Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz.. Tarayıcınızı güncellemeli veya alternatif bir tarayıcı kullanmalısınız.
Dünyaya teknoloji ürünleri ihraç eden bir ülke olarak Türkiye'nin bir ampul fabrikası olmadığını biliyor muydunuz?
İlk duyduğundunuzda inanmak gelmiyor içinizden biliyoruz ama durum böyle. Mesele ampul üretecek teknolojinin olmaması değil, Türkiye'nin ampul üretiminde dünya devleri ile rekabet edecek gücünün bulunmamasındaymış meğerse. Yani mesele uluslararası ticaretin son yıllarda çizdiği yeni rota ile ilgiliymiş.
Şöyle ki uluslararası üretim yapan dev kuruluşlar üretim yapılarını yeniden gözden geçirirken ampul üretiminde üs olarak Türkiye'yi değil, Macaristan, Polonya, Slovakya ve Romanya gibi ülkeleri seçtiler. Ve Türkiye'deki ortaklı fabrikalarını kapatıp ismini saydığımız ülkelere yatı rım yaptılar.
Bu gelişmeler karşısında 2000 yılında General Elektrik, 2002 yılında Philips Türkiye'deki fabrikalarını kapattılar. Tek yerli ampul üreticisi Tekfen'de rekabete dayanamayacağını açıklayarak 2002 yılı Temmuz ayında ampul üretimine son verdi. Türkiye 2002 yılından bu yana ampul ihtiyacının tümünü ithalat yoluyla karşılıyor.
Böylece Vehbi Koç'un 1948 yılında başlattığı Türkiye'nin 57 yıllık ampul serüveni de bitmiş oldu. Bilindiği gibi vehbi Koç, bir konuşmasında " Benim sanayi hayatıma 1948 yılında ampul fabrikası ile başlar" demişti. Gerçekten de Türkiye'nin ilk sanayi tesisi yarı Amerikan sermayeli General Elektrik fabrikasından sonra 1963 yılında Tekfen ilk yerli sermayeli ampul fabrikasını kuruyor.
Daha sonra 80'li yılların başında yüzde 100 Hollanda sermayeli Philips atak yaparak Tekfen'e rakip oluyor.1970'lerde Tekfen ile Philips arasında kurulan ortaklıkla oluşan Bastaş'ta kendisinden önceki firmalar gibi kapanmış durumda.
Sözün özü. Bugün Türkiye ampul ithlatı yapan bir ülke. Dünyaya televizyon, beyaz eşya, otomotiv gibi üst teknoloji ürünleri ihracatı yapan ve bunda dünyada hatırı sayılır sıralamalarda yer alan Türkiye sıradan bir ampul için ithalat yapmak zorunda.
Türkiye'de yılda 120 milyon adet normal ampul, 26 milyon adet düz ve simit floresan kullanılıyor. Yarım yüzyıla yakındır Türkiye'nin ampul ihtiyacı yurt içinde yapılan üretimle karşılanırken ve hatta üretimin küçükte olsa bir bölümünü ihraç ederken şimdi Türkiye ampul ihtiyacını yüzde 100'ünü ithalat yoluyla karşılamak zorunda kalıyor.
350 milyon dolarlık bir ampul pazarı olan Türkiye'de yerli bir ampul üreticisi yok. Dünyada ampul ve armatür piyasasının büyüklüğü 45 milyar dolar, bu rakamın 30 milyar dolarını da ampul oluşturuyor. Pazarda Uzakdoğu kökenli 50'e yakın firma rekabet ediyor.Ancak en büyük üreticiler yine General Electrik, Philips ve Siemens .
Dünyada ve Türkiye'de enerji, enerjiye yönelik devasa yatırımlar gündemden düşmezken 21. yüzyılda bir ampul fabrikamızın olmadığını hatırlamak ve tüm ilgililere hatırlatmak istedik.
