Banu Avar'a İsrail Sansürü

64general1

New member
Katılım
14 Haz 2007
Mesajlar
1,720
Reaction score
0
Puanları
0
Banu Avar'a İsrail Sansürü

Sınırlar Arasında Ekibi


12 Kasım pazartesi günü TRT 1’de yayına konulması gereken Sınırlar Arasında Programı SURİYE bölümü, TRT haber dairesince yayından kaldırıldı.

Programın yayından kaldırıldığı bilgisi, Haber Program Müdürü Meryem Uysal tarafından ekibe bildirildi. Uysal, programın, ‘Türkiye’yi ziyaret eden İsrail heyetini incitebileceği gerekçesiyle’ yayından kaldırılmasının uygun görüldüğünü bildirmişti. Daha sonra bu söylem değiştirilerek, Sınırlar Arasında ekibine gerekçesiz olarak programın yayınlanamayacağı ve bu konuda bir gerekçe bildirilemeyeceği söylendi.

Sınırlar Arasında programı geçtiğimiz yıllarda da sık sık benzer sansürlemelerle karşı karşıya kalmıştı.

2005 Mart’ında yayınlanan Suriye programının büyük bir bölümü ‘İsrail’i üzer!’
gerekçesiyle sansürlenmiş;

2006 Mart’ında Filistin’le ilgili program yine sansüre uğramış, yayınlanan kısmı da İsrail büyükelçiliği tarafından şikayete uğramış ve tekrar yayını engellenmişti.

2006 Aralık ayında İsveç’in Nobeli adlı program da ‘İsveç’i üzer!’ gerekçesiyle tekrar yayından kaldırılmıştı.

2007 Eylül’ de Hangi Avrupa adlı özel bölüm ‘Avrupalı dostlarımızı üzer!’ gerekçesiyle yayına konulmamıştır.

Banu Avar, TRT tarafından bundan önce 5 kez yayın sansürüne uğramış ve bugüne kadar yayınlanan 75 programın çoğu, 3-10 dakika arası kesilerek yayınlanmıştır.

Mayıs 2007’de habersizce yayından kaldırılan ve tekrar bölümleri de yasaklanan program, TRT yönetim kurulunun gayreti, baskı ve teşvikiyle tekrar yayına koydurulmuştur.

TRT bir kamu kurumudur ve kamunun maddi katkısıyla ayakta durmaktadır ve kamu için vardır.

Ama görünen o ki, kamuyu bilgilendiren ve TRT nin en büyük ilgiye mazhar olan programı Sınırlar Arasında ve yapımcısı Banu Avar çeşitli engellerle bezdirilmeye çalışılmakta ve istifaya zorlanmaktadır!

Kamuoyunun bilgisine!
 
