Başbuğ Kime Ne Mesaj Verdi

Newwave

Altın Üye
Altın Üye
Katılım
17 Kas 2007
Mesajlar
12,976
Reaction score
0
Puanları
0
Konum
World Of Hackhell





Başbuğ kime ne mesaj verdi


Askere en yakın gazetecinin kaleminden..


Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ, “Balyoz darbe planı” iddiasıyla ilgili olarak ilk kez konuştu. Org. Başbuğ’un açıklaması, çok sert ve çok netti. Genelkurmay Başkanı olarak TSK’ya yöneltilen ithamlara ve iddialara karşı yanıt verirken, tartışmanın bütün taraflarına da mesajlar gönderdi. Fikret Bila Milliyet'teki köşesinde bugün Başbuğ'un mesajlarına yer verdi. Başbuğ, yumruğunu masaya vururken kime ne mesaj yolladı..

DİN DÜŞMANI OLARAK GÖSTERENLERE LANET

1- Org. Başbuğ, en sert tepkiyi, TSK’nın cami bombalamayı planladığını iddia edenlere verdi. “Camileri bombalayacaklardı” diyenlere “vicdansızlar” diye hitap etti. Bu yanıtı verirken kürsüyü yumruklayarak konuşması, bu ithamlara karşı duyduğu öfkenin yansımasıydı.

Başbuğ, “Biz Mehmetçiği Allah Allah diyerek taarruz ettiririz. Bu talimnamemizde var. Şimdi vicdansızlara soruyorum, askerine Allah Allah diye hücum ettiren bir ordu Allah’ın evi camiye bomba atmayı nasıl düşünür?” sözleriyle, “Camiyi bombalayacaklardı” diyenlere çok çarpıcı bir yanıt verdi.


İŞTE BAŞBUĞ'UN O SÖZLERİ


Başbuğ Balyoz için ilk kez konuştu-1


TSK’ya karşı yürütülen karşı propagandanın en etkili yöntemlerinden biri “dinsizlik”le suçlamaktır. Bunun örnekleri tarihte görülmüştür. “Balyoz darbe planı”yla ilgili olarak da en çok işlenen, büyütülen konu “Camiye bomba atacaklardı” iddiası oldu. Bunun TSK’yı en çok yıpratacak iddia olduğu biliniyordu.

Halk nezdinde Türk ordusunu, cami cemaatini bombalayacak kadar dinden, imandan, insanlıktan uzak; kendi uçağını düşürecek kadar ahlaktan, izandan yoksun bir ordu olarak göstermenin en etkili yolu olarak kullanılan bu iddia karşısında, Org. Başbuğ‘un yanıtı oyunu bozacak kadar etkileyiciydi.

İŞTE BAŞBUĞ'UN O SÖZLERİ-2

Başbuğ Balyoz için ilk kez konuştu-2


GÜN BUGÜNDÜR DİYENLERE UYARI

DEVLET VE HÜKÜMET YETKİLİLERİNE

3- Org. Başbuğ, “Kızım sana söylüyorum gelinim sen anla” yöntemiyle, devlet ve hükümet yetkililerine de sitem etti. Genelkurmay Başkanı olarak TSK’nın sorunlarını çözme sorumluluğu olduğunu söylerken, devletin diğer yetkililerine de hitap etti. Makam sahibi olmanın sorumluluk gerektirdiğini vurgulayarak, makamların şikâyet etme yeri olmadığı mesajını verdi. “Yani sadece şikâyet edeceğiz, yok öyle bir şey. Görev ve sorumluluğu olanların vazifesi aynı zamanda sorunları çözmek, çözme yönünde gayret göstermektir” dedi.

DARBE SÖYLEMİNDEN ÇIKAR UMANLARA

4- Org. Başbuğ’un mesaj yolladıkları arasında siyasiler de vardı. Darbe söylemini ve darbe iddialarını sürekli gündemde tutarak, bunun yaratacağı mağduriyetten siyasi çıkar umanlara da bir soruyla gönderme yaptı. Başbuğ, şöyle sordu:
“Ben de haklı olarak şunu soruyorum: Darbe iddialarının sürekli gündemde tutulmasından kim menfaat umuyor? Bu yararlı bir konu değil.”

