Bulletstorm İncelemesi

W.PiTToN

W.C.ConsuAllen
Katılım
2 Kas 2006
Mesajlar
19,043
Reaction score
0
Puanları
0
bulletstorm-475x296.jpg

Reklamlarını Call of Duty’e sataşarak yapmışlardı hatırlarsanız. Videosunu paylaştığımız Duty Calls ile CoD’la dalga geçmişler, hemen ardından da kendi yapımlarının güzel bir reklamını koymuşlardı. Painkiller’ın mimarı People Can Fly’dan ve son yapımları Bulletstorm’dan bahsediyorum elbette. Epic Games’in de yardımlarıyla ortaya çıkan bu yapımın yayıncısını tahmin etmek zor değil, sonuçta CoD’a sataşma söz konusu; EA’den başka kim olabilir.
Medal of Honor ve Battlefield: Bad Company 2 de çıkmadan önce, EA aynı politikayı izlemiş Activision’a ve CoD’un son serilerine göndermelerde bulunmuştu. Ancak bu sefer daha ileri gidilip 4 dakikalık bir parodi-oyun hazırlandı. Yalnız Bulletstorm sadece bu sayede tanınmadı tabi ki. Yayınlanan fragmanlar ve oynanış videoları, kendine has özellikleri olan bir FPS’nin geldiğini haber ediyordu. Kendine ‘shooter’ arenasında ayrı bir paragraf açtıracak bir yapım geliyordu; Bulletstorm artısıyla, eksisiyle inceleme konuğumuz…

Gelecekte Bir Gün

Bulletstorm’un senaryosuyla ve hikayenin geçtiği zaman dilimiyle başlayalım analize. Yapımın ‘Sci-Fi Shooter’ türünde olduğunu belirteyim, yani bilim-kurgu üzerine kurulmuş bir hikaye var. Adı sanı bilinmeyen bir gezegende emir aldıkları generallerine karşı çıkan Dead Echo isimli özel ekibin üyesi olan Grayson Hunt’ı yönetiyoruz. 4 kişilik bu ekip, bu zamana kadar yaptıkları görevlerin kimlere nasıl hizmet ettiğini, masum insanlara nasıl zarar verdiklerini bilmeyerek hizmet ettikleri General Sarrano’ya, gerçekleri öğrendikten sonra karşı çıkarlar. İşte hayatta kalma mücadelesi buradan itibaren başlıyor.
Mecburi iniş yapılan gezegende, Sarrano’nun yeni ekibi Final Echo bir yanda, gezegenin sakini ucubeler bir yanda, devasa yaratıklar ve ölüm saçan bitkiler bir yanda. Bulletstorm’da düşman sayısı ve çeşitliliği, aksiyonu arttırdığı gibi soluklanmanıza da mani olacak. Ara videolarla da sık olmayınca, koşuşturmaktan başka bir şey yapamıyorsunuz oyunda. Bu cümle oyunun aslında eksi bir yönünü gösteriyormuş gibi duruyor, ancak size sunulan imkanlar bu eksiyi artıya dönüştürüveriyor. Senaryo klişe gelebilir, zaten Sarrano ile ekibimizin arasında başlayan savaşın nedenini gösteren ilk video, kimseyi tatmin etmeyecektir. Çünkü Gray ve arkadaşlarının gerçeği öğreniş biçimi oldukça basit olmuş, General’e karşı çıkış biçimleri de öyle. Bu nedenle senaryonun, oyunun diğer özelliklerinin gölgesinde kaldığını savunabiliriz.

