Saadet Partisi GİK Üyesi Mücahit Yanılmaz gündemdeki konuları bir basın açıklaması ile değerlendirdi.
İşte Yanılmaz'ın basın açıklaması:
HİZMETE DÖNÜK SİYASİ REKABETİ ÖZLÜYORUZ
Seçim Atmosferine girdiğimiz şu günlerde, Siyasi Partiler arasında karalamalar, lekelemeler, dedikodular, söz dalaşları yaşanmaktadır. Konuşmaların çoğunluğu bilgi verici değil, olağanüstü ürkütücüdür. Her konuşmacı, ayrı bir felaket senaryosu üretiyor. Sanki bir seçime, umutların yenilenmesine doğru gitmiyoruz. Parti liderleri, bazen çok güzel konuşuyor fakat ne dedikleri anlaşılamıyor.
Türkiye hizmete dönük siyasi rekabeti özlemektedir. Oysaki siyasetçiler, Milletimizin ortak değerleri üzerinden nutuklar atacaklarına, işsizliğe, ekonomik daralmaya, tıkanan eğitim sorunlarına, teslimiyetçi yürütülen dış politikamıza çözüm üretmek zorundadırlar.
Bugün MHP terör üzerinden, CHP laiklikten, AKP Merhamet dilenme ve mağduriyet üzerinden, Genç Parti ise içi boş, ayağı yere basmayan, seçimde halkı nasıl kandırırımın üzerinden siyaset yapmaktadırlar. Hatırlayınız… Geçmişte elinde iki anahtar ile milleti kandıranlar iktidar olmadı mı? Halkımızdan, unutmayan ve attığı oydan emin olan bir tavır bekliyoruz.
AKP OY İSTEMİYOR, ADETA MERHAMET DİLENİYOR
Anayasa mahkemesinin Cumhurbaşkanlığı seçimi için, 367 şartını içeren kararı, demokratik sisteme darbe niteliğindedir ve kimsenin tapusuna geçirilemez. AKP meydanlarda halka sürekli, “Cumhurbaşkanlığı seçiminde, önümüzü tıkadılar. Seçimlerde bizi daha büyük bir çoğunlukla iktidara getirin ki, tüm sorunları çözelim” bahanesini dillendirerek, mağdur edilmiş bir parti imajına bürünmeye çalışmaktadır. Şu unutulmamalıdır ki; ” Bahane, yenilenlerin yegâne tesellisidir” AKP aslında işçiyi, çiftçiyi, üreticiyi, sanayiciyi, memuru, emekliyi, kısacası 7’den 70’e herkesi mağdur etmiştir. Şimdi çıkmışlar meydana ”oy isteyeceklerine merhamet dileniyorlar”.
Sayın Başbakan, “istikrar için yeniden bize oy verin” diyor. Başbakana göre istikrar, İMKB’nin endeksinden geçiyor. Bu ülke, ne İMKB’nin istikrarı ile, ne de bir avuç zenginin mutluluğu ile ölçülemez. AK Parti iktidarı gücünü "icraatlarından değil, istikrarsızlık korkusundan" alıyor. Gerçek istikrarı öğrenmek istiyorsanız, esnafa, işçiye, memura, emekliye, çiftçiye, sokakta iş bekleyen milyonlarca işsize sorunuz. İnsanları aç bırakan, işsizliğe mahkûm eden, kendi yandaşlarını, işbirlikçilerini ve yabancıları ihya eden AKP iktidarı, şimdi ezdiği kitlelerden oy devşirme peşinde.
Dar gelirli vatandaş, iş arayan gençler, komik asgari ücret ile yaşamaya çalışanlar ve özellikle tarım kesimi, AKP iktidarını tekrar istemiyor. CHP, Genç Parti ve MHP’nin söylemlerini de inandırıcı bulmuyor. Geçmişte icraat yapıp, halkın yüzünü güldüren Milli Görüş’ün tek partisi Saadet Partisi’nin sorunlara çözüm getireceğine ise halkımız, yürekten inanıyor.
