Bakalım bugün neler olacak neler!

harbikiz

New member
Katılım
23 Haz 2007
Mesajlar
1,473
Reaction score
0
Puanları
0
91810-MP.jpg
Sevgili okuyucularım, AKP hükümeti son anayasa değişikliklerini sadece ve sadece bir tek amaçla gündeme getirdi: Yargının tümünü ele geçirmek! Bütün kurumları ele geçirdiler. Geriye sadece Türk Ordusu ile yargının bir bölümü kaldı.açtırdıkları davalarla ordumuzun kolunu kanadını kırdılar, hadım ettiler, kevgire döndürdüler, saygınlığını azaltmayı başardılar. Generaller, amiraller, subay ve astsubaylar her gün adliye binalarında ifade veriyor. Bazısı tutuklu.

İktidar yandaşı satılık, kiralık, yalaka, liboş, Kürtçü ve şeriatçı medyada artık komutanlara dümdüz gidiliyor, alay ediliyor, hakaretler yağdırılıyor.
Kürtçü BDP milletvekili Sırrı Sakık önceki gün partisinin Muş il kongresinde Genelkurmay Başkanı’na hitap ederken resmen aşağılayıp alay ediyor. Aynen şöyle:
“ 3. Ordu Komutanı Orgeneral Saldıray Berk’e kefil olduğunu söylüyorsun. Peki sana kim kefil olacak?”
Komutanlarımız da tüm bu saldırıları, aşağılamaları ne yazık ki sineye çekiyorlar! Eh, ne de olsa Türkiye’de “Hukuk devleti ve demokratikleşme” var ya!
Şimdi esas olayımıza, başlıktaki konuya gelelim. AKP’nin anayasa değişikliği ile yargıyı ele geçirme planı iki ana hedeften oluşuyor. HSYK ve Anayasa Mahkemesi. HSYK’da son zamanlarda olanları, anayasa ve yasaların iktidar tarafından nasıl pervasızca paspas gibi çiğnendiğini hayret, dehşet ve ibretle izliyoruz.
HSYK, gücünü ve yetkisini anayasadan ve ayrıca kendi yasasından alan bir kurum. Anayasanın Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu başlıklı 159. maddesi ile ilgili yasa, bu kurumun görev ve işleyişini anlatıyor. Toplantı günleri Salı ve Perşembe. Geçtiğimiz Salı günkü toplantıya Bay Müsteşar katılmadı. Daha doğrusu katıldı da, terk edip gitti. Kurul’un üçü Yargıtay’dan, ikisi Danıştay’dan gelen beş üyesi bu konuda tutanak tuttu.
Bakandan emir alan Müsteşar katılmayınca Kurul toplanamıyor!
O arada ben bu köşede bir yazı yazdım ve o gün olacakları, oynanacak oyunu aynen bildim! O yazım üzerine Adalet Bakanlığı açıklama yayınladı, beni suçladı ve Müsteşar’ın toplantıyı terk etmesine benim yazımı gerekçe gösterdi! Perşembe günkü toplantıya Bay Müsteşar yine katılmadı. Gerekçesi ilginçti:
Cenazeye gitmişti!
Ancak Kurul toplanabilsin diye, yerine vekalet edecek Müsteşar yardımcılarından birini göndermemişti! Bakanlığın o açıklaması korkunçtu ve Anayasal suç içeriyordu. Şu cümleleri aynen bildiriden anlıyorum:
“Kurul’un sürpriz kararlar alacağı önceden (benim yazımla) açıklanmıştır. Bu, kabul edilebilir bir durum değildir. Kurul çalışmalarına ARA VERMİŞTİR.”
Evet, Bakanlık Müsteşarı Ahmet Kahraman geçen salı günü toplantıya katıldı, sonra terk edip gitti. Perşembe günü ise cenaze bahanesiyle hiç katılmadı.
Her iki günde de Kurul’un seçilmiş üyeleri tarafından Müsteşar hakkında tutanak tutuldu. Yargıtay’a suç duyurusu yapılıyor.
Peki, AKP bugün, Müsteşarı eliyle ne yapacak? Ortada iki olasılık var. Müsteşar toplantıya ya katılacak ve yine terk edip gidecek, ya da cenaze, toplantı vesaire gibi başka bir mazeret öne sürüp ortalıkta hiç görünmeyecek!
Her iki durumda da hakkında yeniden tutanak tutulacak ve Yargıtay Bakanlığı’na suç duyurusunda bulunacak. Yargıtay bu suç duyurularını yasa gereği Adalet Bakanlığı’na gönderecek ve soruşturma açılmasını isteyecek. AKP’nin Adalet Bakanı, kendi Müsteşarı hakkında elbette soruşturma açmayacak. O taktirde, bu karara Danıştay’da itiraz edilecek. Danıştay, Bakanlığın kararını kaldırsa, yani iptal ederse…
İşte o zaman ilginç durumlar ortaya çıkacak. Bay Müsteşar, GÖREV SUÇU işliyor. O taktirde sanık olarak Anayasa Mahkemesi’nde yargılanacak.
Hukukçulara göre, Bay Müsteşar’ın mazeretsiz olarak HSYK toplantısına her katılmaması, ya da terk edip gitmesi (yani Kurul’u çalıştırmaması) ayrı bir suç oluşturuyor.
Şimdi hep birlikte düşünelim:
Ortada gücünü ve yetkisini Anayasa ve yasalardan alan HSYK isimli bir Kurul var. Bu Kurul iktidar partisi tarafından çalıştırılmıyor. Yargının birikmiş ve acilen çözülmesi gereken yüzlerce önemli ataması ve binlerce dosyası varken, HSYK’nın dibine bomba konuluyor.
Şu rezalete bakınız, Adalet Bakanlığı tarafından yayınlanan açıklamada “HSYK’nın çalışmalarına ara verilmiştir” deniliyor.
Sen kimsin? Anayasal bir kuruluşu nasıl çalıştırmazsın? Hangi yasal yetkinle onu durdurmaya, devre dışı bırakmaya yeltenirsin? Nasıl olur da Kurul çalışmalarına ARA VERDİĞİNİ, ASKIYA ALDIĞINI açıklarsın?
Bugün günlerden Salı! Kurul’un bugün toplantı günü. Bakalım Bay Adalet Bakanı bugün için Müsteşarına nasıl bir emir vermiş? Bay Müsteşar Kurul toplantısına katılacak mı, yoksa katılmayacak mı? Katıldığı taktirde yine terk mi edecek, yoksa lütfedip içeride kalacak mı? Kurul çalışacak mı, çalışmayacak mı?
Anayasa ve yasalar iktidar tarafından açıkça çiğneniyor. Yargının en önemli kuruluşlarından birinin üzerinde iktidar tarafından oyunlar oynanıyor, keyfi kararlarla engelleme yapılıyor.
Yargıyı ele geçirmek isteyenler tarafından açıkça suç işleniyor. Hem de adi suç değil, bilerek ve isteyerek GÖREV SUÇU. Bu suçun şakası yok.
HSYK’nın bugünkü toplantısında neler olacağını hep birlikte göreceğiz.
KAYNAK
 
Geri
Üst