Bir ordu neden dayağa doymaz?

MG_eVİL

New member
Katılım
20 May 2008
Mesajlar
3,623
Reaction score
0
Puanları
0
Konum
Sevsenizde sevmesenizde sonuna kadar Atatürk ve fi
Bugün olan bitenle ilgili kafanız mı karışık?

Gelin sizi yıllar öncesine bir götürelim. Hafızanızı tazeleyelim.
Tarih 19 Mart 2002, Ankara... Amerikan Başkan Yardımcısı Dick Cheney 12 bölge ülkesini ziyaret ettikten sonra Ankara’ya geldi. Morali bozuktu. Zira Irak’ın işgali için umduğu desteği bulamamıştı.
Hemen Köşk’e çıktı. Cumhurbaşkanı Sezer, tüm dünyaya söylediğini bir de ABD’ye söyledi: “uluslararası oydaşma ararım”.
Ardından Başbakanlığa geçti. Ecevit, “İşgale karşıyız” dedi. Sonra akşam yemeğinde, protokolde olmamasına karşın, ısrarla Genelkurmay Başkanı Kıvrıkoğlu ile görüştü. O da kesin bir dille tersledi... Cheney ertesi sabah yapacağı basın toplantısını iptal etti. Palas pandıras ABD’ye döndü.
Sonra ne oldu? Hatırlayalım...
2 ay sonra...
4 Mayıs 2002
Başbakan Ecevit, “bağırsak rahatsızlığı” nedeniyle hastaneye kaldırıldı... Aylarca hastanede kaldı... Rahşan Ecevit onu adeta hastaneden kaçırmasa Başbakan ölüyordu.
2001 yılında “ekonomiyi kurtarmaya” ABD’den gelen Kemal Derviş, basının karşısına çıkıp “siyasal belirsizlik”ten bahsetti. Sonra...
Temmuz ayında Türkmen Kurultayı’nda MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli,
“3 Kasım’da erken seçim” dedi.
4 ay sonra...
Türkiye sandığa gitti. Ve, AKP tek başına iktidara geldi.
ABD, Irak’ın işgali karşısında duran bir askeri siyasi heyeti birkaç ayda tasfiye etmişti.
1 Mart 2003’te tezkere reddedildiğinde ABD bir şok daha yaşadı. Ama o gün Washington’da görevli olanlar çok iyi bilir. Fatura sandalye üstünlüğü olan AKP’ye değil. MGK’da “tavsiye kararı almayan” askere çıktı.
Sonra ne oldu? Temelleri 2001 yılında atılan Ergenekon süreci başladı... ABD karşıtı tüm heyet içeri alındı.
O gün bugün askeri evire çevire dövüyorlar. Bu sözüm incitiyor mu?
İncitmesin...
Siz, “egemen bir devletin milli ordusu” değil de “rejim ordusu” olmaya devam ederseniz bu dayağa devam edecekler.
Bu arada, “bize karşı psikolojik harekât var” demeyi de anlayamıyorum. Psikolojik harekât asimetrik yapılıyor. Öyle mi... Peki, şu adımları atsanız... Sadece ikisini...
“Demokratik dönüşüm yaşayan Türkiye büyük sancılar çekiyor. TSK, bu sürece yapıcı katkı sunmak için, emir komuta zinciri içinde demokratik teamüllere aykırı olarak atılan tüm adımlara karşı, dünden bugüne geniş kapsamlı bir soruşturma başlatmıştır” dese...
Askeri savcılar, 12 Eylül’ü...
28 Şubat’ı... E-Muhtıra’yı yapan heyetleri ifadeye çağırsa... Eldeki dokümanları açıklasa...
Sonra da bir de çağrıda bulunsa, “Biz gereğini yapıyoruz... Ancak yetmez... Demokratik bir kültür inşası için tarihimizle hesaplaşacaksak. Ecevit suikastını da konuşmakta, araştırmakta fayda var...” dese...
Mesela Genelkurmay Başkanı bir kokteylde, ayaküstü, kendisine Fethullah Gülen’le ilgili sorulan bir soruya, “Bildiğim kadarıyla Türkiye’ye dönmesine hukuki bir engel yok. TSK olarak bir Türk vatandaşının Türkiye’ye özgürce seyahatinden neden rahatsız olalım?”
dese... Ne olur? Bir fikriniz var mı?
“Psikolojik harekât”mış... Al sana psikolojik karşı taarruz...


