Bileşiklerin AdlandırıLması ve Okunması

PRotype

Game Spider
Katılım
5 Ara 2005
Mesajlar
13,070
Reaction score
0
Puanları
0
Konum
Merhaba Marslı, Ben Dünyalı :)
Arkadaşlar Bileşiklerin AdlandırıLması ve Okunması iLe ilgiLi donem odevi veriLdi...Bulabilecegim bir Link Veren oLursa Sewinirim(Yanlız PAraLı OLmasın:)
 
Bana Bu Konu İle İlgİlİ Maİl At Cevap Yazarİm
..........
 
bana mail yolla ben sana bu konuyu anlatan bir yazi gonderirim..suanda defteri kurcalamam gerek..ama mail atarsan sana cok iyi bir ozetini gondere bilirim .............
 
sana bişeyler yazayım bu konuyla ilgili 5 çeşit bileşik oluşumu vardır.
1-değerliği değişmeyen metal-ametal bileşikleri
2-değerliği değişen metal -ametal bileşikleri
3-ametal-ametal bileşikleri
4-metal-kök bileşikleri
5-kök-kök bileşikleri diye bunların nasıl okunduğunu ve oluşturulduğunuda anlatabilirim sana yalnız önce elementlerin sahip olduğu değerlikleri öğren bunları yanına not al ben sana yardım edeceğim bu çok kolay bi konu
 
arkadaşım rapidsiz versen şu bilgileri bende yararlanmak istiyorum
 
pardn bana bu konu hakkında acil bilgi lazım dönem ödevi hazırlamam gerek
 
http://www.badongo.com/file/2038208

http://www.badongo.com/file/2038212

http://www.badongo.com/file/2038215

CANLILARDAKİ ORGANİK BİLEŞİKLER

ADI ASIL GÖREVİ YAPISINDAKİ ELEMENTLER

1.Karbonhidrat

Enerji verici
C, H, O

2.Yağ

Yedek enerji
C, H, O

3.Protein

Yapı maddesi
C, H, O, N

Bu tablodaki bileşikler enerji kaynağıdır.

ENERJİ VERİŞ SIRASINA GÖRE: Karbonhidrat Yağ Protein

ENERJİ TAŞIMA KAPASİTESİNE GÖRE: Yağ Protein Karbonhidrat

YAPI MADDESİ OLUŞLARINA GÖRE: Protein Yağ Karbonhidrat

1.Karbonhidratlar:

Karbonhidratlar




MONOSAKKARİTLER DİSAKKARİTLER POLİSAKKARİTLER
3CTrioz
4CTetroz
5CPentoz
6CHeksoz Monosakkarit+MonosakkaritDisakkarit

+ 
nGlikoz  Polisakkarit + (n-1)su

+ + 

MONOSAKKARİTLER: Monosakkaritlerin başlıcaları;

5C  Pentoz 6C  Heksoz



Riboz Deoksiriboz Glikoz Fruktoz Galaktoz
(Kan Şekeri ve (Meyve ve (Sütte Bulunur) Üzüm Şekeri) Bal Şekeri)
MONOSAKKARİTLERİN GENEL ÖZELLİKLERİ:
1. Suda çözünürler.
2. Tatlı oldukları için basit şekerler de denir.
3. Daha küçük yapı birimlerine parçalamazlar(Hücre zarından kolay geçerler).
4. Karbon sayısı 3-8 arası değişir. Biyolojik önemi olanlar pentoz ve heksozdur.

DİSAKKARİTLERİN GENEL ÖZELLİKLERİ:
1. İki monosakkaritten oluştukları için çift şekerler de denir.
2. İki monosakkarit birleşirken aralarında kurulan bağa glikozit bağ, bu olaya glikozitleşme denir.
3. İnsan ve hayvanların besin olarak aldıkları disakkaritler monosakkarite dönüştükten sonra hücre zarından geçebilir.
4. Biyolojik önemi olan disakkaritler maltoz, sükroz ve laktozdur.

