MARCUSX
New member
Başbakan berber olsaydı...
EĞER Başbakan karpuzcu olsaydı; (diplomasisi, ulusal barış ve hukuk anlayışı ile kıyaslayarak) kelek karpuz yiyecektiniz.
Mobilyacı olsaydı; televizyonu eğik koltuklarda, yan yatmış biçimde oturarak izleyecektiniz...
Berber olsaydı; kulağınızın ucu yoktu...
Mimar olsaydı; eve pencereden girmek zorundaydınız...
Şoför olsaydı; Beşiktaş yerine Ömerli Barajı’na gitmiştiniz...
Terzi olsaydı; ayağınızda, bir paçası öbürüne göre on santim kısa pantolonla ortalıkta dolanıyordunuz...
Jokey olsaydı...
Ayakkabıcı olsaydı; topal topal öyle gidiyordunuz...
Ama ne yapacaksınız?...
O devlet adamı...
Türkiye’yi yönetiyor...
Ve size “hukuk” vaat ediyor...
Bir de “demokrasi”...
Neyse ki bu toplumun belki yüzde ellisinden fazlası demokrasinin ne olduğunu elbette bilmiyor.
Karpuzun iyisini seçebiliyor, dar ayakkabıyı algılıyor, berberin-köftecininterzinin iyisinden anlıyor...
Ama demokrasi?...
Söyler misiniz:
Tüm milletvekillerini tek başına seçen, kimin cumhurbaşkanı olacağına tek başına karar veren, TBMM Başkanı’nı tek başına belirleyen tek kişilik bir iktidara, yeryüzünde “demokrasi” diyebilecek bir başka memleket var mı?..
Ya da:
Hoşuna gitmeyen kim varsa çökerten, işine gelmeyeni söyleyeni ülkeden kovan...
Beğenmediği lafı ağzına alanı paralayan, istisnasız muhaliflerini ne yapıp yapıp hapishanelere dolduran... Kendileriyle ilgili dosyaların kapağını açan savcılarıyargıçları dahi sürüm sürüm süründüren bir iktidar sahibi “demokrat” olabilir mi?..
Ve o şimdi size bir de anayasa yapacak...
İyi mi?..
BEKİR COŞKUN
EĞER Başbakan karpuzcu olsaydı; (diplomasisi, ulusal barış ve hukuk anlayışı ile kıyaslayarak) kelek karpuz yiyecektiniz.
Mobilyacı olsaydı; televizyonu eğik koltuklarda, yan yatmış biçimde oturarak izleyecektiniz...
Berber olsaydı; kulağınızın ucu yoktu...
Mimar olsaydı; eve pencereden girmek zorundaydınız...
Şoför olsaydı; Beşiktaş yerine Ömerli Barajı’na gitmiştiniz...
Terzi olsaydı; ayağınızda, bir paçası öbürüne göre on santim kısa pantolonla ortalıkta dolanıyordunuz...
Jokey olsaydı...
Ayakkabıcı olsaydı; topal topal öyle gidiyordunuz...
Ama ne yapacaksınız?...
O devlet adamı...
Türkiye’yi yönetiyor...
Ve size “hukuk” vaat ediyor...
Bir de “demokrasi”...
Neyse ki bu toplumun belki yüzde ellisinden fazlası demokrasinin ne olduğunu elbette bilmiyor.
Karpuzun iyisini seçebiliyor, dar ayakkabıyı algılıyor, berberin-köftecininterzinin iyisinden anlıyor...
Ama demokrasi?...
Söyler misiniz:
Tüm milletvekillerini tek başına seçen, kimin cumhurbaşkanı olacağına tek başına karar veren, TBMM Başkanı’nı tek başına belirleyen tek kişilik bir iktidara, yeryüzünde “demokrasi” diyebilecek bir başka memleket var mı?..
Ya da:
Hoşuna gitmeyen kim varsa çökerten, işine gelmeyeni söyleyeni ülkeden kovan...
Beğenmediği lafı ağzına alanı paralayan, istisnasız muhaliflerini ne yapıp yapıp hapishanelere dolduran... Kendileriyle ilgili dosyaların kapağını açan savcılarıyargıçları dahi sürüm sürüm süründüren bir iktidar sahibi “demokrat” olabilir mi?..
Ve o şimdi size bir de anayasa yapacak...
İyi mi?..
BEKİR COŞKUN