Buluşlar Hakkında Herşey

irachann

HH gєвzєтiм
BULUŞ ÜZERiNE

Buluş'un tanımı

Buluş'un en kısa, en yaygın ve bilinen tanımı, bir teknolojik problemin çözülmesi olarak verilmektedir. Ancak bu tanım, bu yazıdaki buluşu tanımlamak için genişletilmesi gereken bir tanımdır. Bu durumda "buluşu yalın olarak en az iki parça bilgi arasındaki karşiılıklı ilişki" olarak tanımlayabiliriz. Küçük bir çocuk bir tarak ile bir üçgeni hemen tanır. Bu çocuk bu iki bilgiyi bir araya getirerek üçgen bir tarak yapabilir. Eli Whitney çırçır makinesini bulmak için bir tarak ile silindiri birleştirmişti.

Buluşların çoğu varolan koşul, gelişim, araç ve teknolojinin geliştirilmesine dayanır. Bu yazının amacı açısından bir buluş varolan koşullar veya araçlar değiştirildiğinde ortaya çıkmış kabul edilecektir.

Buluşları iki temel ayrıma uğratmak mümkündür.

1-Fonksiyonel buluşlar,
2-Tasarımsal buluşlar.
ilki ürünün görünüşü ile değil fonksiyonu ile ilgilidir. Tasarım ise, sadece görünüşü, estetiği değiştirir. Tasarın ürünün işlevi ile ilgilenmez.Bunlardan ilki (işlevsel olanlar) bizim hukukumuzda patentler ve faydalı modellerle, diğeride Endüstriyel tasarım kavramıyla karşılanmaktadır. Patentler 551 sayılı kararname ile, tasarımlar 554 sayılı kararnameyle korunurlar.

işlevsel buluşlar için iki koşul gereklidir:

1-Önceden varolanla ortaya çıkan arasında bir fark bulunmalıdır. Bu farkın büyük olması gerekmez. Sonuncunun mutlak anlamda yeniliği şarttır.
2-Fark orjinal buluş üzerinde bir avantaj yaratmalıdır; yani bir buluş en azından önceki aracın veya teknolojinin doğasını değiştirmelidir. Böylelikle buluş bir kazanç, yeni bir teknoloji, yeni bir etki veya yeni bir fiziksel güçle sonuçlanır.

Buluş yapmanın temel süreçleri

Temel süreçler şunlardır:

1-Belirleme
2-Temel
3-Veri
4-Tasarlama
5-Sınırlamalar
Bunları sırasıyla ele alarak buluş yapmanın derinliklerine inebiliriz.

BELiRLEME

Problem

Buluş yapabilmek için çözüm gerektiren problemlerin araştırılması gerekir.

Buluş Gereksinimi

Gereksinim yoksa buluşta yoktur. Gereksinimin geçmişte, bugün veya gelecekte olması önemli değildir.

Sorunlar-Yakınmalar

Bir konuda problemi tanımanın başka bir yoluda yakınmalara duyarlı olmaktır. Böyle bir yakınma ortada bir problem olduğunun farkına varmamızı sağlar.

Zor, Elverişsiz ve Olağandışı durumlar, Tekrarlayan Bozulmalar

Eğer bir makine sık sık bozuluyorsa bazı şeylerin düzeltilmesi gerekiyor demektir ve biz bu probleme bir çözüm arayabiliriz.

Eğer insanlar yolları üzerindeki bir nesneye ara sıra veya sıkça takılıyorlarsa bir problem vardır ve bir çözüm gerekir. Nesnenin yerini değiştirmek bir çözüm olabilir. Bu mümkün değilse uygun bir ses yada ışıkla uyarmayı düşünebiliriz.

Geçmişin ayak izlerinden yürümek

Belirli bir alanda çalışıyorsak o alanın tarihini inceleyerek ve sınıflandırmasını yaparak konu ile ilgili bir sezgi geliştirmemiz mümkün hale gelir. Bunun için,
1-ilgili olduğumuz özel alanın geçmişini incelemek,
2-Bu alandaki sınıflandırmaları incelemek (Patent Ofisleri buluşları sınıflandırırlar)

Bir konunun geçmişi bize nereden geldiğimizi, şu an nerede olduğumuzu ve nereye gittiğimizi anlatır.

Sınıflandırmadan Yararlanmak

Sınıflandırılmış buluşları incelemek bir alanda yapılmış bir buluşla diğer buluşları birleştirmek olanağını sunar. Sınıflandırma üç ana sınıftan oluşur:
1-Mekanik
2-Kimyasal
3-Elektriksel

Patentler buradan yola çıkılarak aşağıdaki gibi sınıflandırılabilirler:

1-Yöntem veya süreç
2-Eski bir sürecin yeni kullanımı
3-Madde
4-Makine
5-Bileşim
6-Tasarım
7-Fabrika

Sınıflandırma tablolarının buluşçular için büyük önemivardır. Buluşçunun kullanabileceği en iyi buluş araçlarından biri, patentlerin sınıflandırılması el kitabıdır. Dünyadaki belli başlı ülkeler ayrıntılı sınıflandırma sistemine sahiptir.

Sınıflandırma el kitabı ile herhangi bir konuda çabuk ve kolayca sistemli bir bilgi edinebilirsiniz. Sınıflandırmayı gözden geçirerek seçtiğiniz düşüncelerin temel probleminizde işinize yarayıp yaramayacağını test edebilirsiniz.

Veri-O Nedir?

Doğru Soruları Sorma

Doğru soruları sorarsanız, büyük bir olasılıkla buluş için gerekli bilgiyi elde edersiniz Belirli bir konuda yeterli bilgi olmadan önemli sonuçlara ulaşmada gerekli yönler gözden kaçabilir. Genel sorular yeterli değildir. Buluş yapmayı umduğunuz alandaki bir problemle ilgili olarak birçok ayrıntılı ve özel soru sormalısınız. Aşağıdaki sorular bu konuda sizin için yararlı olabilir.
1-O nedir?
2-O neden vardır?
3-O nasıl ve neden çalışır?
4-O ne zaman, nerede ve nasıl kullanılır?
5-O nasıl tanımlanmıştır?

Nitel ve Nicel Analizler

Buluşçular olarak konunun bütün yönlerini bilmelisiniz. En önemlileri analizlerdir. Bir konuyu nitel ve nicel olarak ayrıntılarıyla araştırmalısınız. Nitelik genelde �çeşit� i içerir. Değişik bir madde, şekil, boyut ve parametreleri kullanarak bir gelişim bulabilmek için kullanılan materyalleri ve öğeleri denemelisiniz.

Nicelik genelde �miktar� ı kapsar. Kullanılan maddenin miktarı veya maddelerin sayısını dikkatle araştırmalısınız ve miktarda ekleme veya çıkartma, arttırma ya da azaltma gibi bir değişikliğin araştırılan konuyu geliştirip geliştiremeyeceğini göz önünde tutmalısınız. Buluşların pek çoğu varolan buluşlardaki ilerlemelerdir. Dolayısıyla analizleriniz aşağıdaki nitel olduğu kadar da nicel olan görüş açısını göz önüne almalıdır:
1-Birleşim
2- Görünüm (boyut,şekil,renk)
3-Ağırlık 4-Diğer nitelikler ve karakterler.

Bu koşulların her birini ayrıntılarıyla göz önünde tuttuğumuz zaman, �O nedir� sorusuna cevap vermek için çalışmaya başlamış bulunuruz. �O nedir� sorusunu yanıtladığınızda �bu nitelikleri yeni ve daha iyi sonuç üretebilecek miyim?� sorusunu sorabilirsiniz.

Veri-O Niçin Vardır?

�Ağaç Sistemi�

Soruyu yanıtlamak için ağaç sistemi kullanılabilir. Bu sistemde, ilgi konumuzun ağacın gövdesini oluşturduğu bir diyagram yaparsınız. Sonraki basamak, nesnenin tarihsel gelişimini ortaya çıkarmaktır. Tarihsel bulgularınız kökler olacak ve temel prensipleri göz önünde tutarak, dallar ve yapraklar halini alacak yeni kavramlar geliştirebileceksiniz.

�Ağaç Sistemi� ni kullanarak, yeni düşünce ve görüşler geliştirebilirsiniz. Kökleri kurabilirseniz, temel buluştan kaynaklanan diğer gelişmeleri de dikkate alabilirsiniz. Bir buluştan neden varolduğunu anladıktan sonra dikkatle temel prensipleri geliştirin, konunuzda daha hızlı ilerlemeler yaratabilirsiniz.

Buluşun Birincil Amaçları

Bir buluş, buluşçunun belirli amaçlara sahip olmasından dolayı vardır. Genellikle bir buluş, önceki buluşa birçok avantaj sağlar. Çoğunlukla buluşların birincil hedefleri, önceki buluştaki eksiklikleri düzeltme veya eskiye göre üstünlük sağlamaktır. Buluşta takip edilecek basit bir yöntem, geliştirmeye çalıştığımız varolan bir buluşun avantaj ve dezavantajlarını sıralamaktır. Fakat yalnızca günümüzde varolan sonucu göz önünde tutmamalı, önceki gelişmeleri de dikkate almalısınız. Avantaj ve dezavantajları sıraladıktan sonra kendinize iki soru sormalısınız:
1-Avantajları geliştirebilir miyim?
2-Dezavantajları giderebilir miyim?

ilgi alanınızdaki avantaj ve dezavantajların elden geldiğince ayrıntılı bir listesini yapmalısınız. Önceki buluşun hedeflerini ve varoluş nedenlerini bilmek, onu geliştirmenin yollarını düşünmemizi kolaylaştıracaktır.

Veri-işlevler Prensipler ve Kullanım

Nasıl ve Neden Çalışır?

