MG_eVİL
New member
- Katılım
- 20 May 2008
- Mesajlar
- 3,623
- Reaction score
- 0
- Puanları
- 0
Başbakan önceki gece ulusal kanallardan birine çıktı ve bir gazetenin ikisi ekonomi yazıları yazan üç yazarının “sözde” sorularını yanıtladı.
Bizim haftalar önce yazdığımız yüze yakın sorunun biri bile yine sorulmadı, sorulamadı.
Peki; bu “tarihi” söyleşiyi kaç kişi izledi?
Öyle ya; yarın seçimler var ve böyle bir söyleşinin reyting rekorlarını altüst etmesi gerekir değil mi?
Sonuç, hiç de öyle olmadığını gösteriyor!
Başbakan’ın katıldığı program, aynı gün yayınlanan tam 18 programdan daha az izlenmiş...
Vatandaş, Başbakan’ın “sorumsu sorular”a vereceği yanıtlar yerine, Aşk-ı Memnu’yu, Annem’i, Kurtlar Vadisi Pusu’yu, Yemekteyiz’i izlemeyi tercih etmiş.
***
Reyting hesaplamaları yapılırken, Türkiye’deki televizyon izleyicilerinin sayısı 59 milyon 370 bin 390 kişi olarak kabul ediliyor.
Başbakan’ın katıldığı programın “tüm kişiler”deki reytingi 3,9 olmuş.
Yani; diğer bir deyişle, son seçimlerde 16 milyon 300 bin kişiden oy alan Başbakan’ı, sadece 2 milyon 315 bin kişi izlemiş!
Aynı hesapla, tam 7 milyon 470 bin kişi ise, Aşk-ı Memnu’yu seyretmiş.
Bu da gösteriyor ki; yarınki seçimlerde gözlerini kapatarak oylarını AKP’ye verecek olan “sadık partililer”i bile, Başbakan’ı dinlemekten bıkmış...
***
Peki; nasıl oluyor da kıran kırana bir seçim yarışının yaşandığı böyle bir dönemde, Başbakan’ın katıldığı bir programı seyredenlerin sayısı bu kadar az olabiliyor?
Bu sorunun yanıtı basit:
Çünkü Başbakan sadece kendisini destekleyen gazetecilerle konuşuyor...
Böyle olunca da izleyenler gerçek sorulara, içten yanıtlar veren bir Başbakan izleyeceklerine, rahatsız etmeyen sorulara bilindik yanıtlar veren bir Başbakan görüyorlar karşılarında...
Bu da bu tür programlara, sonuç olarak da Başbakan’a gösterilen ilgiyi “en az”a indiriyor!
***
Elbette; bu reyting sıralamasına bakarak, “Aşk-ı Memnu Partisi (AMP) kurulsa, AKP’den daha fazla oy toplar” demek saçma olur! Ama...
Sadece “yandaşı olan gazeteciler”e soru sorma hakkı tanıdığı sürece, Başbakan’ın en azından televizyon piyasasından silinip gideceği de bir gerçektir!
*****
GÜNÜN SORUSU
Sorum Show TV Genel Müdürü, sevgili arkadaşım Saner Ayar’a:
Eğer Başbakan olmasaydı, televizyonunuzun en çok reklam geliri elde ettiği “prime time” kuşağını, reytingi bu kadar düşük bir siyasetçiye emanet eder miydiniz? “Ederdik” diyorsan, diğer siyasi parti liderleriyle neden bu tür programlar yapmadınız?
*****
Sosyal güvenliğimizi sağlayan, adalet dağıtan kadronun hali!
Ankara büromuzdan arkadaşlarımız Şebnem Hoşgör ve Gülümhan Gülten, Adalet (!) Bakanı Mehmet Ali Şahin’in, 13 yaşındaki oğlu ve 15 yaşındaki kızını, yeni Sosyal Güvenlik Yasası’nın hışmından “son anda kurtardığını” ortaya çıkardılar.
Yasaya karşı yapılan ufak bir hile ile, Bakan Bey’in çocukları emekli olmak için 65 yaş sınırını beklememe ve daha az prim ödeyerek yaşıtlarından en az yüzde 10 daha yüksek emekli maaşı almaya hak kazanmışlar!
***
Hatırlarsınız; VATAN, aralık ayında bu reformu hazırlayan ve uygulamasından sorumlu olan Sosyal Güvenlik Kurumu Başkan Yardımcısı Veysel Uyar’ın da aynı usulsüzlüğü yaptığını belgelemişti.
Vatandaşları, “Çocuklarınızı geçici olarak sigortalattırmak suçtur. Bunu yapan 300 bin kişiyi belirleyip yakalarına yapışacağız” diye tehdit eden bu beyefendinin, 5 ve 13 yaşındaki iki çocuğunu, hem de yasanın yürürlüğe girmesinden sadece bir gün önce matbaada çalışıyor gibi göstererek sigortalattırdığı ortaya çıkmıştı.
Sözüm ona; Çalışma Bakanlığı da, Veysel Uyar hakkında soruşturma başlatmıştı...
Ne ilginçtir ki aylar önce başlatılan o soruşturma bir türlü bitmek bilmedi!
Ama bu arada ne oldu biliyor musunuz?
Sosyal Güvenlik Kurumu’nun Karabük İl Müdürlüğü’nde görev yapan bazı memurlar, aynı gerekçeyle çoktan cezalandırıldı!
***
İşte; “adalet dağıtma” ve “sosyal güvenlik” işlerini emanet ettiğimiz kadrolar bunlar!
Nasıl; kendinizi huzur (!) içinde hissediyorsunuz değil mi?
Ne yalan söyleyeyim, ben de öyle!
