- Katılım
- 11 Mar 2008
- Mesajlar
- 20,694
- Reaction score
- 0
- Puanları
- 0
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu,
"Sayın Başbakan sanıyor ki, ben bağırırım, çağırırım bunlar bir ses çıkarmazlar.
Eğer iş bağırmaya, çağırmaya kalsa biz senin sesini keseriz sayın Başbakan"
dedi.
İstanbul Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliği (İSTESOB) Başkanı Faik
Yılmazı ziyaret eden Kılıçdaroğlu, ziyaret sırasında esnafla bir araya geldi.
Kılıçdaroğlu, burada yaptığı konuşmada, Başbakan Recep Tayyip Erdoğanın bu sabah
rektörlerle bir araya geldiğini ve kendilerini yine suçladığını söyledi.
Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu:"Biz ne dedik? Başbakanın kulakları duymuyor herhalde... Dedik ki;
İddia çok ciddi bir iddia. Bir devletin büyükelçisi, o devletin Başbakanına
yönelik olarak İsviçrede 8 ayrı hesabı var diyorsa bu iddia ciddidir. Ciddi
olduğu için de medya manşetlere taşıdı. Ciddi olduğu içindir ki Amerika dahil,
Fransa dahil, Almanya, İngiltere hepsi konuşuyor. Yapacağın nedir? Kamuoyunu
tatmin edecek bir açıklama yapmaktır. Bitti, o kadar. Söylediğimiz budur. Vay
efendim, bunu niye söylersiniz? Niye benim hesabım yoktur diye konuştun? Sonra
da dedik ki, bu çok basit bir şey. Gidersin İsviçredeki bankalara dersin benim
burada hesabım var mı, yok mu yazılı olarak verin. Sana verirler; Sayın Recep
Tayyip Erdoğanın bizde hesabı yoktur derler. Sen de gider tazminat davası mı
açarsın ya da başka bir şey mi yaparsın, İşte bak delillerim bunlar dersin.
İşte bankalara başvurdum. İsviçrede tek kuruşum yok arkadaşım dersin. Bizler
de helal olsun deriz. Başvurur, alır yanıtını ve hesabını da sorar. Şimdi
kızacağı yeri unutmuş, gücü yetmiyor, cesaret edemiyor. Kime kızmam lazım? Ana
muhalefete ve medyaya kızmam lazım. Niye bunu haber yapıyorsunuz diye... Sayın
Başbakan, bu dünyanın her yerinde haberdir ve dünyanın her yerinde önemli bir
haberdir. Bunu öğrenmek istiyorsan Türkiye Gazeteciler Cemiyeti var, Çağdaş
Gazeteciler Derneği var. Hatta senin, yandaş diye tanımladığımız gazeteler ve
televizyonların var. Onların genel yayın yönetmenlerini çağır, sorarsın, bu haber
midir, değil midir? Sana haber olduğunu söylerler. Eğer haber değil diyorlarsa
kapının önüne koyun, çünkü o gazeteci değildir." "Biz niye dedik, Sayın Başbakan çık kamuoyunun takdirine açıklama yap.
Gayet mütevazı bir üslup kullandık" diyen Kılıçdaroğlu, sözlerini şöyle
sürdürdü:"O celallendi, bağırdı, çağırdı. Demek ki Sayın Başbakan susmayacak. Ona
bir şey söylüyorum; Sayın Başbakan, senin mali sicilin, mali geçmişin temiz
değil. Önce bunu bil. Eğer benim mali sicilim temizdir diyorsan ve yüreğin
varsa senin yandaş televizyon kanallarından birinde gel karşıma çık.
Sayın Başbakan bize ders veriyor. Diyor ki, biz büyük düşünüyoruz, onlar
da büyük düşünsün. Eyvallah. Büyük düşünmeye eyvallah. Biz her zaman büyük
düşünüyoruz. Türkiyenin 50, 60, 100 yıl sonrasını düşünerek, yatırımlarınızı
yapın, hesabınızı yapın, uygulamalarınızı yapın, eğitim sistemini düzenleyin,
Türkiyeyi çağdaş uygarlığa taşıyın. Her zaman söyledik ama biz size büyük
düşünün derken büyük götürün demedik. Sayın Başbakan diyebilir ki, Efendim
biz büyük götürmedik. Niye söylüyorum? Senin yandaş televizyon kanallarından
birisine gel, ben AKPnin kimlere nasıl büyük götürdüğünü belge belge önüne
koyacağım. Gelsin bakalım. Onun için Başbakanın mali sicili temiz değil.
Etrafına baksın. Var mı hayali ihracatçısı etrafında? Baksın bakalım. Nasıl
götürmüş, nasıl büyük götürmüş sorsun. Belli yolsuzluk dosyaları nasıl
kapatılmış, sorsun. Eğer nereye sorayım diye düşünmek istiyorsa bana başvursun.
Ben nereye başvuracağını biliyorum. Sayın Başbakan sanıyor ki, ben bağırırım,
çağırırım bunlar bir ses çıkarmazlar. Eğer iş bağırmaya çağırmaya kalsa biz senin
sesini keseriz Sayın Başbakan. Biz yine sorumlu bir ana muhalefet olarak, yeri ve
zamanı geldiğinde konuşuyoruz. Söyleyeceğimizi de söylüyoruz. Sayın Başbakanın
da bunu çok iyi bilmesi lazım."