Bahsettiğin konu gerçekten önemli.. Malesef teknoloji alanında rekabet gücümüz yok. 8-10 sene öncesine kadar elektronikte sıkça kullanılan devre elemanı olan "direnç" üretimi yapan bir ülkeydik fakat iç piyasaya bile uzakdoğudan gelenin 2, hatta 3 katı maliyetle sattığımızdan üretimi durdurdular.
Bahsettiğin gibi en büyük ampul üreticileri General Electric, Philips ve Siemens imiş. Peki biz bunlarla rekabet edebilir miyiz? Çok zor. AMa bana göre devlet politikamızda teknolojiye yatırım yaparak bu alanda kalkınma zamanı geldide geçiyor. Ama hiçbirşey için geç kalınmış değil tabiki..
nedense herşeyi yapmayı biliriz ama yapmayız.. nasıl olsa dışarda hazır üretilip evlerimize kadar sokuluyor zaten.. yeterki paramız olsun cebimiz boş durmasın mantığı
atatürk den sonra fabrikalar,sanayiler kapatılmayıp,tarıma daha çok önem verilmeseydi şimdi çok farklı bi yerde olurduk,en azından belli şeyleri kendimiz üretiyor olurduk...
ŞöyLe ki eLinizdeki kaynakLar her zaman gücünüzün göstergesi oLmuyor.
Gerçekten gücü hissedebilmek için korkusuz-Atılımcı bir politika izLemek lazım bu konuda.
Bunu yapanların günümüzde ne konumda oLduğu apaçık ortada...
Bırakın bunları yaa ne olmuş ampül üretmiyorsak bize böyle şeyler lazım asıl bunlara sahip çıkalım bunu üretelim bakalım o zman ampül fabrikası falan kalıyor mu dünyada
Türk mucitler Edison´a karşı
Türk araştırmacılar, Edison´un icat ettiği ampule alternatif nanoteknoloji ürünü ışık kaynağı üretti.
Bilkent Üniversitesinden araştırmacılar, geliştirdikleri ´´ayarlanabilir beyaz ışık´´ teknolojisiyle Edison´un ürettiği ampulleri yüzyıl sonra değişime uğrattı.
Edison´un ürettiği ampuller ısıyı ışığa dönüştürürken, nanotekonoloji ile
üretilen nanokristalli ledler ise elektrik enerjisini direkt ışığa çeviriyor. LED (Light Emitting Diode, Işık yayan Diyot) tabanlı ışık kaynaklarının ömrü 23 yıl sürecek ve otomobillerin aydınlatma sistemlerinde köklü değişiklere gidilecek.
Yüzde 90 oranında enerji tasarrufu sağlayan LED bazlı ışık kaynaklarının
küresel ısınma sorununa alternatif çözüm getireceği belirtiliyor.
Bilkent Üniversitesi Fizik Bölümü ve Elektrik Elektronik Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyelerinden Yrd. Doç. Dr. Hilmi Volkan Demir ile öğrencileri Sedat Nizamoğlu, Tuncay Özel ve Emre Sarı´nın bu çalışmaları, dünyanın en prestijli dergileri arasında bulunan ´´NANOTECHNOLOGY´´ dergisinin 14 Şubat 2007 baskısında da kapak konusu oldu.
DÜNYADA BİR İLK
Demir, başkanlığını yaptığı araştırma grubunun, nanokristal kullanarak beyaz ışık üretimini dünyada ilk kez ayarlanabilir renk özellikleri ile başardıklarını kaydetti.
Demir, beyaz LED ışık kaynaklarının, geleceğin aydınlatma sistemlerinde
geniş kullanım alanı bulacağını belirterek, çalışmalarındaki tasarım, modelleme, fabrikasyon, deneysel karakterizasyon ve kurumsal analizlerin tamamının Bilkent Üniversitesi Nanoteknoloji Araştırma Merkezinde ve İleri Araştırma Laboratuvarında gerçekleştirildiğini kaydetti.