..::MUSTAFA MUTLU::..
bi kıvanç tatlıtuğ kadar değeri yokmuş tayyip erdoğanın :durdurun:durdurun:durdurun:durdurun
Bizim haftalar önce yazdığımız yüze yakın sorunun biri bile yine sorulmadı, sorulamadı.
Peki; bu “tarihi” söyleşiyi kaç kişi izledi?
Öyle ya; yarın seçimler var ve böyle bir söyleşinin reyting rekorlarını altüst etmesi gerekir değil mi?
Sonuç, hiç de öyle olmadığını gösteriyor!
Başbakan’ın katıldığı program, aynı gün yayınlanan tam 18 programdan daha az izlenmiş...
Vatandaş, Başbakan’ın “sorumsu sorular”a vereceği yanıtlar yerine, Aşk-ı Memnu’yu, Annem’i, Kurtlar Vadisi Pusu’yu, Yemekteyiz’i izlemeyi tercih etmiş.
***
Reyting hesaplamaları yapılırken, Türkiye’deki televizyon izleyicilerinin sayısı 59 milyon 370 bin 390 kişi olarak kabul ediliyor.
Başbakan’ın katıldığı programın “tüm kişiler”deki reytingi 3,9 olmuş.
Yani; diğer bir deyişle, son seçimlerde 16 milyon 300 bin kişiden oy alan Başbakan’ı, sadece 2 milyon 315 bin kişi izlemiş!
Aynı hesapla, tam 7 milyon 470 bin kişi ise, Aşk-ı Memnu’yu seyretmiş.
Bu da gösteriyor ki; yarınki seçimlerde gözlerini kapatarak oylarını AKP’ye verecek olan “sadık partililer”i bile, Başbakan’ı dinlemekten bıkmış...
***
Peki; nasıl oluyor da kıran kırana bir seçim yarışının yaşandığı böyle bir dönemde, Başbakan’ın katıldığı bir programı seyredenlerin sayısı bu kadar az olabiliyor?
Bu sorunun yanıtı basit:
Çünkü Başbakan sadece kendisini destekleyen gazetecilerle konuşuyor...
Böyle olunca da izleyenler gerçek sorulara, içten yanıtlar veren bir Başbakan izleyeceklerine, rahatsız etmeyen sorulara bilindik yanıtlar veren bir Başbakan görüyorlar karşılarında...
Bu da bu tür programlara, sonuç olarak da Başbakan’a gösterilen ilgiyi “en az”a indiriyor!
***
Elbette; bu reyting sıralamasına bakarak, “Aşk-ı Memnu Partisi (AMP) kurulsa, AKP’den daha fazla oy toplar” demek saçma olur! Ama...
Sadece “yandaşı olan gazeteciler”e soru sorma hakkı tanıdığı sürece, Başbakan’ın en azından televizyon piyasasından silinip gideceği de bir gerçektir!
*****
GÜNÜN SORUSU
Sorum Show TV Genel Müdürü, sevgili arkadaşım Saner Ayar’a:
Eğer Başbakan olmasaydı, televizyonunuzun en çok reklam geliri elde ettiği “prime time” kuşağını, reytingi bu kadar düşük bir siyasetçiye emanet eder miydiniz? “Ederdik” diyorsan, diğer siyasi parti liderleriyle neden bu tür programlar yapmadınız?
*****
Sosyal güvenliğimizi sağlayan, adalet dağıtan kadronun hali!
Ankara büromuzdan arkadaşlarımız Şebnem Hoşgör ve Gülümhan Gülten, Adalet (!) Bakanı Mehmet Ali Şahin’in, 13 yaşındaki oğlu ve 15 yaşındaki kızını, yeni Sosyal Güvenlik Yasası’nın hışmından “son anda kurtardığını” ortaya çıkardılar.
Yasaya karşı yapılan ufak bir hile ile, Bakan Bey’in çocukları emekli olmak için 65 yaş sınırını beklememe ve daha az prim ödeyerek yaşıtlarından en az yüzde 10 daha yüksek emekli maaşı almaya hak kazanmışlar!
***
Hatırlarsınız; VATAN, aralık ayında bu reformu hazırlayan ve uygulamasından sorumlu olan Sosyal Güvenlik Kurumu Başkan Yardımcısı Veysel Uyar’ın da aynı usulsüzlüğü yaptığını belgelemişti.
Vatandaşları, “Çocuklarınızı geçici olarak sigortalattırmak suçtur. Bunu yapan 300 bin kişiyi belirleyip yakalarına yapışacağız” diye tehdit eden bu beyefendinin, 5 ve 13 yaşındaki iki çocuğunu, hem de yasanın yürürlüğe girmesinden sadece bir gün önce matbaada çalışıyor gibi göstererek sigortalattırdığı ortaya çıkmıştı.
Sözüm ona; Çalışma Bakanlığı da, Veysel Uyar hakkında soruşturma başlatmıştı...
Ne ilginçtir ki aylar önce başlatılan o soruşturma bir türlü bitmek bilmedi!
Ama bu arada ne oldu biliyor musunuz?
Sosyal Güvenlik Kurumu’nun Karabük İl Müdürlüğü’nde görev yapan bazı memurlar, aynı gerekçeyle çoktan cezalandırıldı!
***
İşte; “adalet dağıtma” ve “sosyal güvenlik” işlerini emanet ettiğimiz kadrolar bunlar!
Nasıl; kendinizi huzur (!) içinde hissediyorsunuz değil mi?
Ne yalan söyleyeyim, ben de öyle!
..::MUSTAFA MUTLU::..
bi kıvanç tatlıtuğ kadar değeri yokmuş tayyip erdoğanın :durdurun:durdurun:durdurun:durdurun