Kaynak
"Sayın Başbakan sanıyor ki, ben bağırırım, çağırırım bunlar bir ses çıkarmazlar.
Eğer iş bağırmaya, çağırmaya kalsa biz senin sesini keseriz sayın Başbakan"
dedi.
İstanbul Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliği (İSTESOB) Başkanı Faik
Yılmazı ziyaret eden Kılıçdaroğlu, ziyaret sırasında esnafla bir araya geldi.
Kılıçdaroğlu, burada yaptığı konuşmada, Başbakan Recep Tayyip Erdoğanın bu sabah
rektörlerle bir araya geldiğini ve kendilerini yine suçladığını söyledi.
Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu:"Biz ne dedik? Başbakanın kulakları duymuyor herhalde... Dedik ki;
İddia çok ciddi bir iddia. Bir devletin büyükelçisi, o devletin Başbakanına
yönelik olarak İsviçrede 8 ayrı hesabı var diyorsa bu iddia ciddidir. Ciddi
olduğu için de medya manşetlere taşıdı. Ciddi olduğu içindir ki Amerika dahil,
Fransa dahil, Almanya, İngiltere hepsi konuşuyor. Yapacağın nedir? Kamuoyunu
tatmin edecek bir açıklama yapmaktır. Bitti, o kadar. Söylediğimiz budur. Vay
efendim, bunu niye söylersiniz? Niye benim hesabım yoktur diye konuştun? Sonra
da dedik ki, bu çok basit bir şey. Gidersin İsviçredeki bankalara dersin benim
burada hesabım var mı, yok mu yazılı olarak verin. Sana verirler; Sayın Recep
Tayyip Erdoğanın bizde hesabı yoktur derler. Sen de gider tazminat davası mı
açarsın ya da başka bir şey mi yaparsın, İşte bak delillerim bunlar dersin.
İşte bankalara başvurdum. İsviçrede tek kuruşum yok arkadaşım dersin. Bizler
de helal olsun deriz. Başvurur, alır yanıtını ve hesabını da sorar. Şimdi
kızacağı yeri unutmuş, gücü yetmiyor, cesaret edemiyor. Kime kızmam lazım? Ana
muhalefete ve medyaya kızmam lazım. Niye bunu haber yapıyorsunuz diye... Sayın
Başbakan, bu dünyanın her yerinde haberdir ve dünyanın her yerinde önemli bir
haberdir. Bunu öğrenmek istiyorsan Türkiye Gazeteciler Cemiyeti var, Çağdaş
Gazeteciler Derneği var. Hatta senin, yandaş diye tanımladığımız gazeteler ve
televizyonların var. Onların genel yayın yönetmenlerini çağır, sorarsın, bu haber
midir, değil midir? Sana haber olduğunu söylerler. Eğer haber değil diyorlarsa
kapının önüne koyun, çünkü o gazeteci değildir." "Biz niye dedik, Sayın Başbakan çık kamuoyunun takdirine açıklama yap.
Gayet mütevazı bir üslup kullandık" diyen Kılıçdaroğlu, sözlerini şöyle
sürdürdü:"O celallendi, bağırdı, çağırdı. Demek ki Sayın Başbakan susmayacak. Ona
bir şey söylüyorum; Sayın Başbakan, senin mali sicilin, mali geçmişin temiz
değil. Önce bunu bil. Eğer benim mali sicilim temizdir diyorsan ve yüreğin
varsa senin yandaş televizyon kanallarından birinde gel karşıma çık.
Sayın Başbakan bize ders veriyor. Diyor ki, biz büyük düşünüyoruz, onlar
da büyük düşünsün. Eyvallah. Büyük düşünmeye eyvallah. Biz her zaman büyük
düşünüyoruz. Türkiyenin 50, 60, 100 yıl sonrasını düşünerek, yatırımlarınızı
yapın, hesabınızı yapın, uygulamalarınızı yapın, eğitim sistemini düzenleyin,
Türkiyeyi çağdaş uygarlığa taşıyın. Her zaman söyledik ama biz size büyük
düşünün derken büyük götürün demedik. Sayın Başbakan diyebilir ki, Efendim
biz büyük götürmedik. Niye söylüyorum? Senin yandaş televizyon kanallarından
birisine gel, ben AKPnin kimlere nasıl büyük götürdüğünü belge belge önüne
koyacağım. Gelsin bakalım. Onun için Başbakanın mali sicili temiz değil.
Etrafına baksın. Var mı hayali ihracatçısı etrafında? Baksın bakalım. Nasıl
götürmüş, nasıl büyük götürmüş sorsun. Belli yolsuzluk dosyaları nasıl
kapatılmış, sorsun. Eğer nereye sorayım diye düşünmek istiyorsa bana başvursun.
Ben nereye başvuracağını biliyorum. Sayın Başbakan sanıyor ki, ben bağırırım,
çağırırım bunlar bir ses çıkarmazlar. Eğer iş bağırmaya çağırmaya kalsa biz senin
sesini keseriz Sayın Başbakan. Biz yine sorumlu bir ana muhalefet olarak, yeri ve
zamanı geldiğinde konuşuyoruz. Söyleyeceğimizi de söylüyoruz. Sayın Başbakanın
da bunu çok iyi bilmesi lazım."
Kaynak