilmesi için yani müslüman olabilmemiz için, kişi de özellikle bu iki şartın aynı anda bulunmasının gerekli olduğunu apaçık bir şekilde bildiriyor.

Bu iki şarttan; birincisi “tağutu inkar” ikincisi ise “Allah’a iman”dır.”

Şüphesiz tağutu bilmeyen kişi tağutu reddedemez. Tağutu reddedemediği için müslüman da olamaz. İmanı da bilmeyen kişi iman edemez. Velev ki iman ettiğini iddia etsin. Çünkü imanı bilmediğinden dolayı iman iddiası geçersizdir.

Allah (c.c) şöyle buyuruyor:

“Sana ve senden öncekilere indirilenlere inandıklarını iddia edenleri görmüyor musun? Reddetmeleri emrolunmuşken tağuta muhakeme olmak istiyorlar. Şeytan onları derin bir sapıklığa düşürmek istiyor.” (Nisa: 60.)

Allah (c.c) bu ayette; müslümanlık iddiasında bulundukları halde müslüman olarak kabul etmediği bazı kimselerden bahsediyor. Onlar bütün rasullere indirilen kitaplara ve Rasulullah’a (s.a.s) indirilen Kur’an’a inandıklarını söyledikleri halde tağuta muhakeme olmak istiyorlar. Halbuki Allah (c.c) tağutu reddetmeden iman ve İslam iddiasında bulunan bir kimsenin iddiasının boş ve geçersiz bir iddia olduğunu belirtiyor. Aynı kalpte Allah’a iman ile tağuta muhakeme olma isteği birarada buluna maz. Çünkü ayette; (Tağutu inkar etmekle emrolunmuşlardı.) buyrulmuştur.

Fakat şeytan onları; tağuta muhakeme olmak istedikleri halde mü’min ve müslüman kalabileceklerine dair vesvese vermek suretiyle derin bir sapıklığa düşürmek istiyor. (Şeytan onları derin bir sapıklığa düşürmek istiyor.) ayetinin anlamı işte budur.

Allah (c.c) başka bir ayette şöyle buyuruyor:

“Tağuta kulluk etmekten kaçınıp Allah’a yönelenlere müjde vardır.” (Zümer: 17)

Bu ayeti kerimede Allah (c.c); müjdelenecek bazı kimseleri bizlere tanıtıyor ve bunların; tağuta kulluk etmekten kaçınmak suretiyle sadece Allah’a yönelen kişiler olduğunu belirtiyor. Yine ayette; insanların kurtuluşa erebilmeleri için tağuta ibadetten kaçınmaları emrediliyor. İslam’ın Allah katında geçerli olabilmesi için öncelikle tağutun inkar edilmesinin gerekli olduğu şartını yine bu ayette açık bir şekilde görmekteyiz.

Yine Allah (c.c) bize bütün Rasullerin çağrısını şöyle bildiriyor:

“Muhakkak ki her topluluğa bir rasul gönderdik. Allah’a ibadet etmelerini tağuta kulluk etmekten kaçınmalarını emrettik.” (Nahl: 36)



Bu ayette; bütün rasuller ümmetlerine Allah’a (cc) yapılan ibadetlerin geçerli olması için tağutu inkar edip ondan kaçınmalarını ve daha sonra Allah’ın istediği şekilde Allah’a iman ederek ibadet etmelerini emrediyorlar.

O halde tağutu çok iyi bilmeliyiz ki reddedebilelim. Zira daha önce söylediğimiz gibi tağutu bilmeyen onu reddedemez. Tağutu reddetmeyen kişi ise her ne kadar iman ve İslam iddiasında bulunsa bile Allah o kişinin imanını ve İslamını asla kabul etmez

O halde tağut nedir?

Tağut; arapça bir kelime olup “tağa” (haddini aştı) kökünden türemiştir ve “haddini aşan mahluk” demektir.