Hikayenin başlangıcı zayıf olsa da, ilerleyen zamanlarda gelişen olaylar, ‘güvenilecek kimse yok’ ortamı ve ilginç karakterler, senaryoyu göz ardı etmenizi sağlıyor. En ilginç karakter, esas oğlanımız Grayson Hunt. Deli mi deli, onun gibi harekete ve aksiyona düşkün biri daha yok, ayrıca ağzı en az diğer karakterler kadar bozuk. Küfrün bini bir para Bulletstorm’da. Buna rağmen çok komik diyaloglar ve olaylar yaşanıyor. Böylesine şiddet unsurlarının olduğu bir oyuna, eğlence ve komediyi çok başarılı bir şekilde monte etmiş yapımcılar. Canınızı kurtarmaya çalışırken, başkalarının canına okurken veya herhangi başka bir işle olurken gülümsemenizi ya da kahkaha atmanızı sağlayabilir, konuşmalar, davranışlar ve gelişen olaylar.
Bulletstorm’u orijinal bir FPS kılan özelliği yukarıda saydıklarımdan herhangi biri değil anlaşılacağı üzere. ‘Kill with skill’ yapımın öne çıkan noktası, yani diğer ‘shooter’lardaki gibi düşmanları öldüreceğiz ancak bunu göze hoş gelen, öldürme hissini tam anlamıyla yaşatan hareketlerle yapacağız. Psikopat olduğumu düşünmeyin lütfen oyununun amacı bu. ‘Skillshot’ yapımın en büyük kozu, birçok öldürme tekniği bulunuyor. Bunların hepsini yazıyla anlatmam zor, bir kısmını paylaşacağım ve paylaştığım oynanış videolarında görebilirsiniz.

Şöyle örnek vereyim, Gray’in şuan pek ünü olmayan tekmesi var, ama oyun dünyasında kesinlikle meşhur olacak bu hareket. Gordon Freeman’ın sessizliği kadar efsaneleşmeyecek belki ama, Bulletstorm’un etiketi olacak bu özellik. Silahlarla öldürme seçeneğine sahipsiniz ki silah çeşitlerine sonra değineceğim, ama tekme kesinlikle daha çekici.
Karşınızdaki düşmanı tekmeleyerek, etrafta bulunan dikenlere, tellere, ucu sivri demirlere saplayabilir, uçurumdan aşağı postalayabilir yada havada dans ettirebilirsiniz. Ayağına kayarak çift dalma yada taban kaldırma suretiyle ucubeleri sakatlayabilir, oyun dışı bırakabilirsiniz.
Bir de sol elinizdeki cihazın sunduğu kırbaç özelliği var ki, Indiana Jones bile kıskanır bu kırbacı. Tekme atmak istediğiniz rakipleriniz yeterince yakın değilse sorun değil, gönderin kırbacı getirsin size kurbanınızı. Unutmadan söyleyeyim, tekmelediğiniz hedef yavaş çekime giriyor. Bu sayede daha rahat vurabilir, tekrar tekmeleyebilir veya başka cani fikirlerinizi uygulayabilirsiniz.

İsimsiz Bir Gezegende

Yapımın teknik özelliklerine girmeden önce, ‘skillshot’lardan biraz daha bahsedeceğim. Birçok öldürme tekniğinin olduğunu söylemiştim, yapımcılar haritayı da buna göre tasarlamışlar. Etrafta patlayıcı maddeler, tehlikeli bitkiler ve birçok ölümcül cisim bulunuyor. ‘Skillshot’lar puan kazanmanızı sağlıyor, mesela bir öldürme tekniği ilk denediğiniz zaman çok daha fazla puan topluyorsunuz. Öldürme tekniklerinin içinde silahlarla yapabildikleriniz de bulunuyor. Tahmin edeceğiniz gibi ‘headshot’lardan, yani düşmanınızı kafadan vurduğunuz zaman yine fazladan puan kazanıyorsunuz.

