"Şuurunu kaybetmiş bir siyasetçinin hezeyanları"
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin TBMM grup toplantısında konuştu. Bahçeli, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın KKTC'deki protesto olayından sonra 'besleme' sözünü kullanmasını 'şiddetle telin ettiklerini' dile getirdiği konuşmasında, "Herkes bilmelidir ki AKP'ye rağmen Kıbrıs Türk'tür ve inşallah sonuna kadar da Türk kalacaktır," dedi. Gündemdeki, 'askerin siyasete çekilmesi' tartışmalarına da değinen Bahçeli, "Siyasetin, elini askerden uzak tutması ve günlük polemiklerin içine çekmek için sinsi tertipler içinde bulunmaması vatanımızın selameti için elzemdir," dedi ve CHP Genel Başkan Yardımcısı Süheyl Batum'un, gündemde tartışmalara neden olan sözlerini de 'şuurunu kaybeden bir siyasetçinin hezeyanları' olarak yorumladı.
Grup konuşmasında, Mısır ve Tunus'ta yaşanan halk ayaklanmalarına değinen Bahçeli, Ortadoğu'nun, 'küresel güç merkezlerinin stratejik planlarının deney sahası haline geldiğini' kaydetti. Bahçeli, bu bölgenin, istikrarsızlaştırılarak kontrol edilmek istendiğini ve bu amaçla, iktidar mücadelelerinin, 'tahrik ve teşvik' edilmekte olduğunu savundu. Bahçeli, şunları söyledi:
"Mesele, yalnızca bir kişinin ya da yönetimin görevini bırakması değildir. Gerçekten demokrasi ve özgürlüklerin esas anlamıyla karşılık bulması arzu ediliyorsa, topyekun bir değişimin ve gücünü iç dinamiklerden almış reform sürecinin başlaması kaçınılmazdır. Bu haliyle, yakın coğrafyamızdaki gelişmeleri, AKP'nin çok dikkatli bir şekilde okuması ve sonuç çıkarması gerekmektedir."
"BAŞBAKAN KÜRESEL KANLI PROJELERİN SERVİSİNİ YAPMAKTADIR"
Devlet Bahçeli, Türkiye'nin Mısır konusundaki tutumuyla ilgili olarak da Başbakan Erdoğan'a sorular yönelttiği şu ifadeleri kullandı:
"Başbakan Erdoğan'ın cevap vermesini merakla beklediğimiz sorularımız şunlar olacaktır. Türkiye Cumhuriyeti devletinin, Mısır konusunda, ABD'den hiç mi ayrı ve farklı politikası yoktur? Tamamen küresel alana havale edilen dış politikada, pro-aktif davranmak, oyun kurmak veya ön almak iddialarının inandırıcılığı bundan sonra nasıl ileri sürülecektir. ABD'nin görüş ve yaklaşımlarının aynısının, Başbakan Erdoğan tarafından tekrar edilmesi, bir bakıma bölgenin ve AKP'nin hangi ülke tarafından yönlendirildiğini bir kez daha göstermiştir. Bize göre Başbakan Erdoğan, bu süreçte, BOP (Büyük Ortadoğu Projesi) Başkanlığı'nın hakkını vermekte ve küresel kanlı projelerin servisini yapmaktadır."
KKTC'DEKİ PROTESTO
KKTC'de yaşanan protesto gösterisine de değinen MHP lideri, şunları söyledi:
"Kuzey Kıbrıs'ta yapılan bir protestoya haddinden fazla öfkelenen Başbakan Erdoğan, hakarethami sözlerle ve hoşgörüsüz kaba üslubuyla, Kıbrıslı soydaşlarımızı rencide etmiş ve töhmet altında bırakmıştır. Elbette ki Kıbrıs'taki protestoda dile getirilen ve afişlere yazılan bazı ifadeler doğru ve yerinde olmamıştır. Türkiye'ye yönelik olarak, suçlayıcı ve aşağılayıcı sözlerin sarf edilmesi, tabiidir ki hepimizi üzmüştür. Düne kadar, Başbakanın koruyucu kanatları altında beslenen ve başı okşanarak cesaretlendirilen Kıbrıs'taki bazı mahfiller, ne gariptir ki bugün Türkiye'ye 'Çek git' demektedir. Bunlar 2004 yılında da 'Yes Be Annem' diyerek Annan Planı'na destek vermişlerdir ve AKP'yle aynı safta bulunmuşlardır. Başbakan Erdoğan'ın daha önce ittifak kurduğu, emel ve amaç birliği içinde olduğu bu çevrelere gösterdiği tepkiler ise, danışıklı dövüşten ibarettir."
'BESLEME'
Bahçeli, Başbakan Erdoğan'ın KKTC'deki olaydan sonra 'besleme' sözünü kullanmasını da 'şiddetle telin ettiklerini' dile getirdi ve "Başbakan Erdoğan ille de bir besleme örneği ve siması arıyorsa, çevresine bakması yeterlidir ve devletin kaynaklarını hortumlayan yandaşlarının da tam bu sıfata layık olduğunu açıklıkla görebilecektir," diye ekledi.