Yine çok önemli bir konuya dikkat çekmişsiniz.Teşekkürler...
TRT, bütçesinin yüzde 70’i halk tarafından karşılanan ve kamu hizmeti yapan bir yayın kurumudur. Ancak maalesef artık kamu kurumu niteliğini kaybetti.Baskı, sansür ve kadrolaşma politikaları nedeniyle kamu hizmeti yayıncılığını yerine getiremiyor.
AKP hükümeti, tarikatlar ve cemaatler dışında hiçbir kesim, TRT televizyonlarında, radyolarında kendine yer bulamıyor.
Meslek odaları, sendikalar, işçiler, memurlar, emekliler, işsizler, engelliler, gençler, öğrenciler ve toplumun tüm muhalif kesimleri, TRT ekranlarında ve radyolarında sansüre uğruyor.
Halkın tüm kesimlerinin, TRT ekranlarından, TRT radyolarından sesini duyurma hakkı vardır. TRT, halkın tüm kesimlerini, hiçbir ayrım gözetmeksizin ekranlarına ve radyolarına taşımak zorundadır.
BU, TRT’NİN ANAYASAL VE YASAL GÖREVİDİR!
TRT’yi yönetenler, anayasa ve yasalar çerçevesinde görevlerini “kamu yararına” yapmakla yükümlüdür. Oysa TRT yönetimi artık TRT’nin yasalarına ve genel yayın ilkelerine göre değil, kişisel ve siyasal tercihlerine göre davranmaktadır.
Verdiğiniz örneğin dışında birkaç örnek vermek istiyorum;
Köy Enstitüleri ile ilgili bir programı tamamen keyfi biçimde engellemeye kalkışmakta;
Uğur Mumcu’nun sözlerini sansürlemekte;
Çok dinlenen bir radyo programının başarılı spikerini tamamen keyfi ve kişisel nedenlerle yayından çekmekte;
“Barış” konusunu işleyen bir yapımcıyı cezalandırmakta;
Haberlerde, bu ülkede herkes AKP’li imiş, hiç muhalefet yokmuş gibi davranmakta;
AKP hükümetine yaranabilmek uğruna “Asgari Ücretle Geçinmenin Yolları” gibi “tuhaf” haberlerle halkla alay etmekte;
TRT müzik konusunda önceleri bir okuldu ama şimdi sanatçıların sanatsal üretimlerini kısıtlamakta;
Gerek sanatçılar, gerekse yayın personeline açıkça ayrımcılık ve baskı uygulamakta…
 
son günlerde takip ediyormusunuz bilmiyorum ama trt haber bültenlerinde bile siyasi baskıyı görebilirsiniz..
yakında haber anlayışı bakımından show tv'yi geçecekler..
artık iyice halkı uyutmaya yönelik,magazinsel içeriği olan haberlerle dolup taşmaya başladı haber bülteni..
her kurum gibi maalesef o da siyasetin gölgesinden bir türlü kurtulamıyor..
 
TRT'nin sürüklendiği nokta ile ilgili çok vahim bir haber okumuştum.Yeri geldiği için o haberi paylaşmak istiyorum.

Sabah gazetesinden Özay Şendir'in haberi...



05 Kasım 2007 13:46
--------------------------------------------------------------------------------
Önümde benden başka sadece iki kişide daha bulunan bir istifa dilekçesi var.
Dilekçeyi "inşallah yanlış anlamışımdır" diye defalarca okudum.
Hayır, maalesef doğru anlamışım:

Türkiye Radyo ve Televizyon Kurumu'nda geçen şubat ayından beri çok ciddi bir PKK kavgası yaşanıyor.

Olayın özeti şu:

TRT'de farklı dil ve lehçelerde yayına başlanmasından sonra Haber Dairesi Başkanlığı, çeşitli isimler görevlendirir. Bunlardan adı bende saklı olan biri 12 Şubat tarihinde zehir zemberek bir dilekçe yazarak bu görevden affını ister.

Dilekçenin tamamını yayınlama şansım yok ama sanırım şu aşağıdaki bölüm bile neyin ne olduğunu anlatmak açısından önemli:

"...Ancak, bir süredir, PKK terör örgütünün çözülmesi, güvenlik güçlerine sığınan teröristlerin devletten gördükleri iyi muamele ve dağdakilere 'Teslim olun' çağrıları ile terör örgütü içindeki hesaplaşma haberleri, Yayın Denetleme Kurulu Başkanı Latif Okul tarafından, metinlerden çıkarılmaktadır..."

Düşünebiliyor musunuz, terör örgütünü çok zor durumda bırakacak haberler devlet kurumunun bir yetkilisi tarafından Kürtçe bültenlerden çıkarılıyor.

Bana ulaşan bilgilere göre bu durumdan haberdar olan dönemin Devlet Bakanı Beşir Atalay'ın da devreye girmesiyle Latif Okul görevden alınıyor.

Olayın bundan sonrasına dair iddialar ise daha vahim.