Bu puanları, çevrede sık sık rastlayacağınız istasyonlarda, elinizdeki silahları geliştirmek için kullanacak, ekstra özellikler ekleyeceksiniz. Özel yeteneklerinizi genişletebilir, mermi satın alabilirsiniz. Kullanıma açtığınız silahların hepsini taşıyamıyorsunuz, en fazla üç adet silah taşıyabilirsiniz. Ancak istasyonlarda kullanmadığınız ve kullanıma açık olan silahları devreye sokabilir, kullanmakta olduğunuz bir silahla değiştirebilirsiniz. ‘PeaceMaker Carbine’ (otomatik tüfek), ‘Boneduster’ ( dört namluya sahip pompalı), ‘Drill Gun’ (matkap silahı) ve ‘Screamer’ ( tabanca ama etkilisinden) gibi silahların yanında bomba atmanızı sağlayan, ağır otomatik veya dürbünlü keskin nişancı silahları bulunuyor. ‘Sniper’ların kullanımı da oldukça keyifli, ateş ettiğiniz zaman mermiyi yavaş çekimde yönlendirebiliyor, hedefiniz hareket etse de onu vurabiliyorsunuz.
Silahlar ve özel yeteneklerinizle oldukça kanlı bir maceraya sebep olacaksınız. Bulletstorm şiddet öğelerini derinden hissettiriyor. Her ne kadar eğlenceli ve komik sahneleri barındırsa da, çok daha fazla şiddet, kan ve küfür var yapımda. Bunlar tabi ki yapımın eksi yönleri değil, sadece yaşı küçük oyuncuların uzak tutulması gereken bir yapım Bulletstorm.

Yapımcılar bu kanlı serüveni Unreal 3 motorunu kullanarak sunmuşlar bize. Grafikler göze hoş geliyor, çok fazla kurcalanırsa detayların umursanmadığı görülebilir. Ancak People Can Fly, Bulletstorm’un aksiyonuna ve bol hareketliliğine güvenmiş olsa gerek, çünkü dikkat etmezseniz görsel konudaki eksiklikleri, koşuşturmaca nedeniyle fırsat bulup göremiyorsunuz bile. Görseniz bile ‘burası da olmamış yav’ demeye vakit bırakmıyor ucubeler size. Çok iyi denemese de grafikler, yapımcılar iyi süsleyip sunmuşlar. Kaplamalar ve karakter modellemeleri başarılı. Harita size özgürlük sunmuyor, öldürme tekniği dışında hiçbir konuda özgür hareket edemiyorsunuz. Görünmeyen duvarlar maalesef Bulletstorm’da da karşımıza çıkıyor.
Yapımın seslendirmeleri başarılı, diyalogların da iyi olduğunu zaten yukarıda belirtmiştim. Müziklerin iyi olduğunu daha oyuna girdiğiniz ilk anda anlayabilirsiniz. Ana menüdeki müzik sizi nelerin beklediğinin habercisi gibi. Oyun içinde de tempo yükseldiği zaman etkili müzikler devreye giriyor.

Özgün Bir Macera

Senaryo modunun yanında Echoes modu bulunuyor ki oyuna bitirmeden buraya girmek istediğiniz zaman otomatik uyarı olarak ‘Spoiler içerebilir, ilk olarak senaryo modunu oynayın’ deniyor. Bu modu ‘multiplayer’ da oynayabiliyorsunuz, 4 kişilik ‘Co-op’ şeklinde. Ekstra modların eklenmesi iyi olmuş, çünkü senaryo modu pek tatmin edici uzunlukta değil. Maalesef birçok iyi oyunda olduğu gibi Bullestorm da kısa sürüyor. Maceranın biraz daha uzaması için zor seviyede oynamanızı öneririm, böylece vasat olan yapay zeka, sinir bozucu olmaktan biraz olsun uzaklaşıyor.

Karakterleriyle, eğlenceli sahneleriyle, kendine has özellikleriyle ve tabi ki Gray’in tekmesiyle akılda kalacak, birçok FPS’den ayrı tutulacak bir yer edinecek kendisine Bulletstorm. FPS oyunlarından hoşlananlar için vazgeçilmez bir yapım olabilir, ancak sürekli öldürmekten, koşturmaktan ve bol aksiyondan haz etmeyenlerin takdirini kazanacak özelliklere sahip değil bu yapım. Belki keyifli ve çeşitli öldürme teknikleri, onları bu düşüncelerinden caydırabilir.
 
Bitirdiğim en kısa 2. oyun ( 3 Saatte )
 
Geri
Üst