DARBE YOK MESAJI

5- Org. Başbuğ’un verdiği net bir mesaj da darbeler döneminin çoktan kapandığı yolundaydı. Başbuğ, “darbe” sözcüğünü kullanmadan önce, “Bu kelimeyi telaffuz etmekten bile hicap duyduğunu” belirterek söze başladı. Bu konuda duyduğu hassasiyeti yansıtarak, darbe dönemlerinin geride kaldığı değerlendirmesini yaptıklarını vurguladı. 1960’lardan bu yana yaşananlardan her kesimin kendi payına düşen dersleri çıkardıklarını söyledi. “Bugün 2010 yılındayız. Biz diyoruz ki, demokraside en önemli olan husus, iktidarın seçimlerle, demokratik yöntemlerle el değiştirmesidir. Ve herkesin bu düşünceye herkesin yürekten inanması gerektiğini, değerlendiriyoruz” dedi. Böylece TSK’yı sürekli darbe planları içinde gösterenlere ve aynı zamanda darbeden medet umanlara karşı açık tavır aldı.

DARBECİLERİ BARINDIRMAM

6- Org. Başbuğ, demokrasiye olan bağlılıklarını bir kez daha vurguladıktan sonra, TSK içine de mesaj verdi. TSK içinde de hata yapanlar olabileceğini, varsa bunları barındırmayacaklarını yineledi.

BİLGİ SIZDIRANLARA

7- Org. Başbuğ, TSK içinden bilgi sızdıranlara da sert mesajlar verdi. Bu bağlamda TSK’da 61 soruşturma açıldığını söyledi. 9’unun mahkeme safhasında olduğunu belirtti. Bir subayın 3 yıl hapis cezasına mahkûm edildiği ve TSK’dan çıkarıldığını, çeşitli rütbelerde 10 subayın da tutuklu bulunduğunu ilk kez açıkladı.

CUMHURBAŞKANI'NA VE BAŞBAKAN'A

8- Org. Başbuğ, TSK’ya karşı yürütülen faaliyetler konusunda Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’e ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’a göndermede bulundu. Başbuğ, “TSK’ya karşı yürütülen faaliyetlerle ilgili olarak bize düşen görevler var” dedikten sonra, “Mücadeleyi tek başımıza götüremeyiz, elbette devletimizin de yapacağı hususlar var. Bu konulara ilişkin görüş, teklif ve önerilerimizi Sayın Cumhurbaşkanımıza, Sayın Başbakanımıza çeşitli vesilelerle arz ettim, sonuçlandırılmasını da takip edeceğiz” diyerek Gül’e ve Erdoğan’a mesaj gönderdi.


Başbuğ’un, “sevinçli bir telaş içinde” TSK’ya yüklenmek için her fırsatı kullananlara da bir mesajı vardı. Ortamı TSK’yı itibarsızlaştırmak için uygun gören ve “gün bugündür” yaklaşımıyla TSK’yı terör örgütü, her türlü melanetin kaynağı gibi gösterenlere de, “Türk ordusunun da bir sabrı var” diye mesaj gönderdi.


Kaynak

NOT : http://www.hackhell.com/guncel/593099-bu-nasil-ordu-kendi-dinine-karsi.html#post4433197

Sayın Başbuğ Ben Bu Söylediklerinizi Sizden Çok Önce Yukarıda

Linkini Verdiğim Yorumum da Dile Getirmiştim İlginç Bir Tesadüf Olsa Gerek.



 
anlamadığım şey :

darbe yapmak isteyen bir ordu bu kadar hazırlık yapar ama neden darbe yapmaz?

eğer kara,hava,deniz kuvvetleri komutanları darbe istiyorsa darbe olur. bunu lamı cimi yok. genelkurmaybaşkanı da bunun önünde duramaz. birilerine rağmen darbe yapılır ve tarihte örnekleri çoktur. ama gel gör ki bir dünya general bir araya geliyor ve darbe yapamıyor. biraz komik ve saçma değil mi?