..::SERDAR AKİNAN::..
 
Mesela Genelkurmay Başkanı bir kokteylde, ayaküstü, kendisine Fethullah Gülen’le ilgili sorulan bir soruya, “Bildiğim kadarıyla Türkiye’ye dönmesine hukuki bir engel yok.

TSK olarak bir Türk vatandaşının Türkiye’ye özgürce seyahatinden neden rahatsız olalım?”
dese... Ne olur? Bir fikriniz var mı?
“Psikolojik harekât”mış... Al sana psikolojik karşı taarruz...

..::SERDAR AKİNAN::.

Nemiiii olurr???? Taaamüden Kerizlik derim ben bunaaaa...

Malum Cumhurbaşkanlığı seçimi için kriterler değişti fetulahın seçilmesine hiç bir engel yok bazı problemler varsa onlarda çok rahat aşılabilir....

TSK böyle bir hataya düşmez düşmemelidirde düşersede ordumuza olan güvenimiz zedelenir....

serdar akınan, TSK ya akıl vermeyi bırak sen necisin? kimin nesisin? fetullahla bir alakan varmı? misyonun neeee???? kime hizmet ediyorsun????
 
Nemiiii olurr???? Taaamüden Kerizlik derim ben bunaaaa...

Malum Cumhurbaşkanlığı seçimi için kriterler değişti fetulahın seçilmesine hiç bir engel yok bazı problemler varsa onlarda çok rahat aşılabilir....

TSK böyle bir hataya düşmez düşmemelidirde düşersede ordumuza olan güvenimiz zedelenir....

serdar akınan, TSK ya akıl vermeyi bırak sen necisin? kimin nesisin? fetullahla bir alakan varmı? misyonun neeee???? kime hizmet ediyorsun????

Orada TSK Suçlamıyor Uyarıyor Olacaklardan... Herşey Muhalefet İyi Değildir Bunu Bil...

Bende En Az AKP'liler Kadar Kızgınım Başbuğ'a...

Sende PKK Gösterileri Olsun Sus... Asker'in Anasını Ağlat Sus... Ergenekoncu Diye BirBir Senin Bütün Gizli Askerlerini Adamlarını Al Sus...

Başbuğ Görevini Yapıyor Mu Bana bişey'ini Söylesene sadece Tarihi Eserlerini İçinden Konuşmaktan Başka...

Fetullah Gülen Hareketine Karşı Napıyor Bana bir Örnek Ver... Atatürk'ün Ankara'ya Gelişinin 90. Yıl Döneminde Ankara'da yürümekle Olmaz Orgenerallik TSK'nın Üstünde Olmak Yeri Geldin Mi... Bak Ecevit Zamanındaki Örneği Yapacaksın...

Örnek'le Gerçekleri Karıştırma.. :goz:
 
Orada TSK Suçlamıyor Uyarıyor Olacaklardan... Herşey Muhalefet İyi Değildir Bunu Bil...

Bende En Az AKP'liler Kadar Kızgınım Başbuğ'a...

Sende PKK Gösterileri Olsun Sus... Asker'in Anasını Ağlat Sus... Ergenekoncu Diye BirBir Senin Bütün Gizli Askerlerini Adamlarını Al Sus...

Başbuğ Görevini Yapıyor Mu Bana bişey'ini Söylesene sadece Tarihi Eserlerini İçinden Konuşmaktan Başka...

Fetullah Gülen Hareketine Karşı Napıyor Bana bir Örnek Ver... Atatürk'ün Ankara'ya Gelişinin 90. Yıl Döneminde Ankara'da yürümekle Olmaz Orgenerallik TSK'nın Üstünde Olmak Yeri Geldin Mi... Bak Ecevit Zamanındaki Örneği Yapacaksın...

Örnek'le Gerçekleri Karıştırma.. :goz:

İyide Faşistmi olalım şimdi, adamlar %47 ile seçilmiş TSK ne yapsın hepsini ipemi çeksin. Gerçeklerse %47 lik gerçeğide unutmayalım o zaman...
 