TRT Genel Müdür Vekili Ali Güney'in talebiyle Latif Okul'un görevden alınmasına gerekçe yazılmıyor. TRT Başhukuk Müşaviri Bahattin Duman, göreve iade için Ankara 10. İdare Mahkemesi'nde açılan dava ile ilgili dosyaya Okul'un PKK ile ilgili haberleri çıkarttığına dair belge ve gizli yazışmaları koymuyor.

Sonuçta Okul görevine iade ediliyor ve bu kez kendisi hakkında rapor tutanları "Beni PKK'lı gösterdiler" diye dava ediyor.

Dağda asker teröre karşı canını veriyor, sokakta milyonlar şehitlerin acısını yaşıyor, Ankara'da da birileri bunları yapıyor...

Sabah

Özay Şendir
 
en sevdiğim programlardan biriydi kaldırıldığından haberimde yoktu açıkçası senelerin gazetecisinede bu yapılmaz saddam hüseyinden tutun arap prensleriyle bile röportajlarını biliyorum programlarını indirip arşivlemek lazım bukadar olay olurken kimse sahiplenmiyoya işte tayyibe güç veren o
 
bizim paramızla mamaş alanlar bize sansür uyguluyolar banu avarın progamını izliyorum trt izledigim tek program ayrıca pkk hakında söylenenler gerçektir pkklı kürtler orayda sızmışlardır türk halkı bu kafayla giderse daha türk kelimesinide yasaklatırlar türksolu
 
SansüRe Hayır !
RTÜK denen kımıl zararlısı kuruluşun kaldırılmasına EvET !


TRT'de 2 Haftada 1 Kez eKrana Gelen ve Güzel Haber - Belgesel Tarzı Bir programdı .
Her yayınlanan bölümünü izleyemesemde genelde takip ettiğim bir programdı .

Son bölümünde İsrail'lilerin Lübnan'a verdikleri destekleri oradakileri nasıl Misyonerler yardımıyla Dinden soğutarak Hristiyanlaştırdıklarını , Abd'nin kurduğu Amerikan Üniversitesinde nasıl eğitim verdiğini felan anlatıyordu .
2. bölümü birdahaki programda denildi . Demekki İsrail'li ahbapları üzülmesin diye yayınlanmayacak .


Yazık akp kafasına ve akp zihniyetine yazık .
 
resmi kaldırdım..
verdiğiniz resmin üzerinde neler yazdığını ilk önce okuyun sonra bizimle paylaşın..
 
resmi kaldırdım..
verdiğiniz resmin üzerinde neler yazdığını ilk önce okuyun sonra bizimle paylaşın..

Yanlız konuyu sen daha önce görmüşsün ve yorum yapmışsın ancak bir kaç saat sonra o karikatürü kaldırıyor ve hatta fırça atar gibi yazı yazıyorsun.
Madem ilk gördüğünde niye kaldırmadın bunca zamandır seyredildi o aptal karikatür?
 
degazor35 bilmediğin konular hakkında yorum yapma lütfen..!
resim konunun açılış mesajında değil SendRozom nickli üyenin mesajındaydı..
 
Sansüre evet tabiki. devlet gerekli gördüğünde sansür uygulamalı , ki bu bütün çağdaş ülkelerde mevcut. Fakat bizde başka türlü işliyor. Yayınlanması gereken programlar (Banu Avar'ın programları mesela) yasaklanıyor, ama ülkeye zarar verecek olan herşey yayınlanıyor. Hep kendi dalımızı kesiyoruz. Yani hükümet sansür silahını kendi halkına karşı kullanıyor. yazık.....
 
Kadrolaşma ateşiyle yanıp tutuşan islamcı kapitalistler israilli ortaklarına yaranmak istiyor belli!
Ticarette sevecen olmassan para kazanamassın olay tamda budur!
Üç kuruşluk ticaret yapıp oğullarına bi kaç milyon dolar kazandırmak için sansür koyarlar ülkeyi satarlar müslümanlık toplarlar!

