Leke
Altın Üye
- Katılım
- 25 Haz 2005
- Mesajlar
- 9,652
- Reaction score
- 0
- Puanları
- 0
- Yaş
- 40
Çok uzak bir kenttesin
Bebeğim;
Ve biliyorum yağmur yağıyor,
Sen üşüyorsun ve ben düşüyorum tane tane.
Düşüyorum yüreğine kurşun gibi.
Özlediğini biliyorum,
Sevdiğine hep inandım.
Durmamam lazım, ama alıştım karanlığa
Kuytuya, çıkarsam ölürüm.
Ölürsem sevemezsin.
Uzaktasın, özlediğim kadınsın
Ve sarıldığım, öptüğüm.
Önüne diz çöktüğüm,
Gecelerimi köle ettiğim.
Sevdiğim...
Kirpiklerini öperdim usul,
Gözlerin ürkek, ben bakardım,
ölürdü kent.
Ben senin çileli dudaklarında ağlarken,
Gözyaşlarının ıslattığı dudaklarında
Sadece sana teslim olmuşluğumla gururlanırken,
Ve bitmesin derken, içimden,
yaşanabilecek hayatı öptüm.
Yüzünün çocuksuluğunu sevdim.
Dizlerine koydum başımı, orada büyüdüm.
Şimdi çok uzağım sana,
Çok uzaktasın ama
Yağmur yağıyor biliyorum
Seni sevdiğimi söylediğim
O umut dolu parka...
Yağmur yağıyor ve sen ağlıyorsun
Ben düşüyorum, ağlıyorum.
Seni asla düşürmüyorum...
Karanlıktayım, soğuk bir rüzgar esiyor odamın içinde,
Sarılacak tek battaniyem yok,
Aşk’a sarılıyorum.
Aşk’ı kullanıyorum sanma,
Yada bilmiyorum.
Sadece seni düşünürken, üşümediğimi biliyorum.
Bitmiyorum...
Ne kadar uzaktayım,
Bu karanlıktan çıkar mıyım,
Sana gelir miyim, beni ister misin,
Yada gelir misin bilmiyorum,
Aydınlık bir şeyler arıyorum,
Penceresini açıyorum odamın,
Dilenebilirim.
Bu kadar dayandıktan sonra,
Sonuna gelmişken ucube ömrümün,
Katlanmışken,
Pes edip,
Mutluluk dilenebilirim...
Ayın parlaklığına aldanabilirim,
Yağmalanmış hayatımı,
Gülüşünün eşsizliğini düşünürken,
Dayanamayıp, sana ulaşmayı dilenebilirim...
Yaşadığın kente
Yağmur olup yağabilirim.
Sana dokunabilirim.
Saçlarını ıslatabilirim.
Üşüyorsun.
Söyledim; dokunabilirim...
Yine de bu gece,
O sefil kentte yağan yağmuru,
Sevdiğini söyleyebilirim.
Gereksiz yerlere de düştüm belki,
Bir çöplüğe, bitli bir köpeğin üzerine,kanalizasyon çukurlarına,
Seni ararken, her yere düşmüş olabilirim.
Ama sana dokundum biliyorum,
Azalmışım, bitmişim,
Ölmüşüm, umrumda değil...
Artık gökyüzüne teşekkür edip,
üşümeye yada üşenmeye devam edebilirim
yağdım ve
asla bir düş değilim...
Seni Seviyorum...