bu ülkede son darbenin amerika taarafından yaptırıldığı herkes tarafından bilinir. ama gelin görün ki amerikancı bir iktidar darbe yapılacak diye korkudan tir tir titriyor. merak etmeyin darbe yapılacak olsa yine amerikanın herkesten önce haberi olur. onlarda size söyler. söylemez mi? abi-kardeş ve hatta eş başkan değil misiniz?

türkiye de darbeye en yakın anlarda bile darbe sözcüğünün bu kadar sık kullanıldığını zannetmiyorum. ama ne hikmetse bu günlerde darbe aşşağı darbe yukarı. darbelerden en çok zarar gören sol kesimin bir evladı oalrak ben korkmuyorum darbe olmasından. acaba siz neden korkuyorsunuz? yoksa bilidğiniz bişey mi var?

ve darbeden en çok korkanlar bir ayağı yurt dışında olanlar belkide. utah vaizi, the taraf gazetesi, humeyni sevdalıları vs. vs. ben ve benim gibi sade vatandaş neden bu akdar korkmuyor darbeden?


ben size bir çok sorunun ortak cevabını vereyim. zaten o cevabı ikinokta üstüsteden sonra yazmıştım.


darbe yapmak isteyen şimdiye kadar çoktan darbeyi yapmıştı. ama darbeci dediklerinizin darbe gibi bir düşüncesi yok bence. darbeyi isteyenler bu ülkenin ezeli ve ebedi düşmanlarıdır. dahili ve haricidir. uzakta ve yakındadır.

bu güne kadar darbeler bu ülkede kimin işine yaramıştır?

cevap: bu günlerde ortalıkta deli gibi dolaşıp "darbe olacak, darbe olacak" diye dolaşanların.
 
Bu günki askeriye rütbelilerinin aklından darbenin ''d'' si geçmemekte.
Bu gücü kendilerinde göremiyorlar.Ve bu balyoz ayışığı bilmem ne planları gün yüzüne çıkıncada yerin dibine giriyorlar burası kesin.
Bu girişimlerde genelde medyaya yakın kanatlardan geliyor.
İlk adımı medyayla atmak her zaman en iyisidir.Çünkü bilinçaltını yıkamanın en kolayı bu yol.

Burdan girmeye çalıştılar ama olay uyanıklarca gün yüzüne çıkınca hepsini hastahanede ölüm döşeğinde bulduk.
Bu medyaya yakın kesimler bile bu duruma geliyorsa,TSK nın ne hale geleceğini siz hesap edin.

Bunun kaygı etkisi Başbuğ'u çok seçici cümlelerle konuşmasını gerektiriyor.Bir nebze demogoji yapıyor da diyebiliriz.

Şu anda ülke darbe anayasası ile yönetiliyor,iktidar gelin bunu değiştirelim diyor ama muhalfetin yanıtı belli.Hepiniz biliyorsunuz.Ama neden acaba ? Bunun bir sebebi olmalı. =)
 
''Ordunun da bir sabrı var'' ibaresi çok anlamlı ve hakedilmiş bir sözdü...Büyük bir sabırla hukuka uydular...ve kozlar haklı olarak onlarda....
 

Şu anda ülke darbe anayasası ile yönetiliyor,iktidar gelin bunu değiştirelim diyor ama muhalfetin yanıtı belli.Hepiniz biliyorsunuz.Ama neden acaba ? Bunun bir sebebi olmalı. =)










1980 anayasının toplam 177 maddesi vardı galiba bildiğim kadarıyla. bu anayasanın toplam 83 maddesi değişti. ANAP döneminde 4 madde, DYP-SHP döneminde 16, DSP-MHP-ANAP döneminde 38 madde, AK Parti döneminde 25 maddede değişiklik yapılmıştı.

anayasanın asker anayasası olduğunun kanıtı olan geçici 15. maddedir

eğer darbecilerden bu kadar yaka silkiliyorsa ve askeri anayasa olmaz deniyorsa bu yasa neden kaldırılmadı şu ana kadar.