POLİSAKKARİTLERİN GENEL ÖZELLİKLERİ:
1. Kompleks şekerlerdir.
2. Çok sayıda monosakkaritin dehidrasyonu ile oluşur.
3. Yapı birimi glikozdur. Glikoz moleküllerinin farklı şekillerde bağlanmasıyla değişik polisakkaritler oluşur.
4. Canlılarda bulunan önemli polisakkaritler nişasta, glikojen, selüloz ve kitindir.

nGlikoz  Nişasta + (n-1)Su
nGlikoz  Glikojen + (n-1)Su
nGlikoz  Selüloz + (n-1)Su
nGlikoz  Kitin + (n-1)Su

NİŞASTA: Bitkisel depo maddesidir. Çok sayıda glikoz molekülünün dehidrasyonuyla oluşur. Bitkilerde fotosentezle üretilen glikoz nişastaya dönüştürülerek kök, gövde, tohum, meyve gibi kısımlarda depolanır. Besinlerle alınan nişasta sindirim sisteminde hidrolize uğratılarak glikoza dönüştürülür ve hücre zarından geçebilir. Ayıracı ise iyottur.
GLİKOJEN: Hayvansal depo maddesidir. Çok sayıda glikozun karaciğer ve kas hücrelerinde depo edilmiş halidir. Kanda glikoz oranı düştüğü zaman karaciğerdeki glikojen glikoza dönüştürülerek kana verilir. Hayvansal nişasta olarakta adlandırılabilir.
SELÜLOZ: Bitkisel yapı maddesidir. Hücre çeperinin yapısını oluşturur. İnsanlar selülozdan enerji sağlayamazlar çünkü selülozu parçalayan enzim yoktur. Otçul hayvanlarda sindirim sisteminde bulunan bakteriler selüloz enzimi taşıdıklarından bu canlılar selülozu enerjiye çevirebilirler. Çok sayıda glikoz molekülünün birbirine ters dönerek bağlanmasıyla oluşur.
KİTİN:Yapısı selüloza benzer. Omurgasız hayvanlarda iskeleti oluşturur. Örneğin böceklerde dış iskeleti oluşturur.
KARBONHİDRATLARIN SİNDİRİMİ(1)
Ağızda pişmiş nişasta veya glikojen tükrükteki amilaz enzimi ile maltoz ve dekstrine parçalanır.

Amilaz
Nişasta+Su Maltoz+dekstrin

Mide asitli olduğu için mideye geçen karbonhidratlar sindirilmez.Mideden ince bağırsağa(12 parmak bağırsağı) gelen asit ve besin karışımı,ince bağırsakta sekretin salgısını başlatır.Bu hormon kan yoluyla pankreastan,pankreas özsuyu salgısını uyarır.Pankreas öz suyunda bulunan amilaz,bazik olan ince bağırsakta ağızda parçalanamamış nişastayı tamamen maltoz ve dekstrine parçalar.
Sonuçta ince bağırsakta bütün polisakkaritler disakkarite(maltoz) parçalanır.Besinlerle alınan diğer disakkaritler(laktoz ve sukroz)ince bağırsak hücrelerinin salgıladığı maltaz,laktaz ve sukraz enzimleri ile monosakkaritlere yıkılır ve karbonhidratların sindirimi tamamlanır.



maltaz
Maltoz+Su Glikoz+Glikoz

laktaz
Laktoz+Su Glikoz+Galaktoz

sukraz
Sukroz+Su Glikoz+Fruktoz

Karbonhidratlar yalnız yüksek pH’ta yani ağız ve ince bağırsakta sindirilir.İnsanda selüloz sindirilmez,çünkü selüloz enzimi yoktur.
KARBONHİDRATLARIN SİNDİRİMİ(2)
Karbonhidratların çoğu vücuda nişasta, glikojen ve komplex şekerler şeklinde girer. Bu bileşikler, glikoz gibi basit şekerlerden oluşur. Nişasta ve glikojen birçok glikoz moleküllerinin bağlanmasıyla oluşan çok büyük moleküllerdir. Çay şekeri olan sakkaroz komplex bir şekerdir. Sakkaroz moleküllü iki adet altı-karbonlu şeker molekülünün bağlanmasından meydana gelir.
Besin olarak hayvan vücuduna giren enerji kaynaklarının başında karbonhidratlar bulunur. Karbonhidratlarda bulunan enerji, nişasta ve komplex şekerin glikoza parçalanması sonucu hücreler tarafından kullanılacak hale gelir. Karbonhidratların sindirimi, sindirim sisteminin iki bölgesinde, ağız ve ince bağırsakta olur.
Karbonhidrat sindirimi, tükürükteki bir enzimin etkisiyle başlar. Bu enzim amilazdır. Amilaz nişastayı etkiler. Amilazın dahil olduğu enzim grubuna karbonhidraz denir.
Amilaz nişasta molekülündeki bağları parçalar ve bu parçalanma sonucu meydana gelen maddelere tükürüğün su moleküllerini etkiler.