Umut TAYDAŞ
Ben Bir Eylül Sen Haziran
Bir eylüldü başlayan içimde
Ağaçlar dökmüştü yapraklarını
Çimenler sararmıştı
Rengi solmuştu tüm çiçeklerin
Gökyüzünü kara bulutlar sarmıştı
Katar katar gidiyordu kuşlar uzaklara
Deli deli esiyordu rüzgar
Dağılmıştı yazdan kalan ne varsa
Yaşanmamış bir mevsim gibiydi bahar
Neydi o bir zamanlar
Sevmişliğim, sevilmişliğim
O heyheyler, o delişmenlikler neydi
Ne bu kadere boyun eğmişliğim
Ne bu acıdan korlaşan yürek
Ne bu kurumuş nehir; gözyaşım
Önümdeki dizboyu karanlıklar da ne
Ne bu ardımdaki kül yığını; elli yaşım
Beni kötü yakaladın haziran
Gamlı, yıkık eylül sonuma
Bir ilkyaz tazeliği getirdin
Masmavi göğünle
Cana can katan güneşinle
Pırıl pırıl engin denizinle girdin içime
Çiçekler açtı dokunduğun
Çimler büyüdü yürüdüğün
Ve güller katmer katmer oldu güldüğün yerde
Başımda senin kuşların kanat çırpıyor şimdi
Oldurduğun yemişlerin ağırlığından
Dallarım yere değiyor
Güneşi batmadan saçlarının
Bir dolunay doğuyor bakışlarından
Gün boyu senden bir meltem esiyor yanan alnıma
Uykusuz gecelerim seninle apaydınlık
Başım dönüyor, off başım dönüyor yaşamaktan
Ölebilirim artık
Ölme diyorsan; gitme kal öyleyse
Sarıl sımsıkı, tenim ol, beni bırakma
Baksana; parmak uçlarım ateş
Lavlar fışkırıyor gözbebeklerimden
Hadi gel, tut ellerimi, benimle yan
Benimle meydan oku her çaresizliğe
Benimle uyu, benimle uyan
Birlikte varalım onüçüncü aylara
Ben bir eylül, sen haziran.
Ümit Yaşar Oğuzcan
Aşk Kitabı
Ne olur söyleyin sevenler bana
Ayrılmak kanun mu aşk kitabında
Elele tutuşup gülmeden daha
Terketmek kanun mu aşk kitabında
Ümitlerim kırıldı bitti
Hayallerim yıkıldı gitti
Bu dert beni benden etti
Sevdim sevdim bak ne hale geldim
Her seven sonunda düşüyor derde
Bu aşk kitabının yazanı nerde
Bir aşık inandı çok sevdi diye
Terketmek kanun mu aşk kitabında
Ahmet Selçuk ilkan
Bebeğim;
Ve biliyorum yağmur yağıyor,
Sen üşüyorsun ve ben düşüyorum tane tane.
Düşüyorum yüreğine kurşun gibi.
Özlediğini biliyorum,
Sevdiğine hep inandım.
Durmamam lazım, ama alıştım karanlığa
Kuytuya, çıkarsam ölürüm.
Ölürsem sevemezsin.
Uzaktasın, özlediğim kadınsın
Ve sarıldığım, öptüğüm.
Önüne diz çöktüğüm,
Gecelerimi köle ettiğim.
Sevdiğim...
Kirpiklerini öperdim usul,
Gözlerin ürkek, ben bakardım,
ölürdü kent.
Ben senin çileli dudaklarında ağlarken,
Gözyaşlarının ıslattığı dudaklarında
Sadece sana teslim olmuşluğumla gururlanırken,
Ve bitmesin derken, içimden,
yaşanabilecek hayatı öptüm.
Yüzünün çocuksuluğunu sevdim.
Dizlerine koydum başımı, orada büyüdüm.
Şimdi çok uzağım sana,
Çok uzaktasın ama
Yağmur yağıyor biliyorum
Seni sevdiğimi söylediğim
O umut dolu parka...
Yağmur yağıyor ve sen ağlıyorsun
Ben düşüyorum, ağlıyorum.
Seni asla düşürmüyorum...
Karanlıktayım, soğuk bir rüzgar esiyor odamın içinde,
Sarılacak tek battaniyem yok,
Aşk’a sarılıyorum.
Aşk’ı kullanıyorum sanma,
Yada bilmiyorum.
Sadece seni düşünürken, üşümediğimi biliyorum.
Bitmiyorum...
Ne kadar uzaktayım,
Bu karanlıktan çıkar mıyım,
Sana gelir miyim, beni ister misin,
Yada gelir misin bilmiyorum,
Aydınlık bir şeyler arıyorum,
Penceresini açıyorum odamın,
Dilenebilirim.
