'Başbakanı CHP işe aldı'

AngeL Of Death

Wishmaster
Katılım
6 Haz 2006
Mesajlar
5,121
Reaction score
0
Puanları
0
Yaş
37
Konum
Hayat sıkıcı faLan değil, sen fakirsin..
Kılıçdaroğlu 12 Eylül’deki anayasa değişikliği referandumu öncesinde Can Dündar'ın sorularını CHP Genel Merkezi'nde yanıtladı.Konuşmasına vatandaşların Ramazan Bayramı'nı kutlayarak başlayan CHP Genel Başkanı'nın açıklamalarından satırbaşları şöyle:

VİLLAMI TAKAS ETMEYE RAZIYIM

"Başbakan'ın evini ziyaret etmek niyetim yok. Ama Başbakan arzu ederse bir TV programında kendisine o konutlar ile ilgili soracağım.

Ben gazetelerdeki fotoğrafları görüp, onun üstüne bu ifadeleri seslendirdim. Ben o kadar lüks bir konuta da girmek istemem.

Benim villam Başbakan'ın malikanesi ile kıyaslanacaksa, eşitse, ben takas etmeye razıyım. Eğer böyle bir takas gerçekleşirse, ben o malikaneyi Kızılay'a bağışlayacağım.

ERDOĞAN'I CHP'Lİ BELEDİYE BAŞKANI İŞE ALDI
Başbakan Erdoğan, CHP'nin yargıda kadrolaştığını iddia ediyor. Kendisine sormak isterim İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nde işe onu kim aldı? Dönemin CHP'li belediye başkanı işe aldı ve sigortalı yapıldı. Biz kimsenin siyasi görüşüne bakmayız. Eğer öyle olsaydı Erdoğan o dönemde işe alınmazdı. Kayıtlar ortada, Başbakan belediyede işe CHP döneminde başladı. Erdoğan siyasi kaderini bize borçlu. Başbakan'ın talihi siyasete atıldıktan sonra döndü.

Kendisine vekillik yolunu da biz açtık, çünkü anayasal yasaklarla halkın seçtiği kişilerin önünü kapatan bir parti değiliz.

Bu ülkede aç olarak ölü bulunan insanlar var. Bu dramların yaşandığı bir yerde Başbakan'ın o kadar lüks bir yerde oturması, etrafını Çin Seddi gibi duvarlarla örmesi doğru mudur?"

12 EYLÜL'DE 'HAYIR' OYU VERDİM

Ben 12 Eylül günü bürokrattım, ve gittim 'Hayır' oyu verdim. Evim aranmadı, sadece asker sokağa çıkma yasağı ilan ettiğinde bir kere evim arandı.

Bizim acılarımızı sömürüyorlar. Bu takiye kültürünün doğal sonucu. Bedel ödemeyenler hesap soruyor.

SANATÇILARIN 'EVET' OYU KULLANMASI
'Evet' oyu verecek olan sanatçılarla bir TV programında tartışmak isterim. Onların evlerinin bir geceyarısı basılabileceğini, telefonlarının dinlenebileceğini ve o savcıyı şikayet edemeyeceklerini anlatırdım.

Ben o sanatçılara, "Bu ülkede üniversiteler neden sessiz?" diye sormak isterim.

Otobüs biletlerine zam gelince sokaktaki vatandaş hak arayabiliyordu. Şimdi bu hakkın aranamayacağı bir anayasaya hangi sanatçı 'evet' diyecek.

SANATÇI SİSTEME MUHALİF OLANDIR
Belki biz anlatmakta yetersiz kaldık. Onlara 'Neden evet diyorsunuz diyemem" Ama sanatçı sisteme muhalif olan, eline meşale alıp toplumu ileri götüren insandır. Bu değişiklik 12 Eylül'ün hangi izini kaldırıyor? YÖK mü kaldırıldı? Seçim barajı mı kaldırıldı?

Biz bu ülkede her türlü özgürlüğün olmasını ve kurumların güvencede olmasını, medyanın özgür, yargının bağımsız olmasını isteriz. Çağdaş demokraside ne varsa bizim anayasamızda da o olsun."