Başbakan Erdoğan'ın KKTC'ye yaklaşımını eleştiren Bahçeli, "Herkes bilmelidir ki AKP'ye rağmen Kıbrıs Türk'tür ve inşallah sonuna kadar da Türk kalacaktır," dedi.
'ASKERİN SİYASETE ÇEKİLMESİ' TARTIŞMALARI
Gündemdeki 'askerin siyasete çekilmesi' tartışmalarına da değinen Bahçeli, şunları söyledi:
"Millet ordusu olan Türk Silahlı Kuvvetleri'nin siyasetten uzak kalması ve kışlasında yalnızca ülke güvenliğine odaklanması tartışma götürmez bir mecburiyettir. Ancak siyasetin de elini askerden uzak tutması ve günlük polemiklerin içine çekmek için sinsi tertipler içinde bulunmaması vatanımızın selameti için elzemdir."
MHP lideri Bahçeli, söz konusu meseleyle ilgili olarak, iktidar partisini ve ana muhalefet partisini, şu sözlerle eleştirdi:
"Bir tarafta Türk Silahlı Kuvvetleri'ni hakir gören ve darbeci yaftasını vuran AKP zihniyeti varken, öbür tarafta demokratik sürece askeri dahil etmeye çalışan ve siyaseti yönlendirmesini arzulayan bir Ana Muhalefet anlayışı yer almıştır. Türk siyaseti bu iki seviye yoksunu ve istismarcı partiden yorulmuştur ve oynanan karşılıklı oyundan dolayı tahrip olmuştur."
SÜHEYL BATUM'UN SÖZLERİ
CHP Genel Başkan Yardımcısı Süheyl Batum'un, gündemde tartışmalara neden olan sözlerini hatırlatan Bahçeli, şunları söyledi:
"En son olarak Ana Muhalefet Partisi CHP'nin bir genel başkan yardımcısının sözleri bu çerçevede son örneği teşkil etmiştir. Söz konusu CHP yöneticisinin; 'Koca bir askeri yıktılar, meğer kâğıttan kaplanmış, biz bunu asker zannetmişiz' sözleri talihsiz olduğu kadar, şuurunu kaybeden bir siyasetçinin hezeyanlarından başka bir anlama gelmemektedir. Tavsiyemiz, bu CHP'li yöneticinin askerden ne beklediğini açıklıkla ortaya koyması; demokrasinin ve sandığın erdemine inanmıyorsa bundan sonra siyaset yapıp yapmama konusunda kendisini bir kez daha gözden geçirmesidir."
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin TBMM grup toplantısında konuştu. Bahçeli, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın KKTC'deki protesto olayından sonra 'besleme' sözünü kullanmasını 'şiddetle telin ettiklerini' dile getirdiği konuşmasında, "Herkes bilmelidir ki AKP'ye rağmen Kıbrıs Türk'tür ve inşallah sonuna kadar da Türk kalacaktır," dedi. Gündemdeki, 'askerin siyasete çekilmesi' tartışmalarına da değinen Bahçeli, "Siyasetin, elini askerden uzak tutması ve günlük polemiklerin içine çekmek için sinsi tertipler içinde bulunmaması vatanımızın selameti için elzemdir," dedi ve CHP Genel Başkan Yardımcısı Süheyl Batum'un, gündemde tartışmalara neden olan sözlerini de 'şuurunu kaybeden bir siyasetçinin hezeyanları' olarak yorumladı.
Grup konuşmasında, Mısır ve Tunus'ta yaşanan halk ayaklanmalarına değinen Bahçeli, Ortadoğu'nun, 'küresel güç merkezlerinin stratejik planlarının deney sahası haline geldiğini' kaydetti. Bahçeli, bu bölgenin, istikrarsızlaştırılarak kontrol edilmek istendiğini ve bu amaçla, iktidar mücadelelerinin, 'tahrik ve teşvik' edilmekte olduğunu savundu. Bahçeli, şunları söyledi:
"Mesele, yalnızca bir kişinin ya da yönetimin görevini bırakması değildir. Gerçekten demokrasi ve özgürlüklerin esas anlamıyla karşılık bulması arzu ediliyorsa, topyekun bir değişimin ve gücünü iç dinamiklerden almış reform sürecinin başlaması kaçınılmazdır. Bu haliyle, yakın coğrafyamızdaki gelişmeleri, AKP'nin çok dikkatli bir şekilde okuması ve sonuç çıkarması gerekmektedir."
