Başbağlar Katliamı anma etkinlikleri

L@c!v€rT

New member
KATLİAM NASIL GERÇEKLEŞTİ ?

Hedef seçilmiş, ekipler hazırlanmış ve hain plan uygulanmaya başlanmıştı.Köyün etrafı kuşatılmış, telefonları kesilmişti. Köyün in­sanlarının az sonra başlarına geleceklerden haberleri yok.Namaz vaktidir.Hoca güzel sesiyle ezan okumakta, köyün erkeklerinin bir bö­lümü cami avlusunda abdest alırken, bir bölümü de abdestlerini evlerinde almış, camiye doğru hareket etmekte.Köy sessiz; Hergünkinden daha sessiz.

Başbağlar köyünde bugün bir farklılık var.Hava diğer günler­den daha güzel.Dağlar bu şirin köye tebessüm ediyor adeta.Hocanın okuduğu ezanla, bir hüzün doluyor köyün insanlarına.Farkında olma­dan hoca ezanı bir hoş ve hüzünlü okuyor. Az sonra olacakları hissetmişçesine hoca ağlıyor adeta.

Başbağlar'ın insanları bugün suskun, konuşmuyor .Olacak bir-şeyler belli ki... Ancak korku yok kimsede.Gökyüzü tebessüm ediyor Başbağlar köyüne.Hocanın okuduğu ezan sesi bir anda kesili-yor.Köyde bir panik yaşanıyor ve hocanın sesi duyulmuyor artık.Az önceki duygusallık, bir anda, acıya ve çocukların ve kadınların bağı-rışmalarına bırakıyor yerini.

5 Temmuz 1993. Saat 20.30. Köyün etrafında ve içinde yüz ci­varında gözü dönmüş cani.Suçsuz, günahsız insanları öldürmeye ni­yet etmiş bir grup dağ eşkıyası.

HOCANIN SESİ DUYULMUYOR

Saat 20.30 sıralarında hoca elinde mikrofon, yüzü duvara dö­nük ezan okuyor.Hoca, arkasından gelenleri görmüyor.Ezan daha bitmeden hocanın ensesine bir tokat iniyor.Hoca arkasını dönünce, eli silahlı militanları görüyor.Ezan yarım kalmasın diye "Bırakın eza­nı tamamlayayım" dese de, dinletemiyor.Yaka paça sürükleniyor.Ay-nı anda camide mevcut bulunan cemaat de dışarı çıkarılıyor.

CAMİDE BULUNMAYAN ERKEKLER TESPİT EDİLİYOR

Caminin içinde olmayan köyün erkekleri tespit ediliyor.Falan fi­lanı getirin diye emirler yağıyor.Baskın yapanlar aradıkları insanları ismen biliyorlar.Sıradan bir baskın değil bu.M Hitanlar, evlere dağılıyor, kadın, erkek, çocuk hepsini dışarı çıkarıyorlar.Zaten Adil Hocanın okuduğu akşam ezanının birden bire yarıda kesilmesine köy hal­kı bir anlam verememişti.Köyün içinde bulunan militanlar, kısa süre­de köyde bulunan tüm insanları bir araya topluyorlar.

OLAYI YAŞAYANLAR ANLATIYOR

Katliamı yaşayanlardan E.A gördüklerini şöyle anlatıyor;

"Akşam namazına duracaktık ki torunum geldi.Anarşistlerin kö­yü bastığını söyledi.Ben de hemen kapıyı kapattım.Kapıyı kapatır­ken, beni gördüler.Gelip kapıyı açmamı istediler.Ama ben kapıyı aç­madım.Döndü gittiler.Biz namazımızı kılıp dua etmeye başladık.Pencereden baktım ki komşunun kapısını kırıp evdeki erkeği dı­şarı çıkardılar.Bir adamı başına diktiler.Tüfeği dayadılar ve bekleme­ye başladılar.Birkaç kişi geldi, bizim kapıyı kırıp içeri girdiler ve evde erkek olup olmadığını sordular.Erkeklerin evde olmadığını söyleyin­ce, evin içine girdiler.O sırada yanımda bulunan parayı onlara doğru uzattım, belki parayı alır da bir şey yapmadan çekip giderler diye.Pa­rayı aldılar, tüfeğin ucuyla beni, gelinimi, torunumu iterek dışarı çık­mamızı istediler.Çıkarken geri döndüm ki odaya bomba koyuyorlar.Dışarı çıktıktan sonra evi ateşe verdiler.Beni götürürlerken itti ve kaktılar.Hasta ve yaşlı olduğumu söyledimse de beni sürüklediler.Kadınların toplandığı yere götürdüler.Etrafımıza bomba koydular.Bir taraftan evleri ve arabaları yaktılar.İçlerinde bayan olan terö­rist ziynet eşyalarımı istedi.Olmadığını söyleyince "Siz İstanbul Karagümrük’ten geliyorsunuz, sizin altınınız olmaz mı ? " dedi.

