Bu tarihi gerçeği kaç kişi biliyor?_____

LOOPUSED

Altın Üye
Katılım
6 Haz 2008
Mesajlar
12,048
Reaction score
0
Puanları
0
Yaş
54
Konum
€z€Ld€n €b€d€
Bu tarihi gerçeği kaç kişi biliyor?



Sultan Abdülhamit'in, yabancıların Çukurova'dan toprak satın almalarının önüne geçmek için 1 milyon 100 bin dönümlük araziyi devlet çiftliğine dönüştürdüğü ortaya çıktı.


79564.jpg



Adanalı Tarihçi Cezmi Yurtsever, arazileri devlet çiftliğine dönüştüren Sultan Abdülhamit'in 1909 yılında görevinden uzaklaştırılmasının ardından 1912 yılında çiftliğinin, Fransız şirketlere İttihat ve Terakki Partisi güdümündeki hükümet tarafından 75 yıl süreyle satıldığını söyledi.

Satılan arazileri ekip biçen köylülerin, bu duruma sert tepki gösterdiğine dikkat çeken Yurtsever, "1914'te başlayan Dünya Harbi sonrasında Fransa, askeri güç kullanarak Çukurova'yı işgal etmek ve çiftlik arazisine el koymak için Adana'ya geldi. Ancak, Kuvai Milliye'nin güçlü direnişi sonrası Fransızlar amacına ulaşamadan Anadolu topraklarını terk etmek zorunda kaldı. Abdülhamit, hain değil bir kahramandır." dedi.

Cezmi Yurtsever, Osmanlı arşivinde Adana tarihi konusunda araştırma yaptığını belirterek 'İrade-dahiliye, dosya-66, gömlek -27 numaralı' bir dosya içerisinde Osmanlı Türkçesi ve Fansızca olarak yazılı çok sayıda belge bulduğunu kaydetti. Yurtsever, "Belgelerden Osmanlı'dan alacaklı olan Fransız banker Vandeuvre ile iş ortaklığı yapan Süveyş Kanalı'nın açılmasına öncülük eden Lesseps ailesinin genç kuşak oğlu Leon'un 1912 yılında ihale yoluyla Çukurova'daki Padişah Abdülhamit, tarafından kurulan 1 milyon 100 bin dönümlük Mercimek Anavarza Çiftliğinin işletme ve mülkiyet haklarını 75 yıl süreyle 5 milyon altın Frank karşılığı satın aldıkları acı gerçeğini ortaya çıkardım." dedi.

Çukurova'daki padişah çiftliğinin Fransızlara satılması karşısında Adana halkının 'feryatnamesi' sayılan Padişah Mehmet Reşat'a gönderilmek üzere Adana Valiliği'ne dilekçe verildiğini kaydeden Yurtsever, "Dilekçede, 'Çukurova çiftliğinin 75 sene müddetle bir Fransız şirkete verilmesi, bütün vilayet halkını ele muhtaç ve ızdırap çeker etmiştir. Biz Adanalılar bu meselede hayatımızı ve ümitlerimizi tehdit eden en kötü sonuçlar veren felaketlerin canlandığını görüyoruz. Evet daha önce Trablusgarp'ta yaşananlar ve sonra hala kızıl dumanlar altında yakılan mutluluklar, yırtılan servetlerle baştanbaşa bir kan ve ateş mahşeri olan Rumeli ve bahtı kara toprağın bu kötü geleceği göz önünde durur iken, artık yasacı nüfuzunun nasıl müthiş bir afet olacağını zan ederiz ki bizim de anlayacağımız vardır. Zaten üzülerek söyleyelim ki her tarafta olduğu gibi burada da elimizdeki sabanlardan ve onların işlediği ve işleyeceği topraklardan başka altı yüz senelik hakimiyetimizi gösterecek ve o canlı bir timsal olacak hiçbir şeyde, sanat ve ticarete ait en hayatsız bir köleye bile tesadüf edilemez. Bu acı gerçek artık saklı değil iken bir türlü anlayamıyoruz hakimiyetimizin kudret ve nişanesini zayıflatan, bize tarımda kazanç ve gelecek bırakmayan bu kadar zararlı ve tehlikeli işlere nasıl meydan veriliyor, bir türlü anlayamıyoruz'." diye tepki gösterdiklerine dikkat çekiyor.