Neden insanlar kabul edemiyor.. ordu milletle sanki hasımmış gibi davranıyor.. Her kurumda olduğu gibi orduda da çürük elmalar var.. bunları temzilemek yerine sahip çıkıp bağırlara basılması asıl mesele.. Ve hukukun üstünlüğü karşında herkes eşit olması gerekirken kendisini anayasadan bile üstün görmek asıl suç olan bu..
Gelelim neticeye

Bu televizyonda haberlerderde bahsedilen olaylardan hepsimi saçmalık.. Senin devlete hizmet ettiğini söylediğin paşaların göz altına alınıncaya kadar sağlam göz altına alınınca da hepsinin kalp ritimleri bozulup gatalık oluyorlar acaba neden ??
21 Mart 2008'de gözaltına alınan İlhan Selçuk ve Kemal Alemdaroğlu, 3 gün sonra şartlı tahliye edilmişlerdi. Kemal Alemdaroğlu hala Ortaköy'deki evinin yakınında bulunan karakola her hafta imza atıyor. Emekli Orgeneral Şener Eruygur ise Ergenekon soruşturması kapsamında 6 Temmuz 2008 tarihinde tutuklanarak cezaevine konmuş, sonrada merdivenden düşüp beyin kanaması geçirdiği için tahliye edilmişti. Ergenekon soruşturması kapsamında 24 Haziran 2007 tarihinde tutuklanan ve “örgüte finansal destek sağlamak” suçlaması ile tutuklanan reklam şirketi sahibi Kuddusi Okkır, sağlık sorunları sebebiyle 1 Temmuz 2008'de tahliye edildi.

6 Eylül 2007 tarihinde tutuklanarak Gebze Cezaevi'ne gönderilen Ayşe Asuman Özdemir, avukatının talebi üzerine, epilepsi ve siroz hastalığı nedeniyle 18 Temmuz 2008 tarihinde tahliye edildi. Ergenekon tutuklusu emekli Tuğgeneral Veli Küçük de defalarca sağlık sorunları gerekçesi ile hastaneye getirilmiş; ancak tahliye edilmemişti.

Ergenekon sanıklarından İşçi Partisi Genel Başkan Yardımcısı ve Ulusal Kanal Genel Yayın Yönetmeni Ferit İlsever de, 29 Ağustos 2008'de, avukatlarının İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'ne sundukları dilekçenin ardından tahliye edildi.SAHTE KİMLİKLE yakalanarak cezaevine gönderilen emekli Tuğgeneral Levent Ersöz kalp krizi geçirdi.
tahliye olmak için elinden geleni hala yapmakta
 
Neden insanlar kabul edemiyor.. ordu milletle sanki hasımmış gibi davranıyor.. Her kurumda olduğu gibi orduda da çürük elmalar var.. bunları temzilemek yerine sahip çıkıp bağırlara basılması asıl mesele.. Ve hukukun üstünlüğü karşında herkes eşit olması gerekirken kendisini anayasadan bile üstün görmek asıl suç olan bu..
Gelelim neticeye

Bu televizyonda haberlerderde bahsedilen olaylardan hepsimi saçmalık.. Senin devlete hizmet ettiğini söylediğin paşaların göz altına alınıncaya kadar sağlam göz altına alınınca da hepsinin kalp ritimleri bozulup gatalık oluyorlar acaba neden ??
21 Mart 2008'de gözaltına alınan İlhan Selçuk ve Kemal Alemdaroğlu, 3 gün sonra şartlı tahliye edilmişlerdi. Kemal Alemdaroğlu hala Ortaköy'deki evinin yakınında bulunan karakola her hafta imza atıyor. Emekli Orgeneral Şener Eruygur ise Ergenekon soruşturması kapsamında 6 Temmuz 2008 tarihinde tutuklanarak cezaevine konmuş, sonrada merdivenden düşüp beyin kanaması geçirdiği için tahliye edilmişti. Ergenekon soruşturması kapsamında 24 Haziran 2007 tarihinde tutuklanan ve “örgüte finansal destek sağlamak” suçlaması ile tutuklanan reklam şirketi sahibi Kuddusi Okkır, sağlık sorunları sebebiyle 1 Temmuz 2008'de tahliye edildi.

6 Eylül 2007 tarihinde tutuklanarak Gebze Cezaevi'ne gönderilen Ayşe Asuman Özdemir, avukatının talebi üzerine, epilepsi ve siroz hastalığı nedeniyle 18 Temmuz 2008 tarihinde tahliye edildi. Ergenekon tutuklusu emekli Tuğgeneral Veli Küçük de defalarca sağlık sorunları gerekçesi ile hastaneye getirilmiş; ancak tahliye edilmemişti.