Şer’i manası ise; Allah’ın koyduğu ölçüler dışında ölçüler koyan, insanı Allah’a ibadetten alıkoyan, Allah ve Rasulüne tabi olmayı engelleyendir. Bu insi ve cinni şeytan, nefis, hayvan, ağaç, para, taş, kadın, mezar olabileceği gibi; Allah’ın hükümleri dışında hükümler koyan zalim bir diktatör, halkın seçtiği seçkin bir zümre, bir meclis, bir grup bilim adamı veya Allah’ ın kitabın dan kaynaklanmayan adet, alışkanlık ve düşünce (ideoloji) de olabilir.

Allah (c.c) şöyle buyuruyor:

“Allah hüküm koymada kendisine ortak ka buletmez.” [Kehf: 26]

“Hüküm vermek yalnızca Allah’a aittir.” [Yusuf: 40]



TAĞUTA ÖRNEKLER


Tağutu daha iyi anlayabilmek için şöyle örnekler verebiliriz:

1) Allah (c.c) hırsızlık hakkında şöyle buyuruyor:

“Hırsızlık yapan erkek ve kadının Allah’ tan bir ceza olmak üzere yaptıklarına karşılık olarak ellerini kesin.” [Maide: 38]

Allah (c.c) bu ayette hırsızlık yapanın elinin kesilmesi için emir veriyor. Bir kişi çıkar da: “Hırsızlık yapan kişinin elinin kesilmesi doğru değildir. Hapse atılması gerekir.” Veya “boynunun kesilmesi lazım.” derse bu kişi açık bir şekilde: “Ben Allah’ın koyduğu kanunları kabul etmiyorum, beğenmiyorum” demese bile Allah’ın kanunlarından başka kanunlar çıkardığı için sadece ve sadece Allah’a ait olan hüküm koyma yetkisini kendisine vermiş, ilahlık taslamış ve böylece tağut olmuş olur. Her kim buna itaat ederse, desteklerse veya tekfir etmezse veya buna itaat edip destekleyenleri tekfir etmezse kafir olur. Bu kişi müslüman olduğunu söylese, namaz kılsa, oruç tutsa, hacca gitse yine de kafirdir. Çünkü bu kişi Allah katında imanın geçerli olması için gerekli olan tağutu inkar şartını yerine getirmemiştir.

2) Allah (c.c) faiz hakkında:

“Allah alış-verişi helal faizi haram kıldı.” [Bakara: 275]

buyurarak faizi kesin olarak haram (yasak) kıldığını bildiriyor. Bir kişi çıkar da Allah’ın yasakladı ğı faizi serbest bırakırsa, faizle çalışan bankaların açılması için kanun koyarsa bu kişi açık bir şekilde: “faiz helal” demese bile Allah’ın haram kıldığı faizi helalleştirmiş olur. Bu kişi kendisinde bu yetkiyi gördüğü için: “Ben ilahım” demese bile ilahlık taslamış ve tağut olmuş olur. Kim buna itaat ederse, desteklerse veya tekfir etmezse veya buna itaat edip destekleyenleri reddetmeyip tekfir etmezse veya onları tekfir etmeyenleri tekfir etmezse kafir olur. bu kişinin kafir oluşunun nedeni tağutu inkar etmemesinden dolayıdır.

3) Allah (c.c) başörtüsü hakkında:

“(Ey Muhammed!) Mü’min kadınlara söyle! Başörtülerini omuzlarına ve göğüslerinin üzerine indirsinler.” [Nur: 31] buyurarak mü’min kadınların örtünmeleri için emir veriyor. Bir kişi çıkar da: “Bu şekilde giyinmek şart değildir, isteyen istediği gibi giyinebilir” diye bir kanun koyarsa bu kişi Allah’ın koyduğu ölçüler dışında bir ölçü koyduğu ve yalnızca Allah’a aid olan bir sıfatı, yetkiyi kendisine verdiği için ilahlık taslamıştır. Bu kişi açık bir şekilde “ben ilahım” demese bile, namaz kılsa, oruç tutsa, hacca gitse yine de tağut olmuş olur. Kim buna itaat ederse, desteklerse veya tekfir etmezse veya buna itaat edip destekleyenleri reddetmeyip tekfir etmezse veya onları tekfir etmeyenleri tekfir etmezse kafir olur. Bu gibi kişiler müslüman olduğunu söyleseler, namaz kılsalar, oruç tutsalar, hacca gitseler bile yine de kafirdirler. Çünkü bunlar; Allah katında imanın geçerli olması için gerekli olan tağutu inkar şartını yerine getirmemişlerdir.

4) Allah (c.c) gayb hakkında şöyle buyuruyor:

“Gaybın anahtarları O’nun katındadır. O’ndan başkası onu bilemez. Karada ve denizde olanı yalnız O bilir.” [En'am: 59] Yine bu konuyla ilgili bir başka ayette Allah (c.c) şöyle buyuruyor:

“Görülmeyeni bilen Allah görülmeyeni kimseye muttali kılmaz (göstermez). Ancak elçileri (nebi ve rasulleri) içinde razı olduğu, seçtiği kimseler müstesna. Çünkü O, bunların önüne ve arkasına izleyiciler (gözetleyiciler) dizer.” [Cin: 26-27] Allah (c.c) bu ayetlerde gaybı ve gayb ile ilgili tüm gerçekleri sadece kendisinin bildiğine ve bu konuda hiç kimsenin söz sahibi olamayacağına işaret ediyor. Ancak bazı gaybi bilgileri de seçmiş olduğu rasullerine sürekli olmamak suretiyle vahiyle bildirmiştir. Ve onlara inen vahyi de şeytanın etkisinden korumuştur. Yani rasullere gelen vahiy ve onlara bildirilen birtakım gaybi olayların gerçekliği muhakkaktır. Çünkü o, bizzat Allah tarafından bildirilmedir.

Öyleyse günümüzde her kim kalkıp da gaybi bir takım gerçekleri örneğin; kalplerden geçeni bilebildiğini veyahut ileride olacak birtakım olayları bilebileceğini öne sürerse işte bu kimse (kendisine vahiy geldiğini iddia etmiş olacağından) her ne kadar: “Ben ilahım” demese de Allah’a ait olan bir sıfatı kendisinde gördüğü için ilahlık taslamış ve dolayısıyla tağut olmuş olur. Çünkü bu kişi Kur’an`ın vahyin kesildiğine dair haberini yalanlamakla kalmamış, aynı zamanda da Allah’a ait olan gaybı bilme yetkisini kendisinde görmekle Allah’a asi olmuş ve böylece kendisini ilah konumuna getirmek suretiyle tağutlaşmıştır. İşte bu kişiler her ne kadar müslüman olduklarını söyleseler, namaz kılsalar, oruç tutsalar, hacca gitselar, zekat verseler de Allah’a karşı iftira atmak suretiyle tağutlaşmış ve dolayısıyla kafir olmuşlardır. Kim bunlara itaat ederse, desteklerse veya tekfir etmezse veya bunlara itaat edip destekleyenleri reddetmeyip tekfir etmezse veya onları tekfir etmeyenleri tekfir etmezse o da kafir olmuş olur. Bu şekilde inanmayıp amel etmeyen kişi de müslüman olduğunu söylese, namaz kılsa, oruç tutsa, hacca gitse yine de kafirdir. Çünkü bu kişi Allah katında imanın geçerli olması için gerekli olan tağutu inkar şartını yerine getirmemiştir.

Yukarıdaki örneklerde bir mü’minin Allah’ın koyduğu ölçüleri değiştiremeyeceğini ve bu ölçüleri değiştirenlere de mü’min diyemeyeceğini net bir şekilde gördük.