CHP STATÜKONUN METRESİDİ
Türkiye’de dikili bir ağacı olmayan tek parti, CHP’dir. Özellikle Sayın Baykal, ticaretten, siyasetten, tarımdan, güvenlikten, eğitimden, ne de sosyal statüden anlamamaktadır. CHP liderinin tek bildiği şey, siyasette oylar aşağı çekilmeye başlayınca, Ordu’nun kapısını çalmaktır. CHP, Sayın Baykal’ın liderliğinde halktan kopuk, uzak, felaket tellalı, kötümserliğin adresi, halkla iç içe gözüküp, anti demokratik güçlerle flört ederek, adeta “Statükonun Metresi” olmuştur.
CHP’nin, sürekli AKP’nin en verimli olduğu alanlarda siyaset yaparak, kamplaşmayı körükleyen iki partili sistem arayışının, bu ülkenin sorunlarını çözmediği aşikârdır. Bilinçli bir şekilde AKP’yi destekleyip, sol oyları saflaştıran CHP’ye bu millet, 22 Temmuz seçimlerinde gereken cevabı verecektir. CHP, meydanlarda halkla ince bir şekilde alay etmektedir. 4,5 yıldır ana muhalefet görevini yürüten CHP’den tek bir çözüm duydunuz mu? Duyamazsınız… Onların yaptığı, varsa yoksa halkı anti demokratik güçler ile tehdit ederek, saf tutmak olmuştur.
CHP’nin Yaşam tarzı budur. Ne öldürürler, ne umdururlar. Devlet kapitalizmini solculuk, bürokrat faşizmini ilericilik sandıkları gibi, “çivi çaktırmamak” direncini de, marifet bilirler.
O İP’İ BOYNUNA AS
MHP Genel Başkanı Sayın Devlet Bahçeli’nin eline kâğıt tutuşturulup, miting alanlarında tuhaf sözler söyletiyorlar. Sanki iktidar oldukları dönemde, bu ülkenin yararına tek bir icraat yapmışlar gibi, bir sürü asılsız vaatler veriyorlar. Yüreğiniz yetiyorsa, cesursanız, kâğıdı kalemi bir kenara bırakıp, dışınızdan değil, içinizde konuşun.
MHP Lideri Sayın Devlet Bahçeli’nin, APO’yu affedip onu özel İmralı Malikânesine yerleştirilmesine aracılık etmesinin rahatsızlığı, psikolojisine yansımış. Cebinden çıkardığı urganı, milletin suratına atarak, racon kestiğini zannediyor. O ip, zamanında elinde iken, kullanma cesareti ve kararlığını gösteremedin. Bizden Bahçeliye bir tavsiye, “o ipi millete değil, boynuna as”.
Senin bu jargonların, karın doyurmuyor. 1999 seçimlerinden sonra, Fazilet Partisi, ANAP ve MHP koalisyonu için kolları sıvamış, Sayın Bahçeliye Başbakanlık teklif etmiştik. Ancak kendisi o kadar güvensiz, içe kapanık, cesaretsiz ve öngörüsüz ki, Başbakanlığı yapmaya cesaret bile edememiştir. 4,5 yıldır siyasetin dışında kalan Sayın Bahçeli, şimdi Meydanlara çıkıp, milletin gözünün içine baka baka, ahkâm kesmektedir.
Hiç kusura bakma, MHP’nin Milletten oy istemeye ne yüzü, ne de hakkı vardır. Parti içi ve dışı muhalefetle uğraşan, kendi içindeki sorunları çözemeyen, Ülkücü camia ile kavgalı, halkı azarlar gibi konuşmalar yapan, hiçbir somut söz veremeyen Bahçeli, tavırlarıyla Merhum Sayın Türkeş’in kemiklerini sızlatmaktadır.
Yukarıda saydığım tüm bu gerekçelerden dolayı, vatandaşlarımızı sağduyu ile oy kullanmaya çağırıyoruz. 22 Temmuzda oyunuzu, inatla, hırsla, öfke ile yanlış yere kullanmayınız. Oyunuzu, ülkenin sorunlarının yegâne çözüm anlayışı olan Milli Görüş’ün tek partisi, Saadet Partisine veriniz.
Mücahit YANILMAZ
Saadet Partisi GİK ÜYESİ