KATLİAMI GERÇEKLEŞTİRENLER KÖYÜ İYİ BİLİYORLARDI

Baskın sıradan bir baskın değil.Sanki katliamı gerçekleştiren­ler daha önce köye birkaç defa gelmişler. Öyle ki köyün tüm mahalle­lerini ve köyde yaşayanları biliyor, ne tesadüf ki İstanbul’dan köye ta­til için gelen misafirlerin bile bulundukları evler tespit edilebiliyor.Ve siz İstanbul Karagümrükten geldiniz ifadesini kullanabiliyorlar.Köyde bulunan kadınlardan F.P. yaşadıklarını ağlayarak şöyle anlatıyor;

"Militanlar, kapının önünden ismen çağırıyorlardı köyün insan­larını.Selim Pato, sen gel dediler.Görümcemin oğluna, Recep sen de gel, dediler. Doğru camiye dediler.Ben içeride pencerenin önünde oturmuş dinliyordum. Birkaç militan sokaklara dizildi. A.C'yi çağırdı.

Bu adam yanımızdaki ilçenin köyünde oturuyordu.Bizde tırpan yapı­yordu. Onu görünce hayrete düştüm.Daha sonradan biz kadın ve ço­cukları da topladılar. Derenin yanında toplandık.Başımıza bir kız, bir erkek militan koydular.Erkekleri de öbür tarafa topladılar."

Kanlı bir katliama Başbağlar köyü sahne oluyordu artık.Bu dağ köyünde yaşayan insanlar, üstelik çoğu da yaşlı, suçsuz, günahsız olmalarına rağmen, hain kurşunlara hedef oluyorlardı.Artık köyde ya­nan evlerin alevi ve kurşun sesleri duyuluyordu.Köy sakinlerinden G.D. "Biz kadınları topladıkları yerde havaya uçuracaklarmış, Allah kurtardı bizi, dereye topladıklarında yanımıza bir şey koydular.Biz tel­siz var sanıyoruz.Ne konuştuğumuzu dinlemek için telsiz koydular sanıyoruz. Aramızda sessiz sessiz konuşuyoruz. Meğer bombaymış.Dereden çıkmışız, bomba patlamış." Köyün erkekleri öte tarafta kurşuna dizilirken, kadınlar ve çocuklar dere kenarında, yanlarına konan bombadan habersiz, militanlar köyü terk ettikten sonra dere­den ayrılıyorlar.Ayrılmasalar, köydeki erkeklerin akıbetine kadın ve çocuklar da uğrayacaktı.Militanlar, sloganlar atarak kanlı eylemlerini gerçekleştirdiler.Kadınların ve çocukların ağlaşmaları ve köyün ta­mamen yanması onlara adeta büyük bir zevk veriyordu.

BİR DAHA OKULA GİTMEYECEKSİNİZ

Kanlı katliamın gözü yaşlı tanıklarından N.L. " Köye geldiler silahlı silahlı adamlar.Sırtlarında bombalar vardı.Gözümün önünde silahlarını ateşlediler.33 kişiyi kurşuna dizdiler.Ben onların yanında duruyordum.Hepsi sizin gibi bizim gibi konuşuyorlardı.Benim yanım­da bir tane çocuk vardı.Çocukları tutuyorlardı "Bir daha okula gitme­yeceksiniz." diyorlardı.Ben dedim ki: Oğlum niye okula gitmesinler ki? Birisi elini benim omuzuma dayadı." Konuşma sen ne anlarsın?" dedi.Köyü üç dört defa dolaştılar kim var kim yok topladılar.Allah kimseye göstermesin, göz önünde insanların öldürülmesi çok acılı bir durum."

Katliamı gerçekleştirenler köydeki insanları toplarken: "Size bir şey yapmayacağız, sadece konuşacağız." diyorlardı.Ancak mili­tanların hareketleri ve gözlerindeki ifade durumun hiçte öyle olmaya­cağını gösteriyordu.

Militanlar, köyde gerçekleştirdikleri katliamda kinlerini yenememiş olacaklar ki, köydeki evleri, araçları ateşe verdiler.Evlerin yanında bulunan ahırlardaki hayvanlar da çıkan yangınlarda diri diri yandılar.

