Hakaco
New member
- Katılım
- 3 Eki 2005
- Mesajlar
- 388
- Reaction score
- 0
- Puanları
- 0
- Yaş
- 43
Bazen aşk gider. günler geçerardından. Ve aylar. Bazen de yıllar... Bebekler büyür. İnsanlar yaşlanır.İnsanlar ölür. eşyalar eskir. kurur agaçlar.Sokakların adı degişir.Anılar bellegin acımazsızlıgına teslim olur.Sevilen unutur.Seven yanar..
Bazen aşk gider. Ve hayatta gider onun peşinden Sen terk edildigin yerde öylece kalakalırsın.Bir sabah uyanırsın ki, gözünü açtıgın ömür senin ömrün degildir.Aynada tek parça görünen bedenin,aslında lime limedir.Nefes diye içine çektigin,parçalanmış aşkının cam kırıklarıdır. Her sabah ölmeyip,neden uyandıgına lanet edersin.
Bazen aşk gider Önünde bir kadeh rakı,küllükte bir ölüm dolusu izmarit öylece baka kalırsın arkasından. Kulagın hiç çalmayacak olan telefondadır. Zaman dursun,saatler geçmesin istersin....
''Tanrım n'olur gerçek olmasın,n'olur güneş dogmadan geri dönsün teninde başka tenin kokusunu getirse bile dönsün yeter ki, hiçbirşey sormam ona,bu geceyi hiç yaşanmamış sayarım,unuturum,yeter ki aşık olmasın....''
İçinde durmaksızın çıglık atar dualar. Ama bazen aşk gider ve o çaresizce yalvardıgın tanrı bile gider peşinden..
Sonra sabah olur.Güneş dogar. Aşkın gelmez bir türlü. Bir gecede degişir ömrün.O bir türlü inanmak istemedigin kader seninle alay eder gibidir. Ömrünü adadıgın yıllarını önüne serdigin aşkın bir gecede bir başka hayata karışmıştır bile. Bir gecede bir başkasının aşkı olmuştur. İnanamazsın...
Bazen aşk gider.Ve sen yılladır içinde yaşadıgın yürekten valizler dolusu anılarla kendi yanlızlıgına taşınırsın.Elin varmaya varmaya boşaltırsın dolapları..Çekmecelerden çıkan her giysi parçası onunla geçirdigin anların tarihiyle agırlaştıkça agırlasır. Onun kollarında geceler boyu cennet uykularına karıştıgın yatak sen giderken utancından bakamaz yüzüne.Dogmamış bebegin yerine koyup büyüttügün cam önünde ki menekşe, yapraklarına kondurdugun veda öpücügündeki hasrete büker boynunu.. Valizlerin kapı önünde yıgıp,yüzün sırılsıklam ,son bir sigara için koltuga yıgılırsın. Gidiyorsundur işte. Aşkını kendi ellerinle bir aşka teslim edip... Ömrünü onun ömrüne, hayallerini onun hayallerine,sevdanını onun sevdasına ekleyip...
Bazen aşk gider.Ve adresi degişir evinin. Sesinin tonu degişir. Yüzünün rengi..Yatagının sıcaklıgı. Yedigin yemegin tadı. Uykularun degişir. Ve rüyaların..
Her akşam açıp girdigin kapıdan artık başka bir sevda giriyordur artık. Hergün oturdugun koltukta o bakmaya doyamadıgın gözlerin ışıgında başka bir sevda oturuyordur şimdi..Yıllardır evinde agırladıgın masalarına konuk oldugun,hayatlarını paylaştıgın dostalrın kahkahaları arasına bir başka ses karışıyordur artık.. Senin gölgene alışık duvarlar bile çoktan kabullenmişlerdir yoklugunu. Her gece uyudugun yastıga bir başka sevda kokusunu bırakıyordur. O öpmeye kıyamadıgın dudaklarda başka sevdanın adı.. Aşkını o tek cennetin bildigin uykularında bile başka sevdanın rüyaları..Bazen aşk gider. Ve anılar gider peşinden.
Siz hiç yüreginize sıgdıramadıgınız aşkınızı bir başka aşk için aglarken gördünüz mü? Ben gördüm,Kör oldu gözlerim onunla sevdasına aglamaktan.Bir alev topu gibi onun için çıglık çıglık yanarken,siz hiç aşkınızın önünde diz çöktüp 'Bu kadar seviyorsan sakın bırakma onu,sana kıyamam n'olur git' diye yalvardınız mı? Onun bir başkasının kollarında düşünürken siz hiç geceler boyu aklınızı kaçırmamak için kendi kendinize bagırdınız mı:'Unut onu,unut onu,unut onu,unut yada öl....