Çukurova'nın orta yerinde Anavarza kalesinden başlayarak Kozan-İmamoğlu yolu, Misis arası ve sonra da Yüreğir ovasını içine alarak Yumurtalık ve Karataş sahillerinden denize ulaşan 1 milyon 100 bin dönümlük Padişah Abdülhamit Çiftliği'nin Fransız bankerlere satılması bir anlamda ağır borç yükü altında bulunan Osmanlı Devleti'nin Adana'yı Fransızlara satması anlamına da geldiğine dikkat çeken Yurtsever, şöyle dedi:

"Fransız şirketine bağlı mühendis ve memurların Adana'ya gelerek arazi ölçümlerine başlamaları, Ceyhan-Mercimek yöresindeki 9 köy halkına topraklarını terk etme ihtarında bulunmaları üzerine Murat adında bir köylü tepkisini 'Fransız memurların kafasına kurşun sıkarım, yapamazsam tutar Ceyhan nehrine kafasını sokarım' sözlerini içine alan telgrafı hükümete çekmesi üzerine topraklara el koyma çalışmaları durduruldu. Fransa ve Osmanlı hükümeti arasında Çukurova'daki arazileri kontrol sorunundan dolayı diplomatik mücadele yaşandı. Ve Fransa, Osmanlı Devleti'nin I. Dünya Harbi'ni kaybetmesi üzerine askeri gücünü kullanarak Adana'yı doğrudan işgal etti."



kaynak
 
entrikacılar çok olduğu için yalnız kalmış cennet mekan :utan elinden geldiği kadar yapmaya çalışmış allah bin kere razı olsun mekanı cennet olsun :utan
 
abdülhamit ile ilgili daha ne babalıklar ortaya cıkacak kim bilir?
koskoca bir hazine bu zat.
 
teşekkürler

tarihimizle ilgili daha neler bilmiyoruz kimbilir.gençlik olarak bu kadar aciziz işte....tarihmizden de ders almadığımız sürece geleceğimizin nasıl olcağaını tahmin bile edemiyorum
 
bilgi için tşkler... okuamıştım yeni duydum...
 
Ortadan kaldırmak için her yolu deneyen masonlar amaçlarına ulaştılar bu vatanseveri öldürerek !
 
yaşanmış tarihten bi haber büyüdük...:utan bize yazılmış tarih okuttular.gerçek tarih arşivlerimizide hurda kağıt diye sattık. adamlar yıllardır osmanlı arşivlerini düzenliyorlar.bizim yapmamız gerekirken :utan yasalarını osmanlı dakine benzer uygulamalarla revize ediyorlar.biz se hala ithal ettiğimiz avrupa menşeili yasalarla adalet sağlamaya çalışıyoruz...ne yaman 1 çelişki yarabbi...
 
Bu tarihi gerçeği kaç kişi biliyor?



Sultan Abdülhamit'in, yabancıların Çukurova'dan toprak satın almalarının önüne geçmek için 1 milyon 100 bin dönümlük araziyi devlet çiftliğine dönüştürdüğü ortaya çıktı.


79564.jpg



Adanalı Tarihçi Cezmi Yurtsever, arazileri devlet çiftliğine dönüştüren Sultan Abdülhamit'in 1909 yılında görevinden uzaklaştırılmasının ardından 1912 yılında çiftliğinin, Fransız şirketlere İttihat ve Terakki Partisi güdümündeki hükümet tarafından 75 yıl süreyle satıldığını söyledi.


Satılan arazileri ekip biçen köylülerin, bu duruma sert tepki gösterdiğine dikkat çeken Yurtsever, "1914'te başlayan Dünya Harbi sonrasında Fransa, askeri güç kullanarak Çukurova'yı işgal etmek ve çiftlik arazisine el koymak için Adana'ya geldi. Ancak, Kuvai Milliye'nin güçlü direnişi sonrası Fransızlar amacına ulaşamadan Anadolu topraklarını terk etmek zorunda kaldı. Abdülhamit, hain değil bir kahramandır." dedi.

Cezmi Yurtsever, Osmanlı arşivinde Adana tarihi konusunda araştırma yaptığını belirterek 'İrade-dahiliye, dosya-66, gömlek -27 numaralı' bir dosya içerisinde Osmanlı Türkçesi ve Fansızca olarak yazılı çok sayıda belge bulduğunu kaydetti. Yurtsever, "Belgelerden Osmanlı'dan alacaklı olan Fransız banker Vandeuvre ile iş ortaklığı yapan Süveyş Kanalı'nın açılmasına öncülük eden Lesseps ailesinin genç kuşak oğlu Leon'un 1912 yılında ihale yoluyla Çukurova'daki Padişah Abdülhamit, tarafından kurulan 1 milyon 100 bin dönümlük Mercimek Anavarza Çiftliğinin işletme ve mülkiyet haklarını 75 yıl süreyle 5 milyon altın Frank karşılığı satın aldıkları acı gerçeğini ortaya çıkardım." dedi.