"BAŞBAKAN KÜRESEL KANLI PROJELERİN SERVİSİNİ YAPMAKTADIR"
Devlet Bahçeli, Türkiye'nin Mısır konusundaki tutumuyla ilgili olarak da Başbakan Erdoğan'a sorular yönelttiği şu ifadeleri kullandı:
"Başbakan Erdoğan'ın cevap vermesini merakla beklediğimiz sorularımız şunlar olacaktır. Türkiye Cumhuriyeti devletinin, Mısır konusunda, ABD'den hiç mi ayrı ve farklı politikası yoktur? Tamamen küresel alana havale edilen dış politikada, pro-aktif davranmak, oyun kurmak veya ön almak iddialarının inandırıcılığı bundan sonra nasıl ileri sürülecektir. ABD'nin görüş ve yaklaşımlarının aynısının, Başbakan Erdoğan tarafından tekrar edilmesi, bir bakıma bölgenin ve AKP'nin hangi ülke tarafından yönlendirildiğini bir kez daha göstermiştir. Bize göre Başbakan Erdoğan, bu süreçte, BOP (Büyük Ortadoğu Projesi) Başkanlığı'nın hakkını vermekte ve küresel kanlı projelerin servisini yapmaktadır."
KKTC'DEKİ PROTESTO
KKTC'de yaşanan protesto gösterisine de değinen MHP lideri, şunları söyledi:
"Kuzey Kıbrıs'ta yapılan bir protestoya haddinden fazla öfkelenen Başbakan Erdoğan, hakarethami sözlerle ve hoşgörüsüz kaba üslubuyla, Kıbrıslı soydaşlarımızı rencide etmiş ve töhmet altında bırakmıştır. Elbette ki Kıbrıs'taki protestoda dile getirilen ve afişlere yazılan bazı ifadeler doğru ve yerinde olmamıştır. Türkiye'ye yönelik olarak, suçlayıcı ve aşağılayıcı sözlerin sarf edilmesi, tabiidir ki hepimizi üzmüştür. Düne kadar, Başbakanın koruyucu kanatları altında beslenen ve başı okşanarak cesaretlendirilen Kıbrıs'taki bazı mahfiller, ne gariptir ki bugün Türkiye'ye 'Çek git' demektedir. Bunlar 2004 yılında da 'Yes Be Annem' diyerek Annan Planı'na destek vermişlerdir ve AKP'yle aynı safta bulunmuşlardır. Başbakan Erdoğan'ın daha önce ittifak kurduğu, emel ve amaç birliği içinde olduğu bu çevrelere gösterdiği tepkiler ise, danışıklı dövüşten ibarettir."
'BESLEME'
Bahçeli, Başbakan Erdoğan'ın KKTC'deki olaydan sonra 'besleme' sözünü kullanmasını da 'şiddetle telin ettiklerini' dile getirdi ve "Başbakan Erdoğan ille de bir besleme örneği ve siması arıyorsa, çevresine bakması yeterlidir ve devletin kaynaklarını hortumlayan yandaşlarının da tam bu sıfata layık olduğunu açıklıkla görebilecektir," diye ekledi.
Başbakan Erdoğan'ın KKTC'ye yaklaşımını eleştiren Bahçeli, "Herkes bilmelidir ki AKP'ye rağmen Kıbrıs Türk'tür ve inşallah sonuna kadar da Türk kalacaktır," dedi.
'ASKERİN SİYASETE ÇEKİLMESİ' TARTIŞMALARI
Gündemdeki 'askerin siyasete çekilmesi' tartışmalarına da değinen Bahçeli, şunları söyledi:
"Millet ordusu olan Türk Silahlı Kuvvetleri'nin siyasetten uzak kalması ve kışlasında yalnızca ülke güvenliğine odaklanması tartışma götürmez bir mecburiyettir. Ancak siyasetin de elini askerden uzak tutması ve günlük polemiklerin içine çekmek için sinsi tertipler içinde bulunmaması vatanımızın selameti için elzemdir."
MHP lideri Bahçeli, söz konusu meseleyle ilgili olarak, iktidar partisini ve ana muhalefet partisini, şu sözlerle eleştirdi:
"Bir tarafta Türk Silahlı Kuvvetleri'ni hakir gören ve darbeci yaftasını vuran AKP zihniyeti varken, öbür tarafta demokratik sürece askeri dahil etmeye çalışan ve siyaseti yönlendirmesini arzulayan bir Ana Muhalefet anlayışı yer almıştır. Türk siyaseti bu iki seviye yoksunu ve istismarcı partiden yorulmuştur ve oynanan karşılıklı oyundan dolayı tahrip olmuştur."
SÜHEYL BATUM'UN SÖZLERİ
CHP Genel Başkan Yardımcısı Süheyl Batum'un, gündemde tartışmalara neden olan sözlerini hatırlatan Bahçeli, şunları söyledi:
"En son olarak Ana Muhalefet Partisi CHP'nin bir genel başkan yardımcısının sözleri bu çerçevede son örneği teşkil etmiştir. Söz konusu CHP yöneticisinin; 'Koca bir askeri yıktılar, meğer kâğıttan kaplanmış, biz bunu asker zannetmişiz' sözleri talihsiz olduğu kadar, şuurunu kaybeden bir siyasetçinin hezeyanlarından başka bir anlama gelmemektedir. Tavsiyemiz, bu CHP'li yöneticinin askerden ne beklediğini açıklıkla ortaya koyması; demokrasinin ve sandığın erdemine inanmıyorsa bundan sonra siyaset yapıp yapmama konusunda kendisini bir kez daha gözden geçirmesidir."
ANKARA, (DHA)