- Katılım
- 2 Nis 2007
- Mesajlar
- 28,387
- Reaction score
- 0
- Puanları
- 0
>>>>
>>>> insan ömrünün en güzel dört senesini; onsekizimden
yirmiikime
>>>>kadarini
>>>> bagisladim istanbul'a. her kösesinin kiymetini bilerek
soludum ve
>>>>kazidim
>>>> hafizama. ama ne bebek'te yenen dondurma, galata
kulesinde saçlarimi
>>>>uçuran
>>>> rüzgar, ne üsküdar sahilinde içilen çay, ne nevizade'
deki buzlu raki serinletemedi içimi henüz yarisi kurumus izmir balkonu
kadar...
>>>>
>>>> istanbul' da ask, hep biraz hüzündür. gözlerinizden
tasan mutluluk ve
>>>>umudu
>>>> zapteder, salamazsiniz, utanirsiniz çevrenizdeki yasam
çilesi mesgulü milyonlardan. serin serin oksarken rüzgar, tokatlamaya
baslar.
>>>>kizkulesi
>>>> sadece ayrilik anlatir. beyoglu sadece siz içip
unutasiniz diye
>>>>vardir.
>>>> kapaliçarsi'da kaybolursunuz ne aradiginizi da
unutarak. anadolu
>>>>kavagi'nda
>>>> tüm dertlerden siyrilmis; nefis bir baligi raki ile
sularken kaçan
>>>>vapur,
>>>> tum yollarinizi kapatir. hiçbir kartpostala sigmayan
karaköy -
>>>>üsküdar,
>>>> besiktas - kadikoy, eminonu - karsikiyiheryer vapuru
manzarasi
>>>>dururken,
>>>> neden gozlerini yere diker insanlar?
>>>>
>>>> tüm askimla kollarimi açip; dört bir yanina sarilmak
istedim
>>>>istanbul' un;
>>>> beyazit sahaflarini sevdim, sivil polis çiktilar;
beyoglu tüneli
>>>>sevdim,
>>>>bir
>>>> salata yemeye yetmedi param; üsküdar'i sevdim kadiköy'
e kadar diye
>>>>almadi
>>>> taksici; kosmaya kalktim yeniköy sahilboyu okkali söz
geldi kulagima. balkonsuz ve elli metrekare bir evde hergün için bir çizik
atarak
>>>>doldurdum
>>>> dört seneyi, kollarim bosta kalinca. izmir hep kalbimin
ilk ask
>>>>kösesinde
>>>> tazecikti.
>>>>
>>>> temmuz sicaginda yanan ayaklarimi lastik pabuçlarla
beraber yikadigim karsiyakadaki cami avlusu, kemeralti'nin her sokagini
gezerek
>>>>aradigim
>>>> seftali-muzcusu, limonlu tursu suyu, her köse basi
midyecisi, kordon'
>>>>da
>>>>buz
>>>> gibi bira ve gün batimi, güzelbahçe'de taze balik ve
yakamoz. pazarda seçmece sebze, izmir tulum - dünyanin en güzel peyniri -
, buldan
>>>>bezi
>>>> gömlekler...
>>>>
>>>> izmir' i izmir yapan muhabbettir. herkes acelesi yokmus
gibi yasar.
>>>>plazalar
>>>> olmadigi gibi, plazadan tasan insan güruhu da yoktur.
açik hava
>>>>tiyatro ve
>>>> konserlerine yarisinda girebilir izmir insani, kalbinde
sanata
>>>>saygisizlik
>>>> asla yoktur, akdeniz havasindan oldugunu sanatçi da
bilir ve
>>>>ayiplamaz.
>>>> yanik tenle gezer yilin sekiz ayi tüm izmir, erkeklerde
sort,
>>>>kadinlarinda
>>>> rengarenk uçusan etekler...
>>>>
>>>> herkes herkesi bilir gibidir. market kuyrugunda bile
muhabbet
>>>>kurulur,
>>>> kaynasilir. tüm evler balkonludur ve yazin mutfakta
yemek ayiptir.
