Babam Cumhurbaşkanı olacak, bana 3 gemi daha alacak!

1001Design

330i ///M3 Design
Altın Üye
Katılım
28 Eki 2006
Mesajlar
25,561
Reaction score
0
Puanları
0
Konum
Shut up and train!
108.jpg


Bir varmış bir yokmuş; hem varmış hem yokmuş; deve tellal iken, pire berber iken bir ülke varmış.

Dağları, ovaları...

Suları, denizleri...

Rüzgârı, güneşi, bereketli tarlaları; çalışkan, hak bilir, hukuk gözetir, adaletten şaşmaz insanları ile “ne kimse kendisine benzer, ne kendisi kimseye benzer” eşi bulunmaz bir ülkeymiş.

Gelişmeye açık.

Yenilenmeden yana!

Zaman zaman “ekonomik-siyasi-sosyal-kültürel krizlere” girse de IMF’nin, Dünya Bankası’nın, büyük dış sermayenin yardımıyla krizlerden çıkar, ardı ardına 5 yıl süren “kesintisiz ekonomik büyümeyi” başarır, ülkenin başbakanları, bakanları, yönetici büyükleri, her gelen yabancının “Yüzyılın ülkesi siz olacaksınız” övgülerini duymaktan çok mutlu, mesut, bahtiyar olurmuş.

Paradan 6 sıfır atar.

Enflasyonu indirir.

Bütçe açığını kapatır.

İhracatı patlatır.

Elindeki devlet fabrikası, binası, arsası ne varsa hızla özelleştirir; faizleri çok cömertçe yüksek tutup dünyada bol kazanç arayan sıcak-hoppa parayı çeker, yerli parayla büyüyüp şişmiş eski zenginlerinin yanına “dolar milyarderi 25 yeni zengin daha koyar” olmuş.

***

Fakat işsizlik.

Kahrolası işsizlik.

Yakıcı, kavurucu, yapışkan işsizlik, bir türlü düşürülemezmiş. Her şey iyi giderken, bu güzel ülkenin eli iş tutabilir 5 milyondan fazla genci işsiz durumuna düşmüş. Öyle ki; “mezbahada bıçak altına yatırılan koyun başı saymak için boşalan 8 kişilik kadroya alınacakları seçme sınavına” yarısından fazlası üniversite mezunu 800 bin genç katılır olmuş. İş bulmaktan umudunu kesen gençlerin anneleri; “Allah kimsenin oğlunu işsiz koymasın” diye yanıp kavrulurken, işi olan gençler de her gece yatağa “bir gün işsiz kalırsam...” korkusuyla yatar, sabah işe “bugün işsiz kalırsam” ürkekliğiyle gidermiş.

Ne olacak bu işsizlik!

Mucize gerekir!

İşte o mucize olmuş.

Bir gün bu sürekli kalkınan ve kalkındıkça genç işsiz sayısı artan ülkenin Başbakanı’nın işsiz oğlu, babasının bir arkadaşından “500 bin doları peşin 50 bin dolar aylık taksitlerle 2 milyon 350 bin dolara bir kuru yük gemisi alıp armatör” oluvermiş.

***

İşsiz gençler.

İşsiz gençlerin anneleri!

İşsiz gençlerin dedeleri, nineleri, halaları, teyzeleri, amcaları, bütün 72 milyon halk, tekerleme söylemeye başlayıp; “Baban Başbakan olacak, sana gemi alacak, seni armatör yapacak” diye umut yükseltir olmuş. İşsiz gençler de tekerlemeyi; “Babam Başbakan olacak, bana gemi alacak” diye tekrarlayıp güzel günler hayal etmişler.

Tekerleme çok tutmuş.

Söyleyen rahatlıyor.

Umutsuzluğu bitiyor.

İşsizliğini unutuyormuş.

Sonunda işsiz gençler, anneleri, teyzeleri, amcaları, halaları, dedeleri; “İnsan hayal ettiği sürece yaşar” diye düşünüp umut çıtasını yükseltmişler, “Baban Cumhurbaşkanı olacak, sana 3 gemi birden alacak” demeye başlamışlar. İşsiz gençler de; “Babam Cumhurbaşkanı olacak, bana 3 gemi daha alacak” diye kendilerinden geçercesine sevinmiş.

İnsan aklına sığmayan.

Akıl ile anlaşılamayan.

Bu mucize böyle doğmuş!

Bu güzel ülke yakıcı, kavurucu, yapışkan, sürekli büyüyen işsizliği, hafsalanın alamayacağı bu mucizeye sarılarak zihninde bitirivermiş. Bir varmış, bir yokmuş, hem varmış, hem yokmuş!

gazetevatan.com
 
Bu hikaye bana bi yerden tanıdık geliyor yoksa bu hikaye Türkiyede mi geçiyor :D
 
Hem Ahmet Burak ve ailesi de nereden nereye gelmiştir, onları ayrıca takdir edip kutlamak gerekiyor... Bazıları bilmez; sevgili Burak'ımızın babaları Saygıdeğer Başbakanımız, İETT'de kadrolu işçiydi. Sonrasında Ülker'de bir dağıtım bayiliğine ortak oldu ama o şirketin yani Emniyet Gıda'nın bilançolarına ve ödediği vergiye bakarsanız kazandığı devede kulaktır... Öyle olduğu içindir ki Ahmet Burak'ın kardeşleri ABD'deki tahsillerini Remzi Gür amcalarının(Ramsey'in sahibi) destekleriyle sürdürebildiler.

Hasan Doğan kimdir?

Derken bu zorlu ve meşakkatlı hayat serüveni sonrasında oğul Ahmet Burak nihayet ticari anlamda hemşehrilerinin kızılelmasına yani armatörlüğe erişiyor.
Peki nasıl mı oldu bu?

Bu hikayede Hasan Doğan diye biri göze çarpıyor. Kim midir bu Hasan Doğan?
Başbakanımızla Ekinlik adasında her yaz tatil yapan ve bir dönem Erdoğan'ın manevi desteği ile kendini futbolumuzun hamisi gibi gören bir işadamı. Başka özelliği: Yine Başbakanımızın çocuklarını ABD'de okutan Ramsey'in sahibi Remzi Gür'ün de kayınbiraderi.

Daha başka: Hasan Doğan, Başbakanımızın kuyumcusu Cihan Kamer'le de ortak.
Nerede ortak? Önceki gün ihale edilen İETT arazisine Şeyh Makdum ile yapacakları inşaat işinde ortak. Diyeceksiniz ki ne var bunda, ticaret ve ortaklık serbest.

Doğan-Kamer-Makdum

Öyle de aynı İETT arazisi geçen yıl önceki günkü ihale fiyatı olan 980 trilyonun çok ama çok altına Doğan-Kamer ve Makdum'a hükümet tarafından açıktan verilmiyor muydu?? Medya ve kamuoyunun isyanı ile bundan son anda vazgeçilmedi mi? Şayet vazgeçilmeseydi ortaklar bir kalemde yüzlerce trilyon kazanmayacak mıydı?

Şimdi o ortaklardan biri olan Tayyip Bey'in tatil arkadaşı ve çocuklarının hamisi Remzi Gür'ün (Ramsey) kayınbiraderi Hasan Doğan, Ahmet Burak'a iyi bir fiyata gemi satarsa birileri buradan spekülasyon üretmez mi?

Hayır hayır amacım asla çamur at izi kalsın değildir. Hiç bir usülsüzlük iması ve isnadım da yoktur... Ama insafla söyleyin bu tablo, bırakın şunu-bunu usul açısından bile kafa karıştırmıyor mu?..


Alıntı..
 
Geri
Üst