Asla varsayımlara göre ilerlememelisiniz. Çalışma prensiplerini ve her bir gelişmenin nasıl işlediğini ayrıntıları ile bilmelisiniz. Pek çok insan bir aracı nasıl kullanacağını bilir fakat nasıl ve neden çalıştığını anlamakta başarısız kalır.

Ne Zaman Kullanılır?

Eğer bir konuyu geliştirmek istiyorsanız, sık sık onunla zamanın belirli bir dönemi arasında bağlantı kurmalısınız. Birçok buluş, sadece belirli bir zamanda veya belirli bir zaman boyunca çalışmak amacıyla tasarlanmıştır. �Ne zaman kullanılır?� sorusu sorulduğunda geçmişi, bugünü ve geleceği dikkate almak daima yararlıdır. Buluşlar geçmişte ara sıra farklı biçimlerde kullanıldı. Misketler ilkin oyuncak olarak kullanıldı, ama sonradan bilyeli yatak yapımında da kullanılmaya başlandı. Bundan dolayı kullanım dönemi buluşta önemli bir faktördür.

Nerede Kullanılır?

Bir buluş sık sık kullanıldığı yer tarafından sınırlanır. Yerleşim alanı kritik olabilir. �O nerede kullanılır?� sorusu �O nerede kullanılamaz?� sorusu gibi görünür. Bu sorulara verilecek yanıtlar, buluşu daha önce kullanılmadığı alanlarda da kullanılabilir yapmanızı olanaklı kılabilir. Coğrafik bölgelerde özel kullanımda önemli olabilirler. iklim önemli bir rol oynayabilir. Bir ülkede kullanılabilen bazı ürünler, bir şeyler eklenmeksizin veya iklim değişiklikleri gibi coğrafik değişimlere cevap verebilmek için içerdiği koşulları değiştirmeksizin diğer ülkelerde kullanılamayabilir. Yerçekimi, nem, sıcaklık, basınç, radyasyon, manyetik güçler, rüzgar, ışık, toz ve benzerlerinin buluşun işlerliği üzerinde etkili olabileceklerini unutmamak gerekir.

Nasıl Kullanılır?

Buluşçu, bir buluşun buluşu geliştirmek amacıyla kullanılması için bütün değişik yolları incelemeli ve kavramı diğer dallara uygulamalıdır. Çalışma yönteminin tam kavranması çalışma fonksiyonunda temel bir gelişmeye yol açabilir.

Kullanıcı

Buluşların çoğu özel bir insan veya insan grupları için tasarlanır. insan unsuru içeren problemlerin çözümünde yaş, boy, ağırlık, cinsiyet, renk ve diğer fiziksel özellikleri göz önünde tutmak gerekir.

Tasarlama-Kavram Tanımı

Ussal imgeyi Değiştirme

Buluşçularda en sık karşılaşılan başarısızlık nedeni, varolan düşünceler hakkındaki ön yargılarını değiştirmekteki isteksizlik ve yetersizlikleridir. Buluş, kavramlar her hangi bir biçimde değiştirildiği zaman oluşur. insan aklı geniş kavramları özümsemek konusunda özel bir beceriye sahiptir, ancak sık sık belirli bir kavrama saplanır, yeni düşünceler geliştiremez. Buluşçu, belirli bir konu hakkındaki düşüncelerini, bu konuyu yaratıcı bir şekilde değiştirebilmek için genişletecek aktif bir imgelem geliştirmek zorundadır.

Sözcük Tanımı

On kişiden �kamyon� kelimesinin uslarında uyandırdığı ilk imgeyi söylemeleri istenseydi, büyük olasılıkla her biri uslarında değişik bir görüntüye sahip olacaktı. Bu, birisi için traktör römorku, bir başkası için bir yük arabası yada diğeri için damperli kamyon benzeri şeyler olabilecekti. Bu özel etkilenimler buluş sürecinin temelini oluşturur. Onlar, buluşçunun üzerinde akıl yoluyla inşa yapacağı temel taşlardır.

Buluşa doğrudan basit bir yardım, yeni ussal imgeler yaratmaktır. Bunu yapmanın bir yolu, genellikle bilinen bir terimi almak ve eş anlamlılarını gözden geçirmektir. Bu sözcüklerin çağrıştırdığı görüntüler yeni ve bağlı kavramları bulmakta yardımcı olabilecektir. Bir kavramlar dizini bu açıdan yararlı bir araçtır.

Bir Nesnenin Tanımı

Buluşa diğer bir yaklaşım, geliştirmeyi umduğumuz nesnenin tanımını yazmaktır. Yazılı bir tanım, yeni düşünceler üretmek için sözcük bileşimleri arasında karşılıklı ilgi kurmanıza yardım eder.

Nesneyi tanımladıktan sonra, temel terimlerin her birini alarak yerine değişik bileşimlerdeki eş anlamlılarını yerleştirin.Tanımda birbirinin yerine geçebilen sözcükleri kullanarak varolan kavramda bir değişim ya da yeni bir kavram yaratabilirsiniz.

Tasarlama-Birleştirme ve Yerine Kullanma

Hiçbir �patika� bizi yeni buluşlara götüremez. Bir buluşçu, tıpkı satranç oyununda ki gibi, bütün olasılıkları göz önünde tutarak, ergeç bir veya daha çok olasılığın bir çözüme götüreceği umuduyla olası her �anayolu� denemelidir.

Birleştirme

Birleştirme, iki yada daha çok, farklı buluşları alır ve her biri diğerine bağımlı yeni bir buluş üretmek için onları birleştirir.

Yerine Kullanma

Yerine kullanma, benzer yada benzer olmayan kısım, birim, sistem ve benzerlerinin yeni bir buluş geliştirmek için bir diğeri ile yer değiştirmesini içerir. Tek bir geliştirme içinde birden fazla �yerine kullanma� uygulanabilir ve bilinen ürünün her parçası başka bir şeyle değiştirilebilir. Böylece bilinen bir maddenin her bir özgün parçası başka nesnelerin yerine kullanılabilir.

Birleştirme ve yerine kullanma buluşlarının olasılıkları sınırsızdır. Bunun sürekli denenmesi ortaya hep yeni buluşlar ortaya çıkarmıştır.

Ekleme-Çıkarma ve Yeniden Düzenleme

Ekleme


Bir buluş, çoğu zaman, benzer birimlerin birleştirilmesinden oluşur; bu teknik, ekleme diye adlandırılır ve daha önce anlattığımız benzeşmeyen birimleri birleştiren buluşlara benzer.

Çıkarma

Bazen bir buluş, bir ürünün bir parça ya da bölümünün çıkarılmasıyla yaratılır. Sadeleştirme bir buluşçunun sürekli göz önünde bulundurması gereken bir yaklaşımdır.

Yeniden Düzenleme

Parçaların tersine çevrilmesi ve yeniden düzenlenmesi yoluyla bir çok buluş yapılabilir. Yeniden düzenleme kavramı ayarlama düşüncesini içerir. Ayarlama, seçilen bir pozisyonun sabitleştirilmesi, yerleştirilmesi ya da tutulması olabilir. Budan dolayı, ayarlanabilir bir alet, normal olarak, vida, mil, kıskaç benzeri şeylerin yerleştirilmesi ve sürtünme yoluyla seçilen ayarı sabitleştirici bazı düzeneklere sahiptir.

Ekleme, çıkarma ve yeniden düzenleme önemli düşüncelerdir ve bunları buluş basamakları kontrol listenizde sürekli bulundurmalısınız.

Tasarlama-Fiziksel Güç ve Etki

Değişim


Bir nesneye fiziksel bir gücün uygulanması, nesnede yaratıcı bir değişimle sonuçlanabilir. Değişim kritik bir gücün sonucu olabilir. Bu kritik gücün saptanması, genellikle yaygın denemelerin sonucudur. Bu özellik kimya ve elektrik alanında geçerlidir. Genel olarak bu bölüm kuvvetler ve etkileriyle ilgilenir.

Basınç

Basınç uygulamasının buluşlara yol açtığı sayısız durum vardır. Aşağıdaki tablo tipik örnekleri ortaya koyar.

aşındırma ..... çekme ..... öğütme ..... sıçrama

emme ..... delme ..... çekiçle vurma ..... fışkırma

çarpma ..... tüketme ..... cilalama ..... eğirme

bükme ..... genişleme ..... ezme ..... damgalama

üfleme ..... patlama ..... sıkma ..... karıştırma

bağlama ..... püskürtme ..... çekme ..... uzatma

dağlama ..... eğme ..... yarma ..... şeritleme

savurma ..... sıvılaştırma ..... sürtme ..... yırtma

çiğneme ..... zorlama ..... döndürme ..... yarma

kırpma ..... biçimlendirme ..... sökme ..... germe

perçinleme ..... gazlama ..... dayanma ..... çevirme

ufalama ..... özümleme ..... kırpma ..... burma

sıkıştırma ..... sıkı tutma ..... vurma ..... boşaltma

ezme ..... hidrolikleme ..... kıyma ..... çırpma

soyma ..... hava basma ..... sıkıştırma ..... burma

boşaltma ..... yoğurma ..... çatlatma ..... sertleştirme

Bu, basınç kuvvetlerinin tam bir listesi olmadığından, yeni bir güç bilinir bir hale geldiğinde, listeye ilave etmelisiniz. Geliştirmenin yeni bir alanında çalışırken, basınç kuvvetlerinden birisinin buluşa yeni bir yaklaşım getirme olasılığını düşünerek listeyi yeniden gözden geçirmelisiniz.