Amilaz
Nişasta+Su Maltoz+dekstrin

Enzim ortamın asit veya baz (pH) konsantrasyonuna göre etkili olur. Tükürükteki amilaz yalnız bazik ortamda etkilidir. Mide öz suyu çok asitlidir. Amilazın faaliyeti asitli ortamda durduğu için, midede nişastanın sindirimi yapılmaz. Karbonhidrat sindirimi ince bağırsakta tamamlanır. Amilaz enzimiyle meydana gelen maltoz daha sonra ince bağırsakta özel bir enzimle glikoza parçalanır. A

BİLEŞİK OLUŞUMU İLE İLGİLİ YASALAR
Lavoisier Yasası : Lavoisier 1789 yılında yanan maddelerin havanın oksijeni ile birleşmesinin bir sonucu olduğunu göstermiştir. Lavoisier deneyi kapalı bir kapta gerçekleştirerek, kabın toplam kütlesinin reaksiyon sonunda başlangıçtaki kütlesine eşit olduğunu gösterdi. Bu bugün kütlenin korumumu olarak ifade ettiğimiz yasadan başka birşey değildir. Bu yasaya göre “bir kimyasal reaksiyonda yoktan ne madde yaratılabilir ne de var olan bir madde yok edilebilir.”
Örnekler : 1, 2
Sabit Oranlar Yasası : 1799 yılında Proust elementler birbirleri ile bileşik oluştururlarken belli oranda birleştiklerini buldu. Bugün sabit oranlar yasası olarak bilien yasaya göre “bir element başka bir elementle birleşerek bileşik oluşturduklarında bileşik içindeki elementlerin kütleleri oranı sabittir”. Buna göre; bir bileşik örneğin suyun 18 gramında 16 gram oksijen varken geri kalan 2 gramı hidrojendir. 9 gram su alınırsa bunun 8 gramı oksijen ve 1 gramı hidrojendir. Bu oran suyun ne şekilde elde edilmiş olura olsun kesinlikle değişmez.
Örnekler : 1, 2
Katlı Oranlar Yasası : Yasa 1804 yılında John Dalton bulmuştur. Bileşiklerde elementler arasındaki kütle oranının korunmasına karşın bazen aynı elementlerin birbirleriyle birleştiklerinde farklı özellikler gösteren bileşikleri oluşturduğu gözlenmiştir. Örneğin karbon ve oksijenin birleşmesiyle özellikleri tamamen birbirinden farklı karbondioksit ve karbonmonooksit diye adlandırlan iki farklı ürün meydana gelir. Karbonmonoksit oldukça zehirli bir gazken karbondioksit soluk alıp verirken dışarı attığımız zehirli olmayan bir gazdır ve yeşil bitkilerin yaşamını sürdürmesi için gereken en temel elemanlardan biridir. Aslında oksijen ile hidrojenin birlikte oluşturdukları birbirinden farklı 2 form vardır. Biri bildiğimiz su, diğeri hidrojenperoksittir. Hidrojenperoksidin yaklaşık %3 lük su ile seyreltilerek hazırlanmış çözeltisi eczanelerde oksijenli su olarak satın aldığımız ticari üründür. Ve özellikleri kesinlikle sudan çok farklıdır. Yalnızca karbon ve hidrojenden oluşmuş bileşiklerin sayısını ise tam olarak söylemek çok kolay değildir. Bütün bu karmaşaya karşın Dalton şunu fark etti. “Eğer bir element bir başka element ile birden fazla bileşik oluşturabiliyorsa elementlerden birinin sabit miktarı ile diğer elementtin değişen miktarları arasında basit ve tam sayılarla ifade edilebilen bir oran vardır.” Örneğin karbondioksit-karbonmonoksit örneğine geri dönersek, 44 karbondioksitte 12 gram karbon ve 32 gram oksijen vardır. Karbonmonooksidin 28 gramında ise 12 gram karbon ve 16 gram oksijen vardır. Heriki bileşikteki karbon miktarı 12 gramı için birinde 32 diğerinde 16 gram oksijen vardır. Birinci bileşikteki oksijen kütlesinin ikinci bileşiktekine oranı 32/16=2 dir. Bu dalton’a Kendi adıyla anılan Dalton Atom Teorisi fikrini verdi.