>>>>kimsenin
>>>> gözu kimsede kalmaz ve kalin perde sektöru zayiftir. gece
>>>>yarilarindan
>>>>sonra
>>>> bile sahilde yuruyus yapan kadinlar vardir, aceleleri
yoktur.
>>>>bisiklete
>>>> biryerden biryere gitmek icin binilir ve bostanli
sahilinde güresmek serbesttir.
>>>>
>>>> tüm kizlar güzeldir, çünkü tenleri yanik, saçlari uzun ve
>>>>sagliklidir,
>>>>hepsi
>>>> yüzme bilir ve sever, dolayisi ile incedir bedenleri.
vapurlar zevk
>>>>içindir,
>>>> belki bu yüzden hiç inmeden geri gitmek ücretsizdir. elele
>>>>gezilebilir her
>>>> semtinde, öpüsene gülümseyerek bakilir. siraya girer
insanlar, itisme yoktur. pideci doludur her semt ve pide lahmacunla
neredeyse ayni
>>>>fiyattir.
>>>> çigdem çitlenir yaz aksamlari sahil boyu, kaynamis
misir ve dondurma
>>>>yenir.
>>>>
>>>> ne kadar kaybolursan kaybol, biryerler mutlaka denize
çikar ve bu
>>>>hayatin
>>>>en
>>>> büyük lütuflarindandir. ask hep gülümsemektir izmir'
de, siniri
>>>>geçtiysen
>>>> hasret. istanbul'dan otobuse binip uyukaldigimiz
sevgili ile
>>>>sabuncubeli'nde
>>>> gözlerimiz açtigimizda elele tutusmamiz dört sene
boyunca, rastlanti
>>>>midir,
>>>> izmir midir?
>>>>
>>>> bu aksam balik pisiricisine ugramali, baliklar pisene
kadar sahile
>>>>inip,
>>>>bir
>>>> yarim saat yürümeli. balkon'da yenen baligin yanina
buzlu raki eslik
>>>>etmeli,
>>>> yarin belki çesme' de oluruz, sandaletleri meydana
çikarmali.
>>>>sevdikçe
>>>>daha
>>>> cok sevmeli. uzattigim kollari bos çevirmedi bu sehir
diye,
>>>>sükretmeli
>>>>
>>>> insan ömrünün en güzel dört senesini; onsekizimden
yirmiikime
>>>>kadarini
>>>> bagisladim istanbul'a. her kösesinin kiymetini bilerek
soludum ve
>>>>kazidim
>>>> hafizama. ama ne bebek'te yenen dondurma, galata
kulesinde saçlarimi
>>>>uçuran
>>>> rüzgar, ne üsküdar sahilinde içilen çay, ne nevizade'
deki buzlu raki serinletemedi içimi henüz yarisi kurumus izmir balkonu
kadar...
>>>>
>>>> istanbul' da ask, hep biraz hüzündür. gözlerinizden
tasan mutluluk ve
>>>>umudu
>>>> zapteder, salamazsiniz, utanirsiniz çevrenizdeki yasam
çilesi mesgulü milyonlardan. serin serin oksarken rüzgar, tokatlamaya
baslar.
>>>>kizkulesi
>>>> sadece ayrilik anlatir. beyoglu sadece siz içip
unutasiniz diye
>>>>vardir.
>>>> kapaliçarsi'da kaybolursunuz ne aradiginizi da
unutarak. anadolu
>>>>kavagi'nda
>>>> tüm dertlerden siyrilmis; nefis bir baligi raki ile
sularken kaçan
>>>>vapur,
>>>> tum yollarinizi kapatir. hiçbir kartpostala sigmayan
karaköy -
>>>>üsküdar,
>>>> besiktas - kadikoy, eminonu - karsikiyiheryer vapuru
manzarasi
>>>>dururken,
>>>> neden gozlerini yere diker insanlar?
>>>>
>>>> tüm askimla kollarimi açip; dört bir yanina sarilmak
istedim
>>>>istanbul' un;
>>>> beyazit sahaflarini sevdim, sivil polis çiktilar;
beyoglu tüneli
>>>>sevdim,
>>>>bir
>>>> salata yemeye yetmedi param; üsküdar'i sevdim kadiköy'
e kadar diye
>>>>almadi
>>>> taksici; kosmaya kalktim yeniköy sahilboyu okkali söz
geldi kulagima. balkonsuz ve elli metrekare bir evde hergün için bir çizik
atarak
>>>>doldurdum
>>>> dört seneyi, kollarim bosta kalinca. izmir hep kalbimin
ilk ask
>>>>kösesinde
>>>> tazecikti.