Sıcaklık

Sıcağın ya da soğuğun uygulanması yeni ve yaratıcı yöntem ve işlemler üretebilir. Sıcaklık, değişimleri, özellikle kimya ve elektrik alanında yeni gelişmeler üretir. Isıtılmış bir yazı tahtası, özel bir ısı-duyarlı tebeşirin rengini değiştirebilir. Renk değişimi yalnızca ısı uygulamasında oluşacaktır. Böylece bir yüzeyde kullanılan tebeşir tahtanın ısısına bağlı olan bir renk aralığına sahip olabilir.

Radyasyon

Radyasyon uygulanması, sayısız buluş olasılıkları üretir. Radyasyon ilkelerini göz önüne alırken aşağıdaki tablodaki gibi bir kontrol listesi yararlı olur.

Alfa ışınları ..... Laser ışınları

Beta ışınları ..... Fosforesan

Kozmik ışınlar ..... Radyo da lgaları

Floresan ..... Morötesi ışınlar

Gama ışınları ..... Beyaz ışık

Kızılötesi ışınlar ..... X ışınları

Yer Çekimi ve Benzeri Kuvvetler

Aşağıdaki tabloda belirtilen kuvvetlerin sık sık yeni buluşlara yol açması olağandır.

ivme ..... Yerçekimi

Merkzcil ..... Titreşim

Merkezkaç ..... Salınım

Yavaşlama ..... Karşılık

iletkenlik ve Manyetizma

Sayısız buluş iletkenlik ve manyetizma prensiplerinin kullanımını; ısı, ışık, elektrik ve sesi içerir.

Sınırlamalar-Gelişmeyi Zorlaştıran Koşullar

Sınırlayıcı Faktörler

Özel bir geliştirme alanında varolan yasa, kontrol, sınırlama, kural, gereklilik ve kısıtlamalar hakkında edineceği eksiksiz bilgi, buluşçu için önemli bir yardımcı araç olabilir. Eğer parametrelerin (sınırlamaların) farkındaysanız, ufak bir yararlılığa sahip bazı nesneleri yaratma olasılığınız daha az olacaktır. Bir inşaatçı nelere izin verilip verilmediğini bildiren kod kurallarını bilmeksizin bir ev inşa etmez. Bu kurallar onu kabul edilen standartlarda inşaat yapmaya zorlar.

Kurallar sürekli bir değişim içindedir. Buluşçu için bu değişiklikler çözümleri bulunması gereken problemler yaratır. Bundan dolayı bir buluşçu, yeni yaratılmış problemleri çözmede kendi alanında yardımcı olabilecek yeni gelişmeler, yeni materyaller ve yeni yöntemleri bir arada kullanmalıdır.

Materyaller

Sık kullanılan materyallere ilişkin kuralları daima aklınızda bulundurmalısınız. Birçok buluşçu materyallerin özelliklerini önemsememelerinden dolayı sınırlı bir başarıya ulaşır veya başarısızlığa uğrar.

Albert Einstein (1879-1955)

1879: Almanya'nın Ulm kentinde doğdu.

1894: Aile, Albert'i Münih'te bırakarak italya'ya taşındı.

1895: isviçre'ye taşındı.

1900: Zurich Polytechnic'ten mezun oldu.isviçre vatandaşlığına geçti.

1903: Mileva Malich ile evlendi.

1905: Özel Görecelik Teorisi de dahil olmak üzere, bilim dünyasında deprem etkisi yapan üç makalesi yayımlandı.

1909: Bern'deki patent bürosundan istifa etti.

1913: Berlin'deki Kiser Wilhelm Enstitüsü'nde Fizik Direktörü oldu.

1916: Genel Görecelik Teorisi ile ilgili yazısı yayımlandı.

1919: Mileva'yla boşanıp kuzeni Elsa Löventhal ile evlendi.

1919: Görecelik Teorisinin'nin doğrulanmasıyla tüm dünyada tanındı.

1921: Fizik dalında "Kuramsal fiziğe verdiği hizmetler ve özellikle fotoelektrik
etkiyi buluşu için" Nobel Bilim Ödülü aldı.

1939: Atomun parçalanması haberini alıp ABD Başkanı Roosevelt'i uyardı.

1940: Amerikan vatandaşlığına geçti.

1955: 76 yaşında Princeton'da öldü.

BULUŞÇU FiZiKÇiLER

Archimedes (yaklaşık MÖ 287-212) Yunanlı bir matematikçi ve mucit olan Archimedes suyun çikartilmasi için spiral bir pompa icat etmistir. Archiemedes vidası olarak adlandırılan bu pompa halen kullanılmaktadır. Kürenin hacmini bulmaya yarayan çeşitli hesaplamalar ve formüller bulmuştur. En çok sivilarm kaldırma gücü esasları üzerinde yaptığı çalışmalar ile ünlüdür. Rivayete gore; küvetin içinde yikanirken, suyun vücudunu kaldirdığını fark etmiş ve bu sayede sivilarm dengesi yasasını bulmuştur. Sirakuza sehrindeki evinde bir buluş üzerinde çalişirken Romalı bir asker tarafından öldürülmüştür.

Barrow, Isaac (1630-1677) ingiliz matematikçi Isaac, Newton�un öğretmeni.

Bertbollet, Claude-Louts Graf von (1748-1822) Fransız kimyager. Kimya terminolojisi üzerinde çalıştı ve tekstil endüstrisinde klorun beyazlatma maddesi olarak kullanılmasını sağladı.

Bragg, William Lawrence (1890-1971) ingiliz fizikçi, kristal ağlar üzerinde çalışmalar yaptı. Nobel Ödülü 1915

Boyle, Robert (1627-1691) irlanda doğumlu bir bilim adamı olan Boyle, hava, boşluk, yanma ve solunum üzerinde deneyler yapmıştır.1662'de sabit bir sicaklıktaki gazın basıncı ile hacminin ters orantılı olduğunu gözlemlemiştir. Bu ilişki Boyle Yasası olarak adlandırılmıştır. Boyle, ayrıca; asitler, alkaliler, yoğunluk, kırılma ve kristallerin şekilleri ve yapısı üzerinde de çalışmıştır.

Chadwick, Sir James (1891-1974) ingiliz fizikçi, nötronu keşfetti. Nobel Ödülü 1935

Chladni, Ernst Florens Friedrich (1756-1827) Alman fizikçi. ilk akustik teorisini geliştirdi.

Clausius, Rudolf Julius (1822-1888) Alman fizikçi. Isı öğretisinin ikinci yasalarını yazdı ve Entropi kavramını belirledi.

Curie, Marie (1867-1934) ve Pierre (1859-1906) Fransız fizikçi ve kimyager. Radyoaktiviteyi araştırdılar.

Dalton, John (1766-1844) ingiliz doğa araştırmacısı ve öğretmen. Gazların termik genleşmeleri üzerinde çalıştı, kısmi basınç yasalarınıformüle etti. �Atom� sözcüğünü o saptamıştır. Renk körlüğü olayını o keşfetmiştir.

Darwin Charles (1809-1882) ingiliz doğa bilimcisi. Kendi kendini ayarlayan evrim kuramını geliştirdi.

Davy, Sir Humphry (1778-1829) ingiliz kimyager. Elektro-kimyanın kurucusu.

Descartes, Rene (1596-1650) Fransız doğa bilimcisi ve filozof, analitik geometrini kurucusu.

Edison, Thomas Alva (1847-1931) Amerikalı buluşçu ve mühendis. Kendi kendini teknik alanında yetiştirdi ve 2000�den fazla aygıt ve sistem geliştirdi. Bunun yanında telgrafı, telefonu, gramofonu, ampulü ve sinema filmlerini daha da iyileştirdi.

Einstein, Albert (1879-1955) Alman Amerikalı fizikçi. Fizik dünyasında devrimler yarattı. Özel ve genel görelilik kuramını ortaya koydu.

Euler Leonhard (1707-1783) isviçreli matematikçi. Varyasyon hesabını kurdu ve sayılar teorisine önemli katkılarda bulundu.

Flamsteed, John (1646-1719) ingiliz astronom. Greenwichrasathanesinin kurucusu. Yıldızların numaralandırılmasında bugün hala geçerli olan bir yıldızlar katoloğu hazırladı.

Fourier, Jean-Baptiste - Joseph Baron de (1768-1830) Fransız matematikçi ve fizikçi. Analitik ısı teorisi, olasılık hesapları, matematiksel istatistik.

Franklin, Benjamin (1706-1790) Amerikalı yazar, politikacı ve doğa bilimcisi, paratonerin mucidi. Kuzey Amerika�nın bağımsızlık ilanını imzalamıştır, Vali.

Galvani, Luigi (1737-1798) italyan anatomici ve fizikçi. Kurbağa bacakları deneyleri ile �hayvansal elektrik�i keşfetti.

Gauss, Carl Friedrich (1777-1855) Alman doğa bilimcisi. Newton ve Archimedes�in yanı sıra gelmiş geçmiş en iyi üç matemetikçiden biridir. Gökyüzü cisimlerinin devinimleri kuramı, Jeodezi�nin yeni yöntemlerinin mutlak ölçü sisteminin kurucusudur.

Gay-Lussac, Joseph-Louis (1778-1850) Fransız kimyager ve fizikçi. Gazların kurallarını buldu.

Helmholtz, Hermann von (1821-1894) Alman doğa bilimcisi. Optik, akustik, termodinamik, potansiyel ve dalga teorileri alanında araştırmalar yaptı.

Humholdt, Friedrich Heinrich Alexander Freiherr von (1769-1859) Alman doğa araştırmacısı. Dünyanın en büyük araştırmacılarından biridir. Çok sayıda araştırma gezisi yapmıştır. 60.000'in üzerinde bitki ve taş toplamıştır. Deniz akıntıları, volkanlar ve madencilik üzerinde çalışmalar yapmıştır.

Kirchhoff, Gustov Robert (1824-1887) Alman fizikçi. Spektral analizin kurucusudur. Elektrik akımının ışık hızı ve ideal siyah cisim üzerinde çalışmalar yapmıştır.

