- Katılım
- 20 May 2008
- Mesajlar
- 3,623
- Reaction score
- 0
- Puanları
- 0
MUSTAFA MUTLU....
Bilmem ne kamuoyu araştırma şirketinden arayan anketör kız telefonda sordu:
“Mutluluk araştırması yapıyoruz... Size bazı sorular yöneltebilir miyiz?”
Benim için bulunmaz fırsattı, bu sayede mutlu olup olmadığımı öğrenecektim. “Yöneltin bakalım” dedim ve kendimi bir komedinin tam orta yerinde buldum:
- Sağlık sorununuz var mı?
- Hayır!
- Yakınlarınızın sağlık sorunu var mı?
- Hayır!
- Geçim sıkıntısı çekiyor musunuz?
- Herkes kadar!
- Çalışıyor musunuz?
- Hayır... Siz beni denizde taş sektirirken buldunuz!
- İşten atılma riskiniz var mı?
- Patronuma sorun, bana da söyleyin!
- Borcunuz var mı?
- ‘Var’ dersem yardım edecek misiniz?
- Tanımadığınız insanlara selam verir misiniz?
- Niye? Manyak olduğumu düşünüp üzerime yürümeleri için mi?
- Tek başınıza yürürken şarkı söyler misiniz?
- Siz beni iyice manyak edeceksiniz!
- Duygusal hayatınız nasıl?
- Size ne? (Özür diliyor.)
- Sinemaya, tiyatroya gider misiniz?
- Evet!
- Hobilerinize zaman ayırır mısınız?
- Fobilerden fırsat bulamam. (Kıkırdıyor.)
***
Bu minvalde daha bir sürü soru!
Anket bittiğinde, “Sınıfı geçtim mi, mutlu sayılabilir miyim?” dedim aldığım yanıt, “Değerlendirmeyi başka birimlerimiz yapacak ama bana göre mutlu sayılırsınız” oldu!
Bu kez izin isteyip, ben başladım kızcağıza sorular sormaya:
- Sizin şirket küresel bir mali kriz yaşandığını biliyor mu?
- Elbette!
- Bu krizin Türkiye’nin de kapısına dayandığını?
- Tabii ki!
- Büyük şirketlerin çok yakında işçi çıkarmaya başlayacağını?
- Biliyorlardır.
- Tüm bunların bizi yönetenlerin umurunda bile olmadığını?
- Nassı yaniiii?
- Bu ülkede ekmeğin aslanın ağzında olduğunu? Mustafa Koç dahil kimsenin gelecek için uzun vadeli plan yapamadığını?
- Sanırım...
- Terör örgütünün azıttığını, her gün 10-15 şehit verdiğimizi?
- Muhakkak!
- Yolsuzlukların alıp başını gittiğini? Dişli’nin dişini, Dengir’in Mir’ini, belediyelerin toz dumanını?
- Anlamadım...
- Anlamasanız da olur! Ya Ergenekon’un bir gece yarısı herkesin başına konabileceğini, mışıl mışıl uyurken terör örgütü yöneticisi olmakla suçlanabileceğinizi?
- ???
- Telefonunuzun dinlendiğini, maillerinizi sizden önce başka birilerinin okuduğunu, mesajlarınızın ilk olarak polise gittiğini?
- Efendim?
- Efendim ya... Dur bitmedi! On dakikalık yolu iki saatte gitmenin dayanılmaz hafifliğini? Cepte para yokken “Bizim malımızı da al, bizi de zengin et” diye çırpınan reklam verenlerin yarattığı kakofoniyi? Tuttuğunuz takımın yaptığı milyonlarca euroluk transfere rağmen ot yolmasının nazik teninizde yarattığı acıyı? Kırmızı ışıkta durduğunuzda etrafınızı saran çocukların, Başbakan’ın daha fazla yapın diye dayattığı çocuklardan olup olmadığını? AB yetkililerinin neden hep gericilerden ya da bölücülerden yana tavır koyduğunu? Amerika’nın bize anlık istihbaratı neden vermediğini? Fethullah Gülen’in ABD’den neden dönmediğini? Şeker Bayramı mı, Ramazan Bayramı mı tartışmalarını fitilleyen bir kamu yöneticisi tarafından yönetiliyor olmanın yarattığı doygunluk hissini? Yargının nasıl yıpratıldığını, üniversitelerin neden düşürüldüğünü, basının yarısından fazlasının hangi amaçla iktidar yalakalığı yaptığını, millet Mars’a giderken bizim neden hep mars olduğumuzu...
- Durun durun.. Gerçekten sizi anlayamıyorum...
- Anlamazsın tabii! Ama karşıma geçip iki tane uyduruk soru sorarak “mutlu” olduğuma hükmedersin! Değilim kardeşim. Böyle bir ülkede, böyle bir dünyada, böyle bir zamanda... Böylesine bencil, gözünü kan ve para bürümüş insanlar arasında mutlu değilim. Mutluyum diyeni de insanlığa ihanet etmekle suçlarım! Şimdi bana sorduğun bütün soruları ve verdiğim yanıtları unut, ismimin karşısına kocaman bir “Mutsuz” yaz!
- Ama!
- Haydi kolay gelsin!
***
Bu konuşma aynen böyle oldu...
Oldu da.. Acaba o zavallı kızcağız benim hakkımda ne düşündü?
***
GÜNÜN SORUSU
AKP Bursa Milletvekili Ali Koyuncu, partisinin ilçe teşkilatı seçiminde sahte oy kullanmakla suçlanıyormuş. Dokunulmazlığı kalkarsa 5 yıla kadar hapis istemiyle yargılanacakmış!
Bu beyefendinin hâlâ bizim adımıza yasa yaptığına inanabiliyor musunuz?