KONUŞMA YAPACAĞIZ

Başbağlar köyünün muhtarı: "Militanlar camiye girdiklerinde sanki beni tanıyorlarmış gibi yanıma geldiler.Daha önce teröristle karşılaşmadığım için çok korktum.Benim yanıma geldiler.Tehditler yağdırıp bütün köyü yakacaklarını; ancak kimseyi öldürmeyecekleri­ni söyleyerek bu eylemin amacının T.C. "ye bir uyarı niteliğinde oldu­ğunu belirttiler.Daha sonra erkekleri köyün dışına çıkardılar ateşe başladılar.Ben arka sıralarda olduğum için biri göğsümden ikiside bacağımdan üç kurşun yedim.Ölmüş gibi yaptım canımı kurtardım." diye anlattı olayı.

Yine köyün erkeklerinden yaralı olarak kurtulan S.A. :" Cami­de namaz kılıyorduk/İkisi kadın çok sayıda militan namaz ortasında ellerinde silahlarla camiye girip namazı bozdular.Daha sonra bizi si­lah zoruyla dışarı çıkardılar.Bize : "Korkmayın sizi öldürmeyeceğiz" dediler. Daha sonra bizi köyün yüz metre dışındaki kavaklık bir yere topladılar.Burda yaklaşık bir saat propaganda yaptılar."Hükümet ku­racağız, T.C. sizi ve bizi Türk-Kürt-Alevi-Sünni demeden katlediyor. Hesap sormaya geldik.Birbirinize sarılın" dediler.Daha sonra militan­ların lideri olan kişi telsiz görüşmesi yaptı ve ateş serbest diye bağır­dı.Otomatik silahlarla üzerimize ateş açtılar.Aramızda sağ kalanları ayrıca yakından ateş ederek öldürdüler.Ben kenarda kalmıştım.Ölü numarası yaptım.Sırtımdan iki kurşun yedim."

Silah sesleri dağlarda yankılanıyor.Köyün tüm erkeklerini bir araya toplayan teröristler bir buçuk saat propagandadan sonra elin­deki makineli tüfeklerle ölüm kustular.Şehit olan masum insanların feryatları ve atılan kurşunların çıkardığı gürültü Munzur Dağlarında yankılanıyordu.Ne çareki Başbağlar'dan çıkan feryat seslerini kimse duyamıyordu. Katliam sonrasında şehitlerin üzerinde ve etrafında tam beş yüz elli mermi kovanı bulundu.Kanlı baskının bilançosu: Yirmi dokuz kişi kurşunlanarak şehit edilmiş, biri çocuk biri kadın, dört ki­şi de evlerinin içinde diri diri yakılarak şehid edilmiştir.Köyde bulunan tüm evler ve araçlar yakılmış. Başbağlar köyü büyük bir ızdırapla sabahı beklemektedir.

GELDİKLERİ GİBİ GİTTİLER

Militanlar topluca geldikleri köyden istediklerini elde ettikten sonra gittiler.Başbağlar köyü karanlıktır artık.Gökyüzü Başbağlar'a ağlıyor.Birkaç saat önce ne ezanı okuyan hoca, ne ezanın okunduğu cami, ne de camideki cemaatten eser kalmamıştır.

Şimdi Başbağlar'da yaşlı ninelerin ve çocukların feryat ve fi­ganları duyuluyor.Militanlar köyü terk ederken Şehitlerin yanlarına bir bildiri bıraktılar.Bu bildiriyle ülkemizdeki Alevi-Sünni çatışmasını çıkarmaya çalıştılar.Söz konusu bildiride bu katliamın Sivas olaylarına misilleme olduğu belirtiliyordu.

KATLİAM SONRASI KÖYE BIRAKILAN BİLDİRİ

Kamuoyuna duyurulur;

" Partimizin top yekun savaş ilan ettiği ve ulusal kurtuluş müca­delemizin çok önemli aşamalar kaydettiği bu dönemde sömürgeci, faşist Türk Devleti'nin yurtsever halkımız üzerindeki katliamları en vahşi biçimde sürdürülmektedir.Her alanda bir çıkmazla karşı karşı­ya olan sömürgeci T.C., Kürt halkını çağdışı baskı, işkence ve zulüm uygulamalarıyla yıldırmaya, durdurmaya, pasifleştirmeye çalışırken, katliam uygulamalarına Sivas’ta bir yenisini daha ekledi.