Lagrange, Joseph Louis de (1736-1813) Fransız matematikçi, Newton�un mekaniğini matematiksel temellere oturtmuştur.

Leibniz, Gottfried Wilhelm (1646-1716) Alman filozof, matematikçi ve fizikçi. Diferansiyel hesabı ve ikili (binary) sistemi geliştirdi.

Mayer, Robert von (1814-1878) Alman tıpçı. Enerjinin sakınımı ilkesini formüle etti.

Maxwell, James Clerk (1833-1879) iskoç matematikçi ve fizikçi. Modern elektrodinamiğin ve kinetik gaz kuramının kurucusudur. Elektromanyetik dalgaların varlığını tahmin etmişti.

Morse, Samuel (1791-1872) Amerikalı sanatçı, telgrafın ve Mors Alfabesinin geliştiricisidir.

Newcomen, Thomas (1663-1729) ingiliz demirci. Alçak basınçlı bir buhar makinesinin mucidi.

Oerstedt, Hans Christian (1777-1851) Danimarkalı fizikçi ve kimyager. Modern elektrotekniğin temellerini belirlemiştir.

Papin, Denis (1647-1712) Fransız doğa araştırmacısı. Yemeklerin çabuk pişirilmesine yarayan bir buhar kazanı ve bir buhar basıncı tenceresi geliştirmiştir. Pistonlu atmosferik buhar makinesini ilk geliştirendir.

Poincare, Henri (1854-1912) Fransız matematikçi. Diferansiyel denklem kuramının, madern topolojinin kurucusudur ve görelilik kuramının yolunu açmıştır.

Popow, Alexander Stepanowitch (1859-1906) Rus fizikçi. Genişleme, yansıma ve elektromanyetik dalagaların kırılmalarını araştırdı. Çift kutuplu anteni buldu.

Röntgen,Wilhelm Conrad (1845-1923) Alman fizikçi. Röntgen ışınlarını buldu.

Rutherford, Sir Ernest (1871-1937) ingiliz atom fizikçisi. Elementlerin parçalanmasını ve radyoaktif maddelerin kimyasını araştırdı.

Schickard, Wilhelm (1592-1635) Astronom, matematikçi, mekaniker ve doğu dilleri öğretmeni. 1623�te ya da 1630 yılında çarklı bir hesap makinesi geliştirdi.

Smithson, James (1765-1829) ingiliz aristokratlarındadır. Tüm mal varlığını Washigton D.C.�deki Smithsonian Enstitüsüne bağışlamıştır.

Sturgeon, William (1793-1850) ingiliz fizikçi. ilk elektrikli mıknatısı geliştirmiştir.

Thomson, Sir Joseph John (1856-1940) ingiliz fizikçi. Katot ışınlarının doğasını fark etti ve elektronların yükleriyle ilgili çalışmalar yaptı. Nobel ödülü 1906.

Torricelli, Evangelista (1608-1647) italyan fizikçi ve matematikçi. Galilei ile birlikte çalıştı. Civalı barometreyi buldu.

Westinghouse, George (1846-1914) Amerikalı mühendis. Trenlerde kullanılan hava basınç frenini buldu.Elektrik güvenliğinin kurucusudur.

BULUŞÇU KiMYACILAR

Lavousier, Antonie Laurent de (1743-1794) Fransız kimyager. Kimyadaki kesin ölçümleri belirledi, oksijenin nefes almada ve ateş yakmadaki önemini fark etti. Yeni bir kimyasal element sistemi kurdu.

Nobel, Alfred (1833-1896)
Büyük bir isveçli mucit ve sanayici olan Alfred Nobel, birçok zıt yönleri olan bir insandı. iflas etmiş bir kişinin oğluydu; fakat kendisi bir milyoner oldu. Edebiyat aşığı bir fenciydi, ardından bir ideal bırakan sanayici oldu. Bir servet sahibi oldu; fakat son derece basit yaşadı. Toplum içinde neşeli olmasına rağmen, yalnız olduğu zaman yüzünde tasa ve elem vardı. Bir insanlık aşığı idi; fakat hiç eşi ya da O�nu sevecek bir ailesi olmadı. Vatanına aşık bir kişi idi; fakat yabancı topraklarda yapayalnız öldü. Barış zamanında maden sanayinde ve yol inşaatında kullanılsın diye yeni bir patlayıcı madde olan dinamiti keşfetti; fakat dinamiti bir silah olarak savaşta vatandaşlarını yaralamak ve öldürmek için kullanıldığını gördü. Çok faydalı yaşamı boyunca sık sık, faydasız bir insan olduğu duygusuna kapıldı.

Alfred Nobel�in gerçekten askeri önem taşıyan tek buluşu dumansız baruttu (Balistit) ve mirasın tümü içindeki payı % 10� dur.

Kendisini çok övenlere, bu övgülerden hoşlanmadığını söylerdi; fakat ölümünden sonra, adı birçok şan ve şeref getirdi.

Alfred Nobel, 21 Ekim 1833�te Stockholm�de doğdu. 1842 yılında ailesi Rusya�ya taşındı. Babası immanuel, Rusya�da mühendislik sanayinde çok önemli bir mevki elde etti..

Immanuel Nobel, Kırım Savaşı sonunda çok önemli bir maden yatağı buldu, savaş sırasında hükümetin siparişlerini karşılayarak milyoner oldu; fakat bir süre sonra iflas etti. 1859 yılında ailenin tamamı yeniden isveç�e döndü. Alfred Nobel 1863 yılında yeniden ailesine katıldı ve babasının laboratuarında patlayıcı maddeler konusunda çalışmalara başladı. Özel olarak kendi kendini yetiştiren Alfred Nobel, yirmi yaşına geldiğinde zaman mükemmel bir kimyacı ve dil bilgini oldu. isveççe, Rusça, Almanca konuşuyordu.

Babası gibi, Alfred Nobel hayalci ve yaratıcıydı. Fakat iş hayatında daha başarılıydı ve mali ve ekonomik alanda büyük bir başarı sağladı.

Bilimsel keşiflerini endüstri alanında uygulama konusunda başarı kazandı ve 20�den fazla ülkede 80�den fazla şirket kurdu. Gerçekte onun büyüklüğü, ileri görüşlü, yaratıcılık gücü olan insanları etrafına toplayabilmek yeteneğidir.

Fakat, Nobel�in asıl amacı para kazanmak, hatta keşif yapmak da değildi. O nadiren mutluydu ve daima yaşamın anlamını araştırıyordu. Gençliğinden beri edebiyata ve felsefeye karşı derin bir ilgi duyuyordu. Belki bu yüzden hiç evlenmedi.

O bütün insanlığa karşı derin bir sevgi ve şefkat duyuyordu. Fakirlere karşı daima cömertti. Bir keresinde �ölen insanlar için muhteşem anıtlar yaptırmaktansa, fakir insanların karnını doyurmayı tercih ederim� demişti. En büyük arzusu savaşın son bulacağı günü görmekti. 1896 yılında ölümüne dek, milletler arası barışın sağlanması için parasını ve zamanını harcadı. O ünlü vasiyetnamesi ile fizik, kimya, fizyoloji, tıp, edebiyat ve barış konusunda keşif yapan insanlara servet bırakıyordu. Bu öyle bir anıttı ki, ölümünden uzun süre sonra bile hatırlanacaktı.

Ödüller diploma, altın madalya ve çek olarak her yıl 10 Aralık�da ( Alfred Nobeli�in ölüm gününde) ödül kazananlara Stockholm�un meşhur Konser Salonunda isveç Kralı tarafından büyük bir törenle verilir. ilk ödül, 1901 yılında verilmiştir.

ALFRED NOBEL�iN VASiYETNAMESi

Ardımdan bıraktığım gayrimenkülümün ve servetimin tamamı aşağıdaki şekilde dağıtılacak :
Kapital emniyeti bir şekilde bir fonda toplanmalıdır. Bu fonunun faizi her yıl insanlık için en büyük katkıda bulunmuş kişilere dağıtılmalıdır. Bu faiz 5 ana bölüme ayrılmalı ve aşağıdaki şekilde tevzi edilmelidir :
Bir bölüm, FiZiK sahasında en büyük keşfi yapan fizikçiye verilmelidir.
Bir bölüm, KiMYA sahasında en büyük keşfi yapan kimyacı verilmelidir.
Bir bölüm, FiZYOLOJi ya da TIP sahasında en büyük keşfi yapan kişiye verilmelidir.
Bir bölüm, EDEBiYAT sahasında en büyük keşfi yapan kişiye verilmelidir.
Bir bölüm, milletler arası BARIŞ ve KARDEŞLiK için en büyük çalışmayı yapan fizikçiye verilmelidir.

Başta beş dalda verilen ödüllere 1968 yılında isveç Bankası Alfred Nobel anısına bir de �iktisat ödülü� eklendi..

Fizik ve kimya konusundaki keşifler isveç Bilim Konseyi�nce değerlendirilmelidir. Edebiyat ve Barış konusunda ödüller, Norveç Parlamentosu tarafından seçilen 5 kişilik bir komite (kurul) tarafından değerlendirilmelidir.

EN BÜYÜK VE KESiN ARZUM, ÖDÜLLERi ADAYLARA DAĞITILIRKEN KESiNLiKLE MiLLiYET AYRIMI GÖZETiLMEMESiDiR. EN ÖNEMLi ÖDÜLÜ ALACAK KiŞi BiR iSKANDiNAVYALI DA OLABiLiR, OLMAYABiLiR DE.�
Paris, Kasım 27, 1895
ALFRED BERNHARD NOBEL

Not : Nobel Ödülleri ile ülkemiz ise, 2006 yılında, Orhan PAMUK�UN edebiyat dünyasında aldığı ödülle tanışmış oldu�.