Ergenekon sanıklarından İşçi Partisi Genel Başkan Yardımcısı ve Ulusal Kanal Genel Yayın Yönetmeni Ferit İlsever de, 29 Ağustos 2008'de, avukatlarının İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'ne sundukları dilekçenin ardından tahliye edildi.SAHTE KİMLİKLE yakalanarak cezaevine gönderilen emekli Tuğgeneral Levent Ersöz kalp krizi geçirdi.
tahliye olmak için elinden geleni hala yapmakta




Ümraniye soruşturması çerçevesinde yapılan operasyonda İstanbul Cumhuriyet Savcısı Zekeriya Öz'ün talimatıyla emniyet güçleri tarafından gözaltına alınan Kuddusi Okkır, 20 Haziran 2007 günü mahkeme kararıyla tutuklanarak Bayrampaşa Cezaevi'ne gönderildi. Burada 10 gün tutuklu bulunan Okkır, daha sonra Tekirdağ F Tipi Cezaevi'ne nakledildi. Bu dönemde, Okkır'ın, iddia edilen Ergenekon örgütünün finansörü olduğu ortaya atıldı.

Sağlıklı bir biçimde tutuklanan Kuddusi Okkır'ın, cezaevinde kaldığı dönemde sağlığı bozuldu. 2008'in Nisan ayı sonunda, "majör depresyon" teşhisiyle Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi'ne sevk edilen Okkır'a, burada ayrıca zatürree ve böbrek yetmezliği teşhisi kondu. Bayrampaşa Devlet Hastanesi, Haseki Devlet Hastanesi ve buradan da Yeditepe Üniversitesi Hastanesi Göğüs Cerrahisi Bölümü'ne götürülen Kuddusi Okkır, son olarak da 10 Mayıs 2008'de Trakya Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi'ne yatırıldı ve yapılan tetkiklerde "akciğer kanseri, beyin ve kemik metastası" teşhisi kondu.

Daha önce de mahkemeye başvurduğunu; fakat "delilleri karartabileceği" gerekçesiyle eşinin serbest bırakılmadığını söyleyen, Kuddusi Okkır'ın eşi Sabriye Okkır, Kuddusi Okkır'ın sağlık durumuna dair raporu İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'na sundu ve Kuddusi Okkır, savcılığın talebiyle nöbetçi mahkeme tarafından 1 Temmuz 2008 tarihinde serbest bırakıldı. Kuddusi Okkır'ın bu dönemde sağlığı bir hayli bozulmuştu ve konuşamıyor, ayakta duramıyor, kişisel gereksinimlerini tek başına gideremiyor, ağız yoluyla ilaç tedavisi olamıyor ve ağızdan beslenemiyordu.

Bilinci kapalı olan, aşırı kilo kaybı yaşayan ve sürekli yatmaktan sırtında yaralar çıkan Kuddusi Okkır'a, doktorlar ilaçlarla fazla acı çekmemesini sağlamaya çalıştı.

Kuddusi Okkır, 6 Temmuz 2008 günü saat 06:00 (TSİ) sularında Trakya Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi'nde hayatını kaybetti. Okkır öldüğünde zanlı durumundaydı ve Ümraniye soruşturması iddianamesi henüz tamamlanmadığından dolayı, tam olarak neyle suçlandığını bilmiyordu.




Kuddusi Okkır damı ölmedi. Tahliye olmak için ölü talitimi yapıyor?
 
Ümraniye soruşturması çerçevesinde yapılan operasyonda İstanbul Cumhuriyet Savcısı Zekeriya Öz'ün talimatıyla emniyet güçleri tarafından gözaltına alınan Kuddusi Okkır, 20 Haziran 2007 günü mahkeme kararıyla tutuklanarak Bayrampaşa Cezaevi'ne gönderildi. Burada 10 gün tutuklu bulunan Okkır, daha sonra Tekirdağ F Tipi Cezaevi'ne nakledildi. Bu dönemde, Okkır'ın, iddia edilen Ergenekon örgütünün finansörü olduğu ortaya atıldı.