.2 Temmuz günü 40'a yakın insanımızın ölümü 60'a yakınının da yaralanmasıyla sonuçlanan olay, devletin bilinçli bir provokasyo­nunun ürünüdür.Ve bunun sorumlusu devlettir.Geçmişte Maraşta, Çorum'da, Sivas’ta sahte bir Alevilik-Sünnilik çelişkisi yaratarak halkı­mızı birbirine düşüren ve katleden devlet, bugün de benzer çelişkileri hortlatarak mücadelemizi bastırmak istiyor. Bu olay geleneksel Osmanlı Politikasının bir devamıdır.Mücadelemizin Kürdistan toprakları olan Sivas'a kadar yayılmasını önleyemeyen faşist TC. Devleti, bu durumu hazmedememiş, çeşitli tahrik ve provokasyonlarla burada yaşayan Alevi Kürt halkımıza gözdağı vererek pasivize etmeyi ve sindirmeyi amaçlıyor

Ancak şu çok iyi bilinmeli ki halkımız artık sahipsiz değil-dir.Halkımız artık kendisine yapılan bu katliamlara karşı sessiz kalmıyor.Sivas’taki halkımıza karşı girişilen bu katliama da gereken ce­vabı verecektir.En ağır biçimde bunun hesabını soracaktır.Bundan hiç kimsenin şüphesi olmasın.Sivas'ta şehit düşen onlarca masum insanımızın kanı yerde kalmayacaktır.Eğer bu yönelimlerini T.C. sür­dürürse en ağır şekilde bunun karşılığı verilecektir.Atacağı yanlış bir adımın bedeli çok ağır ödetilecektir.Bu hiçbir zaman unutulmasın.Bu eylem Türk Devleti T.C. eğer savaşı kurallarına göre oynamaz, sivil halkımız üzerine katliam provasını sürdürürse çok daha kötü sonuç­lar doğabilir. Ve bunun tek sorumlusu da faşist T.C. Devleti olacaktır.

Yaşasın başkan Apo-Yaşasın PKK.Yaşasın Kürdistan ulusal bağımsızlık mücadelesi.Kahrolsun sömürgecilik emperyalizm ve ha­in işbirlikçiler.Katliamlar halkımızı yıldıramaz."

Bu bildirinin bırakılması kafalarda soru işareti bırakmıştır. Zira terör örgütü gerçekleştirdiği çoğu katliamlarda bildiri bırakma ihtiyacı duymamıştır. Kitabın başında da belirttiğimiz gibi Başbağlar köyünü basanların hedefi, 2 Temmuzda meydana gelen Sivas olaylarını ba­hane göstererek ülkede Alevi Sünni çatışması meydana getirmektir.

VAHŞET

30 erkeğin 27' si hain kurşunlara hedef olup can verirken 5 ki­şi de evlerinde diri diri yakıldı. Ölenlerin yüzleri tanınmaz haldeydi. Kiminin kafatası parçalanmış , kimisinin de bağırsakları vücudundan dışarı çıkmıştı. Diğer tarafta tutulan kadınlar sabahın olmasıyla er­keklerini aramaya çıktılar. Köyün yüz metre ilerisinde, köyün tüm er­keklerinin parçalanmış vücutlarıyla karşılaştılar.

Başbağlar katliamından 14 saat sonra güvenlik kuvvetleri Başbağlılar köyüne ulaşabildiler. Başbağlar katliamında şehit olan 32 kişi Kemaliye' nin Başpınar nahiyesinde toprağa verildi . Yine aynı gün köyün imamı Adil Torun, Erzincan merkezinde toprağa verildi. Köyde bulunan kadınlar ve çocuklar İstanbul 'daki akrabalarının ya­nına gönderildi. İstanbul' da bulunan Kemaliyeliler, yapılan katliama ve katliam sonrası militanların bıraktıkları bildiriye karşılık aşağıdaki bildiriyi bastırarak İstanbul sokaklarında dağıttılar.

KEMALİYELİ' LERDEN BİLDİRİ :

" Selçukluya beylik merkezi, Osmanlıya 4 Sadrazam, 2 Şeyhü­lislam, 18 Vezir, 20 Meclis-i Mebusan Azası, Cihan harbinde 20 bin şehid, Milli Mücadeleye 15 bin atlı, 4 bin altın, 10 bin şehid, Türkiye Cumhuriyeti'ne bir Başbakan, 5 Bakan, 16 Milletvekili , 30 Paşa, 20 Vali, yüzlerce bilim adamı, binlerce bürokrat, Türk ekonomisine yön veren binlerce işadamı, sanat hayatına ses veren yüzlerce gönül adamı kazandırmış, adını Mustafa Kemal'den emanet almış kültürel dokusu ve doğasıyla dünyanın ilgi odaklarından biri olan Kayı Boyu­nun akrabası ve Çağrı Beyin torunları Kemaliye halkı olarak acımız büyük, yaramız derindir."