işte metin:
"12 Eylül 1980 tarihinden, ilk genel seçimler sonucu toplanacak Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin başkanlık divanı oluşturuluncaya kadar geçecek süre içinde, yasama ve yürütme yetkilerini Türk milleti adına kullanan, 2356 sayılı kànunla kurulu Millî Güvenlik Konseyinin, bu konseyin yönetimi döneminde kurulmuş hükümetlerin, 2485 sayılı Kurucu Meclis hakkında kànunla görev ifa eden Danışma Meclisinin her türlü karar ve tasarruflarından dolayı haklarında cezaî, malî veya hukukî sorumluluk iddiası ileri sürülemez ve bu maksatla herhangi bir yargı merciine başvurulamaz."

sen bu ülkede birileri darbeyi planladı düşündü diye yargılayacaksın ama darbeyi yapmış olanalrı yargılamayacaksın. bu ne perhiz bu ne lahana turşusu.

muhalefetin tavrına gelinirse. iktidar partisi diyecek ki anayasanın değişmesi lazım. onu değiştirelim. ama bizim yazdığımız olacak.

bu kuralları sokakta oynayan çocuklar oyunlarında bile kabul etmezler.

neden herkesten gizli ve sadece iktidar partisi hazırlıyor bu anayasayı. neden ortak bir kurul kurulup görüşülmüyor. neden iktidar partisine yakın ve ilk genel seçimlerde milletvekili olan bir hukukçuya ısmarlanıyor bu anayasa? ne çıkarınız var diye sormazlar mı adama?

anayasayı baştan yazacaksınız ve değiştirlmesi teklif dahi edilemez maddeleri değiştireceksiniz. yani cumhuriyetin nitelikleriyle biraz oynayacaksınız. oldu, başka isteiğiniz?

önce samimiyet gerekiyor, sonra da biraz vatanseverlik.

bence budur.
 
1980 anayasının toplam 177 maddesi vardı galiba bildiğim kadarıyla. bu anayasanın toplam 83 maddesi değişti. ANAP döneminde 4 madde, DYP-SHP döneminde 16, DSP-MHP-ANAP döneminde 38 madde, AK Parti döneminde 25 maddede değişiklik yapılmıştı.

anayasanın asker anayasası olduğunun kanıtı olan geçici 15. maddedir

eğer darbecilerden bu kadar yaka silkiliyorsa ve askeri anayasa olmaz deniyorsa bu yasa neden kaldırılmadı şu ana kadar.

işte metin:
"12 Eylül 1980 tarihinden, ilk genel seçimler sonucu toplanacak Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin başkanlık divanı oluşturuluncaya kadar geçecek süre içinde, yasama ve yürütme yetkilerini Türk milleti adına kullanan, 2356 sayılı kànunla kurulu Millî Güvenlik Konseyinin, bu konseyin yönetimi döneminde kurulmuş hükümetlerin, 2485 sayılı Kurucu Meclis hakkında kànunla görev ifa eden Danışma Meclisinin her türlü karar ve tasarruflarından dolayı haklarında cezaî, malî veya hukukî sorumluluk iddiası ileri sürülemez ve bu maksatla herhangi bir yargı merciine başvurulamaz."

sen bu ülkede birileri darbeyi planladı düşündü diye yargılayacaksın ama darbeyi yapmış olanalrı yargılamayacaksın. bu ne perhiz bu ne lahana turşusu.

muhalefetin tavrına gelinirse. iktidar partisi diyecek ki anayasanın değişmesi lazım. onu değiştirelim. ama bizim yazdığımız olacak.

bu kuralları sokakta oynayan çocuklar oyunlarında bile kabul etmezler.

neden herkesten gizli ve sadece iktidar partisi hazırlıyor bu anayasayı. neden ortak bir kurul kurulup görüşülmüyor. neden iktidar partisine yakın ve ilk genel seçimlerde milletvekili olan bir hukukçuya ısmarlanıyor bu anayasa? ne çıkarınız var diye sormazlar mı adama?

anayasayı baştan yazacaksınız ve değiştirlmesi teklif dahi edilemez maddeleri değiştireceksiniz. yani cumhuriyetin nitelikleriyle biraz oynayacaksınız. oldu, başka isteiğiniz?