Sağlıklı bir biçimde tutuklanan Kuddusi Okkır'ın, cezaevinde kaldığı dönemde sağlığı bozuldu. 2008'in Nisan ayı sonunda, "majör depresyon" teşhisiyle Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi'ne sevk edilen Okkır'a, burada ayrıca zatürree ve böbrek yetmezliği teşhisi kondu. Bayrampaşa Devlet Hastanesi, Haseki Devlet Hastanesi ve buradan da Yeditepe Üniversitesi Hastanesi Göğüs Cerrahisi Bölümü'ne götürülen Kuddusi Okkır, son olarak da 10 Mayıs 2008'de Trakya Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi'ne yatırıldı ve yapılan tetkiklerde "akciğer kanseri, beyin ve kemik metastası" teşhisi kondu.

Daha önce de mahkemeye başvurduğunu; fakat "delilleri karartabileceği" gerekçesiyle eşinin serbest bırakılmadığını söyleyen, Kuddusi Okkır'ın eşi Sabriye Okkır, Kuddusi Okkır'ın sağlık durumuna dair raporu İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'na sundu ve Kuddusi Okkır, savcılığın talebiyle nöbetçi mahkeme tarafından 1 Temmuz 2008 tarihinde serbest bırakıldı. Kuddusi Okkır'ın bu dönemde sağlığı bir hayli bozulmuştu ve konuşamıyor, ayakta duramıyor, kişisel gereksinimlerini tek başına gideremiyor, ağız yoluyla ilaç tedavisi olamıyor ve ağızdan beslenemiyordu.

Bilinci kapalı olan, aşırı kilo kaybı yaşayan ve sürekli yatmaktan sırtında yaralar çıkan Kuddusi Okkır'a, doktorlar ilaçlarla fazla acı çekmemesini sağlamaya çalıştı.

Kuddusi Okkır, 6 Temmuz 2008 günü saat 06:00 (TSİ) sularında Trakya Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi'nde hayatını kaybetti. Okkır öldüğünde zanlı durumundaydı ve Ümraniye soruşturması iddianamesi henüz tamamlanmadığından dolayı, tam olarak neyle suçlandığını bilmiyordu.




Kuddusi Okkır damı ölmedi. Tahliye olmak için ölü talitimi yapıyor?



İyi o zaman ben senin ananı babanı öldürüm. Kardeşlerine bilmem napim?
Sağlığım bozulmasın diye hapse atmayın beni.

Nasıl diyoruz apo'yu asalım. apo karşımızda düşman olduğunu herkes tarafından biliniyor. Bunlar bizden gibi görünen apolar.
 
İyi o zaman ben senin ananı babanı öldürüm. Kardeşlerine bilmem napim?
Sağlığım bozulmasın diye hapse atmayın beni.

Nasıl diyoruz apo'yu asalım. apo karşımızda düşman olduğunu herkes tarafından biliniyor. Bunlar bizden gibi görünen apolar.


1.si benim aile fertlerimi sakın acaip yorumlarına katma yoksa senin aile fertlerini yorumuma öyle bir katarım ki şaşarsın...

2.si sen daha mesajı anlayamamışsın aciz örnekler veriosun. Olay zaten hapse atılıp atılmamak deil.

Daha neyle suçlandiği belli olmayan biri hapse atılıo gerekli tedavi zamanında başlamadığı için belkide ölümüne neden olunuyor...

Hastalık o kadar ilerlemişki tahliye edildikten 5 gün sonra ölüyor.

Suçu bile kesinleşmemiş bir insanın sen neden zamanında tahliyesini yapıp tedavisini başlatmıyorsun?

Kaldıki suçlu bile olsa bir mahkumun tedavi hakkını elinden almaya hakkın yoktur...
 
Ümraniye soruşturması çerçevesinde yapılan operasyonda İstanbul Cumhuriyet Savcısı Zekeriya Öz'ün talimatıyla emniyet güçleri tarafından gözaltına alınan Kuddusi Okkır, 20 Haziran 2007 günü mahkeme kararıyla tutuklanarak Bayrampaşa Cezaevi'ne gönderildi. Burada 10 gün tutuklu bulunan Okkır, daha sonra Tekirdağ F Tipi Cezaevi'ne nakledildi. Bu dönemde, Okkır'ın, iddia edilen Ergenekon örgütünün finansörü olduğu ortaya atıldı.

Sağlıklı bir biçimde tutuklanan Kuddusi Okkır'ın, cezaevinde kaldığı dönemde sağlığı bozuldu. 2008'in Nisan ayı sonunda, "majör depresyon" teşhisiyle Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi'ne sevk edilen Okkır'a, burada ayrıca zatürree ve böbrek yetmezliği teşhisi kondu. Bayrampaşa Devlet Hastanesi, Haseki Devlet Hastanesi ve buradan da Yeditepe Üniversitesi Hastanesi Göğüs Cerrahisi Bölümü'ne götürülen Kuddusi Okkır, son olarak da 10 Mayıs 2008'de Trakya Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi'ne yatırıldı ve yapılan tetkiklerde "akciğer kanseri, beyin ve kemik metastası" teşhisi kondu.