�iki büyük askeri birliğin, birbirlerini bir saniye içinde yok edebileceklerini gördükleri gün, umuyorum ki, uygar milletler, savaştan vazgeçecekler ve silahlarını bırakacaklardır�

Alfred Nobel



Rüyalarla Gelen Buluşlar

Modern Atom Teorisi Nasıl Keşfedildi :


Niels Bohr adlı bir yüksek okul öğrencisi genç, şöyle bir rüya görür :
�Kendisi, güneşin kızgın gazlarla dolu merkezinde duruyor ve gezegenler, ince ipliklerle bağlı oldukları güneşin etrafında dönüyorlardı. Her gezegen Bohr�un yakınından geçerken bir de düdük çalıyordu. Sonra yanan gazlar soğuyup katılaştı, güneş ve gezegenler uzaklaşıp gitti ve Bohr uyandı. Bu rüya, güneş sistemi ile atom yapısı arasında bir benzerlik olduğunu gösteriyordu. Böylece, atomun ilk modern tablosu ortaya çıktı. Ortada bir çekirdek (nucleus) ile bunun etrafında dönen elektronlar... Yani modern atom teorisi, bir rüya ile başlamış oluyordu.�

Rüya Bir Başka ilim Adamının Yardımına Koşuyor :

19. Asrın ortalarında ilim adamlarını hayrete düşüren bir olayın hikayesi bilim tarihinin sayfalarında yerini aldı. Kimya ilminde büyük bir adımın atılmasına yol açan olay, Alman kimyacısı Friedrich August Kekule�nin rüyasıydı.

1850 yıllarında ingiltere�nin sisi eksik olmayan şehri Londra�da çalışmalarını sürdüren Kekule, yorgun argın laboratuarından oteline dönerken otobüste uyuyakaldı. Ve biraz sonra da rüya görmeye başladı. Rüyasında atomlar zıplayıp oynayarak karşısında dans ediyorlar, bazıları da elele verip zincir şeklinde bir halka meydana getiriyorlardı.

Arabanın fren yapmasıyla Kekule uyandı. Fakat rüyası ona çok şeyler öğretmişti. Gördüklerini formül haline getirip defterine kaydetti. Rüyadan yaralanarak ortaya attığı teori ile meşhur oldu ve kimya ilminde de büyük bir hamlenin öncülüğünü yaptı.

Aradan 15 sene geçti. Bir kış günü Kekule, çalışma odasının şöminesinde yanan odunların çıtırtısını dinlerken uyuyakaldı ve yine rüya görmeye başladı. Yine rüyasında atomların hoplayıp zıplayarak dans etmekte olduğunu ve onları birbirine kenetleyen zincirlerin de birer yılana benzediğini gördü. Sonra yılanlardan biri aniden dönerek kendi kuyruğunu ısırdı. Bu esnada da Kekule uyanıverdi.

Böylece karbon atomlarının zincirler şeklinde halkalar meydana getirebileceğini rüya sayesinde fark edebilmişti. Bunun sonucu olarak iç yapısı çözümlenemeyen benzinin yapısı anlaşıldı.

Dante ve ilahi Komedya :

Dante�nin oğlu J. Alighieri, babasının meşhur �ilahi Komedya� adlı eserinin parçalarını toplarken 13 şarkısını bulamıyor. Bütün aramalar boşa çıkıyor. Bir gece rüyasında babasını beyazlar giymiş bir vaziyette görüyor. Dante�nin başında bir ışık, oğlunu hayatında iken oturduğu kendi odasına götürüyor. Eski zaman evlerinin karmakarışık dolapları ile arada kaybolmuş duran, hiç de dolap hissi vermeyen gizli bir yerde bu şarkıların durduğunu gösteriyor. Ertesi gün, rüyasında gördüğü yeri arayıp bulan Alighieri, kayıp olan 13 şarkıyı orada bulur.

Bir Operanın Bestelenişi :

Richard Wagner �Tristan ve isolde� adlı operasının çok beğenilmesi, olağanüstü bulunması ve kendisine yapılan iltifatlar karşısında samimi bir arkadaşına şu itirafta bulunur :

�- Kıymetli dostum. Bu opera benim dehamın eseri değildir. Rüyamda gördüğüm ve işittiğim sesleri uyanır uyanmaz nota ile tespit ettim. Beğendiğiniz bu müzik, rüyalarımın sesidir. Benim zavallı kafam, böyle bir harikayı asla isteyerek ve düşünerek bulamazdı.�

Yine Wagner, meşhur �Rhinegold� operasını tamamlamış fakat bir bölümünü zihninde tasarladığı gibi besteleyemediğinden rahatsız oluyordu. Nihayet bir gece uykuya dalmak üzere ilen gördüğü rüyadan faydalanarak eserini istediği şekilde tamamlamayı sonunda başardı.

Şeytan Sonatı :

Modern keman yayının mucidi G. Tartini, rüyasında Şeytan�a esir olduğunu görmüştü. Gene bu rüyada Tartini şeytan ile alay etmek üzere, ona bir keman vermişti. Fakat ne görse beğenirsiniz : Şeytan en derin hayallerin bile meydana getiremeyeceği kadar güzel bir sonat çalıyordu. Tartini uyanınca bu müzikten hatırladığı kadarını yazarak, �Şeytan Sonatı� nı meydana getirdi. Tartini bu rüya hikayesini 1766�da astronom Joseph Lalande�a anlatmıştı.

Beethoven, Mozart, Schumann ve Saint-Saens gibi ünlü kompozitörler, bestelerinin bir kısmını rüyalarında görerek notaya almışlardır.

icat edici rüya görenler, rüyada gördükleri şeyleri ya doğrudan doğruya kullanmakta veya onlara sembolik bir anlam vermektedirler.

Şairin Rüyası :

Şair Coleridge, Kubilay Han�la ilgili bir kitabı okumakta iken uykuya dalmıştı. Üç saat kadar iskemlesinde öylece uyudu ve bu sırada rüyasında 200-300 satırlık bir şiir yazdığını gördü. Bu rüyada, şiirle ilgili hayaller maddeleşmiş olarak belirmişti. Coloridge uyanır uyanmaz rüyadan hatırladığı satırları yazmaya başladı. Bu sırada bir ziyaretçi geldi., bu nedenle çalışmalarına bir saat ara vermek zorunda kaldı. Sonra rüyanın kalan kısmını yazmak istedi, fakat o satırları unutup gitmişti. işte Kubilay şiiri böyle meydana geldi.

Korkulu Rüyanın Hayırlı Neticesi :

Mühendis Elias Howe, uzun çalışmalar sonunda dikiş makinesi yapmayı başardı.

ilk yaptığı iğnelerde delik, iğnenin ortasında idi. Fakat, iğne üzerindeki deliğin uygun yere açılmayışı istenilen sonucu vermiyor, ve bunun sonucu olarak dikiş dikmek de mümkün olmuyordu. Howe, gece gündüz beynini buna yoruyor ama bir çıkış yolu bulamıyordu.

Bir gece rüyasında vahşi bir kabilenin eline esir düştüğünü gördü. Kabile reisinin önünde iğnesiz bir dikiş makinesi duruyordu.

-Elias Howe ! diye kükredi kabile reisi. Sana bu makineyi derhal tamamlamanı emrediyorum, aksi halde öleceksin!..

Zavallı Elias�ın dizlerinin bağı çözüldü, elleri titremeye başladı ve yüzünden soğuk bir ter boşandı. Düşünüyor, taşınıyor, makinenin bu parçasındaki eksikliği bir türlü gideremiyordu. Öyle gerçek gibi görünen bir rüyaydı ki, uykusunda avazı çıktığı kadar bağırdı. Esmer tenli cengaverler, onu ölüm meydanına doğru götürmeye başladılar.

insan boyunu aşan, yere çakılı kalın gövdeli bir kazığa sıkıca bağlanan Howe her şeyin bittiğini anladı. Kendisinin bile anlayamadığı bir takım dualar mırıldanmaya başladı.

Sonra reisin gök gürültüsünü andıran bir sesle �öldürün� dediğini duydu.

Yerli muhafızın mızrakları gövdesine saplanmak üzere havaya kalktığında,birden bir şey fark etti. Mızrakların ucunda bulunan göz şeklindeki delikler, düşünüp de bir türlü keşfine eremediği dikiş iğnesinin ta kendisiydi. Mızraklar tam göğsüne saplanırken uyandı.

Hemen laboratuarına koşan Howe, böylece rüyası sayesinde dikiş iğnesini de bulmuş ve makinesini çalıştırmıştı.

Dickens�in Habercisi :

Ünlü yazar Charles Dickens�ın gördüğü bir rüya da ilginç rüya örnekleri arasındadır. Dickens rüyasını şöyle anlatıyor:

�Rüyamda, sırtında kırmızı bir şal olan bir hanım gördüm. Arkasını dönmüştü. Bana doğru döndüğünde onu tanımadığımın farkına vardım. �Ben Bayan Napier�im dedi�. Ertesi sabah uyandığımda giyinirken bu saçma rüyayı düşündüm. Çok belirgin ancak hiçbir anlamı olmayan bir rüyaydı. Neden Bayan Napier? Ömrümde Bayan Napier diye birini hiç tanımamıştım. O gece kütüphanede kitap okudum. Az sonra Bayan Boyle ve ağabeyi geldiler. Yanlarında kırmızı şallı genç bir bayan vardı. Onu bana Bayan Napier olarak tanıttılar.� Dickens�ın anlattığı türden rüyaların genelde çok belirgin olarak kendilerine özgü bir yanı vardır.