Bin yıldır yukarı Fıratın iki yakasında Munzur ve Sarıçiçek yaylaları ortasında yurt tutmuş, Evliya Çelebi'ye göre Anadolu’nun Molteke'ye göre Asya'nın en güzel şehri Eğin'in 10 bini yöresinde, 30 bini başta İstanbul ve Ankara'da olmak üzere birçok kentte yaşa­yan ve 150 yılda Anadolu’da dış destekli beş ayrılıkçı ayaklanmaya vatanın bölünmezliği, ülkenin birliği ve bayrak sevgisiyle set olmuş Kemaliyeli' ler Munzur yaylasının göğsünde vatanını bekleyen 33 şe­hid verdiler. Türk Milletinin başı sağolsun. Şuursuz, korkak, satılmış terör, Başbağlarda yankılanan ezan sesini de susturduğunu sanıyor. Ama bayrağın, vatanın, cumhuriyetin yılmaz bekçisi ve de­mokrasinin gönülden savunucusu milli ve manevi benliğini yitirmeden çağdaşlaşmayı başarabilmiş Türk ulusunun bir parçası Kemaliyeli' ler devlete olan sonsuz güven ve bağlılıkları içinde her türlü yasal mücadeleyi vererek, ne bayrağın inmesine ne ezanın susmasına ne de vatanın kirlenmesine izin vermeyeceklerdir. Ah ah 25 yaşında olsaydım. Hükümet de bir tüfek verseydi. Ondan sonra Allah benim canımı alsaydı." Derken gözlerinde sel olmuş yaşlarıyla yüreğinden fışkıran coşkusunu televizyon kameraları önünde "Beni duyun, beni anlayın, gafletten uyanın." dercesine, bir bomba gibi insanlığın gözüne, kula­ğına , gönlüne, zihnine nakşeden Başbağlar’lı Gazi 80'lik İbrahim Da­yı' yi ne yazık ki duymadık, anlayamadık, yazık oldu!

Vilayet olma şansını yitirmemesi için 1938 depremi sonrası 240 km. uzaklıktaki Erzincan'a bağlanan Kemaliye'nin soy kırıma uğrayan, talan edilen ve yok edilen Başbağlar Köyünde Devlet ne ya­zık ki ancak 12 saat sonra görmek için gelebildi. 30 şehid bir gece vakti Başpınar'da toplu mezara defnedildi. Ne tören, ne nutuk, ne te­selli. Heyhat... Vali ile Kaymakam da olmasaydı darılacaktık hani...

Bir zamanlar Jeostratejik, jeopollitik yapısı nedeniyle hassas bir konumda olan, karayolu bağlantısı olmamasına rağmen bir garip mantıkla 240 km. uzaklıktaki Erzincan'a bağlı kalmaya mahkum edi­len Kemaliye'ye Elazığ 150, Malatya 170, Sivas 370 km. uzaklıkta­dır." Kemaliye il merkezi yapılmalıdır. " demiştik de gülüvermişlerdi. Oy mantığının nelere kadir olduğunu görmek için bu günü mü bekle­mek gerekiyordu...

Hani İstanbul'da 5, Ankara'da 2 milletvekili seçen 250 bin "oyu" nereye koydunuz ? Oda mı yetmedi... Öyle ya ne seçim zamanı, ne düğün, ne dernek. Düğünde, nişanda, kokteylde resepsiyonda boy gösterip basında bir iki okkalı demeç patlatıverdiniz mi işiniz bitmiş oluyor değil mi? Ne oluyoruz, nereye gidiyoruz, kimden çekiniyoruz. Nerede devlet adamları, nerede hükümet, nerede siyasiler, nerede bilim adamları, nerede medya, nerede demokrasinin kurumları ? Ne­redesiniz ? Bugün Kemaliye, yarın kim bilir neresi? Herkes bu ülke­nin bütünlüğünü, devletin tüniterliğini .bayrağın tartışılmazlığını, kişi, zümre ve şahsi menfaatlerinin üzerine çıkartmakta geç kalmamalıdır. Sevr haritaları tekrar çizilmek isteniyor, milletçe liberal yoğunluklu duygular içine itilerek duygusuz, tepkisiz, ruhsuz bir toplum olma yo­lunda zorlandığımızın farkında mıyız?