HAYIR OYU ÇIKARSA YENİ ANAYASA YAPILIR

Referandumda 'hayır' oyu çıkarsa yeni Anayasa yapılır tüm partilerin katılımıyla. Ama eğer 'Evet' çıkarsa Başbakan Erdoğan yeni anayasa yapımına yanaşmayacaktır. Aslında bu anayasa 12 Eylül Anayasa'sı değil, o anayasanın 85 maddesi değişmiştir. Ama hala 12 Eylül ürünü maddeler var mesela YÖK gibi. Bunları mutlaka kaldırmamız lazım.

BAŞBAKAN ERDOĞAN'A SÖYLEDİM
Başbakan Erdoğan'a ile görüştüğümüzde kendisine geniş bir katılımla yeni bir anayasa yapabileceğimizi söyledim ama kendisi buna yanaşmıyor.

ERDOĞAN DOĞRU SÖYLÜYOR
Ben de bu referandumu bir güven oylaması olarak görmüyorum. Başbakan Erdoğan bu konuda doğruyu söylüyor. Bu referandumun sonucu siyasi partiler için bir ölçü olamaz.

VATANDAŞLAR KORKUYOR
Sayın Adil Gür'ün yaptığı anketi inceledim bugün. Seçmenlerin yüzde 36.5'i AKP'den korkuyor. O nedenle bu referandumda 'Hayır' oyu verelim ve özgürlüğün yolunu açalım.

MEDYAYA ÇOK KIZIYORUM

Medya mensuplarına çok kızıyorum. 'Neden siyaseti sertleştiriyorsunuz' diyorlar. Kim sertleştiriyor. Ben cibilliyetsiz, şerfesiz sözlerini ben gündelik hayatımda da ağzıma almam. Başbakan bunların hepsini söyledi. Ne anamız kaldı, ne babamız kaldı. Bu mudur siyaset! Başbakan'ın üslubu bu yönde.

AFİŞ BİZE AİT DEĞİL
O afişi belediye başkanımız yaptırmış, partimizin görüşünü temsil etmiyor. Kendisini disipline verdik. Zaten halkımızdan da çıkıp özür diledik.

RİZE BELEDİYE BAŞKANI'NI MALZEME ETMEDİK
Bakın bu afişin gereği yapıldı ve tartışıldı. Ama Rize Belediye Başkanı'na ne oldu? 'Güneydoğu'dan kadınlar getirilsin, ikinci evlilik yapılsın' dedi. AKP gereğini yaptı, biz de malzeme etmedik. Bu bizim siyasi olgunluğumuzdur.

Külhanbeyi olmak ayrı, yiğit olmak ayrıdır. Kızabilir Başbakan ama öfkesini dizginleyebilmeli. Çünkü o iktidar, biz muhalefetiz. Adı üstünde. Biz bir konuyu çözeriz dediğimizde, 'Hayır, bunlar çözmek istemiyor' diyor meydanlarda. Çünkü o zaten çözmek istemiyor bu sorunları.

DEMEK Kİ ÇÖZÜM SİLAHLA OLMUYOR
Bir yerde sorun varsa, çözüm üretmek siyasetçinin görevidir. Sayın Başbakan ile görüşürken dedi ki, 'Asker ne istiyorsa verdik'. Demek ki bu işin çözümü silahla olmuyor. Biz çözüm önerimizi şu an olgunlaştırıyoruz. Bu konuda yetkin insanlarla çalışacağız ve çözeceğiz. Biz toplumu entegre ederek, toplumsal uzlaşma ile çözmek istiyoruz."


