Birey laik olur mu?
Bu soruya cevap vermeden önce laikligin bizde kullanilan birkaç tarifini hatirlayalim:
1. Laiklik bir devlet tavridir, devletin bütün inançlar ve ideolojiler karsisinda esit mesafede bulunmasidir.
2. Laiklik din ile devlet islerinin birbirinden ayrilmasidir.
3. Devletin sosyal, ekonomik, siyasî veya hukukî temel düzeninin kismen de olsa, din kurallarina dayandirilmamasidir.
Bu üç tarifte de dikkat çeken unsur, laikligin devletle ilgili bir kural ve kavram oldugudur. “Dini ayiracak, din temeline dayanmayacak, dinlere esit mesafede duracak olan” birey degil, devlettir.
Olmayacak seyi olur saysak da “birey laik olur” desek, bakiniz bundan nasil çeliskiler dogar: Bir kimse mesela Müslüman olacak, ama dünya islerine, dini karistirmayacak, veya hem Müslüman olacak, hem de bütün dinlere, inançlara ve inkarlara esit mesafede duracak, yahut da hem Müslüman olacak hem de siyasi, sosyal, ekonomik, hukuki islerini dinden bagimsiz olarak yürütecek.
Bir kimsenin bu olabilir diyebilmesi için hem bir dine inanmamis/baglanmamis, hem de -inanmasa bile- dindarlik denen seyin ne oldugu hakkinda en küçük bir dogru bilgi ve düsünce sahibi olmamis bulunmasi gerekir.
Bir zamanlar Bati'da, din adamlarina (ruhban sinifina) klerje, din adami olmayan kisilere -ki bunlarin kahir çogunlugu Hristiyandir- laik denmistir. Ama burada laik kelimesinin manasi, “dini dünya hayatina karistirmayan insan” degil, din adami (rahip, papaz) olmayan insan demektir.
Sözün özüne gelince:
Bati'da uygulanan demokrasilerin birçogunda devlet laiktir, ama bireyler için böyle bir nitelik söz konusu olmaz. Bireyler bir dini seçerler veya seçmezler, seçtikleri dine göre yasarlar, bu dinin kurallarini dünya hayatlarina da uygularlar. Farkli bir dini seçme ve ona göre yasama hürriyeti tanimak baskadir, her dine “gerçeklik ve kurtaricilik açisindan” esit olarak bakmak baskadir; bu ikincisinin laiklikle ilgisi yoktur.
Türkiye'de de yapilmasi gereken sey, insanlara inanç veya inançsizligi seçme ve evrensel hukuk çerçevesinde buna göre yasama hürriyeti vermek, hiçbir dini ve ideolojiyi bireylere dayatmamak, mecbur kilmamaktir. Bu yapilirsa Türkiye, çagdas manada laik bir ülke, vatandaslari da “laik ülkenin vatandaslari” olur, ama bireyler laik olmazlar.
İşte Laikliğin Ulusal Tanımları :
http://www.thefreedictionary.com/laic
Bu soruya cevap vermeden önce laikligin bizde kullanilan birkaç tarifini hatirlayalim:
1. Laiklik bir devlet tavridir, devletin bütün inançlar ve ideolojiler karsisinda esit mesafede bulunmasidir.
2. Laiklik din ile devlet islerinin birbirinden ayrilmasidir.
3. Devletin sosyal, ekonomik, siyasî veya hukukî temel düzeninin kismen de olsa, din kurallarina dayandirilmamasidir.
Bu üç tarifte de dikkat çeken unsur, laikligin devletle ilgili bir kural ve kavram oldugudur. “Dini ayiracak, din temeline dayanmayacak, dinlere esit mesafede duracak olan” birey degil, devlettir.
Olmayacak seyi olur saysak da “birey laik olur” desek, bakiniz bundan nasil çeliskiler dogar: Bir kimse mesela Müslüman olacak, ama dünya islerine, dini karistirmayacak, veya hem Müslüman olacak, hem de bütün dinlere, inançlara ve inkarlara esit mesafede duracak, yahut da hem Müslüman olacak hem de siyasi, sosyal, ekonomik, hukuki islerini dinden bagimsiz olarak yürütecek.
Bir kimsenin bu olabilir diyebilmesi için hem bir dine inanmamis/baglanmamis, hem de -inanmasa bile- dindarlik denen seyin ne oldugu hakkinda en küçük bir dogru bilgi ve düsünce sahibi olmamis bulunmasi gerekir.
Bir zamanlar Bati'da, din adamlarina (ruhban sinifina) klerje, din adami olmayan kisilere -ki bunlarin kahir çogunlugu Hristiyandir- laik denmistir. Ama burada laik kelimesinin manasi, “dini dünya hayatina karistirmayan insan” degil, din adami (rahip, papaz) olmayan insan demektir.
Sözün özüne gelince:
Bati'da uygulanan demokrasilerin birçogunda devlet laiktir, ama bireyler için böyle bir nitelik söz konusu olmaz. Bireyler bir dini seçerler veya seçmezler, seçtikleri dine göre yasarlar, bu dinin kurallarini dünya hayatlarina da uygularlar. Farkli bir dini seçme ve ona göre yasama hürriyeti tanimak baskadir, her dine “gerçeklik ve kurtaricilik açisindan” esit olarak bakmak baskadir; bu ikincisinin laiklikle ilgisi yoktur.
Türkiye'de de yapilmasi gereken sey, insanlara inanç veya inançsizligi seçme ve evrensel hukuk çerçevesinde buna göre yasama hürriyeti vermek, hiçbir dini ve ideolojiyi bireylere dayatmamak, mecbur kilmamaktir. Bu yapilirsa Türkiye, çagdas manada laik bir ülke, vatandaslari da “laik ülkenin vatandaslari” olur, ama bireyler laik olmazlar.
İşte Laikliğin Ulusal Tanımları :
http://www.thefreedictionary.com/laic