Allah (c.c) mü’mini bir başka ayette şöyle tarif ediyor:

“Hayır! Rabbine andolsun ki aralarında çekiştikleri şeylerde seni hakem tayin etmedikçe ve sonra haklarında verdiğin hükümden dolayı kalplerinde hiçbir sıkıntı bulunmadan teslim olmadıkça iman etmiş olmazlar.” [Nisa: 65] Allah (c.c) kendi nefsine yemin ederek diyor ki: “Bir kişi herhangi bir konuda Rasulullah’ın getirdiği hükümlere başvurmazsa hatta başvurduğu halde verilen hükümden dolayı kalbinde bir sıkıntı duyarsa bu kişi mü’min değildir. İnsanın mü’min ve müslüman olabilmesi için insanlar arasında vuku bulan ihtilaflarda Kur’an ve sünnetin hükmüne başvurması ve o hükümlere zahiren ve batınen tam bir teslimiyet göstermesi gerekir.”



GÜNÜMÜZ İNSANLARININ
TAĞUTA MUHAKEME KONUSUNDA
İLERİ SÜRDÜKLERİ İDDİA


Günümüzdeki bazı kişiler şöyle diyebilirler: “Bizim yaşadığımız devlette şeriat hakim değildir. Eğer tağutun mahkemesine başvurmazsak hakkımızı alamayız. Hakkımızı almak için de tağutun mahkemesine başvurabiliriz.”

Bu gibi kişilere şöyle denilir: “Birisi sizden hakkınızı alsa ve: “Bana namaz kılmadan hakkınızı alamazsınız” dese, siz bu hakkınızı almak için ona namaz kılarsanız Allah katında müslüman kalabilir misiniz?” Elbette: “Müslüman kalamayız. Çünkü; namaz ibadettir ve ibadetler de yalnızca Allah’a yapılır. Başkasına namaz kıldığımızda onu ilah seviyesine çıkarmış oluruz” dersiniz. O halde düşünmez misiniz ki acaba Allah tağutun mahkemesine başvurulduğunda kafir olunacağına dair niçin hüküm vermiştir?

Tağutun mahkemesine başvurulduğunda sadece Allah’a ait olan hüküm verme yetkisinin Allah’tan başkasına verilmesi sözkonusudur. Çünkü hüküm vermek yalnızca Allah’a aittir. Allah (c.c) sadece kendi hükmüne itaat edilmesini emretmiştir. Kendi hükmünden başkasına itaat edenlerin kimin hükmüne itaat ediyorlarsa ona ibadet ettiklerini apaçık bir şekilde:

“Hüküm vermek yalnız Allah’a aittir. Kendisinden başkasına değil yalnız O’na kulluk etmenizi emretti.” [Yusuf: 40] ayetinde apaçık bir şekilde bildirmiştir.

Öyleyse her ne kadar kalben tağutu sevmediğinizi ona düşman olduğunuzu iddia etseniz bile hareketiniz bunu yalanlamaktadır. Zira gerçekten tağuta düşman olmuş ve onu kalbinizle inkar etmiş olsaydınız ister hakkınız gitsin ister gitmesin tağutun mahkemesine başvurmazdınız. Mesele hak-hukuk meselesi değil, mesele yalnız Allah’a ait olan hüküm verme yetkisinin Allah’ tan başkasına veril mesidir. Bu ise şirkin ta kendisidir. Allah (c.c) Nisa suresinin 60. ayetinde tağuta muhakeme olmayı isteyenlerin iman iddialarının geçersiz olduğunu ve şeytanın bunları: “Tağuta muhakeme olmayı istediğiniz halde müslüman, mü’min kalabilirsiniz” diye vesvese vermek suretiyle derin bir sapıklığa saptırdığını bildiriyor.

Bu söylediğimiz şeyler şu ayetler dikkatlice okunduğunda iyice anlaşılmış olacaktır.