Bu kadar dayandıktan sonra,
Sonuna gelmişken ucube ömrümün,
Katlanmışken,
Pes edip,
Mutluluk dilenebilirim...
Ayın parlaklığına aldanabilirim,
Yağmalanmış hayatımı,
Gülüşünün eşsizliğini düşünürken,
Dayanamayıp, sana ulaşmayı dilenebilirim...
Yaşadığın kente
Yağmur olup yağabilirim.
Sana dokunabilirim.
Saçlarını ıslatabilirim.
Üşüyorsun.
Söyledim; dokunabilirim...
Yine de bu gece,
O sefil kentte yağan yağmuru,
Sevdiğini söyleyebilirim.
Gereksiz yerlere de düştüm belki,
Bir çöplüğe, bitli bir köpeğin üzerine,kanalizasyon çukurlarına,
Seni ararken, her yere düşmüş olabilirim.
Ama sana dokundum biliyorum,
Azalmışım, bitmişim,
Ölmüşüm, umrumda değil...
Artık gökyüzüne teşekkür edip,
üşümeye yada üşenmeye devam edebilirim
yağdım ve
asla bir düş değilim...
Seni Seviyorum...
Umut TAYDAŞ
Ben Bir Eylül Sen Haziran
Bir eylüldü başlayan içimde
Ağaçlar dökmüştü yapraklarını
Çimenler sararmıştı
Rengi solmuştu tüm çiçeklerin
Gökyüzünü kara bulutlar sarmıştı
Katar katar gidiyordu kuşlar uzaklara
Deli deli esiyordu rüzgar
Dağılmıştı yazdan kalan ne varsa
Yaşanmamış bir mevsim gibiydi bahar
Neydi o bir zamanlar
Sevmişliğim, sevilmişliğim
O heyheyler, o delişmenlikler neydi
Ne bu kadere boyun eğmişliğim
Ne bu acıdan korlaşan yürek
Ne bu kurumuş nehir; gözyaşım
Önümdeki dizboyu karanlıklar da ne
Ne bu ardımdaki kül yığını; elli yaşım
Beni kötü yakaladın haziran
Gamlı, yıkık eylül sonuma
Bir ilkyaz tazeliği getirdin
Masmavi göğünle
Cana can katan güneşinle
Pırıl pırıl engin denizinle girdin içime
Çiçekler açtı dokunduğun
Çimler büyüdü yürüdüğün
Ve güller katmer katmer oldu güldüğün yerde
Başımda senin kuşların kanat çırpıyor şimdi
Oldurduğun yemişlerin ağırlığından
Dallarım yere değiyor
Güneşi batmadan saçlarının
Bir dolunay doğuyor bakışlarından
Gün boyu senden bir meltem esiyor yanan alnıma
Uykusuz gecelerim seninle apaydınlık
Başım dönüyor, off başım dönüyor yaşamaktan
Ölebilirim artık
Ölme diyorsan; gitme kal öyleyse
Sarıl sımsıkı, tenim ol, beni bırakma
Baksana; parmak uçlarım ateş
Lavlar fışkırıyor gözbebeklerimden
Hadi gel, tut ellerimi, benimle yan
Benimle meydan oku her çaresizliğe
Benimle uyu, benimle uyan
Birlikte varalım onüçüncü aylara
Ben bir eylül, sen haziran.
Ümit Yaşar Oğuzcan
Aşk Kitabı
Ne olur söyleyin sevenler bana
Ayrılmak kanun mu aşk kitabında
Elele tutuşup gülmeden daha
Terketmek kanun mu aşk kitabında
Ümitlerim kırıldı bitti
Hayallerim yıkıldı gitti
Bu dert beni benden etti
Sevdim sevdim bak ne hale geldim
Her seven sonunda düşüyor derde
Bu aşk kitabının yazanı nerde
Bir aşık inandı çok sevdi diye
Terketmek kanun mu aşk kitabında
Ahmet Selçuk ilkan