Örnekler : 1, 2
Dalton Atom Teorisi : Atom kavramından ilk olarak MÖ 400-500 yıllarında Yuana filozaflarından Leucippus ve Democrittus bahsetmiştir. Onlara göre her hangi bir maddenin bölünemeyen en küçük bir parçası olmalıydı. Zaten atom terimi de bölünemeyen anlamına gelir. Bu açıdan bakıldığında hala tam olarak onların tanımladıkları atomlara ulaşabilmiş gözükmüyoruz. Dalton’un atom fikri ise katlı oranlar kanunun bir sonucu olarak dalton tarafından önerilmiştir. Daltonun atom kanununa göre;
1. 1. Bütün maddeler aom adı verilen çok küçük parçalardan oluşur.
2. 2. Bir elementin atomu parçalanamaz ve diğer elementlerin atomlarına dönüştürülemez.
3. 3. Atomlar yok edilemez veya yoktan var edilemezler.
4. 4. Bir elementin bütün atomları şekil, hacim kütlü ve diğer özellikleri bakımından birbirinin aynıdır.
5. 5. Bir elementin atomu ve diğer özellikleri bakımından başka bir elementin atomundan farklıdır.
6. 6. Kimyasal reaksiyon farklı elementlerin atomlarının birleşmesinden ibarettir. Atomlar birbirleri ile basit, tam sayılarla ifade edilecek bir oran ile birleşirler.
Dalton atom teorisi; Lavoisier’in öenerdiği kütlenin korunumu kanununu, Proust’un sabit oranlar yasasını ve Dalton’un kendi adı ile de anılan Katlı oranlar kanununu nedenini açıklar.
Avogadro Sayısı :
Lavoisier Yasası (Örnekler) :
1. Nemli bir ortamda bulunan 15.3 g lık bir demir parçası kısmen paslandığında kütlesi 16.2 g çıkmıştır. Paslanma oksijen ile tepkimenin bir sonucu olduğuna göre reaksiyon sırasında kullanılan oksijen kütlesi ne kadardır?
Çözüm :
Demir + Oksijen ¾¾® Paslı Demir
15.3 g. ? g. 16.2 g.
Lavoisier kanununa göre yoktan madde var edilemeyeceğine göre bu fazlalık oksijenden kaynaklanır. Bu nedenle; paslanmaya neden olan oksijen kütlesi;
16.2 g. – 15.3 g. = 0.9 g.
olacaktır.
2. Bir mum 5.8 g kütleye sahip bir mum bir süre yakıldığında kütlesi 4.3 g düşmüştür. Yanma sonucu yalnızca karbondioksit ve su oluştuğu düşünülürse toplam kaç gram karbondioksit ve su oluşmuştur.
Çözüm : Yanma sonucunda herhangi bir madde kaybolmayacağına göre oluşan toplam karbondioksit–su kütlesi
Mum + Oksijen ¾® Yanmış mum + [Karbondioksit-Su]
5.8 g. X g. 4.3 g. ? g.
5.8 g. + X g. = 4.3 g. + m[Karbondioksit-Su]
m[Karbondioksit-Su]= 1.5 g. + X g.
olacaktır.
3. Karbon ve hidrojenden oluşmuş bir bileşiğin 0.058537 g karbon ve 0.019512 g hidrojen olarak belirlenmiştir. Eğer aynı bileşikten alınan yeni örnek içerisinde 0.12 gram karbon bulunduğuna göre hidrojen kütlesinin ne kadar olmasını beklersiniz?
Çözüm : Sabit oranlar kanununa göre bileşik içindeki elementlerin kütleleri oranları korunacağına göre 0.12 g. karbon kütlesine karşın bileşik içindeki hidrojen kütlesi;