Can Mehmetlerimiz, dış destekli terörist eşkıyanın peşinde şehitlerin hakkını ararken, binlerce şüheda kanıyla sulanmış vatan topraklarını canı pahasına bekleyen Doğu ve Güneydoğu insanını eşkıyanın zulmünden kurtarmaya çalışırken, cenazelerini defnetmek yakınlarını teselli etmek için İstanbul’dan iki uçak kiralayıp Başbağlar'a gelen Kemaliyeli' lerin duygularına ortak olmak için: Ana mıdır, Baba mıdır bir uçağı da kaldırıp lütfen iki saatliğine temaşa için uçamaz mıydınız Kemaliye'ye doğru. Haydi zamanı geçirdiniz diyelim: Geç de olsa gidip bakalım "Orada bir köy var uzakta, o köy bizim köyümüzdür" diyen Eğinli A. Kutsi TECER'in hemşehrileri ile büyük Ata­türk'ün "Belli ki bu yurttaşlar çok Kemallidir" diyerek adını verdiği Ke­maliye diye bir yer varmış hani bir' görsek deseniz ne olurdu yani? "Görelim Mevla neyler, neylerse güzel eyler."
 

C-eRbEru-S

New member
Bu katliamı görmezden gelenler unutmak isteyenler unutturmak isteyenler size inat biz şehitlerimizi yaşatacağız
 

fatalx59

Banned
Sivas Katliamının intakımını almakmış, yuh yani artık yalana bak. Eğer Sivas Katliamının intikamını almak isteseydiniz Ülkü Ocağı basardınız. Sizi ahmak satılmış PKK sizi. Ayrıca burada bir çelişkide ortaya çıkıyor. Nedir o? Bu katliamı yaptıkları zaman bunlar sözde Marksist'ti şeriata karşı savaş veriyorlardı. Şimdi ise bu PKK İslam dinine saygılı az buçuk şeriattçı bir yapıya girdi. Neden acaba, sakın daha çok destek göreceklerini düşündükleri için olmasın. Kısaca biz çok karaktersiziz diyorlar.
 

DaVaM

Banned
fatalx59' Alıntı:
Sivas Katliamının intakımını almakmış, yuh yani artık yalana bak. .
İstersen konuyla ilgili bir açıklamaya göz atalım:

Adalet Bakanı Seyfi Oktay, : katliamda sadece PKK’lıların değil TİKKO militanlarının da yer aldığının anlaşıldığını açıkladı. O günlerde yayımlanan radikal sol yayın organlarında eylemi PKK’lı ve TİKKO’lu Alevi kökenli gerillaların ortaklaşa düzenlediğine dair bol miktarda haber çıktı. Başbağlar’ın en önemli özelliği, bulunduğu bölgede bütünüyle Alevi köylerle çevrelenmiş, büyük ve hali vakti yerinde bir Sünni köyü olması. O dönemde yapılan seçimlerde köyün sandığından birinci çıkan parti Refah Partisi, ikinci sırada ise BBP var.


Görüldüğü gibi olay tamamen sivas olaylarının devamı ve bir nevi intikamı olarak kahpece yapılmıştır. Vatan haini vatan hainidir pkk sı tikkosu farketmez.
 

iSpiK

Kadim Dost
herseyi ülküocaklarına yoruyorsun sen eminmisin sivas olayını bildigine ? her islam ve Türklük karsıtı olayın karsısında sadece ülkü ocakları mı duruyor sanıyosun ?

başbağların arastırırsan bunu sivas olayının misillemesi oldugunu anlıyabilirsin ? ve Sivas olayında insan öldürülmemelidir hassasiyetine ! sahip arkadaslarıda bu baslıkta görmek isterdim.........




Erzincan'dan haber geldi.
Dediler: "kanlı borasar!"
Gariplere oldu mezar,
Vay yiğidim, vay mazlumum vay!

Oy başbağlar oy başbağlar!
Garip anam başın bağlar.
Bana da diyemez belli.
Yağdı üstüne kurşunlar vay!

Yakılmıştı tüm evleri,
Kan doldurdu dereleri.
Söyle bana kanlı testi
Kim öldürdü bebeleri vay!

Olay idim olay idim
Delikanlı olay idim.
Elde mavzer, dağ başında
Zalimleri bulay idim vay!
 