İçinizdeki o durmak bilemeyen yangının acısını bastırsın diye kanatıncaya kadar bileklerinizi ısırdınız mı? Gözyaşları içinde yastıgınıza gömülüp,her tanrıya sıgınmak istediginizde,artık başka bir yürege sevdalı olan aşkınızı ondan geri istemekten utanıp,dua etmekten vazgeçtiginiz oldu mu hiç?
Siz hiç yana yana sevdiginiz bir sevgilinin yoluna gençliginiz serip yoluna kalbinizi serip ömrünüzü serip güle güle başka bir aşka ugurladınız mı?
Bazen aşk gider. Ama ölüm gelmez bir türlü.Ne yapsanız da öfke duyamazsınız,giderken bir kibrit aleviyle ateşe verdigi ömrünün alevleri içinde eriyip giden yüzünüze,silinip giden kokunuza,kül olan yüreginize dönüp bir kez bakamayan o sevdanıza..Anlarsınız,asktır bu,öfkeyi bir türlü yurduna kabul etmeyen .. Vefasız bir unutuşa kurban olsa da solup,yitmeyen.. Hayattan sogutup,size ölümü özleten... Ölü bir bedende canlı kalmakta direnen.. Anlarsınız aşktır bu..
Ama bazen aşk gider. Aslında bilirsiniz nereye gittigini.Onu çagıran o eksik yaralı ve hep kanayan çoçuklugudur.Onu çagıran,hani o gözlerinde görüpte belkide en çok bu yüzden vuruldugunuz,ertelenmiş çoçuklugunun o mavi bahçesidir. Dönüp dönüp yeniden baktıgı o gizemli bahçede onu eksik severek yaralanmış annesinin seseini duyar gibi olmuştur belkide. Yanıldıgını anladıgı da ürkekçe o bahçenin köşesine sıgınıp gözyaşlarına bogulmuştur.
Belkide bu yüzden onu affedersiniz. Belkide bu yüzden bir başka sevda için karşınızda gözyaşlarına boguldugunda beraber aglayıp 'Git ve aramaya deavam et,unut beni ' dersiniz..Çünkü bilirsiniz ki aşk çoçuklugun arka bahçesinde dalıp gittiginiz ve sonra evin yolunu bir türlü bulamdıgınız ,kurallarını kimsenin bilmedigi garip bir oyundur aslında. Bir gün ansızın o oyunda yanıvermiş,hak etmediginiz halde bahçeden kovulmuşsunuzdur. Anlayamazsınz neden kovuldugunuzu,nerede hata yaptıgınızı,neden unutuldugunuzu...
Yıllardır oynadıgınız o büyülü oyuna dalıp,hayatı dışınızda bıraktıgınız için, bir gün aşk gider ve siz evinizin yolunu bir türlü bulamazsınız..
Sonra zaman geçer.O karanlık bahçe aydınlanır.Ve anlarsınız ki sevda denen o büyülü oyunda herkesin kuralları birbirinden farklıdır. Siz aynı oyunu oynadıgınızı sanarsınız belki ama onun sevdası sizinkinden farklıdır. Kendi bahçenizle onun bahçesi, kendi oyunuzla onun oyunu, kendi kurallarınızla onun kuralları ,kendi aşkınızla onun aşkını sınayamazsınız. Belkide bunu anladıgınız için kendi bahçenizle onun bahçesini, kendi çoçuklugunuzla onun çoçuklugunu,kendi sevdanızla onun sevdasını sevebildiginiz için,bir gün aşk gider ve siz onun gerçek aşk oldugunu anlayıp,unutamazsınız.
Belkide bu yüzden bir kibrit ateşiyle yakıp gittigi ömrünün alevleri arasında sizi unutan aşkınız, çoçuklugun o karanlık arka bahçesinde annesinin yarım bıraktıgı sevgiyi aramaya gittigininde ona öfke duyamazsınız..
Ve belki bu yüzden aslında yanıldıgını anlayıp o bahçenin bir köşesinde ürkekçe size yeniden çoçuk ellerini uzattıgında ,ona yüreginizin kapılarını hasretle sonuna kadar açarsınız..
Bazen aşk gider. Günler geçer ardından. Ve aylar. Bazen de yıllar.. Bebekler büyür. İnsanalr yaşlanır. İnsanlar ölür. Eşyalar eskir. Evler yıkılr. Kurur agaçlar.Sokakların adı degişir. Anılar bellegin acımasızlagına teslim olur. Sevilen unutur. Seven yanar.