4. Sodyum klorürün 0.243 g. gramlık örneğinde 0.1491 g. klor bulunduğu görülmüştür. 0.595 gram örnek kullanılmış olsaydı. Bileşik içindeki klor ve sodyum miktarının ne kadar olacağını hesaplayınız.
Çözüm :

5. Kükürdün florla birbirinden farklı iki bileşiği için aşağıdaki sonuçlar bulunmuştur. Bu verilere göre bu iki bileşiğin katlı oranlar kanununa uyup uymadığını tartışınız.
I. BİLEŞİK II. BİLEŞİK
Kükürt Kütlesi 0.447 g 0.438 g
Flor Kütlesi 1.06 g 1.56 g.


Çözüm : Bu bileşiklerin katlı oranlar kanununa uyup uymadığını tespit etmek için II. Bileşiği 0.447 gram kükürt içeren örneğinin kaç gram flor içeriği;

0.447 g kükürt içeren I. Ve II. Bileşik içindeki flor kütleleri oranı;

Bu iki bileşiği daha sonra SF4 ve SF6 formülleri ile göstereceğiz.

6. 6. Silisyum klorür bileşiklerinde sırasıyla % 83.36, % 78.98 ve % 76.97 O bulunmaktadır. Bu bileşiklerin katlı oranlar yasasına uyduğunu gösteriniz.
Çözüm : 100 gramlık Silisyumun 3 farklı klorürlü bileşiği için aşağıdaki tobloyu düzenleyebiliriz.
I. Bileşik II. Bileşik III. Bileşik
Silisyum Klorür 16.64 g. 21.02 g. 23.03 g.
Oksijen Kütlesi 83.36 g. 78.98 g. 76.97 g.

II. ve III. Örneklerin 16.64 g. Silisyum bulunduran örneklerdeki oksijen kütlesi;

BİLEŞİKLER
VE
FORMÜLERİNİN YAZILIŞI –OKUNUŞU
BİLEŞİKLER


Birden fazla atomun belirli oranlarda kimyasal reaksiyon sonucu bir araya gelmesiyle oluşan yeni, saf maddeye bileşik denir.
Bileşiklerin en küçük yapı taşları moleküldür.







Bileşiklerin özellikleri
Saf ve homojen maddelerdir.
Kimyasal yollarla bileşenlerine ayrıştırılabilir.
Erime ve kaynama noktaları, öz kütleleri sabittir
Bileşiği oluşturan elementler sabit kütle oranlarında birleşir.
Bileşikler formüllerle gösterilir.
Bileşiğin kimyasal özellikleri kendisini oluşturan elementlerin kimyasal özelliklerinden farklıdır.
Öncelikle iyon,anyon ve katyon kavramlarını açıklamamız gerekiyor.Yüklü atom veya atom gruplarına iyon denir.(+) yüklü iyonlara katyon,(-) yüklü iyonlara da anyon denir.Katyonlar +1 , +2 , +3 ve +4 yüklü olabilir. Anyonlar da -1 , -2 ve -3 yüklü olabilir.Anyon ve katyonların listesini kitaplarınızdan bulabilirsiniz.Bunların bilinmesi gerekir.
Bileşik formülleri yazılırken,önce (+) yüklü iyon, sonrada (-) yüklü iyon yazılır.
Örnek: Al+3 ve O-2 iyonlarından oluşan bileşiğin formülü yazılırken üstteki sayılar çapraz bir şekilde diğerinin altına getirilir. Al+3 O-2 Al2O3 şeklinde yazılır.
Katyonun adı + Anyonun adı = Bileşiğin adı Al2O3 (Alüminyum oksit)
Bileşikler içlerindeki elementlerin türlerine göre; Metal-Metal bileşikleri ve Ametal -ametal bileşikleri olarak ikiye ayrılır. Adlandırmaları da birbirinden farklı olur. Örneğin yukarıdaki Al2O3 bileşiği metal-ametal bileşiklerine bir örnektir.
Bir bileşiğin moleküllerindeki atomlar ve bunların sayıları farklı şekilde gösterilebilir.Molekül şekil olarak modellerle gösterilebileceği gibi açık, yarı açık ve kapalı formüllerle de gösterilebilir.<şekil 1,2>Açık formüllere yarı formülde denir.Bunlara atomların birbiriyle yaptıkları bağlar da belirtilebilmektedir.Fakat reaksiyon kimyasında daha .çok kapalı formül kullanılır.AlCl3 yazılışında atomların ad ve sayıları belirtilmiştir.AlCl3molokülü bir alüminyum ve 3adet klor atomundan oluşur.Kaba formülle molekül formülü arasındaki farkın anlaşılmasında yarar vardır.Kaba formül sadece, bileşiği oluşturan elementlerin bileşikteki bağıl atom sayıları arasındaki oranı gösterir.Fakat gerçekte bileşiğin moleküllerinde kaçar atom bulunduğunu ifade etmez. Molekül formülü ise bileşiğin molekülündeki atomların gerçek sayısını gösterir.Gerçek formül veya kimyasal formül diye de adlandırılır.

madde molekül formülü kaba formülü
asetilenin C2H2 CH
glikoz C6H12O6 CH2O
Bir bileşiğin tam formülü bilinirse moleküllerinde hangi atomdan kaçar tane olduğu anlaşılacağı gibi bağ yapısı hakkında da fikir yürütülebilirNH3 kovalent bağlı NaCl iyonik bağlıdır.