Daha önce de mahkemeye başvurduğunu; fakat "delilleri karartabileceği" gerekçesiyle eşinin serbest bırakılmadığını söyleyen, Kuddusi Okkır'ın eşi Sabriye Okkır, Kuddusi Okkır'ın sağlık durumuna dair raporu İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'na sundu ve Kuddusi Okkır, savcılığın talebiyle nöbetçi mahkeme tarafından 1 Temmuz 2008 tarihinde serbest bırakıldı. Kuddusi Okkır'ın bu dönemde sağlığı bir hayli bozulmuştu ve konuşamıyor, ayakta duramıyor, kişisel gereksinimlerini tek başına gideremiyor, ağız yoluyla ilaç tedavisi olamıyor ve ağızdan beslenemiyordu.

Bilinci kapalı olan, aşırı kilo kaybı yaşayan ve sürekli yatmaktan sırtında yaralar çıkan Kuddusi Okkır'a, doktorlar ilaçlarla fazla acı çekmemesini sağlamaya çalıştı.

Kuddusi Okkır, 6 Temmuz 2008 günü saat 06:00 (TSİ) sularında Trakya Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi'nde hayatını kaybetti. Okkır öldüğünde zanlı durumundaydı ve Ümraniye soruşturması iddianamesi henüz tamamlanmadığından dolayı, tam olarak neyle suçlandığını bilmiyordu.




Kuddusi Okkır damı ölmedi. Tahliye olmak için ölü talitimi yapıyor?



Kuddisi hadi neyse öldü gitti de şu gata kulliye gelen komutanlardan bi bahsedermisin konu ne üzerine ordu.. biz burada orduda görev yapmış çürük elmalardan bahsediyoruz.. Ha sakın ordu dokunulmazdır öyledir böledir deme.. eğer bir cumhurbaşkanı başbakan yada bir lider yargılanabiliyor sorgulanabiliyorsa herkes yargılanabilir sorgulanabilir. kimsenin kimseden bir üstünlüğü yoktur.. halkı enayi yerine koymamak darbelerle uğraşmamak sahte kimliklerle yakalanmamak lazım..
 
Neden insanlar kabul edemiyor.. ordu milletle sanki hasımmış gibi davranıyor.. Her kurumda olduğu gibi orduda da çürük elmalar var.. bunları temzilemek yerine sahip çıkıp bağırlara basılması asıl mesele.. Ve hukukun üstünlüğü karşında herkes eşit olması gerekirken kendisini anayasadan bile üstün görmek asıl suç olan bu..
Gelelim neticeye

Bu televizyonda haberlerderde bahsedilen olaylardan hepsimi saçmalık.. Senin devlete hizmet ettiğini söylediğin paşaların göz altına alınıncaya kadar sağlam göz altına alınınca da hepsinin kalp ritimleri bozulup gatalık oluyorlar acaba neden ??
21 Mart 2008'de gözaltına alınan İlhan Selçuk ve Kemal Alemdaroğlu, 3 gün sonra şartlı tahliye edilmişlerdi. Kemal Alemdaroğlu hala Ortaköy'deki evinin yakınında bulunan karakola her hafta imza atıyor. Emekli Orgeneral Şener Eruygur ise Ergenekon soruşturması kapsamında 6 Temmuz 2008 tarihinde tutuklanarak cezaevine konmuş, sonrada merdivenden düşüp beyin kanaması geçirdiği için tahliye edilmişti. Ergenekon soruşturması kapsamında 24 Haziran 2007 tarihinde tutuklanan ve “örgüte finansal destek sağlamak” suçlaması ile tutuklanan reklam şirketi sahibi Kuddusi Okkır, sağlık sorunları sebebiyle 1 Temmuz 2008'de tahliye edildi.

6 Eylül 2007 tarihinde tutuklanarak Gebze Cezaevi'ne gönderilen Ayşe Asuman Özdemir, avukatının talebi üzerine, epilepsi ve siroz hastalığı nedeniyle 18 Temmuz 2008 tarihinde tahliye edildi. Ergenekon tutuklusu emekli Tuğgeneral Veli Küçük de defalarca sağlık sorunları gerekçesi ile hastaneye getirilmiş; ancak tahliye edilmemişti.

