- Katılım
- 25 Haz 2005
- Mesajlar
- 9,652
- Reaction score
- 0
- Puanları
- 0
- Yaş
- 40
Türkiye’yi yurt dışındaki toplantılarda kötüleyen Türk vatandaşları kimlerdi?
Avrupa’da kabul görmek isteyen Türkiye düşmanları, ödül kazanmak isteyen yazarlar, iltica etmek isteyen kaçaklar, bölücüler, PKK’lılar.
Şimdi bu listeye yeni bir isim daha ekleyebiliriz.
Dışişleri bakanları. Daha doğrusu bir Dışişleri Bakanı, Ali Babacan.
Reisi Cumhur Hazretleri’nin manevi evladı, Dışişleri Bakanı, Ali Babacan Avrupa Parlamentosu’nda katıldığı bir toplantıda Türkiye hakkında duyunca inanmak güçlük çektiğimiz laflar sarfetti.
“Türkiye’de sadece azınlıkların değil, Müslüman çoğunluğun inançlarına bile baskı yapılıyor” diyen Babacan azınlıklara baskı yapıldığını kabul ettiği gibi, üstüne üstlük Türkiye’de bir baskı rejimi olduğunu söyledi.
Sorumlu mevkideki bir bakanın kendi iktidarlarında Türkiye’de bir baskı rejimi olduğunu kabul etmesi ilginç olmakla birlikte bir Dışişleri Bakanı’nın yurt dışında kendi ülkesini kötülemesi kabul edilebilir bir durum değil.
Ben Türkiye tarihinde, Türkler'in tarihinde böyle bir şey olduğunu görmedim, yaşamadım, okumadım, duymadım.
Ali Babacan’ınki bir ilk.
Babacan’ın yaptığının, Orhan Pamuk’un yaptığından bir farkı yok. Hatta bu daha beter.
Orhan Pamuk’un sözleri kendini bağlayan sözler, ancak Ali Babacan’ın sözleri hasbelkader de olsa Dışişleri Bakanı olduğu için Türkiye Cumhuriyeti’ni bağlıyor.
Ali Babacan’ın sözleri eğer AKP’nin kendini Avrupa’ya hoş göstermek için Türkiye’yi gerekirse rezil etme niyetinin bir beyanı değilse, Ali Babacan “Şuur noksanlığı” gerekçesiyle ya istifa etmeli, ya da Bakanlık'tan azledilmelidir.
Yok eğer AKP’nin yeni politikası buysa, o zaman durum daha vahimdir.
( Fatih Altaylı - 29 Mayıs 2008 )
Birden Bu yazıyı Okuyunca Reisi Cumhur'un Ahim'e Açtığı dava aklıma Geldi .
:durdurun
Avrupa’da kabul görmek isteyen Türkiye düşmanları, ödül kazanmak isteyen yazarlar, iltica etmek isteyen kaçaklar, bölücüler, PKK’lılar.
Şimdi bu listeye yeni bir isim daha ekleyebiliriz.
Dışişleri bakanları. Daha doğrusu bir Dışişleri Bakanı, Ali Babacan.
Reisi Cumhur Hazretleri’nin manevi evladı, Dışişleri Bakanı, Ali Babacan Avrupa Parlamentosu’nda katıldığı bir toplantıda Türkiye hakkında duyunca inanmak güçlük çektiğimiz laflar sarfetti.
“Türkiye’de sadece azınlıkların değil, Müslüman çoğunluğun inançlarına bile baskı yapılıyor” diyen Babacan azınlıklara baskı yapıldığını kabul ettiği gibi, üstüne üstlük Türkiye’de bir baskı rejimi olduğunu söyledi.
Sorumlu mevkideki bir bakanın kendi iktidarlarında Türkiye’de bir baskı rejimi olduğunu kabul etmesi ilginç olmakla birlikte bir Dışişleri Bakanı’nın yurt dışında kendi ülkesini kötülemesi kabul edilebilir bir durum değil.
Ben Türkiye tarihinde, Türkler'in tarihinde böyle bir şey olduğunu görmedim, yaşamadım, okumadım, duymadım.
Ali Babacan’ınki bir ilk.
Babacan’ın yaptığının, Orhan Pamuk’un yaptığından bir farkı yok. Hatta bu daha beter.
Orhan Pamuk’un sözleri kendini bağlayan sözler, ancak Ali Babacan’ın sözleri hasbelkader de olsa Dışişleri Bakanı olduğu için Türkiye Cumhuriyeti’ni bağlıyor.
Ali Babacan’ın sözleri eğer AKP’nin kendini Avrupa’ya hoş göstermek için Türkiye’yi gerekirse rezil etme niyetinin bir beyanı değilse, Ali Babacan “Şuur noksanlığı” gerekçesiyle ya istifa etmeli, ya da Bakanlık'tan azledilmelidir.
Yok eğer AKP’nin yeni politikası buysa, o zaman durum daha vahimdir.
( Fatih Altaylı - 29 Mayıs 2008 )
Birden Bu yazıyı Okuyunca Reisi Cumhur'un Ahim'e Açtığı dava aklıma Geldi .
:durdurun