Yoğunluk,sertlik,erime ve kaynama noktası gibi fiziksel özelilikler yalnız molekül formülünün bilinmesi ile anlaşılamaz.Molekül formülü ve yapısındaki elementlerin atom ağırlıkları bilinen bir bileşiğin molekül ağırlığı ve elementlerin ağırlıkça yüzdeleri hesaplanabilir.





Bileşik Formüllerinin Yazılması
Bileşik formüllerini yazabilmek için bazı elementlerin bileşik halinde bulunurken değerlikleri ve önemli kökleri bilmek lazım. BURADA tablo 2,3 var

Alüminyum ile oksijen yaptığı bileşiğin formülünü yazarken öncelikle alüminyumun bileşiklerinde +3 değerlikli, oksijen -2 değerlikli olduğunu hatırlamak gereklidir. AL+3 ve O-2 iyonlarından oluşan alınan ve verilen elektronun eşit kılınması için iki tane alüminyumun verdiği 6 elektronun,üç tane oksijen tarafından alınması gerekir. Dolayısıyla bileşiğin formülü AL2O3olacaktır.Zaten bir bileşikte yüklerin cebirsel toplamı sıfır olmalıdır.Veya değerlikler çaprazlanarak formül bulunabilir Ca ve Elementlerinin yaptığı bileşiğin formülü yazılırken çaprazlama yapılmaz.Çünkü CaS yazılışında yüklerin toplamı sıfırdır.

Bileşiklerin İsimlendirilmesi
İsimlendirmeyi iyonik bağlı ve kovalent bağlı için ayrı ele alacağız.a)İyonik bağlı bileşiklerin isimlendirilmesi:Yapısında katyon ve anyon bulunduran bileşikler iyonik yapılıdır.4durumda incelenir.1Mtal-Ametal=Metalin adı+Ametalin adı+ür. NaCl (sodyum klorür)2Metal-kök=Metal adı+kök adı NaOH(sodyum hidroksit)3Kök -Ametal=Kök adı+Ametalin adı +ür(NH4 Amonyum iyodür.4Kök-kök=Katyon kök adı+Anyon kök adı(NH4NO2Amonyumnitrit)b)Kovalent bağlı bileşiklerin isimlendirilmesi:Ametal atomlarının kendi aralarında oluşturdukları bağ çeşidine kovalent bağ denir.Kovalent bağlı bileşiklerin isimlendirilmesinde atomların sayısı mono,di, tri, tetra, penta gibi Latince kelimelerle ifade edilir.İlk yazılan atom bir tane ise mono yazılmaz.Sonraki atomun sayısı her halukarda söylenir.
CO:Karbon mono oksit
NCl3:Azot tri klorür
NO:Azot mono oksit




BİLEŞİKTEKİ ELEMENTLERİN
DEGERLİGİNİN BULUNMASI

Bileşik formülü doğru verilipte, değerliği az bilinen elementlerden herhangi biri sorulduğunda bileşiğin yüklerinin sıfır olma şartından hareket edilerek çözüm yapılır. Mesela KMnO4 bileşiğindeki K +1 O -2 değerlikli olduğu bilindiğinden, yüklerin toplamının sıfır olması için Mn +7 değerlikli olmalıdır. Ayrıca bazı köklerin değerliğinin bilinmesi gerekir. Değerlik konusunda unutulmaması gereken önemli bir nokta; tek başına bulunan elementler nötür haldedir.Aynı şekilde bileşikte nötürdür, fakat bileşiği oluşturan elementler nötür değildir.

BİLEŞİKLERİN SINIFLANDIRILMASI

Asitler
Suda çözündüğünde ortama H+iyonu verebilen bileşiklerdir. Diğer bir tarifle OH+iyonuyla reaksiyona giren maddelerdir. HCl, HBr, HI gibi asitler kuvvetli asitlerdir.Kuvvetli asitler tam olarak iyonlaşarak çözünürler.Tam olarak iyonlaşamayan asitlere zayıf asitler denir.Genel özellikleri şunlardır;suda iyonlaşarak çözünürler,çözeltileri elektirigi iletir,turnusol kağıdını kırmızıya boyarlar,tatları ekşidir,soy metaller dışında bütün metallerle reaksiyona girerek tuz ve H oluştururlar,bazlarla nötürleşerek tuz ve su oluştururlar.

