- Katılım
- 22 Haz 2007
- Mesajlar
- 10,386
- Reaction score
- 0
- Puanları
- 0
KORUNMUŞ TEK KİTAP: KUR'AN
"O zikri(Kur'an'ı) Biz indirdik Biz. Ve onun koruyucusu da elbette Biziz."(Hicr Sûresi, 9)
***
Bugün Yahudi ve Hıristiyan dünyasının elinde bulunan �Kitab-ı Mukaddes(Tevrat-Mezmurlar-İnciller)'in aslından uzak (muharref) olduğunun, hem batılı hem de doğulu araştırmacılar tarafından itiraf edilmesi, misyonerleri gülünç çabalara itmiştir.
Spinoza ve Richard Simon gibi birçok ünlü tenkitçiler, Tevrat'ın, Musa(a.s.) zamanında yazılmadığını belirtmişlerdir. Musevî tarihçilerine göre; Tevrat'ın mühim bir kısmını İsa'dan 450 sene evvel yaşamış olan Ezra yazmıştır. Yahudi Ansiklopedisinde; "O (Tevrat) unutulmuştu, Ezra onu eski haline koydu,"(Tevrat-İncil ve Kur'an; J. Jomier; çev.: S. Yıldız) denmektedir. Tevrat'ın yeniden yazılışı, Babil Sürgünü sonrasına rastlar.
Bertrant Russel, Katolik ve Protestan mezhep ve İncilleri arasındaki büyük ayrılıkları belirterek Hıristiyanlığa inanmak istemez. Montaigne ve Voltaire de, İncillerin birbirini tutmamasına işaret ederek; "Hıristiyan değilim," derler. Hepsinden daha manidar olan ise, Charles Mismer'in şu sözüdür: "Hıristiyanlar, alim olunca Hıristiyanlık'la alakaları kesilir; Müslümanlar da, cahil olunca İslamiyet'le alakaları kesilir."
Demek ki; akl-ı selim sahiplerinin sağlıklı araştırmaları, onları mutlak hakikate(İslam'a) götürdüğü gibi, hakikat üzere bulunanların idrak ve şuur noksanlığı da onları sırat-ı müstakim'den ayırmaktadır.
Yazımızın başında 'misyonerlerin gülünç çabalar'ından söz etmiştik. Bu çabaların, - yeni bir taktik olarak belirlediğimiz - son aşaması şudur:
Kur'an nurunun, insanlığın karanlık ufuklarını daha bir aydınlatmaya başladığı asrımızda, Tevrat ve İncillerin muharefliğinin iyice ortaya çıkması karşısında misyoner gruplar ve kalemler, Kur'an'ın da aslına uygun olmadığı safsatasını yayma gayreti içine girmişlerdir. Geliştirmek istedikleri mantık şudur: 'Bizim kitabımız da bozulmuştur, sizinki de. Öyleyse, Müslüman ya da Hıristiyan olmanız fark etmez. Ama siz yine de Hıristiyan olun ki, gerçek kurtuluşa eresiniz!..'
Bu iddia ve geliştirilmek istenen bu mantığın; -hem K. Mukaddes'i(Tevrat-Zebur- İncilleri) hem de Kur'an-ı Azimüşşan-ı tetkik etmiş ve Kur'an'a bağlanmayı lutfettiği için daima Allah'a hamd etme makamında olduğunun idrakinde bir ilahiyatçı olan bu satırların yazarına çok komik ve abesle iştigal gelse de- Kur'an'ı ve İslam'ı hakkıyla tanıyamamış olanların zihninde bulanıklık meydana getireceği aşikardır.
Kaynak: www.hakikat.net
"O zikri(Kur'an'ı) Biz indirdik Biz. Ve onun koruyucusu da elbette Biziz."(Hicr Sûresi, 9)
***
Bugün Yahudi ve Hıristiyan dünyasının elinde bulunan �Kitab-ı Mukaddes(Tevrat-Mezmurlar-İnciller)'in aslından uzak (muharref) olduğunun, hem batılı hem de doğulu araştırmacılar tarafından itiraf edilmesi, misyonerleri gülünç çabalara itmiştir.
Spinoza ve Richard Simon gibi birçok ünlü tenkitçiler, Tevrat'ın, Musa(a.s.) zamanında yazılmadığını belirtmişlerdir. Musevî tarihçilerine göre; Tevrat'ın mühim bir kısmını İsa'dan 450 sene evvel yaşamış olan Ezra yazmıştır. Yahudi Ansiklopedisinde; "O (Tevrat) unutulmuştu, Ezra onu eski haline koydu,"(Tevrat-İncil ve Kur'an; J. Jomier; çev.: S. Yıldız) denmektedir. Tevrat'ın yeniden yazılışı, Babil Sürgünü sonrasına rastlar.
Bertrant Russel, Katolik ve Protestan mezhep ve İncilleri arasındaki büyük ayrılıkları belirterek Hıristiyanlığa inanmak istemez. Montaigne ve Voltaire de, İncillerin birbirini tutmamasına işaret ederek; "Hıristiyan değilim," derler. Hepsinden daha manidar olan ise, Charles Mismer'in şu sözüdür: "Hıristiyanlar, alim olunca Hıristiyanlık'la alakaları kesilir; Müslümanlar da, cahil olunca İslamiyet'le alakaları kesilir."
Demek ki; akl-ı selim sahiplerinin sağlıklı araştırmaları, onları mutlak hakikate(İslam'a) götürdüğü gibi, hakikat üzere bulunanların idrak ve şuur noksanlığı da onları sırat-ı müstakim'den ayırmaktadır.
Yazımızın başında 'misyonerlerin gülünç çabalar'ından söz etmiştik. Bu çabaların, - yeni bir taktik olarak belirlediğimiz - son aşaması şudur:
Kur'an nurunun, insanlığın karanlık ufuklarını daha bir aydınlatmaya başladığı asrımızda, Tevrat ve İncillerin muharefliğinin iyice ortaya çıkması karşısında misyoner gruplar ve kalemler, Kur'an'ın da aslına uygun olmadığı safsatasını yayma gayreti içine girmişlerdir. Geliştirmek istedikleri mantık şudur: 'Bizim kitabımız da bozulmuştur, sizinki de. Öyleyse, Müslüman ya da Hıristiyan olmanız fark etmez. Ama siz yine de Hıristiyan olun ki, gerçek kurtuluşa eresiniz!..'
Bu iddia ve geliştirilmek istenen bu mantığın; -hem K. Mukaddes'i(Tevrat-Zebur- İncilleri) hem de Kur'an-ı Azimüşşan-ı tetkik etmiş ve Kur'an'a bağlanmayı lutfettiği için daima Allah'a hamd etme makamında olduğunun idrakinde bir ilahiyatçı olan bu satırların yazarına çok komik ve abesle iştigal gelse de- Kur'an'ı ve İslam'ı hakkıyla tanıyamamış olanların zihninde bulanıklık meydana getireceği aşikardır.
Kaynak: www.hakikat.net