Çukurova'daki padişah çiftliğinin Fransızlara satılması karşısında Adana halkının 'feryatnamesi' sayılan Padişah Mehmet Reşat'a gönderilmek üzere Adana Valiliği'ne dilekçe verildiğini kaydeden Yurtsever, "Dilekçede, 'Çukurova çiftliğinin 75 sene müddetle bir Fransız şirkete verilmesi, bütün vilayet halkını ele muhtaç ve ızdırap çeker etmiştir. Biz Adanalılar bu meselede hayatımızı ve ümitlerimizi tehdit eden en kötü sonuçlar veren felaketlerin canlandığını görüyoruz. Evet daha önce Trablusgarp'ta yaşananlar ve sonra hala kızıl dumanlar altında yakılan mutluluklar, yırtılan servetlerle baştanbaşa bir kan ve ateş mahşeri olan Rumeli ve bahtı kara toprağın bu kötü geleceği göz önünde durur iken, artık yasacı nüfuzunun nasıl müthiş bir afet olacağını zan ederiz ki bizim de anlayacağımız vardır. Zaten üzülerek söyleyelim ki her tarafta olduğu gibi burada da elimizdeki sabanlardan ve onların işlediği ve işleyeceği topraklardan başka altı yüz senelik hakimiyetimizi gösterecek ve o canlı bir timsal olacak hiçbir şeyde, sanat ve ticarete ait en hayatsız bir köleye bile tesadüf edilemez. Bu acı gerçek artık saklı değil iken bir türlü anlayamıyoruz hakimiyetimizin kudret ve nişanesini zayıflatan, bize tarımda kazanç ve gelecek bırakmayan bu kadar zararlı ve tehlikeli işlere nasıl meydan veriliyor, bir türlü anlayamıyoruz'." diye tepki gösterdiklerine dikkat çekiyor.

Çukurova'nın orta yerinde Anavarza kalesinden başlayarak Kozan-İmamoğlu yolu, Misis arası ve sonra da Yüreğir ovasını içine alarak Yumurtalık ve Karataş sahillerinden denize ulaşan 1 milyon 100 bin dönümlük Padişah Abdülhamit Çiftliği'nin Fransız bankerlere satılması bir anlamda ağır borç yükü altında bulunan Osmanlı Devleti'nin Adana'yı Fransızlara satması anlamına da geldiğine dikkat çeken Yurtsever, şöyle dedi:

"Fransız şirketine bağlı mühendis ve memurların Adana'ya gelerek arazi ölçümlerine başlamaları, Ceyhan-Mercimek yöresindeki 9 köy halkına topraklarını terk etme ihtarında bulunmaları üzerine Murat adında bir köylü tepkisini 'Fransız memurların kafasına kurşun sıkarım, yapamazsam tutar Ceyhan nehrine kafasını sokarım' sözlerini içine alan telgrafı hükümete çekmesi üzerine topraklara el koyma çalışmaları durduruldu. Fransa ve Osmanlı hükümeti arasında Çukurova'daki arazileri kontrol sorunundan dolayı diplomatik mücadele yaşandı. Ve Fransa, Osmanlı Devleti'nin I. Dünya Harbi'ni kaybetmesi üzerine askeri gücünü kullanarak Adana'yı doğrudan işgal etti."



kaynak



Bunu bugünkü yönetime anlatmak lazım...
Yabancılara toprak satışını binde 4 ten 100 de 8 e çıkaran bu günkü hükümete....
Bu yüzde 8 neredeyse bir bölge oluyor....
 
Belarus'ta Sultan Abdülhamid Han'ın namı yürüyor

Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı Mehmet GÖRMEZ'in geçen Ramazan'da bizzat yaşadığı ibretlik olay...

Belarusya'nın başkenti Minsk'e bağlı İvya köyünde bir camide teravih namazı kıldırıyor kendisi. Önde erkekler, arkada kadınlar namaza duruyorlar. Salavat getirilen kısımda erkekli kadınlı cemaatten ilahi formunda bir ses yükseliyor. "Lailaheillallah Cebrail Melekullah. Lailaheillallah Mikail Melekullah". Şaşırıyor, devam ediyor namaza. İkinci arada bu defa Azrail ve İsrafil'in isimleri zikrediliyor. Sonraki aralarda ise sırasıyla bütün peygamberler sayılıyor. En son arada ise doğal olarak Lailaheillallah Muhammed Resulullah sesleri yükseliyor. Ancak hemen ikinci mısra geliyor ardından "LAİLAHEİLLALLAH, ABDÜLHAMİD HALİFETİ RESULULLAH..

Mehmet Görmez Bey "salavatlar bitti ama o anda bende bittim" diye anlatıyordu gözleri dolu dolu olarak... "neredeydim, hangi zamandaydım, şaşırmıştım..."
 
Geri
Üst