Bazlar
Suda çözündüğünde OH+iyonu verebilen bileşiklerdir. 1A gurubu metali hidroksitleri LiOH, NaOH...kuvvetli bazlardır. Diğer bütün metallerin hidroksitleri suda kötü çözündükleri için zayıf bazlardır. Bazların genel özellikleri; suda iyi çözünürler,çözeltileri elektirigi iyi iletir,turnusol kağıdını maviye boyarlar,tatları acıdır,çözeltileri ele kayganlık verir,sadece anfoter metallerle reaksiyon verirler,asitlerle tuz ve su oluştururlar.



Oksitler
O2 dışında oksijenin,iki cins atom bulunduran bütün bileşiklerine oksit denir.Oksitler kendi aralarında sınıflandırılabilir;1Asidik oksitler,oksijence zengin bileşiklerdir çogu ametal oksitidir.önemli özellikleri;asidik karektedir,bazlarla vebazik karakterli bileşiklerle reaksiyon verirler,su ile reaksiyonu sonucu asitleri oluştururlar.2Bazik oksitler;Metaller bazik karakterli oldukları gibi metal oksitleride bazik karakterlidir.ZnO,Al2O3 gibi anfoter oksitler hem bazik hemde asidik özellik gösterirler./Anfoter metal;Hembazlarla hemde asitlerle reaksiyon veren metaller./Diyer metaller bazik oksit sınıfındadır. MgO,CaO,MnO,NiO gibi.Önemli özellikleri;Bazik karakterlidir,asitlerle veasidik karakterli bileşiklerle reaksiyon verirler,su ile reaksiyona girerek bazları oluştururlar.3 Nötür oksitler;Ametallerin oksijence fakir bileşikleridir.Oksijen sayısı diyer ametalin sayısından azsa veya eşitse bileşik nötür oksittir. NO,CO,N2Ogibi.Önemli özellikleri;Asidik ve bazik özellik göstermezler.Asitlerle,bazlarla vesuile reaksiyona girmez.4Anfoter oksitler;Hem asidik hemde bazik özellik gösterirler.Aside karşı baz baza karşı asit gibi davranırlar.ZnO,Al2O3SnO gibi.Önemli özellikleri;Hem asitlerle hem bazlarla reaksiyona girerler.Su ile reaksiyona girmezler.5 Peroksitler;İki taneoksijen atomunun toplam -2 degerlikli oldugu durumlarda bileşik peroksit adını alır.Mesela Na2O2(sodyum peroksit) bileşiginde her sodyum +1,iki tanesi +2 oldugu için ,iki tane oksijen -2 degerliklidir.Bu iki oksijenden biri -2 degerlikli,digeri nört oksijen atomudur.6Bileşik oksit;Yapısında aynı elementin degişik oksitleri bir arada bulunduran bileşiklerdir.Bileşik oksitler için Fe3O4 ve Pb3O4 örneklerini verebiliriz.

Tuzlar
Asit ve bazların nötürleşme ürünüdür.İyonik baglı bileşiklerdir.Hemen hemen hepsi katı fazdadır.Çeşitli geometrik şekillere sahip kristal yapılı bileşiklerdir.Katyonu H+ olan bileşiklere asit,anyonu OH- olan bileşiklere baz dendigini söylemiştik.Anyon O- ise bileşik,oksit sınıfından denilmişti.Bu üç durum dışında bütün katyon-anyon bileşikleri tuz sınıfındadır.Tuzlarda kendi aralarında sınıflandırılırlar. 1ASidik tuz;Asidik karekterlidirler.Kuvvetli asit ile,zayıf bir bazın reaksiyonundan oluşurlar.CaCl2,NH4Cl bileşiklerini bu sınıfa örnek verebiliriz. 2Bazik tuzlar;Bazik karakterlidirler.Kuvvetli bir bazla zayıf bir asidin reaksiyonundan oluşurlar.NaCN,K2 bileşikleri örnek olarak verilebilir.3Nört tuz;Asidik veya bzik özellik göstermeyen tuzlardır.Kuvvetli asitle kuvvetli bir bazın nötürleşmesi sonucu oluşurlar.NaCl,LiBr bileşikleri bu sınıftadır.4Çİft tuz;Aynı asit köküne sahip iki tuzun meydana getirdikleri ortak iyon kıristalleridir.MgCL2,KClgibi.Bazen yapılarında su molokülleride bulundururlar.Çözündüklerinde bütün iyonlarına ayrışırlar.5Kompleks tuz;Asit kökleri aynı iki tuzun yaptıgı bileşiklerdir.Anyon katyonlardan biriyle kompleksmiş durumdadır.Çözündüklerinde kopleks yapı kendini korur.Fe3(Fe(CN)<SUB6< sub>)2 gibi.
 
