S
SiR ReaLiST
Guest
Goal.com yazarlarından KS Leong, Real Madrid'in dün akşam aldığı utanç verici mağlubiyeti yorumluyor...
Dün akşamdan önce "AD Alcorcon" kelimelerini Google'da aratsaydınız, karşınıza çıkacak en önemli sonuç, dünyanın dört bir yanındaki futbol sitelerinin yapmış olduğu yazım yanlışı olacaktı. Ancak sağ taraftaki fotoğrafta herhangi bir yazım hatası yok; Alcorcon, Real Madrid'i salı akşamı 4-0 mağlup etti.
Başkent ekibinin yeniden doğacağı, başarıdan başarıya koşacağı tahmin edilen sezon, bir gecede utanca, kaotik bir rezalete dönüştü.
20. yüzyılın en başarılı takımı, dünyanın en zengin kulübü, sadece bu yaz transfere 250 milyon avro harcayan Real Madrid; geçmişi 38 yıllık olan, Segunda B'den (İspanyol futbolunda 3. kademe) daha yüksek bir yerde oynama şansına erişememiş, Madrid'in güneybatısının zayıf temsilcisi Alcorcon'a 4-0 yenildi.
Florentino Perez'in bu yaz transfere harcadığı bedel, Alcorcon gibi bir kulübü herhalde bir asırdan fazla ayakta tutmaya yeterdi. Ancak Ronaldo ve Kaka gibi yıldızlar dün akşam sahada olmadığı için, bu paranın nasıl harcandığına girmeyelim.
Dün akşam sahada olan oyuncular dahi, Manuel Pellegrini'nin takımının rahat bir galibiyet alması için yeterli olmalıydı. Raul Albiol, Alvaro Arbeloa, Mahamadou Diarra, Guti, Esteban Granero, Rafael van der Vaart, Raul, Karim Benzema... Bu oyunculardan kurulu bir ekibin, Milan, Sevilla ya da Valencia gibi takımlar karşısında dahi iyi sonuçlar almasını beklersiniz.
Arbeloa'nın yanındaki arkadaşın adını bilen var mı?
Açık konuşmak gerekirse, Alcorcon, dün akşamki maçı daha farklı da kazanabilirdi; bir topları direkten döndü, çok müsait en az dört gol pozisyonunu harcadılar.
Manuel Pellegrini'nin dün sahaya sürdüğü kadronun bir arada oyanmaya alışık olmayan oyunculardan oluştuğu ve bu yüzden zorlandığı söylenebilir. Fakat öyle olsa bile, Alcorcon, Real Madrid'in sezona hazırlık döneminde karşılaştığı takımlardan daha güçlü değil ki? Saygısızlık etmek istemem, ancak Alcorcon'un Real Madrid'in antrenman maçlarındaki takımlar kadar bile zorlu bir engel olduğunu düşünmüyorum.
Beyaz Şimşekler'in Santiago Bernabeu'da çok sayıda gol atarak turu çevirip çeviremeyecekleri, tartışmanın konusu dahilinde değil. Avrupa'yı fethetmek isteyen bir ekip, hiçbir yerde, hiçbir turnuvada ve hiçbir koşulda, kendisinden iki seviye alt ligde oynayan bir takıma 4-0 kaybedemez.
1-0'lık bir mağlubiyet, kabul edilebilir değil ama, anlaşılabilir olurdu; yorgunluğa veya kupanın motive edici olmamasına bağlanabilirdi. Ya 4-0? Bu o kadar utanç verici bir skor ki, Alfredo Di Stefano hâlâ futbol oynuyor olsaydı, herhalde soyunma odasında Allah-kitap dinlemeden küfrederdi. Belki de FIFA, Real Madrid'e verdiği "XX. Yüzyılın En İyi Takımı" etiketini geri almayı düşünmeli. Oysa ki birkaç sene önce, göğüslerinde gururla taşıyorlardı.
Dünyanın en iyisi olmak mı? Real Madrid, işe kendi şehrinin en iyi takımı olmaya çalışmakla başlayabilir.
