- Katılım
- 11 Mar 2008
- Mesajlar
- 20,694
- Reaction score
- 0
- Puanları
- 0
CHP lideri Kılıçdaroğlu, Şırnak Uludere olayını AKPnin 33 kurşununun 2011 versiyonudur bu sözleriyle değerlendirdi ve şöyle dedi: Orada da kaçakçılar öldürülmüştü, burada da kaçakçılar öldürüldü. Orada da silahla, burada da silahla, ama burada uçakla
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, dün basın kuruluşlarının Ankara temsilcileriyle bir araya geldi. Uludere olayında hükümeti sert dille eleştiren Kılıçdaroğlunun açıklamaları şöyle:
KİM VERDİ BU İSTİHBARATI?: 35 yurttaşımız yaşamını yitirdi. Hükümetten 24 saatten fazla zaman oldu ses yok. Hükümetin derhal özür dilemesi lazım. Bakanın bölgeye gitmesi lazım. Genelkurmay istihbarat aldık diyor. Kim verdi bu istihbaratı? Herhalde bir yetkili çıkıp soracaktır bunu. Nereden aldınız bu istihbaratı? İstihbaratın tek elde toplandığını biliyorum. Bu olaydan birkaç gün önce eskisi gibi farklı görüşlerin olmadığı, bu nedenle PKKya karşı mücadelede daha etkin konuma gelindiği açıklamaları yapıldı. Bu nedenle bir eksiklik var bu işin içinde, o yanlışın kaynağına inmemiz gerekiyor. Kendi ülkesinde istihbarat kaosu yaşayan bir ülke nasıl olur da Ortadoğuda güçlü bir ülke olabilir. 35 yurttaşımızın yaşımını yitirmesini 33 kurşun olarak telakki edebilir miyiz, benzetme olur mu, deniliyor. Olur tabii. AKPnin 33 kurşununun 2011 versiyonudur bu. Orada da kaçakçılar öldürülmüştü, burada da kaçakçılar öldürüldü. Orada da silahla, burada da silahla ama burada uçakla. Onun için 2011 versiyonu diyorum. İstihbaratı veren organı bulmamız lazım. İçişleri ve Savunma Bakanı istifa eder mi? Hayır... Tam tersine, koltuklarına daha da sağlam şekilde yapışırlar.
GÖREVDEN AYRILMALI: (Hükümet sorumluluk üstlenmezse tepkiniz ne olur? sorusu üzerine) Böyle bir yaklaşım demokrasilerde olmaz. Silahlı Kuvvetler bağımsız mı? Sorumlu siyaset kurumudur. Hata olunca siyasal sorumlu hatayı kabul etmeli. Namık Kemal Çekildik izzet ü ikbal ile bab-ı hükümetten diyor ya ilgili Bakanın, sorumlu siyasetçinin o işten ayrılması lazım. İstihbarat tek elde toplandıysa onun kime bağlı olduğu, hangi Bakan olduğu bellidir. Hükümet susuyor, çünkü hükümet sorumluluğunun bilincinde. AKP sözcüsünün açıklama yapması hükümetin açıklaması değildir.
AYNI NOKTADAYIZ: (Sınır ötesi tezkeresi sorgulanmalı mı? sorusu üzerine) Biz yine aynı noktadayız. Yani terörle mücadele konusunda hükümetin farklı bir gerekçe üretmesini istemiyoruz. Muhalefeti suçlamasını istemiyoruz. Terörle mücadele yapacağım, bitireceğim. Yap bakalım. Aksi halde başarısızlığın ortağı oluruz. Açıkça söylüyoruz; öyle mi, çözeceksin, buyur çöz. Böyle yaparken hiçbir otorite git orada sivilleri öldür demedi. Bu olayın sonuçlarının değerlendirilmesi, sağlıklı soruşturulması, sorumluluların cezalandırılması, yetkililerin gereğini yapması ve kamuoyunun bilgilendirilmesi gerekiyor. Bir daha böyle hatalar yapılmamış olur, eğer hataysa tabii.
İÇİŞLERİ BAKANI: Bir İçişleri Bakanı var ayrı bir facia. Şiirle terör üretiliyormuş... Ressamlar yaparlarmış, tuale yansıtırmış... Nasıl bir bakandır, nasıl anlayıştır. Mussolininin bile bunu böyle düşündüğünü sanmıyoruz, Hitler bile bunu böyle düşünmemiştir. 21. yüzyılın Türkiyesinde ileri demokrasi söylemlerinin olduğu bir Türkiyede İçişleri Bakanlığı yapıyor bu kişi. Bana bir çağdaş ülke gösterin bunu söyleyen bir bakan o koltukta iki saat oturabilir mi? Hangi çağdan uygarlıktan söz ediyorsunuz?