BAZEN AŞK GİDER... YADA SİZ GİTTİGİNİ SANIRSANIZ.......
Bazen aşk gider. Ve hayatta gider onun peşinden Sen terk edildigin yerde öylece kalakalırsın.Bir sabah uyanırsın ki, gözünü açtıgın ömür senin ömrün degildir.Aynada tek parça görünen bedenin,aslında lime limedir.Nefes diye içine çektigin,parçalanmış aşkının cam kırıklarıdır. Her sabah ölmeyip,neden uyandıgına lanet edersin.
Bazen aşk gider Önünde bir kadeh rakı,küllükte bir ölüm dolusu izmarit öylece baka kalırsın arkasından. Kulagın hiç çalmayacak olan telefondadır. Zaman dursun,saatler geçmesin istersin....
''Tanrım n'olur gerçek olmasın,n'olur güneş dogmadan geri dönsün teninde başka tenin kokusunu getirse bile dönsün yeter ki, hiçbirşey sormam ona,bu geceyi hiç yaşanmamış sayarım,unuturum,yeter ki aşık olmasın....''
İçinde durmaksızın çıglık atar dualar. Ama bazen aşk gider ve o çaresizce yalvardıgın tanrı bile gider peşinden..
Sonra sabah olur.Güneş dogar. Aşkın gelmez bir türlü. Bir gecede degişir ömrün.O bir türlü inanmak istemedigin kader seninle alay eder gibidir. Ömrünü adadıgın yıllarını önüne serdigin aşkın bir gecede bir başka hayata karışmıştır bile. Bir gecede bir başkasının aşkı olmuştur. İnanamazsın...
Bazen aşk gider.Ve sen yılladır içinde yaşadıgın yürekten valizler dolusu anılarla kendi yanlızlıgına taşınırsın.Elin varmaya varmaya boşaltırsın dolapları..Çekmecelerden çıkan her giysi parçası onunla geçirdigin anların tarihiyle agırlaştıkça agırlasır. Onun kollarında geceler boyu cennet uykularına karıştıgın yatak sen giderken utancından bakamaz yüzüne.Dogmamış bebegin yerine koyup büyüttügün cam önünde ki menekşe, yapraklarına kondurdugun veda öpücügündeki hasrete büker boynunu.. Valizlerin kapı önünde yıgıp,yüzün sırılsıklam ,son bir sigara için koltuga yıgılırsın. Gidiyorsundur işte. Aşkını kendi ellerinle bir aşka teslim edip... Ömrünü onun ömrüne, hayallerini onun hayallerine,sevdanını onun sevdasına ekleyip...
Bazen aşk gider.Ve adresi degişir evinin. Sesinin tonu degişir. Yüzünün rengi..Yatagının sıcaklıgı. Yedigin yemegin tadı. Uykularun degişir. Ve rüyaların..
Her akşam açıp girdigin kapıdan artık başka bir sevda giriyordur artık. Hergün oturdugun koltukta o bakmaya doyamadıgın gözlerin ışıgında başka bir sevda oturuyordur şimdi..Yıllardır evinde agırladıgın masalarına konuk oldugun,hayatlarını paylaştıgın dostalrın kahkahaları arasına bir başka ses karışıyordur artık.. Senin gölgene alışık duvarlar bile çoktan kabullenmişlerdir yoklugunu. Her gece uyudugun yastıga bir başka sevda kokusunu bırakıyordur. O öpmeye kıyamadıgın dudaklarda başka sevdanın adı.. Aşkını o tek cennetin bildigin uykularında bile başka sevdanın rüyaları..Bazen aşk gider. Ve anılar gider peşinden.
Siz hiç yüreginize sıgdıramadıgınız aşkınızı bir başka aşk için aglarken gördünüz mü? Ben gördüm,Kör oldu gözlerim onunla sevdasına aglamaktan.Bir alev topu gibi onun için çıglık çıglık yanarken,siz hiç aşkınızın önünde diz çöktüp 'Bu kadar seviyorsan sakın bırakma onu,sana kıyamam n'olur git' diye yalvardınız mı? Onun bir başkasının kollarında düşünürken siz hiç geceler boyu aklınızı kaçırmamak için kendi kendinize bagırdınız mı:'Unut onu,unut onu,unut onu,unut yada öl....