>>>>
>>>> temmuz sicaginda yanan ayaklarimi lastik pabuçlarla
beraber yikadigim karsiyakadaki cami avlusu, kemeralti'nin her sokagini
gezerek
>>>>aradigim
>>>> seftali-muzcusu, limonlu tursu suyu, her köse basi
midyecisi, kordon'
>>>>da
>>>>buz
>>>> gibi bira ve gün batimi, güzelbahçe'de taze balik ve
yakamoz. pazarda seçmece sebze, izmir tulum - dünyanin en güzel peyniri -
, buldan
>>>>bezi
>>>> gömlekler...
>>>>
>>>> izmir' i izmir yapan muhabbettir. herkes acelesi yokmus
gibi yasar.
>>>>plazalar
>>>> olmadigi gibi, plazadan tasan insan güruhu da yoktur.
açik hava
>>>>tiyatro ve
>>>> konserlerine yarisinda girebilir izmir insani, kalbinde
sanata
>>>>saygisizlik
>>>> asla yoktur, akdeniz havasindan oldugunu sanatçi da
bilir ve
>>>>ayiplamaz.
>>>> yanik tenle gezer yilin sekiz ayi tüm izmir, erkeklerde
sort,
>>>>kadinlarinda
>>>> rengarenk uçusan etekler...
>>>>
>>>> herkes herkesi bilir gibidir. market kuyrugunda bile
muhabbet
>>>>kurulur,
>>>> kaynasilir. tüm evler balkonludur ve yazin mutfakta
yemek ayiptir.
>>>>kimsenin
>>>> gözu kimsede kalmaz ve kalin perde sektöru zayiftir. gece
>>>>yarilarindan
>>>>sonra
>>>> bile sahilde yuruyus yapan kadinlar vardir, aceleleri
yoktur.
>>>>bisiklete
>>>> biryerden biryere gitmek icin binilir ve bostanli
sahilinde güresmek serbesttir.
>>>>
>>>> tüm kizlar güzeldir, çünkü tenleri yanik, saçlari uzun ve
>>>>sagliklidir,
>>>>hepsi
>>>> yüzme bilir ve sever, dolayisi ile incedir bedenleri.
vapurlar zevk
>>>>içindir,
>>>> belki bu yüzden hiç inmeden geri gitmek ücretsizdir. elele
>>>>gezilebilir her
>>>> semtinde, öpüsene gülümseyerek bakilir. siraya girer
insanlar, itisme yoktur. pideci doludur her semt ve pide lahmacunla
neredeyse ayni
>>>>fiyattir.
>>>> çigdem çitlenir yaz aksamlari sahil boyu, kaynamis
misir ve dondurma
>>>>yenir.
>>>>
>>>> ne kadar kaybolursan kaybol, biryerler mutlaka denize
çikar ve bu
>>>>hayatin
>>>>en
>>>> büyük lütuflarindandir. ask hep gülümsemektir izmir'
de, siniri
>>>>geçtiysen
>>>> hasret. istanbul'dan otobuse binip uyukaldigimiz
sevgili ile
>>>>sabuncubeli'nde
>>>> gözlerimiz açtigimizda elele tutusmamiz dört sene
boyunca, rastlanti
>>>>midir,
>>>> izmir midir?
>>>>
>>>> bu aksam balik pisiricisine ugramali, baliklar pisene
kadar sahile
>>>>inip,
>>>>bir
>>>> yarim saat yürümeli. balkon'da yenen baligin yanina
buzlu raki eslik
>>>>etmeli,
>>>> yarin belki çesme' de oluruz, sandaletleri meydana
çikarmali.
>>>>sevdikçe
>>>>daha
>>>> cok sevmeli. uzattigim kollari bos çevirmedi bu sehir
diye,
>>>>sükretmeli
>>>>