Bu olay AKPnin 33 kurşununun 2011 versiyonudur - GAZETEVATAN.COM
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, dün basın kuruluşlarının Ankara temsilcileriyle bir araya geldi. Uludere olayında hükümeti sert dille eleştiren Kılıçdaroğlunun açıklamaları şöyle:
KİM VERDİ BU İSTİHBARATI?: 35 yurttaşımız yaşamını yitirdi. Hükümetten 24 saatten fazla zaman oldu ses yok. Hükümetin derhal özür dilemesi lazım. Bakanın bölgeye gitmesi lazım. Genelkurmay istihbarat aldık diyor. Kim verdi bu istihbaratı? Herhalde bir yetkili çıkıp soracaktır bunu. Nereden aldınız bu istihbaratı? İstihbaratın tek elde toplandığını biliyorum. Bu olaydan birkaç gün önce eskisi gibi farklı görüşlerin olmadığı, bu nedenle PKKya karşı mücadelede daha etkin konuma gelindiği açıklamaları yapıldı. Bu nedenle bir eksiklik var bu işin içinde, o yanlışın kaynağına inmemiz gerekiyor. Kendi ülkesinde istihbarat kaosu yaşayan bir ülke nasıl olur da Ortadoğuda güçlü bir ülke olabilir. 35 yurttaşımızın yaşımını yitirmesini 33 kurşun olarak telakki edebilir miyiz, benzetme olur mu, deniliyor. Olur tabii. AKPnin 33 kurşununun 2011 versiyonudur bu. Orada da kaçakçılar öldürülmüştü, burada da kaçakçılar öldürüldü. Orada da silahla, burada da silahla ama burada uçakla. Onun için 2011 versiyonu diyorum. İstihbaratı veren organı bulmamız lazım. İçişleri ve Savunma Bakanı istifa eder mi? Hayır... Tam tersine, koltuklarına daha da sağlam şekilde yapışırlar.
GÖREVDEN AYRILMALI: (Hükümet sorumluluk üstlenmezse tepkiniz ne olur? sorusu üzerine) Böyle bir yaklaşım demokrasilerde olmaz. Silahlı Kuvvetler bağımsız mı? Sorumlu siyaset kurumudur. Hata olunca siyasal sorumlu hatayı kabul etmeli. Namık Kemal Çekildik izzet ü ikbal ile bab-ı hükümetten diyor ya ilgili Bakanın, sorumlu siyasetçinin o işten ayrılması lazım. İstihbarat tek elde toplandıysa onun kime bağlı olduğu, hangi Bakan olduğu bellidir. Hükümet susuyor, çünkü hükümet sorumluluğunun bilincinde. AKP sözcüsünün açıklama yapması hükümetin açıklaması değildir.
AYNI NOKTADAYIZ: (Sınır ötesi tezkeresi sorgulanmalı mı? sorusu üzerine) Biz yine aynı noktadayız. Yani terörle mücadele konusunda hükümetin farklı bir gerekçe üretmesini istemiyoruz. Muhalefeti suçlamasını istemiyoruz. Terörle mücadele yapacağım, bitireceğim. Yap bakalım. Aksi halde başarısızlığın ortağı oluruz. Açıkça söylüyoruz; öyle mi, çözeceksin, buyur çöz. Böyle yaparken hiçbir otorite git orada sivilleri öldür demedi. Bu olayın sonuçlarının değerlendirilmesi, sağlıklı soruşturulması, sorumluluların cezalandırılması, yetkililerin gereğini yapması ve kamuoyunun bilgilendirilmesi gerekiyor. Bir daha böyle hatalar yapılmamış olur, eğer hataysa tabii.
İÇİŞLERİ BAKANI: Bir İçişleri Bakanı var ayrı bir facia. Şiirle terör üretiliyormuş... Ressamlar yaparlarmış, tuale yansıtırmış... Nasıl bir bakandır, nasıl anlayıştır. Mussolininin bile bunu böyle düşündüğünü sanmıyoruz, Hitler bile bunu böyle düşünmemiştir. 21. yüzyılın Türkiyesinde ileri demokrasi söylemlerinin olduğu bir Türkiyede İçişleri Bakanlığı yapıyor bu kişi. Bana bir çağdaş ülke gösterin bunu söyleyen bir bakan o koltukta iki saat oturabilir mi? Hangi çağdan uygarlıktan söz ediyorsunuz?
Bu olay AKPnin 33 kurşununun 2011 versiyonudur - GAZETEVATAN.COM