arkadaşlar değerliği değişen elementler neler ya? bilen var mı...
 
bilesiklerin adlandirilmasi ve okunmasi

bilesiklerin adlandirilmasi ve okunmasi ile ilgili donem odevi hazirlamam gerekiyor lutfen acilen biri bana yardimci olsun!!

cok acil bilesiklerin adlandirilmasi ve okunmasi ile ilgili bilgiye ihtiyacim var yardim ediiin
 
neden kimyayı sevemediğimi şimdi daha i,yi anlıyorum :)
 
bileşik formüllerinin yazılması ve okunması:D

:cool::çaliş:aşkBirden fazla atomun belirli oranlarda kimyasal reaksiyon sonucu bir araya gelmesiyle oluşan yeni, saf maddeye bileşik denir.
Bileşiklerin en küçük yapı taşları moleküldür.

Bileşiklerin özellikleri=
Saf ve homojen maddelerdir.
Kimyasal yollarla bileşenlerine ayrıştırılabilir.
Erime ve kaynama noktaları, öz kütleleri sabittir
Bileşiği oluşturan elementler sabit kütle oranlarında birleşir.
Bileşikler formüllerle gösterilir.
Bileşiğin kimyasal özellikleri kendisini oluşturan elementlerin kimyasal özelliklerinden farklıdır.
Öncelikle iyon,anyon ve katyon kavramlarını açıklamamız gerekiyor.Yüklü atom veya atom gruplarına iyon denir.(+) yüklü iyonlara katyon,(-) yüklü iyonlara da anyon denir.Katyonlar +1 , +2 , +3 ve +4 yüklü olabilir. Anyonlar da -1 , -2 ve -3 yüklü olabilir.Anyon ve katyonların listesini kitaplarınızdan bulabilirsiniz.Bunların bilinmesi gerekir.
Bileşik formülleri yazılırken,önce (+) yüklü iyon, sonrada (-) yüklü iyon yazılır.
Örnek: Al+3 ve O-2 iyonlarından oluşan bileşiğin formülü yazılırken üstteki sayılar çapraz bir şekilde diğerinin altına getirilir. Al+3 O-2 Al2O3 şeklinde yazılır.
Katyonun adı + Anyonun adı = Bileşiğin adı Al2O3 (Alüminyum oksit)
Bileşikler içlerindeki elementlerin türlerine göre; Metal-Metal bileşikleri ve Ametal -ametal bileşikleri olarak ikiye ayrılır. Adlandırmaları da birbirinden farklı olur. Örneğin yukarıdaki Al2O3 bileşiği metal-ametal bileşiklerine bir örnektir.
Bir bileşiğin moleküllerindeki atomlar ve bunların sayıları farklı şekilde gösterilebilir.Molekül şekil olarak modellerle gösterilebileceği gibi açık, yarı açık ve kapalı formüllerle de gösterilebilir.<şekil 1,2>Açık formüllere yarı formülde denir.Bunlara atomların birbiriyle yaptıkları bağlar da belirtilebilmektedir.Fakat reaksiyon kimyasında daha .çok kapalı formül kullanılır.AlCl3 yazılışında atomların ad ve sayıları belirtilmiştir.AlCl3molokülü bir alüminyum ve 3adet klor atomundan oluşur.Kaba formülle molekül formülü arasındaki farkın anlaşılmasında yarar vardır.Kaba formül sadece, bileşiği oluşturan elementlerin bileşikteki bağıl atom sayıları arasındaki oranı gösterir.Fakat gerçekte bileşiğin moleküllerinde kaçar atom bulunduğunu ifade etmez. Molekül formülü ise bileşiğin molekülündeki atomların gerçek sayısını gösterir.Gerçek formül veya kimyasal formül diye de adlandırılır.

madde molekül formülü kaba formülü=
asetilenin C2H2 CH
glikoz C6H12O6 CH2O
Bir bileşiğin tam formülü bilinirse moleküllerinde hangi atomdan kaçar tane olduğu anlaşılacağı gibi bağ yapısı hakkında da fikir yürütülebilirNH3 kovalent bağlı NaCl iyonik bağlıdır.

Yoğunluk,sertlik,erime ve kaynama noktası gibi fiziksel özelilikler yalnız molekül formülünün bilinmesi ile anlaşılamaz:001_tt1:
 
Geri
Üst