Yakındır tepelerine binmesi her millet gibi onurlu türkiye halkı!
 
arkadaşlar Banu Avar ın programı yakın tarihimizin cogu gerceklerini bilmeyen biz genclerin kesinlikle takip etmesi gereken bir program.Yine trt 2 de salı günleri yayınlanan "Kırmızı Hat" isimli programda bazen Sınırlar Arasında programıyla aynı kaderi paylaşmakta ve sansüre takılmaktadır.Biz gençlerin bazı gercekleri bilmesinden cekinenlermi var cekinenler warsa biz bu gercekleri sadece tv den degil kitaplardanda ögreniriz o zaman neden kitaplar toplatılmıyo.bu bence TRT nin yaptıgı sacmalıktan baska bişey degildir.Zaten RTÜK ün ne işe yaradıgını bi türlü cözemedim.Yabancı bi filmde adam o... ç.. diebiliyo ama Kemal Sunalımızın espri mahiyetindeki eşş...k sansürleniyo ilginc....
 
Banu avar gibi kaç tane acık yürekli Milliyetci gazeteci kaldı ki.En son cıkardığı Hangi avrupa kitabıbı okuyorum Tek kelimeyle neden niçin ve nasıllara tek cevap...Hangi Avrupa kitabı..Ona kutluyorum..
 
Banu Avar'a İdeolojik Soykırım
Yazan: Ömer ATAGENÇ



Sayın Banu Avar’ı hepimiz TRT’de hazırlayıp sunduğu “Sınırlar Arasında” adı programdan tanımaktayız. Banu Avar bu programda dış politikada ve özellikle de Türkiye’yi yakından ilgilendiren bir çok konuda topluma sunulmaya çalışılanın dışında bir bakış açısıyla değerlendirmeler yapmaktadır. Gerek Orta Asya’daki misyonerlik faaliyetleri gerek Kafkaslarda yaşanan Soros Devrimleri gerekse Balkanlarda Türklere yönelik olarak uygulanmaya çalışılan etnik temizliği tüm çıplaklığıyla bizlere sunmaktadır. Bunların bir benzerini de yine Nobel ödül töreni ardından İsveç ile ilgili hazırladığı programda dile getirmiştir. Banu Avar’ın programda İsveç’e yönelik değerlendirmeleri Türkiye gündeminde çok kısa bir sürede bomba etkisi yaratmıştır. Çünkü Banu Avar “bazıları” gibi davranmayanı tercih etmemiştir.
İsveç’in bugün ülkesinde yaşayan Sami (Lapon) lerin nasıl her türlü haktan yoksul kaldığını, 1980’li yıllara kadar Romanya ve Laponlara soykırım uygulandığı, Çingene, Tatar ve Yahudi çocukların kısırlaştırıldığını, alkolizmin ve ırkçılığın hızla arttığını gözler önüne sermiştir. Hatta daha da önemlisi Nobel’in belli amaçlarla verildiğini ve Nobel’e sahip olan kişilerin Ülkerlerinde kullanıldıklarını belirtmiştir. [1] Yaptığı bu programın ise şiddetli tepkiyle karşılanması tekrarının yayınlanmamasına ve programın incelemeye alınmasına sebep olmuştur.

İşte bir tarafta Nobel’in kimlere hangi şartlar altında verildiğini anlatmaya çalışan bir televizyoncu diğer tarafta da Türkiye’nin Nobel utancını ve İsveç’i büyük bir gayretle gölgelemeye çalışan sözde bağımsız medya.

Türkiye üstüne yüklenilmeye çalışılan ve hiçbir akademik temeli olmayan bir soykırım davasına sıkı sıkı sarılan devşirilmiş bir yazarına verilen ödüle sevinmekten hiçbir şekilde çekinmiyor ve Nobel’li bir sözde aydını avuçları patlarcasına alkışlayarak emperyalizmin Türkiye’yi bölmek ve parçalamak için ortaya attığı bir soykırım safsatasını üstü örtülü olarak kabul edildiği gerçeğini fark etmiyor. Bunun yanında çok övünülen Nobel’in hangi gerekçelerle verildiğini ve Nobel’in anavatanında neler yaşandığı gerçeğini anlatan bir Türk aydınına ideolojik soykırım uygulandığı gerçeğinden de bihaber bu utanç verici olayı AB narkozuyla yaşadığı uyuşuklukla atlatıyor.