fatalx59

Banned
Olayın TİKKO ile alakasını anlamadım. Kafanıza göre ortaya bütün sol örgütleri atacaksınız. Bu köyün hedef seçilmesinin nedeni çok açık. Çünkü burası aşırı dinci bi köy. Sivasın intikamı diye gösterilmeye daha müsaid. Olayı PKK bile üstlenmemiştir. PKK sempatizanlarının sitelerine bakarsanız görürsünüz. Tabi üstlenmeyen yok değil var; ama onlarda genel görüş: "Sivas Katliamı ve Başbağlar Katliamlarını Faşist TC planlayıp uygulatmıştır." . Aslında bu iddada az da olsa haklılar. Sivas Katliamında olaya ne polis nede asker müdahale etmemiştir. Başbağlar Katliamında ise asker olay yerine yanılmıyorsam 14 saat sonra gelmiştir. Yanlışta hatırlıyor olabilirim. Halbuki bu köyün açık hedef olduğu gün gibi ortada iken hiç bir önlem alınmamıştı. Bu iki olayı birlikte düşünmek gerekir. Olayların nasıl geliştiğini gözardı etmemk gerekir. Başbağlar katliamını Sivasın İntikamı diye lense atmemek gerekir. Sivasın intikamı daha alınmamıştır.
 

LaNgHaWiL

New member
bencede olayın arkasında pkk yanında tikko ve dhkp-c gibi aşşağılık ve hain örgütlerde var.
 

neb34

Banned
Daha evvel Dersim harekatı yakın zamanda Başbağlar
Bu işteki sır ne
Neden bu coğrafyada büyük katliamlar oluyor
 

Ŧ ℓ ε ŧ ¢ ħ

ےσℓđ
katliamın hiçbir türlüsü savunulamaz Allah tüm ölenleri rahmetle elesin
her türlü provakasyondan uzak duralım
 

C-eRbEru-S

New member
İntikam Gecikir ama asla yaşlanmaz
Rabbim Allah cellevecelaluhü İntikamların en büyüğünün sahibidir
Mahşerde hesap burda intikam diye bağrınmaktan kat kat daha zor olacaktır
 

L@c!v€rT

New member
Allah yolunda şehîd olanlara ölü demeyiniz. Onlar diridirler. Kendilerine her zaman rızk verilir. Onlarda azâb olunmak korkusu yoktur.​

 

fatalx59

Banned
Birlik olmak için insan olduğumuzun ve inancımızın veya ırkımızın bizi diğerinden daha üstün yapmadığının farkına varsak yeterli olur.
 

iSpiK

Kadim Dost
fatalx59' Alıntı:
Olayın TİKKO ile alakasını anlamadım. Kafanıza göre ortaya bütün sol örgütleri atacaksınız. Bu köyün hedef seçilmesinin nedeni çok açık. Çünkü burası aşırı dinci bi köy. Sivasın intikamı diye gösterilmeye daha müsaid. Olayı PKK bile üstlenmemiştir. PKK sempatizanlarının sitelerine bakarsanız görürsünüz. Tabi üstlenmeyen yok değil var; ama onlarda genel görüş: "Sivas Katliamı ve Başbağlar Katliamlarını Faşist TC planlayıp uygulatmıştır." . Aslında bu iddada az da olsa haklılar. Sivas Katliamında olaya ne polis nede asker müdahale etmemiştir. Başbağlar Katliamında ise asker olay yerine yanılmıyorsam 14 saat sonra gelmiştir. Yanlışta hatırlıyor olabilirim. Halbuki bu köyün açık hedef olduğu gün gibi ortada iken hiç bir önlem alınmamıştı. Bu iki olayı birlikte düşünmek gerekir. Olayların nasıl geliştiğini gözardı etmemk gerekir. Başbağlar katliamını Sivasın İntikamı diye lense atmemek gerekir. Sivasın intikamı daha alınmamıştır.
birader yanılmıyorsam demiceksin ya tam biliceksin konusucaksın yada susucaksın yok Sen burda Benım devletimi sucluyorsun terörist eylemler icinde gibi gösteriyorsun sonrada kendince yorum yapıyorsun

daha 2-3 ay önce senin gibiler basına internete yaymıslardı diyarbakırdakı patlamayı TÜRK derin devleti yaptı ve pkk nın ustune attılar demişlerdi noldu daha 2-3 gun once o olayı yapan serefsız yakalandı... belediye işcisiymis ve ırak taki pkk kampında bomba egitimini almıs... eylemin emrinide Doktor lakaplı birinden almıs

yanı Kısacası o zamandan beri yaptıgınız eyLEmleri Benim ülkeme atmaya calısıyorsunuz ve bu halada devam ediyor sanıRImda kökünüz kuruyuncaya kadar sürecek..
 

