Bakanlar İçin İstikrar, Görenler İçin Kriz..!

AntidepresaN

New member
Katılım
25 Haz 2005
Mesajlar
1,584
Reaction score
0
Puanları
0
Konum
AtaTürkçü Düşünce Sistemi..
Bakanlar İçin İstikrar, Görenler İçin Kriz..!

Ülkemizde uygulanan ve küresel sermayenin Türkiye ekonomisi üzerindeki hâkimiyetini güçlendiren neo-liberal politikalar neticesinde, ekonomimizin mevcut dışa bağımlılığı çok tehlikeli bir biçimde artmıştır.
Ancak buna rağmen, birçoklarına göre ülke ekonomisi önceki dönemlere kıyasla daha istikrarlı bir görüntüye sahiptir. Bu yaklaşım her ne kadar ekonominin gerçek dinamiklerine uymasa da yüzeysel görüntü anlamında mazur görülebilir. Çünkü kur bir gecede iki kat artmamakta hatta sürekli düşmekte, borsa ise çökme yerine devamlı yükselmektedir. Dolayısıyla sokaktaki vatandaşın anlayacağı düzeyde henüz ortalıkta kriz yaşanmıyor.

Ancak makro ekonomik dengelere baktığımız vakit, ekonomi önceki kriz dönemlerinden daha ağır şartlara sahiptir. Ülkenin dış borcu 2002 de 129 milyar dolardan bugün 206 milyar dolara, iç borcu ise 150 milyar YTL’den 263 YTL’ye çıkmıştır. Ancak, borçların miktar bazındaki bu artışına rağmen, GSMH’ya oranında olumlu yönde düşüşler görülmektedir.

Lâkin bu görüntü bizleri yanıltmamalıdır. Çünkü ülkede var olan sıcak para ve yabancıya satışlardan elde edilen gelirler ve bir de kurun aşırı düşük kalması nedeniyle GSMH’nın dolar bazında aşırı atışı dikkate alındığında, kullandığımız dış kaynağın GSMH’ya oranının yüzde 50 değil, yüzde 100’e ulaştığını rahatlıkla söyleyebiliriz. Ayrıca, bu güne kadar yaşanan bütün krizlerin en önemli sebebi olan cari açık ise 2002’de 1,5 milyar dolardan 2006’da 31 milyar dolara fırlamıştır.

Bütün bu kırılganlıklara rağmen, ülkede her şeyin normal görüntü vermesinin nedeni ise küresel güçlerin taleplerini büyük ölçüde karşılayan politikaların uygulanması sebebiyle dış desteğin devam etmesidir. Çünkü bugün 80 milyar dolara ulaştığı bilinen sıcak parayla yukarıda bahsetmiş olduğumuz dış açıklar büyük ölçüde telefi edilmektedir. Ancak söz konusu 80 milyar dolarlık bu kısa vadeli sermaye, her an çekip gitme özelliğine sahip olduğu için, aman ha ürkütmeyelim, korkutmayalım yaklaşımıyla ekonomi sürekli dış baskı altında tutulmaktadır.

Söz konusu sıcak paranın olumsuz etkisi tabiî ki bunlarla sınırlı değil: çünkü bir taraftan ortaya çıkan dış açık suni bir biçimde finanse edilirken, içerideki dengesizlik daha da bozulmaktadır. Nasıl mı? Dış açığın yaşandığı bir ekonomide normalde yerli paranın değer kaybetmesi yani kurun yükselmesi beklenir. Ancak kısa vadeli sermaye hareketleri buna fırsat vermemekte hatta kurun daha da düşmesine yol açtığı için bir sonraki yıl azalması beklenen dış açığı daha da arttırmaktadır.

Kısaca, artan dış açığımızı sıcak parayla finanse eden yabancılar, bir yandan krizi öteleyerek mevcut iktidarın devamını sağlarlarken, diğer yandan, kurun düşmesiyle bize olan ihracatları artıp ithalatlarını düşürmektedir. Ayrıca, hiçbir yerde bulamadıkları reel faiz geliri elde ederek saadet zincirlerini devam ettirmektedirler.

Mevcut yapıda var olan dış ve iç açığı kapatmak için yararlanılan bir başka kaynak ise ülkenin sahip olduğu büyük ekonomik işletmeler ile toprak ve madenlerin satılarak elde edilen gelirlerdir. Bu ise apaçık ülke ekonomisinin küreselleştirilmesi diğer bir ifade ile sömürgeleştirilmesi değil de nedir?
Tam bu noktada, gelecek olan yeni iktidarın ne yapacağı? Ülkeyi bu kıskaçtan kurtarıp, kurtaramayacağı?
Bu yönde kimin hangi politikasının olduğu, en çok merak edilen konuların başında gelmektedir. Çünkü iktidarda kalmak, her zaman iktidara gelmekten çok daha zordur.


Mehmet KARAGÜL
 
güzel yazı eline sağlık
yazı ekonominin "e" sini bilmeden yorum yapanlar için aydınlatıcı olacaktır.

- "Ülkenin dış borcu 2002 de 129 milyar dolardan bugün 206 milyar dolara, iç borcu ise 150 milyar YTL’den 263 YTL’ye çıkmıştır."

- "Cari açık ise 2002’de 1,5 milyar dolardan 2006’da 31 milyar dolara fırlamıştır."

- "...artan dış açığımızı sıcak parayla finanse eden yabancılar, bir yandan krizi öteleyerek mevcut iktidarın devamını sağlarlarken, diğer yandan, kurun düşmesiyle bize olan ihracatları artıp ithalatlarını düşürmektedir. Ayrıca, hiçbir yerde bulamadıkları reel faiz geliri elde ederek saadet zincirlerini devam ettirmektedirler."

yeni gelecek iktidar tam anlamıyla bir "enkaz" devralıyor
 
Geri
Üst