..::TIKLAYIN::..
Bilmem ne kamuoyu araştırma şirketinden arayan anketör kız telefonda sordu:
“Mutluluk araştırması yapıyoruz... Size bazı sorular yöneltebilir miyiz?”
Benim için bulunmaz fırsattı, bu sayede mutlu olup olmadığımı öğrenecektim. “Yöneltin bakalım” dedim ve kendimi bir komedinin tam orta yerinde buldum:
- Sağlık sorununuz var mı?
- Hayır!
- Yakınlarınızın sağlık sorunu var mı?
- Hayır!
- Geçim sıkıntısı çekiyor musunuz?
- Herkes kadar!
- Çalışıyor musunuz?
- Hayır... Siz beni denizde taş sektirirken buldunuz!
- İşten atılma riskiniz var mı?
- Patronuma sorun, bana da söyleyin!
- Borcunuz var mı?
- ‘Var’ dersem yardım edecek misiniz?
- Tanımadığınız insanlara selam verir misiniz?
- Niye? Manyak olduğumu düşünüp üzerime yürümeleri için mi?
- Tek başınıza yürürken şarkı söyler misiniz?
- Siz beni iyice manyak edeceksiniz!
- Duygusal hayatınız nasıl?
- Size ne? (Özür diliyor.)
- Sinemaya, tiyatroya gider misiniz?
- Evet!
- Hobilerinize zaman ayırır mısınız?
- Fobilerden fırsat bulamam. (Kıkırdıyor.)
***
Bu minvalde daha bir sürü soru!
Anket bittiğinde, “Sınıfı geçtim mi, mutlu sayılabilir miyim?” dedim aldığım yanıt, “Değerlendirmeyi başka birimlerimiz yapacak ama bana göre mutlu sayılırsınız” oldu!
Bu kez izin isteyip, ben başladım kızcağıza sorular sormaya:
- Sizin şirket küresel bir mali kriz yaşandığını biliyor mu?
- Elbette!
- Bu krizin Türkiye’nin de kapısına dayandığını?
- Tabii ki!
- Büyük şirketlerin çok yakında işçi çıkarmaya başlayacağını?
- Biliyorlardır.
- Tüm bunların bizi yönetenlerin umurunda bile olmadığını?
- Nassı yaniiii?
- Bu ülkede ekmeğin aslanın ağzında olduğunu? Mustafa Koç dahil kimsenin gelecek için uzun vadeli plan yapamadığını?
- Sanırım...
- Terör örgütünün azıttığını, her gün 10-15 şehit verdiğimizi?
- Muhakkak!
- Yolsuzlukların alıp başını gittiğini? Dişli’nin dişini, Dengir’in Mir’ini, belediyelerin toz dumanını?
- Anlamadım...
- Anlamasanız da olur! Ya Ergenekon’un bir gece yarısı herkesin başına konabileceğini, mışıl mışıl uyurken terör örgütü yöneticisi olmakla suçlanabileceğinizi?
- ???
- Telefonunuzun dinlendiğini, maillerinizi sizden önce başka birilerinin okuduğunu, mesajlarınızın ilk olarak polise gittiğini?
- Efendim?
- Efendim ya... Dur bitmedi! On dakikalık yolu iki saatte gitmenin dayanılmaz hafifliğini? Cepte para yokken “Bizim malımızı da al, bizi de zengin et” diye çırpınan reklam verenlerin yarattığı kakofoniyi? Tuttuğunuz takımın yaptığı milyonlarca euroluk transfere rağmen ot yolmasının nazik teninizde yarattığı acıyı? Kırmızı ışıkta durduğunuzda etrafınızı saran çocukların, Başbakan’ın daha fazla yapın diye dayattığı çocuklardan olup olmadığını? AB yetkililerinin neden hep gericilerden ya da bölücülerden yana tavır koyduğunu? Amerika’nın bize anlık istihbaratı neden vermediğini? Fethullah Gülen’in ABD’den neden dönmediğini? Şeker Bayramı mı, Ramazan Bayramı mı tartışmalarını fitilleyen bir kamu yöneticisi tarafından yönetiliyor olmanın yarattığı doygunluk hissini? Yargının nasıl yıpratıldığını, üniversitelerin neden düşürüldüğünü, basının yarısından fazlasının hangi amaçla iktidar yalakalığı yaptığını, millet Mars’a giderken bizim neden hep mars olduğumuzu...
- Durun durun.. Gerçekten sizi anlayamıyorum...
- Anlamazsın tabii! Ama karşıma geçip iki tane uyduruk soru sorarak “mutlu” olduğuma hükmedersin! Değilim kardeşim. Böyle bir ülkede, böyle bir dünyada, böyle bir zamanda... Böylesine bencil, gözünü kan ve para bürümüş insanlar arasında mutlu değilim. Mutluyum diyeni de insanlığa ihanet etmekle suçlarım! Şimdi bana sorduğun bütün soruları ve verdiğim yanıtları unut, ismimin karşısına kocaman bir “Mutsuz” yaz!
- Ama!
- Haydi kolay gelsin!
***
Bu konuşma aynen böyle oldu...
Oldu da.. Acaba o zavallı kızcağız benim hakkımda ne düşündü?
***
GÜNÜN SORUSU
AKP Bursa Milletvekili Ali Koyuncu, partisinin ilçe teşkilatı seçiminde sahte oy kullanmakla suçlanıyormuş. Dokunulmazlığı kalkarsa 5 yıla kadar hapis istemiyle yargılanacakmış!
Bu beyefendinin hâlâ bizim adımıza yasa yaptığına inanabiliyor musunuz?
..::TIKLAYIN::..