
Bilim ve Din
''Bilim din ile iç içedir din bilimi emreder bilim dine hizmet eder. ''
Yazı Sümerler tarafından bulundu ne için cevap yine aynı dönemlerde mabetlere yapılan yardımların çetelerini tutmak için din adamları tarafından bulundu. Kısaca böyle bilim ne diyor bu konuda.
‘’ İlk yazıyı M.Ö. 3200 yıllarında Sümerler buldular. İlk yazıları şekiller üzerine kurulu yani her varlık ve olay için bir şekil kullandılar. Çivi yazısı işaretleri geçmişteki bir resim yazısına dayanır. Bir kavramı ifade eden işaretlere ideogram adı verilir.
Sümerce'nin Hint-Avrupa ve Sami kökenli dillerle akraba olmadığı bilinmektedir. Dilin bazı özellikleri Ural-Altay grubu dilleriyle benzerlik gösterse de dil bu gruba dahil edilemez. Sümerce bugün yapılan pek çok araştırma Hint-Avrupa Dil Ailesi'nden çok sondan eklemeli yapısı sebebiyle Japonca, Korece, Moğolca ve Türkçe ile yakın akrabalıkları tahmin edilmektedir. ‘’
Her şey açık ve net mi ?
Bence değil çünkü biliyoruz tarih bilimi Darvin’in evrim tarihi ile eşdeğer şekilde şekilleniyor her şey tesadüfü olarak bulunuyor.
Yıldırım düştü ateş bulundu.
Demir yoldan geçerken birini ayağına takıldı (
Durum bu peki dini kaynaklar neden bu bilgileri desteklemiyor ?
Sahaif veya Suhuf hiç duyduk mu ?
Açıklayalım :
İlk semavi kitaplar diye bileceğimi aslında birden fazla sahifenin birleşmiş haline denir.
Demek ortada bir kitap var birden fazla sahife var. Hangi peygamberlere suhuf adı verilen bu kitaptan indi.
İlk insan, insanlığın babası HZ. ADEM 10 sahife, HZ. ŞİT 50 sahife, HZ.İDRİS 30 sahife ve son olarak da HZ.İBRAHİM 10 sahife ( yazı ilk insandan beri varmış. )
‘’ Kur'an-ı Kerim'de " Suhuf-u Ûla (ilk sahifeler)"den bahsedilmektedir. Bunların yukarıda bildirilen sahifeler olduğu anlaşılmaktadır (Taha, 20/133). Ayrıca A'lâ süresinin 18. ve Necm süresinin 36. ayetlerinde Suhufu İbrahim'den ve Suhuf-u Müsâ'dan bahsedilmektedir. Bu iki suhufun içerdiği hükümlerle ilgili olarak Necm süresi 38. ayet ve devamında bilgi verilmektedir. Müsâ'nın sahifeleri ifadesiyle Tevrat kastedilmekle beraber, İbrahim'in sahifeleri hakkında Kur'ân'ın dışında, her hangi bir yerde yeterli bilgi yoktur. Hattâ Yahudilerin ve Hıristiyanların kutsal metinlerinde bile bunlardan söz edilmez. Sadece Kur'ân-ı Kerim'de birisi Necm suresi 36. ayetinin devamında, birisi de A'lâ süresinde olmak üzere iki yerde Hz. İbrahim'in getirdiği talimattan bazı bölümler zikredilmiştir (Mevdûdî, Tefhimül-Kur'an, terc, heyet, VI, 32). ‘’
"Âdem oğullarına söyle ki, bir şart koştuklarında ona şâhid tutsunlar, ta ki inkar edemesinler. Nitekim Âdem, benim ahdimi unuttu İblis de onu aldattı ve Cennetten çıkmasına sebep oldu" (Taberi, Tarih, I/93).
Hem bu sahifelerin, hem de diğer semavi kitabların; kitab gönderilmeyen peygamberlerin tebliğ görevinde hükümlerine tabi oldukları metinler olduğunu ifade bakımından da şöyle denilmektedir "İdris (a.s) Şît aleyhisselâmın suhufunu okurdu ve ahaliyi o kitabın hükmüne davet ederdi. Hak Teâlâ ona da otuz sahife gönderdi. O bu sahifeleri kendi eliyle yazdı. Âdem (a.s)'dan sonra ilk kalem tutup yazı yazan İdris (a.s)'dır."
İdris (a.s) şöyle dedi: "Ya Rıdvân, ben Hak Teâlânın peygamberiyim. Benim makamımın cennet olacağını suhufta gördüm" (Taberî, Tarih, I/95, 97). ‘’
Dini kaynaklar bize bilimin şu an kabul etmediği bir gerçeği söylüyor biz iman edenler hangisine inanalım ?
Habil – Kabil meselesi
Bazı yorumculara göre Habil'in adağı sürüsünün ilk doğan kuzularından ve en besililerinden olduğu halde, Kabil'in adağı olan meyve ve tahıl, özenle seçilip hazırlanmış değildi.
Mormonalara ve İsa Toplumu'na göre ise Kabil'i kardeşini öldürmeye iten güdü Tevrat da belirtildiği üzere yine kıskançlıktır ancak bu kıskançlığın nedeni Habil'in sahip olduğu hayvan sürüsüdür.
Habil’in mesleği çobanlık, Kabil ise çiftçi buda bize gösteriyor ki ilk insan ile insanoğlu gelişmeye başlamış her şey insan oğluna bildirilmiş.
Hz. Âdem'e isimlerin Öğretilmesi
Allah Hz. Âdem'i yarattıktan sonra, dünyaya yerleşip kendilerinden faydalanabilmeleri için ona eşyanın isimlerini ve özelliklerini öğretti. İsimlerin dalâlet ettiği varlıkları anlama kabiliyeti verdi. "Hani Rabbin bir vakit meleklere: 'Muhakkak ben, yeryüzünde (emirlerimi tebliğ etmeye ve uygulamaya koyacak) bir halife (bir insan) yaratacağım' demişti. (Melekler de): 'Biz seni hamdinle tesbih ve seni ayıplardan, sana ortak koşmaktan ve eksikliklerden tenzih edip dururken orada (yerde) bozgunculuk edecek, kanlar dökecek kimse(ler) mi yaratacaksın?' demişlerdi. Allah: 'Sizin bilmeyeceğinizi her halde ben bilirim.' demişti. Allah, Âdem'e bütün isimleri öğretmişti. Sonra onları (onların dalâlet ettikleri âlemleri ve eşyayı) meleklere gösterip 'doğrucular iseniz (her şeyin içyüzünü biliyorsanız) bunları isimleriyle beraber bana haber verin' demişti. (Melekler) de: "Seni tenzih ederiz, senin bize öğrettiğinden başka bizim hiçbir bilgimiz yok. Çünkü her şeyi hakkıyla bilen, hüküm ve hikmet sahibi olan şüphesiz ki sensin, sen demişlerdi." (el-Bakara, 2/30-32)
Söylenecek söz bitmiştir eğer iman ediyorsak bu kitaba inanıyorsak en doğrusunu o bize söylüyor..