 

irachann

HH gєвzєтiм
Nikola Tesla

Işığın unutulan dahisi


Elektrik teknolojisine ilişkin çalışmaları sürekli göz ardı edildi. O, göz kamaştıran bir zekanın sahibi olmakla birlikte,

Edison'un gerisinde kalmış adsız bir kahramandı.
Uzun boyu, zayıf bedeni ve seçkin tavırlarıyla iğneyle kuyu kazan bir adam. Ancak, bilinen işçilerden çok farklı olduğu ilk

bakışta seçilebiliyordu. Geçmişiyle yaşadıkları birbiriyle bağdaşmıyordu. Bir Hırvat rahibin oğlu olarak dünyaya gelen bu

kişi, elinde mühendislik diplomasıyla, umutlarını gerçekleştirmek için 1884'te ABD'ye göç etmiş; ama, iki kat iş ve

aldatmacayla karşılaşmıştı. Dişini tırnağına takıp çalıştığı o zor günler 3 yıl sürmüştü.

Nikola Tesla, birkaç ay içinde kendini, dünyayı dönüştürecek teknolojik devrimin merkezinde buldu. O, parlak bilimsel

zekasını mühendislik yeteneğiyle birleştirerek, ışığın milyonlara ulaşmasını sağlayan kişi olarak tarihe geçti. Keşifleri

Faraday'ınkilerle aynı düzeydeydi ve başarılarının çağımıza etkileri ise, Edison'u bile geride bırakacak düzeyde. Öyle ki,

günümüzde pek çok araştırmaya esin kaynağı olması nedeniyle "Çağdaş Prometheus" diye adlandırılıyor. Tüm bunlara rağmen, çok

az kişi Tesla'nın kim olduğunu biliyor. Onun öyküsü, pek çok başarıya imza atan, yalnız başına ölmek zorunda kalan, sade

yaşamı mum ışığı gibi sönen bir bilim adamının trajedisi.

Anlatılanlara göre, annesi her günkü gibi çalışmaya giderken, Hırvatistan'ın küçük köyü Smiljan'da şiddetli bir fırtına

patlak vermişti. 10 Temmuz 1856 gününün gece yarısı, köye şiddetli bir yıldırımın düştüğü sırada Tesla dünyaya geldi. Ebe,

eline aldığı bebeği dışarı çıkararak şöyle demişti: "Nikola, fırtınanın oğlu olacak."
Tesla, doğum hikayesine uygun bir biçimde, çok küçük yaşlardan itibaren elektrikle ilgilenmeye başladı. Gençlik yıllarında

bu tutkusunu akademik alana taşıdı ve Avusturya'da, Graz Teknik Üniversitesi'nin mühendislik bölümüne girdi.

Burada, en önemli buluşlarına ilham kaynaklığı edecek bir elektrik cihazıyla karşılaştı. "Gram dinamosu" olarak bilinen bu

cihaz, manyetik alan içinde sarılı teller yardımıyla bir motor gibi çalı-şıyordu. Aynı zamanda, elektrik akımından doğan

hareketle jeneratör görevi de üstleniyordu. 22 yaşındaki Tesla, profesörlerine dinamoların yetersiz tasarımlarını kökten

değiştirebileceğini söyledi. 4 yıl sonra da bu isteğini gerçekleştirdi ve iki "alternatif akımlı" (AC), motora gücünü vermek

için döner manyetik alan yaratan dahiyane tasarımını gerçekleştirdi. Yüksek verimli bu yeni "AC indüksiyon motoru"nu

sergilemek arzusuyla yanan bilim adamı, "Continental Edison"da çalışabilmek için Paris'e taşındı.

Şirket, Edison'un teknolojik imparatorluğunun Avrupa'daki ayağıydı. Orada buluşunun gücünü kanıtlayabilir ve icat ettiği

indüksiyon motoru, Edison'un şirketinin Strasbourg'da imzalayacağı prestijli ışıklandırma anlaşmasını tamamlamasına yardımcı

olabilirdi.

Sonunda amacına ulaştı ve 1884'te, Edison'dan kendilerine katılması için bir çağrı aldı. ilk bakışta, bu gelişme Tesla için

cennetin kapılarının açılmasıyla eşdeğerdi: Edison güçlü bir pratik zekaya ve ticari öngörüye sahipti. Ancak, teorilere

yönelik ne sabrı ne de anlama yeteneği vardı. Teslay'a göreyse, yeni keşifler için, fizik yasalarının derin bir şekilde

incelenmesi gerekliydi. Bu iki farklı mizaç bir araya gelebilir miydi? Sonuçlara bakıldığında sorunun yanıtı kolayca

görülüyor. Kısa bir süre sonra azılı birer düşmana dönüşeceklerdi.

Aslında her iki taraf da suçlanabilir. Edison, kendi buluşu olan elektrik ampulü üzerinde odaklanmış ve bunu geliştirmesi

için de Tesla'ya büyük rakamlarda paralar vaat etmişti. Tesla bu teklifi kabul etti, Edison'un istediği gibi buluşu

geliştirdi; ama, kendisine söz verilen primleri alamadı. Öte yanda, Edison'un büyük yatırım yaptığı ışıklandırma

teknolojisini Tesla'nın sırtına dayayıp, sonra onu yarı yolda bırakacağı açıktı. Tesla, aslında sonucu bile bile lades

demişti.

Bu değer bilmezlik karşısında, 1887 yılında Edison'un şirketi için çalışmama kararı aldı ve canını dişine takmaktan

vazgeçti. Bu aynı zamanda "Akımlar Savaşı"nın da başlangıcıydı.

Çalışmasına ara verdiği bir sırada, ustabaşına, fikir ve projelerini tek başına geliştirmesine izin verilmesi halinde,

elektrikle nasıl harikalar yaratabileceğine ilişkin hikayeler anlattı. Ustabaşı, yeni yatırım olanakları üstünde duran bir

kişinin varlığından bahsetti ve hemen bir toplantı ayarladılar. Birkaç ay içinde şansı dönmeye başladı. Tesla Elektrik

Şirketi adı altında kendi şirketini kurdu ve alternatif akıma dayalı yeni elektrik teknolojisinin tüm gereklerini karşılayan

anahtar buluşların patentlerini alma yarışına girdi.

Tesla'nın büyük atağı, tam da Edison'un doğru akıma dayanan teknolojisinde yaşadığı sıkıntılı döneme denk geldi. Doğru akım,

basitliğine karşın çok önemli bir kusura sahipti. Görece olarak daha düşük voltaj üretiyor ve tel üzerinde yol alan akım,

yaklaşık 800 m. sonra gücünü yitiriyordu. Bu nedenle Edison, voltajı 100 volta yükseltmek için her 900 metrede bir güç

istasyonu kurmak zorunda kalıyordu.

Tesla'nın AC teknolojisinde bu tür sorunlar yaşanmıyordu. 300.000 volt ve üzerine çıkabilen AC trans-formatörleri, büyük

miktarlardaki elektrik kuvvetinin kilometrelerce uzağa taşınmasına olanak tanıyor ve diğer tranformatörler de, kuvveti aynı

seviyede tutuyordu. Böylece kuvvet kaybı yaşanmıyordu.

AC sisteminin belirgin üstünlüğüne rağmen, Edison'un doğru akım üzerine yaptığı yatırımlar, Tesla'nın sistemi karşısında

çabuk pes etmeyeceğinin göstergesiydi. Akımlar Savaşı 1888'de alevlendiğinde, meydana yeni bir rakip daha çıktı: Edison'un

bir başka azılı düşmanı sanayici George Westinghouse...

Ancak, teknolojik yetersizliğini kapatabilmek için ilk kanı Edison dökmüştü. ilk işi, yüksek voltajlı alternatif akımı

karalama kampanyası başlatmak oldu. O dönemlerde sokaklardaki kedi ve köpekler, Westinghouse'un geliştirdiği alternatif akım

kullanan metal çubuklarla, elektrik verilerek öldürülüyordu. Ayrıca New York eyaleti yeni bir idam cezası yöntemi bulmuştu:

elektrikli sandalye. Bunda da alternatif akım kullanı-lıyordu. Edison, kamuoyuna AC'nin kötü amaçlarla kullanıldığı ve

olumsuz bir gelişme olduğu izlenimini vermeye çalışıyordu.

Westinghouse ise, buna misilleme olarak Edison'un doğru akımının bir bifteğin tek tarafını 100 saniyede pişirebileceğini

kanıtladı. Bu bir strateji ustalığıydı. Ancak, 6 Ağustos 1890'da bir katilin idamında kullanılan elektrikli sandalyenin

etkisini unutturamadı.

Tesla ve ışık topunun gizemi.

Tesla'nın elektrik ve ışık konusundaki başarılarından söz edip bir konuyu göz ardı etmek, ona haksızlık olur: ışık

toplarının kökeni. Yıldırım düşmesi sırasında yerden sıçrayan ışık toplarının tartışması 200 yıldır sürüyor. 30 cm. çapında

ve güç sağlayıcısı olmadan 100 watt'lık bir ampulün gücünde ışık yayan küçük toplar. Bu, genellikle yıldırımlara bağlanıyor,

ancak, nadiren ışığın yansıması şeklinde de açıklanıyor. Teoriyi ileri sürenler, herhangi bir sıcaklık yaymadığını ileri

sürüyorlar. Oysaki, bu ışık toplarının camı erittiğine ilişkin raporlar var.

Tesla, benzeri çelişkiler yığınıyla ilgilenmeye 1899 yılında, Colorado'daki elektrik laboratuvarında başladı. Özel olarak

tasarlanmış cihazlarıyla, doğal yıldırımda meydana gelen 100 milyon voltluk elektriği üretebiliyordu. Tesla, ürettiği bu

yüksek voltajlı elektriğe rağmen ışık toplarını oluşturmayı başaramamıştı. Ancak, tahta malzemeler gibi organik maddelerle

temas halinde ortaya çıkan elektrik boşalmasını gözlerken sonuca ulaştı. Yıldırım, bu tür maddelere çarptığında onları

buharlaştırıyor, bir sıcaklık yaratıyor, elektrik yüklü madde de toprak zemin üzerinde süzülüyordu.