LED´lerin günümüzde ampulsüz trafik ışıkları, kamera, mikroskop ışık
kaynakları gibi kullanım alanları olduğunu ifade eden Demir, şunları belirtti:
´´LED´ler, evlerimizde kullandığımız ampuller ve florasan lambalarının
yerine geçecek. Edison´un ürettiği ampuller ısıyı ışığa dönüştürürken,
nanotekonoloji ile üretilen LED´ler ise elektrik enerjisini direkt ışığa
çeviriyor. Keşif, geleceğin iç mekan ve otomotiv aydınlatma fonksiyonlarını tamamen değiştirecek nitelikler taşıyor. Önümüzdeki 5 yılda arabaların dış aydınlatma işlevlerinin tamamının yeni üretilen ´beyaz LED´lerle gerçekleşeceği öngörülüyor. Kısaca Edison´un ampulleri ile aynı prensiple çalışan günümüz ampulleri, ilk üretildiklerinden yüzyıl sonra yerini nanoteknoji ile üretilen ´beyaz LED´ ışık kaynakları sayesinde değişime uğrattı.´´
ORTALAMA İNSAN ÖMRÜNDE 4 IŞIK KAYNAĞI
Yeni teknoloji ürünü ışık kaynaklarının çok uzun yıllar dayanabildiğini ve
elektrik enerjisini bire on oranında az kullandığını belirten Demir, şöyle devam etti:
´´Ampullerin dayanaksızlığını evimizde ne sıklıkta ampul değiştirdiğimizi
düşünerek kolayca anlayabiliriz. Bir LED´i günde 12 saatten 23 yıl süreyle
kullanabilmemiz mümkündür, bu da ortalama yaşamda sadece 4 defa ışık kaynağını yenilemek anlamına geliyor. Elektrik enerjisi tüketimi konusunda
söylenebilecekler ise çok daha etkileyicidir. Bilim çevreleri, bir binanın
stratejik noktalarına LED´ler konularak aydınlatma yapıldığı zaman günümüzde kullanılan sistemlere göre elektrik tüketiminde yüzde 90´lık enerji tasarrufu sağlanacağını öngörüyorlar. LED´lerle tüm dünya elektrik harcamasının yüzde 50 miktarında azaltması öngörülüyor. Dünyada üretilen tüm elektriğin yüzde 20´si aydınlatmada kullanılıyor. Küresel ısınmanın nedenleri arasında yer alan enerji üretimi böylece aza indirilmiş olacak. Böylece bu tür ışık kaynaklarının enerji tasarrufu ile küresel ısınma sorununa alternatif çözüm olacağı düşünülüyor. Tüm
bu nedenlerden dolayı nanokristal katkılı beyaz ışık kaynakları hem bilim
dünyasında hem de endüstride büyük ilgi çekti.´´
Beyaz ışık için ampul ve florasan gibi ışık kaynaklarının günümüzde yaygın
olarak kullanıldığını anlatan Demir, bu tür ışık kaynaklarının şu anki kullanım sorununun verimliliklerinin düşük olmasından ve raf ömründen kaynaklandığını vurguladı.
Çalışmanın tasarımı, modellemesi, fabrikasyonu, deneysel karakterizasyonu ve kuramsal analizi de dahil olmak üzere tüm basamaklarının Bilkent Üniversitesi´nde gerçekleştirildiğini anlatan Demir, öğrencileri Sedat Nizamoğlu, Tuncay Özel, Emre Sarı´nın da yer aldığı grubunun ortaya çıkardığı LED´lerle ilgili çalışmalarının, dünyanın en prestijli dergileri arasındaki ´´NANOTECHNOLOGY´´ dergisinin 14 Şubat 2007 baskısında da kapak konusu olduğunu söyledi.
Dünyanın ´´öldürücü uygulama´´ denilen aydınlatma sistemlerine çok önem
verdiğini anlatan Demir, ´´Gelecekteki tüm aydınlatmalar bu tür LED bazlı olacak ve onların önemli bir kısmı da nanokristalli olacak´´ dedi.
atatürk zamanında o zor şartLarda uçak fabrikası yaptırmış
ama şimdikiLer ampuL fabrikası yaptıramıyor
çok ironik
tabi sömürüLmekten akLımıza geLmemiştir
ya da böyLe rantı daha büyüktür