önce samimiyet gerekiyor, sonra da biraz vatanseverlik.

bence budur.

Bakınız ben sizin için AKP'nin yapmak istediği değişiklikleri yazayım...

AB ile ilişkileri güçlendirmek ve Avrupa Birliği ülkelerine “AB Reformları” yeniden mesajı vererek, demokratikleşme ve insan haklarına dönük yasal düzenlemelere ağırlık verilecek.
Anayasa Mahkemesi’ne kişisel başvuru hakkı sağlanacak. AİHM hükümleri çerçevesinde temel hak ve özgürlüklere ilişkin kişisel başvurular yapılabilecek.
Anayasa’nın “Kanun önünde eşitlik” başlıklı 10. maddesinin “Kadınlar ve erkekler eşit haklara sahiptir. Devlet, bu eşitliğin yaşama geçmesini sağlamakla yükümlüdür” şeklindeki ikinci fıkrasına, “Bu maksatla alınacak tedbirler eşitlik ilkesine aykırı olamaz” cümlesi eklenecek. Böylece ‘kadına yönelik pozitif ayrımcılık’ Anayasa’ya girecek. Aynı maddeye ayrıca, yaşlılar, çocuklular ve özürlülerle ilgili de pozitif ayrımcılık yapılacağına ilişkin fıkra eklenecek.

-İNSAN HAYSİYETİ-

“Temel hak ve hürriyetlerin niteliği” başlıklı 12. maddeye “İnsan haysiyetine dokunulamaz” hükmü eklenerek, yasalar ve idarenin eylemlerine yeni sınır getirilecek. Buna göre, yasalar, mahkeme kararları insan onurunu zedeleyemeyecek. Gözaltında onur zedeleyici davranışların karşılığı anayasal suç olacak.
“Kişi hürriyeti ve güvenliği” başlıklı 19. maddeye, kişisel verilerin korunmasına ilişkin hüküm eklenecek. Buna göre, kişisel bilgiler, ancak kişinin açık rızasına veya kanunla öngörülen bir sebebe dayalı olarak kullanılabilecek. Kişi kendi hakkındaki bilgilerin amaçları doğrultusunda kullanılıp kullanılmadığını öğrenebilecek.

-YURTDIŞI YASAĞI-

“Yerleşme ve seyahat hürriyeti” başlıklı 23. maddeye, “Yurtdışı yasakları ancak mahkeme kararıyla verilebilir” hükmü eklenecek. Böylece, özellikle vergi cezalarında kişilere yurtdışı yasağının önüne geçilmiş olacak.

-KAMU DENETÇİLİĞİ-

Anayasa’nın “hakların korunmasıyla” ilgili bölümüne Kamu Denetçiliği Kurumu’na ilişkin madde eklenecek. Bu kurum, vatandaşla kamu kurumları arasındaki sorunlarda ‘ombudsmanlık’ rolü üstlenecek.

-PARTİ KAPATMA-

“Siyasi partilerin uyacakları esaslar” başlıklı 69. maddeye parti kapatmaları Venedik Kriterleri çerçevesinde zorlaştıran hükümler konulacak. Bu düzenlemeyle, şiddet ve teröre bulaşmadığı sürece partiler kapatılamayacak. Dava açma usulü de değişecek. Dava açılması Meclis’in veya bir kurulun onayına bağlı olacak.

Şimdi size sorayım.Muhalefet bu önerileri neden kabul etmiyor ?
Bu konuda sizin bilginiz daha fazladır mantıklı bir açıklamasını yapar mısınız bana ?
Değişikliklerde en ufak bir olumsuzluk olmamasıyla birlikte olumluyu hedefleyen AKP'nin neden önüne gçiliyor ?