Her zaman olduğu gibi, bu kez de düşüncelerinde haklıydı. Ancak, bu keşfi zaman içinde unutuldu. 2000 yılının şubat ayında,

Yeni Zelandalı bilim adamları, bu tür ilginç bilimsel deneyleri gerçekleştirdiler. Bunlardan biri de ışık toplarıydı. Ve

Tesla'nın çok önceleri açıkladığı gibi, bu toplar yıldırımın maddeyi buharlaştırması sonucu doğu-yordu.

Westinghouse, medyadaki olumsuz imajı delmek için bir kumar oynamaya karar verdi. Tesla'nın alternatif akımını kullanarak

yüzlerce madencinin hayatını kurtaracaktı. Colorado'daki "The Gold King" madeni, ekonomik olmadığı gerekçesiyle kapatılma

tehdidi altındaydı. Herkes, madenin yakınındaki bir nehirden ucuz hidroelektrik ener-jisinin sağlanabileceğini ve bunun da

madenin kapanmasını engelleyebileceğini biliyordu. Ancak nehir 3,5 km. uzaklıktaydı. Yani, Edison'un doğru akım teknolojisi

bu konuda yeterli olmayacaktı.

Westinghouse, alternatif akım sisteminin bunu başarabileceğini kabul ettirdi ve 1891 yılında, Tesla'nın endüstriyel desteği

madene elektrik taşıdı. Edison karşısındaki bu başarıdan sonra, Westinghouse ikinci planını hazırladı. Chicago'da 1893'te

yapılacak Dünya Fuarı'nın ışıklandırma anlaşmasını imzaladı. Tesla, izleyenlerin şaşkın bakışları arasında vücudundan

güvenli bir şekilde geçen alternatif akımla parmaklarının ucundaki elektrik ampullerini yakınca, ikinci zafer de

perçinlenmiş oldu.

Edison, doğru akımın gözden düşmesiyle, bu konudaki rekabeti durdurdu ve başka ilgi alanlarına yöneldi. Şirketi, Tesla'nın

AC teknolojisini elde etmek için Westinghouse'la anlaşma imzaladı. iki eski düşman kuruluş, Niyagara Şelalesi'nin

hidroelektrik enerjisinden yararlanmak için birlikte çalışmaya karar verdi.

1895 yılında güç istasyonunun açılmasıyla "Akımlar Savaşı"na son nokta kondu: Tabii ki Tesla'nın kesin zaferiyle.
Ancak, bir türlü istediği hakkı alamıyordu. Şimdi de Westinghouse şirketi onun sırtından geçiniyor ve milyonlarca dolar

kazanıyordu. Ve bir kez daha araştırmaları için gerekli parayı elde edememişti. Bu nedenle, elektromanyetizma gücünden

yararlanma konusundaki amaçlarını gerçekleştirememişti.

Tesla, 1890'ların başında pek çok ilginç keşfe daha imza atmıştı. Dünya Fuarı'ndaki gösterisi bunlardan sadece biriydi. Bu

keşifler arasında, floresanlı gaz lambası, X-ışınlarıyla deneyler, radyonun keşfinden çok önce radyo dalgalarıyla ilgili

(ABD Yüksek Mahkemesi 1943 yılında radyonun Marconi değil Tesla tarafından keşfedildiğini açıkladı) araştırmalar bulunuyor.

Ama aralarında en önemlisi, yüksek frekansta elektrik akımı üretmesine olanak tanıyan ve "Tesla bobini" diye anılan

buluşuydu. Tesla, alternatif akım elektriğinin ilginç özelliklerini keşfetmişti. Yüksek frekanslı AC, "yüzey etkisi" denilen

özelliği nedeniyle, tellerin sadece dış yüzeylerinde yol alıyordu. Dünya Fuarı'nda vücuduna sardığı tellerden geçen yüksek

voltajlı AC'nin kendisine zarar vermemesinin nedeni buydu. Dahası, Tesla bobini, radyo ve TV yayınlarının kapısını da

araladı. Yine şaşırtıcı çalışmalarından bir başkası da, havada elektrik kuvvetinin iletilmesini incelediği deneydi.

Colorado'daki laboratuvarda, yüksek frekanslı elektromanyetik alan oluşturmak için devasa bir bobin inşa etti. Ve 40 km.

uzaklıktaki 200 ampulü yakmak için 10.000 watt gücündeki elektriği hava yoluyla göndermeyi başardı.

Tesla, elektrik kuvvetini tüm dünyaya taşıyabilmesini sağlayacak çığırı açan tarihi bir buluş gerçekleştirdiğinin

farkındaydı. Ancak, bunu kanıtlayabilmesi için paraya ihtiyacı vardı. 1900 yılında, ünlü sermayedar John Piermont Morgan'ın

desteğini arkasına aldı ve patentlerinin kontrolünü elde etme imkanı sağladı.

Ama, yine maddi çıkarların kurbanı olmuştu. Morgan, AC teknolojisini kullanan elektrik şirketleriyle büyük yatırım

ortaklıklarına girişmiş; Tesla'nın yeni telsiz güç sistemini hayata geçirmesine olanak tanımamıştı. Morgan, dört yıl boyunca

dahiye para ödedikten sonra projeden mali desteğini çekti. Böylece, Tesla'nın telsiz güç rüyası da suya düştü. 50

yaşındayken, parasız ve işsiz bir durumda en başa döndü.

ilerleyen yıllarda, otel odalarında yalnız başına yaşayan Tesla'nın durumu acınacak haldeydi. 5 ya da 8 Ocak 1943'te

geçirdiği kalp krizi sonucunda, New York Oteli'nde hayatını kaybetti. Belki de, Edison'la o amansız yarışa girmeseydi, şimdi

büyük buluşlar anıtındaki yerini alabilirdi. Onun yerine, adı sadece manyetik alanları ölçmekte kullanılan birime verildi:

"tesla". Bu, insanlığa büyük bir armağan sunan Prometheus gibi, ışığı günlük yaşama taşıyan Tesla'nın tek tesellisi.



Temel Bilgiler




Döner Kapı

Döner kapıyı Theophilus von Kannel icat etti ve patent hakkını 7 Ağustos 1888'de aldı. Döner kapılar başlangıçta yüksek binalardaki basınç farklılıkları

sorununu gidermek için yapılmıştı.

Dünyanın En Büyük Fare Kapanı

Dünyanın kullanıma hazır en büyük fare kapanı, Ohio'daki Columbanian Meslek Okulu öğrencilerinin Mayıs 1998'de yaptığı ünlü Victor fare kapanının dev boyutlu

bir kopyasıdır. 3 metre uzunluğunda, 1 metre enindeki bu kapanla yakalanabilecek kadan büyük bir fare, küçük bir otomobil boyutunda olurdu.

Kaplumbağa Volkswagen

Kaplumbağa Volkswagen, hükümetin bir "halk arabası" tasarlanmasını istemesi üzerine, Ferdinand Porsche tarafından Almanya'da 1936 yılında tasarlanır. 20

Milyondan fazla üretim yapılacaktır.

Dünyanın En Büyük Çorba Kasesi

Dünyanın en büyük çorba kasesi, 2505,94 litre çorba alıyordu ve 2000 yılında Wyler's tarafından Amerika'da şirketinin kuruluşunun 70. yıldönümü

kutlamalarında yapılmıştı. En büyük guacamole sosu 26 Kasım 2000'de Michoacan'da (Meksika) yapılmış ve 1000 kilo avokado, 110 kilo soğan, 110 kilo domates,

15 kilo acı kırmızı biber, 5 kilo kişniş, 12 kilo tuz ve 36 kilo misketlimonu kullanılmıştı.

Köpekler

Köpekler MÖ 10000 yılından beri koku alma yetisi, belleği ve arkadaşa olan gereksinimiyle hem avda hem de klübede insanların dostudur.

Mağaralardaki Resimler

Resim mağaralarının iç duvarlarında bulunan resimlerin renkleri topraktan ve başka doğal boyalardan elde edilmektedir. Belki yazının kaynağını da burada

görmek gerekir. Konuşma diline gelince, başlangıç dönemi bilinmiyor.

Sıcak Çorba

Sıcak çorba deriden yapılmış tulumlar ateşe dayanamadığından, yemek pişiren kadın, kıpkırmızı olmuş taşları doğrudan çorbanın içine atardı. (MÖ 40.000)

Dal Kulübeleri

Dallardan yapılan kulübeler hayvan postlarıyla kaplanırdı. Kurulması kolay olduğu için av alanlarının izlenmesinde kullanılırdı.

Suda Yüzen Kütükler

Suda yüzen küükler ağaçları taşımak için ve köyler arası yolculuklarda kullanılırdı.

Şişe Kapaklarını Açmak

William Painter ilk şişe kapağını ürettiğinde kapakların açılabilmesi için tornavida, bıçak, buz kıracağı gibi aletlerin kullanılmasını tavsiye etmişti.

Hertz

Hertz buluşunu gerçekleştirdikten sonra "bu gözle görünmeyen ve gizemli elektromanyetik enerji ne işe yarar bilemiyorum." dediği söylenir

Yapay Sayılar

John Napier lograitmayı bulduğu ilk zamanlarda tuttuğu notlarda logaritma ismi yerine yapay sayılar ismini kullanıyordu. Daha sonra Yunanca oran anlamına

gelen logos ve sayı anlamına gelen arithmos sözcüklerinden elde ettiği logaritma kelimesini kullanmaya başlamıştır.