Tarihin hiçbir döneminde gerçekleşmemiş bir soykırım safsatasını hiçbir bilimsel temeli olmadan söylenmesi gerektiği için söyleyenlere Nobel veren Avrupa’yı alkışlayan ve bu büyük “utanç”ı hiç utanmadan “gurur”a dönüştürmeye çalışan bir hükümet toplumu aydınlatmaya çalışan bir aydına ideolojik soykırım uyguluyor. Demokrasiyi, insan haklarını ve ifade özgürlüğünü ağzına sakız etmiş ve bu kavramlara aslında tamamen yabancı lejyoner kalemşorlar Türkiye’deki ideolojik soykırıma sessiz kalıyor.

Hangimiz demokrasi havarisi?, Hangimiz gerçek demokrat?
Sizce ayrım bu kadar zor mu?
--------------------------------------------------------------------------------
1)Hikmet Bila, Banu Avar ve Basın Özgürlüğü, Cumhuriyet, 15 Aralık 2006
 
Banu Avar'a TRT Sansürü Sürüyor

Sınırlar Arasında





(Açık İstihbarat : TRT'nin Sınırlar Arasında programına yönelik sistematik sansürü sürüyor. Son olarak Banu Avar'ın Abhazya programı yayınlanmazken, sonra programın sansürlü hali ie yayınlanacağı duyuruldu. Konu ile ilgili Banu Avar'ın sitesinden yapılan iki duyuruyu aşağıda bulabilirsiniz.)

------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

Tüm hafta tanıtımı yapılan TRT sitesinde fragmanı bulunan ABHAZYA programı dün son anda sansüre uğradı. ABHAZYA’yı seyretmek için TRT 1 karşısına gecenler eski Ürdün programıyla karşılaştılar.

Sınırlar Arasında programı geçtiğimiz yıllarda da sık sık benzer sansürlemelerle karşı karşıya kalmıştı.

2005 Mart’ında yayınlanan Suriye programının büyük bir bölümü ‘İsrail’i üzer!’
gerekçesiyle sansürlenmiş;

2006 Mart’ında Filistin’le ilgili program yine sansüre uğramış, yayınlanan kısmı da İsrail büyükelçiliği tarafından şikayete uğramış ve tekrar yayını engellenmişti.

2006 Aralık ayında İsveç’in Nobeli adlı program da ‘İsveç’i üzer!’ gerekçesiyle tekrar
yayından kaldırılmıştı.

2007 nisanda Vatikan bölümü yasaklanmıştı.

2007 Eylül’ de "Hangi Avrupa adlı özel bölüm ‘Avrupalı dostlarımızı üzer!’ gerekçesiyle yayına konulmamıştır.

2007 Kasımda Sınırlar Arasında Programı SURİYE bölümü, TRT haber dairesince yayından kaldırılmıştı..

------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

TRT, Abhazya bölümünü, 24 mart pazartesi gecesi yayınlama kararı aldı.

Belli bölümleri sansürlenerek ekrana gelecek olan ABHAZYA bölümünü 7 nisanda GÜL DEVRİMİ ardından GÜRCİSTAN bölümü takip edecek.

Gürcistan bölümü de bir çok bölümü makaslanarak ekrana gelebilecek...

Bu arada sitemize gelen bir çok iletide 'neden hala TRT de olduğumuz' soruluyor.

Söyleyelim, TRT bir kamu kurumudur.

Ve BİZİMDİR. Orayı terketmek değil, sahip çıkmak gerekir.

O nedenle KAMU kurumundayız. Sizler de TRT ye sahip çıkın ki bir devlet kurumu daha bitip gitmesin..
 
Geri
Üst