Memeleri büyük olan kadınların birçok olumsuzlukla karşılaşabileceğini ifade eden Özdemir, "Aşırı büyük memeye sahip olan kadınlarda en sık şikayet sebebi boyun ağrısı, omuz ve sırt ağrısı ve bazen de bel ağrısıdır. Bazı hastalarda boyun fıtığı dahi izlenebilir. Memeler aşırı büyük ise ilerleyen yıllarda sırt kavisinde bozulmalar, kamburlaşmalar görülebilir. Koltukaltı, meme altı gibi bölgelerde aşırı terlemeye bağlı pişik, tahriş, mantar gibi enfeksiyonlar söz konusu olabilir. Estetik olarak vücutla uyumsuz meme görüntüsü kıyafet seçiminde kişiyi kapalı ve vücudu olduğundan daha hantal gösteren büyük kıyafetlere; ayrıca iç çamaşırı konusunda özel çamaşır almak/yaptırmak gibi kişiyi zorunlu tercihlere yöneltmektedir" dedi.
Meme küçültme operasyonu için belli bir yaş grubunun olmadığına dikkat çeken Özdemir, "Operasyona genellikle 30-40 yaş arasındaki kişiler başvurur. Ancak özellikle 15-18 yaş grubunda memenin büyüklüğü genç kızın psikolojisine zarar vererek onu sosyal hayattan uzaklaştırıyorsa bu dönemde de meme küçültme ameliyatları tercih edilebilir. Meme küçültme operasyonları hamilelik ve doğum sonrası meme dikleştirme ameliyatı ile birlikte de yapılabilir. Meme küçültme operasyonlarının çok çeşitli cerrahi yöntemleri bulunur. Bu yöntemlerle memenin hangi yönteme göre küçültüleceği, gelecekte emzirme yapıp yapamayacağınızı da belirleyebilir. Meme küçültme ameliyatında meme başı çevresini içine alan ters T şeklinde izin olduğu ameliyat tekniği kullanıldığında %100'e varan, doğum sonrası emzirme görülebilmektedir. Meme başı çevresini içine alan ve meme başından aşağıya dik bir çizgi halinde inen izin olduğu yöntemde ise emzirememe ihtimali çok daha yüksektir" diye konuştu.
Meme küçültme operasyonlarından sonra iz kalmamasının mümkün olmadığını belirten Dr. Özdemir, "Meme küçültme operasyonlarının izsiz yapılabilmesi aslında tam olarak mümkün değildir. Memenin büyüklüğü, hastanın tercihi ve cerrahın önerisine göre seçilecek yöntemlerle farklı şekil ve miktarlarda iz kalma riski mevcuttur. Ancak yara izi kalması kullanılan cerrahi tekniğe bağlı olsa da; genetik faktörler ve yara iyileşme kapasitesi kişiden kişiye farklılık gösterebilir" şeklinde konuştu.
Yara izinin yaklaşık 1 buçuk yılı kapsadığını belirten Hisar Intercontinental Hospital Estetik, Plastik ve Rekonstrüktif Cerrahi Uzmanı Op. Dr. Hakan Özdemir, "Ameliyatta yapılan kesiler sonucunda kalması muhtemel yara izleri, mümkün olduğunca meme başı çevresi ve meme alt kıvrımı gibi bölgelerde planlanarak kamufle edilmeye çalışılır. Yara izleri ameliyat sonrası erken dönemde pembe kırmızı renkte olur. Daha sonra aylar içinde herhangi bir sorun gözlemlenmiyorsa, soluklaşır ve belirginliğini kaybeder. İzin son halini alması 1-1,5 yıl gibi bir süreyi kapsar. Açık tenli ve cilt yapısı uygun olan kadınlarda iz kalmayabilir" dedi.
Meme küçültme operasyonlarından sonra çok ağrı olmadığına da dikkat çeken Özdemir, ancak şişlik ve morluklar oluşabileceğini söyledi. Oluşan şişliklerinde 7-10 gün içerisinde düzeldiğini belirten Özdemir sözlerini şu şekilde tamamladı:
"Memenin tam formunu alması ise 3-6 ayı bulabilir. Ameliyattan sonra 2-3 hafta kol hareketlerine dikkat edilmesi gerekir. Hasta günlük işlerini yapabilir; ancak dirsek, omuz hizasından yukarıya kaldırılmamalıdır. Hastalarımız meme küçültme ameliyatı sonrası karın bölgelerinde şişkinlik bulunduğu veya oluştuğunu dile getirseler de; birçoğu ameliyat öncesi karın bölgesindeki yağlanmayı memelerinin büyüklüğü nedeniyle fark edememiştir. Bu durum ameliyat öncesinde hastaya detaylıca açıklanarak; gerekliyse liposuction ve/veya karın germe yöntemleriyle karın bölgesi estetiğinin meme küçültme ameliyatıyla aynı anda yapılması önerilebilir. Tam tersine meme küçültme ameliyatında meme dokusunda da azalma olacağı için meme kanseri gelişme riski azalır"