levent32
New member
- Katılım
- 17 May 2008
- Mesajlar
- 922
- Reaction score
- 0
- Puanları
- 0
bayılıyorum sizin şu sığ siyaset tartışmalarınıza. sen şimdi hiç tarih kitabı karıştırmadan kendince beni bir ''tarafa'' koymaya çalışıyorsun değilmi. ben ve benim gibiler felan. Ondan sonrada boş bir tartışma. Birde bana ''ihtiyaç'' hatırlatması yapıyorsunuz. Sana konuyla ilgili cevap yazmıyorum. Uzun uzunda anlatacak değilim fakat devlet durağan bir kurum değildir. Zamana ve şartlara göre kendini geliştirir. Hiçbir kanun yasa dogma değildir. ihtiyacı karşılayamadığında değiştirilir, geliştirilir veya yenisi ile değiştirilir. Bu ülkenin aleyhine buzamana kadar çalışan insanlar olduğu gibi o taraftan bu taraftan bundan sonrada olacaktır. Ama ülkenin daha refah içinde hüküm sürmesi için mücadele edenlerde hep olacaktır. O taraftan bu taraftan. O bakımdan taraf tutmak yerine ülke menfaatine olacak herşeye taraftutmaksızın destek vermek, aynı şekilde aleyhine olacak gelişmelerede karşı durmak. Bilinçli bir vatandaş olmanın gereğidir. Şimdi yakın tarihi bir araştır bakalım hangi gelişmeler ülke menfatine, hangileri aleyhine yapılmış...!
sen şimdi bu yazıdanda benim kast etmediğim birsürü anlamsız şey çıkartırsın belki. ama yapacak birşey yok.!
bir güzel söz söyleme sanatı varsa, birde güzel anlama ve dinleme sanatı vardır. (EPIKTETOS)
''bir güzel söz söyleme sanatı varsa, birde güzel anlama ve dinleme sanatı vardır. ''
güzel bir söz ile sonuç bölümüne varman idrak yeteneğinden yoksun insanlar için süslenmiş bir mesaj can alıcı bir vuruş olabilir
ANCAK;
Epiktetos gibi
sözün sahibi hayatını köle olarak yaşayıp efendisi tarafından azat edilmeyi beklemiş bir zavallının Spartaküs gibi onurlu bir mücadeleye adım atamayacağı koyun olup sürüde kalacağı lafta stoacı olup gerçekte köle yaşayan ve durumdan kendisini kurtarmak için bir gayret dahi göstermeyen angutun lafı bana tesir etmez. Çünkü bireyin özgürlüğünü ve bağımsızlığını lafta savunup hayatı boyunca köle yaşayıp azad edilmeyi beklemiş yüksek karakterli bu zatın söyledikleri pek tabii geri planını bilmeyen bir çoğu için değerli bir laf olarak görünebilir.
Bir zavallının sayıklamalarından ibarettir.
Gel gelelim durağan olmayan duruma göre değişen ülkenin refah içnde yaşaması gibi zırvalıklar ile anayasa mahkemesine seçilecek üye ve bunları iktidardaki parti tarafından atanması arasındaki bağlantıya diyeceğim ama ne alaka?
Fabrika mı açıyoruz sanayi hamlesimi yapıyoruz anayasa mahkemesine üyeyi seçilenler seçerse nasıl refah içinde yaşayacağız? Gayri safi milli hasıladan düşen payımız mı yükselecek yok memleketteki işsizler iş sahibi mi olacak. Refah la ne alaka?
Devletler baki hükümetler geçiçidir. Hükümetlerin icraatlarının anayasa ve yasalara uygunluğunu denetleyen mahkemenin üyeleri hükümet tarafından seçilirse bunu denetleyecek kurum mu kalır.
Hükümetin bir milletvekili demiyor mu yakında türkler azınlıkta kalacak kürtler çogunluk olacak o vakit (faraziye) bdp seçim kazanırsa kendisine karşı çıkmayacak üyeleri atayıp istediği gibi yasa değiştirir ses çıkaran olmaz itiraz etsen bile mahkemeden dönmez.
Ne olacak o zaman bir gün sende adalete ihtiyaç duyacaksın. Ama sen bu sığ siyasete cevap vermezsin.
Günü kurtarmak yeter bize . Zaten Atatürk ten beri 10 yıl sonrasını şekillendirecek kalıcı öngörüler yapılmadığı için bu halde değil miyiz?
Herkes kendi dönemini kurtarmak peşinde ..