Ergenekon sanıklarından İşçi Partisi Genel Başkan Yardımcısı ve Ulusal Kanal Genel Yayın Yönetmeni Ferit İlsever de, 29 Ağustos 2008'de, avukatlarının İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'ne sundukları dilekçenin ardından tahliye edildi.SAHTE KİMLİKLE yakalanarak cezaevine gönderilen emekli Tuğgeneral Levent Ersöz kalp krizi geçirdi.
tahliye olmak için elinden geleni hala yapmakta
Yazdığının tam tersi geçerlidir.Yani hükümet 25 haziranda gece yarısı anayasanın 145.maddesine aykırı olarak askeri sivil mahkemelerde yargılamak için bir yasa çıkarmıştır.Cumhurbaşkanı bu yasayı derhal onaylamıştır.Böylece hemen her gün çiğnenen yasalar çok daha büyük bir ihlalle karşı karşıya bırakılmıştır.En az konuyla ilgili olanlar bile yasaların anayasaya aykırı olamayacağını bilir."İyi de sistemin subabları vardır"diyebilirsiniz.Chp bu yasanın iptali için anayasa mahkemesine dava açmıştır.Peki ne olmuştur.Bay başkan bu davanın gündeme alınmasını engelleyerek hukuk dışı olayların hükümet lehine gelişmesine yol açmıştır.
1)Sınırdaki mayın temizliği ile ilgili Türkiye'nin güvenliğini tehlikeye atan yasa son anda engellenmiştir.
2)Bir yasanaın arasına şıkıştırılan Apo'ya af yasa tasarısı yine Chp ve Mhp tarafından son anda engellenmiştir.
3)Bunu gerçekleştiremeyen Akp çeşitli kereler adını değiştirdiği projeyi uygulamağa sokarak Türkiye'yi bölünmeye doğru götürmektedir.
Tüm yapılanları sıra ile gözden geçirdiğimizde düşmanın yapamadığını Akp yaparak Türkiye'yi çok tehlikeli bir ortama sürüklemiştir.
Kuddisi Okkır salıverildikten birkaç gün sonra öldü.Ferit İlsever tekrar tutuklandı.Yani yazdıklarınızın sadece Ergenekon sanıklarını kötülemek bölümündeki bazı bilgiler doğru diğerleri ise belli bir yönde düşünce oluşturmaktan başka bir amacı yoktıur.
 
Kuddisi hadi neyse öldü gitti de şu gata kulliye gelen komutanlardan bi bahsedermisin konu ne üzerine ordu.. biz burada orduda görev yapmış çürük elmalardan bahsediyoruz.. Ha sakın ordu dokunulmazdır öyledir böledir deme.. eğer bir cumhurbaşkanı başbakan yada bir lider yargılanabiliyor sorgulanabiliyorsa herkes yargılanabilir sorgulanabilir. kimsenin kimseden bir üstünlüğü yoktur.. halkı enayi yerine koymamak darbelerle uğraşmamak sahte kimliklerle yakalanmamak lazım..


Evet Kuddusi Okkır ölmüştür. İnsan hakları rezilliği olarak ölüp gitmiştir. Hastalıktan bile fitne çıkartman zaten samiyetini ortaya koyar.

Ordudaki çürük elmalar derken? Elmaların çürük olduğu tastiklendimi? Dava sonuçlandımı? Hiçbirşey sonuçlanmadan kesin hüküm vermende ayrı bir fitnelik sanırım.

Ordu dokunulmazdır falan demem merak etme. Asıl dokunulmazlar mecliste. Bilirmisin bi kayıp trilyon davası vardı hani. Trilyon azkalsın bulunuyordu da sonra dava kayboldu. Gerçi bitanesini aldılar içeri. Onuda aynı davadan dosyası kaybolduğu için yargılanamayan cumhurbaşkanı affetti. "Ben yanarsam sizide yakarım" gibi bi polemikmi geçmişti orasını bilemem. En güzeli vefa borcuna vuralım bu affı. Nede olsa zamanında yedikleri içtikleri ayrı gitmezdi...

Başbakanın nasıl başbakan olduğundan bahsetmeye gerek varmı?
 
Geri
Üst