Bir Öykü

GeHeNNa

New member
Katılım
27 Haz 2005
Mesajlar
1,567
Reaction score
0
Puanları
0
Yaş
36
Hepimiz oturmuş bekliyorduk. Endişeli suratlarımız ve korku akan gözlerimiz gerçeği kabullenmemek için direniyordu. Oysa ki korkmak çok saçmaydı, çünkü bu gün bize çok önceden bildirilmişti. Bir grup 'seçilmiş insan', kendi yaratacağımız efendilerimizin üzerimizde ilahi adaletini gerçekleştirmesini bekliyorduk. Henüz zamanım vardı ama zamanımı doğduğum günden bu yana geçen her güne lanet okuyarak geçiriyordum. Burada bulunmam yanlış seçimlerimin ve içimdeki kötülüğe yenilmemin doğal sonucuydu. Sanırım olanları ve üzerimdeki laneti anlamanız için bunu en baştan anlatmalıyım.

Her zaman "uzuuun zaman önce..." diyerek başlayan masallara bayılmışımdır. Kötülüğün, nefretin hatta nefreti besleyen kanın ta kendisi (ya da benim gibilerden) biri olmama rağmen masallara olan tutkum hiç geçmemiştir. Size iyi tatlı ve zayıfların, her zaman kötü ve güçlüleri iyilikle dostlukla nasıl yendiğini anlatan o sevimli hikayelerden anlatmak isterdim. Ancak cennet bahçesinden düşen insanoğlu kötülerin dünyasında yaşamaya mahkum edilmiştir.

"Kötülük ve şeytani eğilimler tarihle birlikte başlamıştır. Şeytan tarihteki ilk asidir. Erdemli olduklarını iddia eden dindar insanlar sözde dinlerini savunmak adına hepimizden fazla kan akıtmışlardır. Onların kutsal tapınakları ikiyüzlülüğün simgesidir.'' ..beynimi yıkayan laflar bunlardı. Yeni bir şehire taşınmış yeni bir okula başlamıştım. Gerçeklerin masallardaki gibi olmadığını farketiğim ilk yıllardı. O zamanlar ki psikolojiyi bilirsiniz. Herkes kendinin ezilmesini engelleyecek ve kendini bir gruba ait hissetmesini sağlayacak bir grup arar. Çok çekingen biri olmama rağmen bana oldukça sıcak ve dürüst (gibi) davranmışlardı. Kutsal bir amaçları olduğundan bahsediyorlardı. Onları tabii ki ciddiye almamıştım. Dünyayı kendi kurallarına göre yönetebileceğini iddia eden bir grup manyaktılar benim için. Manyaklık o zamanlar bana en eğlenceli gelen şeydi. Gruplarının içine girdikçe bana çeşitli büyü yeteneklerinin olduğundan bahsetmeye başladılar. Sırlarını öğrendikçe kendimi çok gizemli, çok özel ve ''cool'' hissediyordum. Oysa ki aynı bir korku filmi senaryosu gibiydi:

"Katil, son kurbana (ki bu genelde olayı araştıran kişi olurdu) tüm olayı ayrıntılarıyla açıklar (Tabii biraz da seyircinin anlaması için) ve.......BOOOM! Son kurbanın ölmesi gerekir ama genelde filmlerde bu son kurbanlar kurtulurdu öyle değil mi? Bir gün hayatımın korku filmlerinden bile korkunç olacağı hiç aklıma gelmemişti...

Ayinlerine gitmeden önce bu grubun sadece fazla korku izlemekten beyni bulanmış benim yaşlarımdaki çatlaklardan oluştuğunu sanıyordum. Ama yanılmışım; grupta büyükler de vardı ve yaptıkları büyüler kesinlikle gerçekti. Büyülerin ana maddelerinden biri kandı. Ancak bunu birtakım münasebetsiz kişilerin düşündüğü gibi kedi yakalayarak ya da yoldan geçen birini kaçırıp onu keserek değil kendi vücutlarında açtıkları yaralardan sağlıyorlardı. Buraya kadar her şey komik gelmiş olabilir ancak gerçek korkuyu yaşadığınızı düşünüyorsanız, arkadaşlarınızın gözünüzün önünde gerçek bir ölüyle konuşmasını bekleyin. Eminim hayatınızda yaşadığınız en büyük korku olacaktır yani en azından benim öyle olmuştu. Ölünün görüntüsü vardı ancak saydam gibiydi ve sesi derinden geliyordu. Tek kelimeyle korkunç.

Bunların saçmalık olduğunu mu düşünüyorsunuz? Ben de bu tür olaylara en az sizin kadar şüpheyle yaklaşırım. Her şeyin bir bilimsel açıklaması olduğunu düşünür-düm... ama her şey gerçekti! Zaten esas planlarını da o gün öğrendim. Onların istedikleri şey arzulu cehennemlerinde kötülerin efendilerini ölümsüz olmak üzere ayağa kaldırmaktı. Bu planda diriltilmek istenen kimler yoktu ki? En ünlü seri katiller, şeytanın elçileri ve hatta Hitler bile... Onlar Hitler'in mükemmeliyetçi, zeki ve üstün insanlar yaratmaya çalışan bir kahraman olduğunu düşünüyorlardı, zaten bu hasta düşünce yapısına sahip insanlarla arkadaş olmamam gerektiğini anlamalıydım.

Gerçekten karabüyü güçleri vardı ve geri kalan plan oldukça basitti. Bu örgütün tüm dünyada oldukça gizli yürüyen ve pek çok üyesi olan bir oluşum olduğunu bana planlarını anlatırlarken anladım. Tüm üyelerin güçlerini temsil etmek üzere herkes kanından biraz verecekti. Sonra diriltmek istenen beden sayısı kadar kurban verilecekti. Karabüyü güçleriyle ünlü kötüleri bu bedenlerde yeniden dirilteceklerve yine güçlerini kullanarak kurbanların vücutlarını ünlü kötülerin kendi vücudu gibi görünmesini sağlayacaklardı. Hepimize bu gün oldukça önceden bildirilmişti. Kanını bu amaç için akıtan biri eğer vazgeçip kaçmayı tercih ederse sonsuza kadar ölümsüz acıyla lanetlenecekti.

Ve bugün kutsal ordumuzun diriliş günü. Nedense kendimi gruptaki diğerleri kadar çoşkulu hissetmiyorum. Dünyaya kıyameti getirecek ordudan biriyim ve ne olacağını bilmiyorum. İşte tören başlamak üzere ve içeri bir ışık yayılmaya başladı. Şimdi ben de törene katılmalıyım. Sanırım ölürsem bunu yarınki gazetelerden öğrenebilirsiniz. Ancak planlarımız gerçek olursa ve uykunuzun arasında şeytani sesi duyarsanız sizin için de bir yarın olmayabilir.....
 
GüZel paylaşımın için saol
 
güsel bir hikaye eline sağlık...
 
Geri
Üst