Allah (c.c) şöyle buyuruyor:

“Kendilerine doğru yol açıkca belli olduktan sonra mürted olup tekrar küfre dönenlerin yaptıklarını şeytan kendilerine hoş göstermiştir. Çünkü onlar Allah’ın indirdiklerini hoş karşılamayanlara: “Biz size ileride bazı hususlarda itaat edeceğiz” dediler. Halbuki Allah onların gizlediklerini biliyor. Ya melekler yüzlerine ve arkalarına vura vura canlarını alırken halleri nice olacak?”

Çünkü onlar Allah’ı gazablandıracak şeylere uydular ve O’nun rızasını hoş karşılamadılar. Bunun üzerine Allah da onların amellerini boşa çıkarıverdi.” [Muhammed: 25-28]

Allah (c.c) şöyle buyuruyor:

“Sana ve senden öncekilere indirilenlere inandıklarını iddia edenleri görmüyor musun? Reddetmeleri emrolunmuşken tağuta muhakeme olmak istiyorlar. Şeytan onları derin bir sapıklığa düşürmek istiyor.” [Nisa: 60]

İslam’a girmek için birinci şart olan “tağutu red” konusunu net bir şekilde açıkladık. Şimdi de ikinci şart olan Allah’a imanın nasıl olacağını açıklamaya çalışalım.

İMANIN ŞARTLARINDAN 3. OLAN KİTAPLARA İMAN
3 - Kitaplara İman: Allah katından gelen kitaplara Kur’an-ı Kerim’de ve sahih hadislerde ismi zikredilenlere ismiyle; (Kur’an, Tevrat, İncil, Zebur) zikredilmeyenlere ise genel olarak iman etmek gerekir. Kur’an’ın dışındaki diğer kitaplar tahrif edilmiş olduğu için onlara Allah (c.c) katından geldiği şekliyle iman edilmesi gerekir. Kur’an ise Allah tarafından korunmak suretiyle kıyamete kadar baki kalacak ve yalnızca O’na bağlananlar kıyamet gününde kurtuluşa ereceklerdir. NE ECEVİTİN NEDE ECDADININ GÜCÜ YETER DEĞİŞTİRMEYE
NİTEKİM YETMEDİDE

DAHA DERİN BİLİ İÇİN http://www.hicretonline.com/iste Musluman/Imanin sartlari.htm
 

ylcaks

New member
Bu sırada ezbere konuşmadığımızında farkındasındır kaynağı ile birlikte. Bunlarada hayır diyemessin Kuran ayetleri ve hadisi şeriflerle açılama üsteki bilgiler.
 

Mephisto

R€B€L
konu nerden nereye gelmiş ya :durdurun
akıllının biri kuyuya bi taş atmış 10 akıllı cıkaramamış misali =) kaynaksız konuları tartışmaya deymez.

asıl habere gelince yazık vallahi böyle dindar bi partimize :D huauh [sözde]
 

awd

New member
Evet arkadaşlar konuyu değiştirmeyelim. Dikkat etmek gerekirse artık eğitim yok ediliyor. Yani türkiyede ki genç nufusa baktığınız zaman gençlerde buyuk bir bozulma var. Özellikle İslam ahlakına sahip gençler çoooooook az seviyede. Dış güçler bizi içerden bitirmek istiyor. Bizim M.E. B da artık dış güçlerin emrine yawas yawas giriyor. İnsan kanunları kendisi koymamalıdır. Koyarsa böyle olur. Kuran-ı kerim ebediyyen geçerli olan bir kitaptır. Kuran-ı Kerimi ne kadar çok okursanız ilminizde o kadar çok artar. Değiştirmeye çalışanların çabası boşadır. İslam eski bir medeniyetin kuralları değildir. İslam kıyamete kadar geçerli olan tek dindir. Diğer dinlerin hükmü kalmamıştır. Konuyu uzatmaya gerek yok. Tek bir konu üzerinde duramadım :( Eğitim her konunun başlangıcı olunca böyle oluyor.. :)
 

HTML

Üst