KS Leong, Real Madrid, GoaL.com
Dün akşamdan önce "AD Alcorcon" kelimelerini Google'da aratsaydınız, karşınıza çıkacak en önemli sonuç, dünyanın dört bir yanındaki futbol sitelerinin yapmış olduğu yazım yanlışı olacaktı. Ancak sağ taraftaki fotoğrafta herhangi bir yazım hatası yok; Alcorcon, Real Madrid'i salı akşamı 4-0 mağlup etti.
Başkent ekibinin yeniden doğacağı, başarıdan başarıya koşacağı tahmin edilen sezon, bir gecede utanca, kaotik bir rezalete dönüştü.
20. yüzyılın en başarılı takımı, dünyanın en zengin kulübü, sadece bu yaz transfere 250 milyon avro harcayan Real Madrid; geçmişi 38 yıllık olan, Segunda B'den (İspanyol futbolunda 3. kademe) daha yüksek bir yerde oynama şansına erişememiş, Madrid'in güneybatısının zayıf temsilcisi Alcorcon'a 4-0 yenildi.
Florentino Perez'in bu yaz transfere harcadığı bedel, Alcorcon gibi bir kulübü herhalde bir asırdan fazla ayakta tutmaya yeterdi. Ancak Ronaldo ve Kaka gibi yıldızlar dün akşam sahada olmadığı için, bu paranın nasıl harcandığına girmeyelim.
Dün akşam sahada olan oyuncular dahi, Manuel Pellegrini'nin takımının rahat bir galibiyet alması için yeterli olmalıydı. Raul Albiol, Alvaro Arbeloa, Mahamadou Diarra, Guti, Esteban Granero, Rafael van der Vaart, Raul, Karim Benzema... Bu oyunculardan kurulu bir ekibin, Milan, Sevilla ya da Valencia gibi takımlar karşısında dahi iyi sonuçlar almasını beklersiniz.
Arbeloa'nın yanındaki arkadaşın adını bilen var mı?
Açık konuşmak gerekirse, Alcorcon, dün akşamki maçı daha farklı da kazanabilirdi; bir topları direkten döndü, çok müsait en az dört gol pozisyonunu harcadılar.
Manuel Pellegrini'nin dün sahaya sürdüğü kadronun bir arada oyanmaya alışık olmayan oyunculardan oluştuğu ve bu yüzden zorlandığı söylenebilir. Fakat öyle olsa bile, Alcorcon, Real Madrid'in sezona hazırlık döneminde karşılaştığı takımlardan daha güçlü değil ki? Saygısızlık etmek istemem, ancak Alcorcon'un Real Madrid'in antrenman maçlarındaki takımlar kadar bile zorlu bir engel olduğunu düşünmüyorum.
Beyaz Şimşekler'in Santiago Bernabeu'da çok sayıda gol atarak turu çevirip çeviremeyecekleri, tartışmanın konusu dahilinde değil. Avrupa'yı fethetmek isteyen bir ekip, hiçbir yerde, hiçbir turnuvada ve hiçbir koşulda, kendisinden iki seviye alt ligde oynayan bir takıma 4-0 kaybedemez.
1-0'lık bir mağlubiyet, kabul edilebilir değil ama, anlaşılabilir olurdu; yorgunluğa veya kupanın motive edici olmamasına bağlanabilirdi. Ya 4-0? Bu o kadar utanç verici bir skor ki, Alfredo Di Stefano hâlâ futbol oynuyor olsaydı, herhalde soyunma odasında Allah-kitap dinlemeden küfrederdi. Belki de FIFA, Real Madrid'e verdiği "XX. Yüzyılın En İyi Takımı" etiketini geri almayı düşünmeli. Oysa ki birkaç sene önce, göğüslerinde gururla taşıyorlardı.
Dünyanın en iyisi olmak mı? Real Madrid, işe kendi şehrinin en iyi takımı olmaya çalışmakla başlayabilir.
KS Leong, Real Madrid, GoaL.com