KAYNAK​
 
kılıçdaroğlu'nun bu konuşmasında dikkatimi çeken bir iddiası oldu. sanırım çoğu kimse bunu ilk kez duymuştur, çünkü çok fazla dile getirilmedi.

bizlere çok çeşitli "haklar" sunacak olan yeni anayasa paketiyle birlikte faydalanacağımız nimetlerden birisi olan husus şu:

hakkında asılsız, düzmece ihbar yapılıp aylarca içeride haksız yere alıkonan kişilere mahkemeye itiraz etme hakkının adalet bakanının iznine tabi olması. yani vatandaş içeride haksız yere aylarca alıkonacak ve daha sonra, serbest bırakıldğında hakkını aramak için dava açmak isteyecek, ancak bu davanın açılıp açılmamasına adalet bakanı karar verecek.

konunun türk işi meali şöyle oluyor: hükümet çevresi kıl olduğu, hizaya getiremediği bir yazar, bürokrat, siyasetçi, televizyoncu, iş adamını...vs. ahbap bir savcıyla ele ele verip imzasız bir ihbar mektubuyla içeri atar ve bu kişi içeride yattığıyla kalır. dışarı çıktığında ise elde ettiği "demokratik hakların" verdiği hazla (bugün bazılarında olduğu gibi) "evet, evet" şeklinde haykırmaya başlar.

bu bir iddia, ama hükümet tarafından bir yalanlama ya da herhangi bir karşı fikir ileri sürülmedi bu konuda. en azından ben duymadım. artık değerlendirmesi sizlere düşüyor.
 
Kılıçdaroğlu 12 Eylül’deki anayasa değişikliği referandumu öncesinde Can Dündar'ın sorularını CHP Genel Merkezi'nde yanıtladı.Konuşmasına vatandaşların Ramazan Bayramı'nı kutlayarak başlayan CHP Genel Başkanı'nın açıklamalarından satırbaşları şöyle:



ERDOĞAN'I CHP'Lİ BELEDİYE BAŞKANI İŞE ALDI
Başbakan Erdoğan, CHP'nin yargıda kadrolaştığını iddia ediyor. Kendisine sormak isterim İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nde işe onu kim aldı? Dönemin CHP'li belediye başkanı işe aldı ve sigortalı yapıldı. Biz kimsenin siyasi görüşüne bakmayız. Eğer öyle olsaydı Erdoğan o dönemde işe alınmazdı. Kayıtlar ortada, Başbakan belediyede işe CHP döneminde başladı. Erdoğan siyasi kaderini bize borçlu. Başbakan'ın talihi siyasete atıldıktan sonra döndü.



KAYNAK​



Ben de babasının çiftliğinde işe aldığını zannettim.

Tabi CHP liler adam kayırmaya alışkn nasıl olsa. Mehmet Moğultay'ın Adliyelerde işe başlattığı ilkokul mezunlarını da hakim/savcıları da ben çok iyi tanıyorum.

Kendi militanları dururken nasıl olmuş da Tayyip'i işe almış diye şaşırıyosunuz değil mi?
 
Ben de babasının çiftliğinde işe aldığını zannettim.

Tabi CHP liler adam kayırmaya alışkn nasıl olsa. Mehmet Moğultay'ın Adliyelerde işe başlattığı ilkokul mezunlarını da hakim/savcıları da ben çok iyi tanıyorum.

Kendi militanları dururken nasıl olmuş da Tayyip'i işe almış diye şaşırıyosunuz değil mi?


şimdiki belediyeler de kimsenin babasının çiftliği değil ama o şekilde kullanılıyorlar.
 
Ulen sizin içinizde bile kadrolaşma var.
Baykal bir yanda gandi bir yandan önder sav bir yandan.
Daha kendi partisi içerisinde bile kadrolaşmaya engel olamayan
iktidara geldiğinde nasıl önleyecek bunu bilinmez.Adamlar kendi partilerini idare edemiyor,
düzeni tam anlamıyla sağlayamıyor çıkıp kadrolaşmaktan bahsediyorlar ilginç =)
 
bu bilgi ile yüzleri kızarması gerekirken zeytinyağı gibi üste çıkmaya çalışıyorlar
 
Farklı fikirlere, hayır diyen kendi başkanlarına
bile tahammülü olmayan bir parti mi hak hukuktan bahsediyor..

Kılıçdaroğlu Erdoğanı nasıl işe aldıklarını değil

PKKlıları nasıl işe aldığını anlatsın!!
 
Geri
Üst