İçinizdeki o durmak bilemeyen yangının acısını bastırsın diye kanatıncaya kadar bileklerinizi ısırdınız mı? Gözyaşları içinde yastıgınıza gömülüp,her tanrıya sıgınmak istediginizde,artık başka bir yürege sevdalı olan aşkınızı ondan geri istemekten utanıp,dua etmekten vazgeçtiginiz oldu mu hiç?
Siz hiç yana yana sevdiginiz bir sevgilinin yoluna gençliginiz serip yoluna kalbinizi serip ömrünüzü serip güle güle başka bir aşka ugurladınız mı?
Bazen aşk gider. Ama ölüm gelmez bir türlü.Ne yapsanız da öfke duyamazsınız,giderken bir kibrit aleviyle ateşe verdigi ömrünün alevleri içinde eriyip giden yüzünüze,silinip giden kokunuza,kül olan yüreginize dönüp bir kez bakamayan o sevdanıza..Anlarsınız,asktır bu,öfkeyi bir türlü yurduna kabul etmeyen .. Vefasız bir unutuşa kurban olsa da solup,yitmeyen.. Hayattan sogutup,size ölümü özleten... Ölü bir bedende canlı kalmakta direnen.. Anlarsınız aşktır bu..
Ama bazen aşk gider. Aslında bilirsiniz nereye gittigini.Onu çagıran o eksik yaralı ve hep kanayan çoçuklugudur.Onu çagıran,hani o gözlerinde görüpte belkide en çok bu yüzden vuruldugunuz,ertelenmiş çoçuklugunun o mavi bahçesidir. Dönüp dönüp yeniden baktıgı o gizemli bahçede onu eksik severek yaralanmış annesinin seseini duyar gibi olmuştur belkide. Yanıldıgını anladıgı da ürkekçe o bahçenin köşesine sıgınıp gözyaşlarına bogulmuştur.
Belkide bu yüzden onu affedersiniz. Belkide bu yüzden bir başka sevda için karşınızda gözyaşlarına boguldugunda beraber aglayıp 'Git ve aramaya deavam et,unut beni ' dersiniz..Çünkü bilirsiniz ki aşk çoçuklugun arka bahçesinde dalıp gittiginiz ve sonra evin yolunu bir türlü bulamdıgınız ,kurallarını kimsenin bilmedigi garip bir oyundur aslında. Bir gün ansızın o oyunda yanıvermiş,hak etmediginiz halde bahçeden kovulmuşsunuzdur. Anlayamazsınz neden kovuldugunuzu,nerede hata yaptıgınızı,neden unutuldugunuzu...
Yıllardır oynadıgınız o büyülü oyuna dalıp,hayatı dışınızda bıraktıgınız için, bir gün aşk gider ve siz evinizin yolunu bir türlü bulamazsınız..
Sonra zaman geçer.O karanlık bahçe aydınlanır.Ve anlarsınız ki sevda denen o büyülü oyunda herkesin kuralları birbirinden farklıdır. Siz aynı oyunu oynadıgınızı sanarsınız belki ama onun sevdası sizinkinden farklıdır. Kendi bahçenizle onun bahçesi, kendi oyunuzla onun oyunu, kendi kurallarınızla onun kuralları ,kendi aşkınızla onun aşkını sınayamazsınız. Belkide bunu anladıgınız için kendi bahçenizle onun bahçesini, kendi çoçuklugunuzla onun çoçuklugunu,kendi sevdanızla onun sevdasını sevebildiginiz için,bir gün aşk gider ve siz onun gerçek aşk oldugunu anlayıp,unutamazsınız.
Belkide bu yüzden bir kibrit ateşiyle yakıp gittigi ömrünün alevleri arasında sizi unutan aşkınız, çoçuklugun o karanlık arka bahçesinde annesinin yarım bıraktıgı sevgiyi aramaya gittigininde ona öfke duyamazsınız..
Ve belki bu yüzden aslında yanıldıgını anlayıp o bahçenin bir köşesinde ürkekçe size yeniden çoçuk ellerini uzattıgında ,ona yüreginizin kapılarını hasretle sonuna kadar açarsınız..
Bazen aşk gider. Günler geçer ardından. Ve aylar. Bazen de yıllar.. Bebekler büyür. İnsanalr yaşlanır. İnsanlar ölür. Eşyalar eskir. Evler yıkılr. Kurur agaçlar.Sokakların adı degişir. Anılar bellegin acımasızlagına teslim olur. Sevilen unutur. Seven yanar.
BAZEN AŞK GİDER... YADA SİZ GİTTİGİNİ SANIRSANIZ.......