Yani darbe anayasası daha mı iyi ?
 
oldness_07'ye

ben darbe anayasasının iyiliğinden bahsetmedim ki sen bana o soruyu soruyorsun.

akp diyor ki darbe anayasası kötü ama yine geçici 15. maddeyle ilgili bişey yok yani.


parti kaptma diyorsunuz. peki 7 yıldır neden o maddeyi değiştirmediniz? muhalefette destek veriyorken hemde.

yurtdışı yasağı daha da komik. avrupa ve amerika da vergi borcun varsa nerdeyse yerinden kımıldayamassın. hele amerikada adam öldür vergi borcun olmasın. ama bizde maliye bakanı yapılan kişi naylon faturadan hüküm giymiş.



özetlersek ainesi iştir kişinin lafa bakılmaz demişler. insan haklarından bahsedenlerle güven parkta kış soğuğunda işçilerin üzerine su sıkan kişiler aynı kşiler mi?


hani bir kamyon yazısı var ya

"hayat buysa üstü kalsın"


aynen öyle.
 
oldness_07'ye

ben darbe anayasasının iyiliğinden bahsetmedim ki sen bana o soruyu soruyorsun.

akp diyor ki darbe anayasası kötü ama yine geçici 15. maddeyle ilgili bişey yok yani.


parti kaptma diyorsunuz. peki 7 yıldır neden o maddeyi değiştirmediniz? muhalefette destek veriyorken hemde.

yurtdışı yasağı daha da komik. avrupa ve amerika da vergi borcun varsa nerdeyse yerinden kımıldayamassın. hele amerikada adam öldür vergi borcun olmasın. ama bizde maliye bakanı yapılan kişi naylon faturadan hüküm giymiş.



özetlersek ainesi iştir kişinin lafa bakılmaz demişler. insan haklarından bahsedenlerle güven parkta kış soğuğunda işçilerin üzerine su sıkan kişiler aynı kşiler mi?


hani bir kamyon yazısı var ya

"hayat buysa üstü kalsın"


aynen öyle.
Muhalefet diğer maddelerde bile müdahale etmiyor,15. maddeyle i uraşacak ? =)

Sende 7 yıl bu muhalefetle uğraş sende anca 7 senin sonunda böyle bir teklif verirsin =)

İşçilere gelirsek,eğer sen ''ölüm orucu daha güzeldi'' diyorsan,o senin hissiyatındır.Ama saygı duymam.Bundan emin olabilirsin.
İşin afedersiniz b*kunu çıkarmanın lüzumu yok.
 
Muhalefet diğer maddelerde bile müdahale etmiyor,15. maddeyle i uraşacak ? =)

Sende 7 yıl bu muhalefetle uğraş sende anca 7 senin sonunda böyle bir teklif verirsin =)

İşçilere gelirsek,eğer sen ''ölüm orucu daha güzeldi'' diyorsan,o senin hissiyatındır.Ama saygı duymam.Bundan emin olabilirsin.
İşin afedersiniz b*kunu çıkarmanın lüzumu yok.




yanlışsın. tek kelimeyle bu.

neden?

iktidar olurken kimse ona sen iktidar oldun senle uğraşmicaz demedi. diyemezde.

muhalefetin görevi iktidarla uğraşmaktır.iktidarlar eğer muhalefete tahammül edemiyorsa iktidar olmamalıdır bence.

ölüm oruçalrıyla ilgili ne demek istediğini anlamadım. daha açık yazarsan sevinirim.

15. maddeye gelince. maddenin içeriğini daha önce yazöıştım. eğer darbecilerden bu akdar nefret ediyorlarsa yani kısaca samimilerse geçici (adı üstünde geçici) 15. maddeyi kaldırıp 12 eylülü yapanları yargılasınlar.

yargılarsınlar kızılay meydanına çıkıp "ellerinize sağlık, elerinizden öpüyorum" yazılı 50 metrekarelik pankart açmassam şerefsizim.

bu kadar da büyük konuşuyorum.

çünkü biliyorum ki yapmayacaklar. daha doğrusu yapamayacaklar.

çünkü darbeyi yaptıran bop eşbaşkanı abd.


hadi kal sağlıcakla. (fazla uzadı :) )
 
Geri
Üst