kuzay

Pesimist
iSpiK' Alıntı:
birader yanılmıyorsam demiceksin ya tam biliceksin konusucaksın yada susucaksın yok Sen burda Benım devletimi sucluyorsun terörist eylemler icinde gibi gösteriyorsun sonrada kendince yorum yapıyorsun

daha 2-3 ay önce senin gibiler basına internete yaymıslardı diyarbakırdakı patlamayı TÜRK derin devleti yaptı ve pkk nın ustune attılar demişlerdi noldu daha 2-3 gun once o olayı yapan serefsız yakalandı... belediye işcisiymis ve ırak taki pkk kampında bomba egitimini almıs... eylemin emrinide Doktor lakaplı birinden almıs

yanı Kısacası o zamandan beri yaptıgınız eyLEmleri Benim ülkeme atmaya calısıyorsunuz ve bu halada devam ediyor sanıRImda kökünüz kuruyuncaya kadar sürecek



kardeşim bu adamı takip edin sakıncalı seyler yazıyor hep..... ispik arkadasım benden şüpheleniyordun bi zamanlar ama bu konularda aynı taraftayız bilgine
 

fatalx59

Banned
Ben terörist devlettir demedim, TC'nin o katliamlarda (her ikisinde de) az da olsa suçu vardır dedim. Ve bu iddamın sonuna kadar da arkasındayım. Benim PKK'lı olduğumu söylemişsin (ima yoluyla da olsa), ben sana suç bulmuyorum. Suçu seni bu hale getiren düzen de buluyorum.
"kuzay" ben nerede sakıncalı birşey yazmışım?
 

kuzay

Pesimist
fatalx59' Alıntı:
Ben terörist devlettir demedim, TC'nin o katliamlarda (her ikisinde de) az da olsa suçu vardır dedim. Ve bu iddamın sonuna kadar da arkasındayım. Benim PKK'lı olduğumu söylemişsin (ima yoluyla da olsa), ben sana suç bulmuyorum. Suçu seni bu hale getiren düzen de buluyorum.
"kuzay" ben nerede sakıncalı birşey yazmışım?

canım kardeşim devleti eleştirmek ayrı onu yap egitim saglık iş eksik de bunlara bu arad ben sana pkk demedim ama devleti şuçlarsak bu şekildeki sen de şuçu vardır demişşin ama asla oyle bişeyi yakıştırmam pkk lı flan
 

iSpiK

Kadim Dost
genel görüş: "Sivas Katliamı ve Başbağlar Katliamlarını Faşist TC planlayıp uygulatmıştır." . Aslında bu iddada az da olsa haklılar


bunu dedıysen olay bitmiştir... baska soyleyecek bişey yok Sana...
 

fatalx59

Banned
Terörist ülkelere en iyi örnek ABD ve İsrail gibi ülkelerdir. Ben hiçbir zaman TC'yi bu ülkeler ile aynı kefeye koymam, yakıştıramam kendime.
Ben sadece gerektiğinde devlete sesimizi yüksetmemiz gerekir diyorum. Eğer bunu yapmazsak, devlet üzerimizde baskı kurar, kafasına estiği zaman asker darbe yapar. Ve gün gelir "Devlet halk içindir, halk devlet için değil." kuralı unutulur. Devlet yanlış yaptığında onu en güçlü şekilde dile getirmeliyiz ki sesimiz iyice duyulsun.
"BURSA NUTKU

" Türk genci, devrimlerin ve rejimin sahibi ve bekçisidir. Bunların lüzumuna, doğruluğuna herkesten çok inanmıştır; rejimi ve devrimleri benimsemiştir. Bunları zayıf düşürecek en küçük veya en büyük bir kıpırtı ve bir hareket duydu mu, bu memleketin polisi vardır, jandarması vardır, ordusu vardır, adliyesi vardır demeyecektir. Hemen müdahale edecektir. Elle, taşla, sopa ve silahla, nesi varsa onunla kendi eserini koruyacaktır. Polis gelecektir; asıl suçluları bırakıp, suçlu diye onu yakalayacaktır. Genç, "polis henüz devrim ve cumhuriyetin polisi değildir" diye düşünecek, fakat asla yalvarmayacaktır. Mahkeme onu mahkum edecektir. Yine düşünecek: "Demek adliyeyi de islah etmek, rejime göre düzenlemek lazım" Onu hapse atacaklar. Kanun yolundan itirazlarını yapmakla beraber; bana, İsmet Paşa'ya, Meclis'e telgraflar yağdırıp haksız ve suçsuz olduğu için tahliyesine çalışılmasını kayrılmasını istemeyecek. Diyecek ki, "Ben inan ve kanaatimin icabını yaptım. Müdahale ve hareketimde haklıyım. Eğer buraya haksız gelmişsem, bu haksızlığı meydana getiren sebep ve amilleri düzeltmek de benim vazifemdir!" İste benim anladığım Türk genci ve Türk gençliği!"

M.Kemal Atatürk "

İşte tam bunu söylüyorum.
 

HTML

Üst