Teflonun Kullanım Alanları

Teflonu genelde tavaların kaplanmasında kullanılan bir madde olarak biliriz. Oysaki birçok yerde teflon kullanılmaktadır. Asit gibi yakıcı maddelerden

korunmak için üretilen kıyafetlerde, elektronikte, kablo imalatında, insan vücudunda (damar ve eklemlerde), tekstilde kokuları gidermek için ve hava

koşullarından etkilenmemesi için binalara kaplama amaçlı olarak kullanılır.

Televizyon isimleri

Televizyon ilk icat edildiği dönemlerde mucidi olaaya aday insanlar tarafından değişik isimler verilmeye çalışıldı. Fototelgraf, telefonoskop, radyovizyon,

teletroskopi, odyovizyon gibi isimleri denendi. Son olarak Baird'in Televizör adından yola çıkılarak Televizyon ismi konuldu.

En Pahalı Monopoly

Dünyanın en pahalı Monopoly oyun seti 1,15 milyon Sterlin'e San Francisco'lu bir kuyumcu olan Sidney Mobell tarafından yapıldı. Oyun zarının 21 noktası

pırlantadan, altından yapılmış ev ve otellerin bacaları safir, yakut gibi taşlardan oyun tahtası ise 23 karat altından yapılmıştır.

Jet Ski Sözcüğü

Jet Ski ilk üretildiği zamanlarda nasıl isimlendirileceği konusunda çok tartışıldı. Jacobson ve Kawasaki firmaları ürünün kullanma kılavuzlarında Power Ski

veya Water Jet gibi isimler kullanıyorlardı.

Edison ve Ampul

Edison ilk ticari ampulü Corning Glass sayesinde yaptı. ilk kez 1879'da bir ampul üfleyicisi olan Fred Douerlein tarafından Edison'un şirketi adına üretildi.

Termostat

"Termostat" Yunanca ısı anlamına gelen therme ile durduran anlamında kullanılan states sözcüklerinin birleşiminden oluşur.

ilk Ütüler

Eski zamanlarda ütüyü kumaşların üzerinde kaydırabilmek için mum yağı veya balmumu gibi maddeler kullanılıyordu. Günümüzde ise yapışmaz teflon tabanlar

kullanılıyor.

Ampul ilk Çıktığında

Ampul ilk kez halka tanıtıldığında halk buna alışkın değildi, doğal olarak değişik tepkiler verdi. Üreticiler bu yüzden değişik uyarılar koymak zorunda

kaldı. "Işığı kbritle yakmayınız,düğmeyi çevirmeniz yeterlidir". "Elektrik kullanımı sağlığınızı ya da uykunuzu etkilemez".
Temel Bilgiler
Keşifleri Nasıl Öğreniyoruz?
Yeni bir ülke veya insanlarla karşılaşan kaşifler her zaman kayıt tutmuşlardır. Kimi zaman tuttukları kayıtları kitap haline getirmişlerdir.Yunanlı bir kaşif

olan Diogenes'in Milattan Sonra 1. yüzyıl civarında Afrika'nın doğu kıyılarından iç kesimlere doğru yaptığı yolculukların kayıtları Ptolemaios'un Dünya

haritasını çizmek için başvurduğu temel kaynaklardan biri olmuştur. 14. yy, ibn Battuta'nın gezilerinde gördüğü herşeyi kayıtlara dökmesi fazla sürmeden

Avrupalıların gizem ve serüvenlere ilgi duymasını sağladı.Stanley'nin Afrikada tuttuğu raporların sabırsızlıkla beklenmesi ve Mungo Park'ın yaptığu

yolculukları anlattığı kitabın en çok okunanlar arasına girmesi bunlara örnek gösterilebilir.

insanlar Neden Keşif Yapar?

insanlar yaratılışlarından itibaren yeni bilgiler ve serüvenler yaşamak için inanılmaz bir istek içerisindedirler. Ancak Keşiflerin gereksiniminin tek nedeni

bu değildir.

Besin ihtiyacı nedeniyle insanlar yeni yaşam yerleri aramak zorunda kaldı. Birçok eski medeniyet fetihler ve ticaret yolları sayesinde çok büyük ve güçlü

imparatorluklar kurdu. Din, yeni yerlerin keşfinde en önemli etmenlerden biriydi. 5. Yüzyıl kadar eski bir tarihte irlandalı rahipler, Galler, Cornwall ve

Fransa halklarını hristiyanlaştırmak için harekete geçmişlerdi. ileriki zamanlarda din adına yapılan birçok seferde eşine az rastlanır yıkım ve vahşete

rastlandı.

Diğer yandan yeni yerler keşfetme arzusuyla yanıp tutuşan birçok amatör kaşif vardı. Charles Darwin, Alexander von Humboldt gibi bazı kaşifler ise yeni

ülkeler hakkında olabildiğince çok bilimsel amaçlı gezilerin başını çektiler.

Kaşif Kime Denir?

Kaşif olarak nitelendirilen insanların çoğu, aslında keşfettikleri topraklar daha önceden orada bulunan insanlar tarafından zaten biliniyordu.Orada binlerce

yıldır yaşayan yerli insanlar vardı. Bu gezginlerin kaşif diye adlandırılmalarının temel nedeni dünya görüşleri üzerinde köklü değişiklikler gerçekleştirmiş

olmalarıdır. Avrupalı'ların Uzakdoğu'dan ve Amerika'dan çok önemli coğrafi bilgilerle dönmeleri buna örnek olarak gösterilebilir. Galapagos Adaları'nda

Darvin'in elde ettiği bulgular gezegenimizin evrimi konusunda temel görüşlere zıt kuramlar geliştirmesini sağladı. Keşif aslında dünyaya ilişkin bilgi

edinmenin bir yoludur. Gezginler Farklı yerlere gittikçe, hiç bilmediğimiz, hayal bile edemediğimiz kıtaların bilinmeyen yüzlerini gözler önüne serdiler.

Hala Dünya ve Evren üzerine o kadar bilinmeyen konu var ki; bunların çözülmesi asla bitmeyecek.Her yeni bulunan keşif bilgi dağarcığımıza çeşitlilik katmaya

devam ediyor.

El Aletleri

Atalarımız günümüzden yaklaşık 3,75 milyon yıl önce ayakta durmayı öğrendiler ve çayırlarda yaşamaya başladılar. Yeni işlerde kullanılabilecek biçimde

serbest kalan elleriyle, hayvan leşlerinde işe yarar şeyler çıkarmaya ve bitkisel yiyecekleri toplamaya yöneldiler. Zamanla bu işler için el aletleri

geliştirdiler. Etleri kesip parçalamak ve kemikleri kırarak içlerindeki iliği çıkarmak amacıyla çakıllar ve taşlar kullandılar. Sonraları, daha iyi kesmeleri

için, taşların kenarlarını yonttular. Yaklaşık 400.000 yıl kadar önce çakmaktaşına biçim verilerek ilk baltalar ve mızrak uçları yapıldı; ayrıca, kemikler

sopa ve çekiç olarak kullanılmaya başlandı. insanoğlu günümüzden yaklaşık 250.000 yıl önce de ateşi buldu. Böylece yiyecekleri pişirebilecek duruma gelen en

yakın atalarımız, yaban hayvanlarını avlamak için el aletleri yarattılar. Tarım yapmaya başladıklarında da, daha farklı aletlere gereksiniz duydular.

Delici Aletler

Bir icadın yaratılmasına genellikle çok sayıda insan katılır ve icatların son biçimlerini alması çok uzun sürebilir. Bazen bir icat, yüzyılları bulan bir

evrim süreci geçirir: bu evrim sırasında farklı gelişmelerin ve yeni teknolojilerin sonuçları benimsenir: Delik açmaya yarayan aletlerin tarihini geriye

doğru incelediğimizde, bildiğimiz el matkabının icat edilmesinin basit bizleri ve yay delgisini geliştirmek için yüzlerce yıl boyunca yapılmış yeniliklerin

ürünü olduğunu görürüz. Delik açmaya yönelik aletlerin ilk örnekleri arasında eski Mısırlıların kullandığı aletler sayılabilir. Eski Yunan bilgini Archimedes

(Arşimet). M.Ö. 230 dolaylarında fiziksel gücü aktarmak ve artırmak için kaldıraç ve dişli takımlarından yararlanma yollarını araştırmış, ama ek manivela

gücü sağlayan matkap kolu, ancak Ortaçağ'da geliştirilmiştir; dişli takımlarının kullanıldığı çarklı el matkaplarıysa, daha yakın bir dönemde ortaya

çıkmıştır.

icat - Keşif Nedir?

icat daha önce bulunmayan bir şeyin insan çabasıyla geliştirilmesidir; oysa keşif daha önce varolmakla birlikte bilinmeyen bir şeyin öğrenilmesidir.

Apansızın ortaya çıkan icatların sayısı çok azdır; icatların çoğu, daha önce varolan teknolojilerin yeni ve benzersiz biçimde bir araya getirilmesinin

sonucudur. Bu yeni ürün, belirli bir insan gereksinmesini karşılama çabası sonrasında, mucidin bir işi daga çabuk ya da daha verimli yapma isteği sonucunda,

hatta bazen rastlantıyla ortaya çıkabilir; bireysel çalışmanın sonucu olabileceği gibi, ekip çalışmasıyla da gerçekleştirilmiş olabilir. Zaman icatların,

dünyanın farklı kesimlerinde aynı sıralarda, ama birbirlerinden bağımsız olarak ortaya çıktıkları da görülür.
 

halilid

New member
Emeğine sağlık Eğer insan istedimi ona yaratanıda yardım eiyor bu rüyada olabilir hayalde olabilir beynine gönderilen ve hiç aklına gelmeyen düşüncede olabilir..
 
Üst