Başörtüsü Demokratik Bir Haktır!

uLash

Kaleidoscope
Altın Üye
Katılım
29 Ocak 2008
Mesajlar
13,957
Reaction score
1
Puanları
0
Yaş
40
Konum
Buralarda..

54118446.jpg


Marmara Üniversitesi Rektörü:
Başörtüsü Demokratik Bir Haktır!

Başörtüsü takmanın demokratik bir hak olduğunu söyleyen Marmara Üniversitesi Rektörü Necla Pur, özgürlükler için adımların atılacağını ifade etti.

Bir dönem fakülte kapılarına başörtülü öğrencilerin kampüse alınmayacağı yazıları asılan Marmara Üniversitesi'nde, şimdilerde özgürlükler konuşuluyor. Rektör Prof. Dr. Necla Pur, başörtüsünün ülkenin bütünlüğüne ve Cumhuriyet'in temel değerlerine bir sekte vuracağını düşünmediğini, örtü takmanın demokratik bir hak olduğunu söylüyor.

Marmara Üniversitesi, bir dönem fakülte kapılarına yazı asarak 'başörtülü öğrencilerin kampüse alınmayacağını' duyurmasıyla gündeme geldi. Üniversite senatosu, 'hukukun üstünlüğüne duydukları saygı ve toplumsal barış için' yasakçı uygulamaya devam edeceklerini belirtti. Ancak şimdi üniversitede özgürlükler konuşuluyor. Marmara Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Necla Pur, başörtüsünün ülkenin bölünmez bütünlüğüne ve Cumhuriyet'in temel değerlerine bir sekte vuracağını düşünmediğini, örtü takmanın demokratik bir hak olduğunu söylüyor. Zaman'a konuşan Pur, 1980 öncesinde örtülü öğrencilerin üniversiteye girebildiğini hatırlatıyor. Kendisinin de başörtülü öğrencilerinin olduğunu ve örtülü ya da değil diye öğrencileri ayırmadığını belirtiyor. Pur, "Şimdi hepsi de iyi yerlerdeler. Bu, beni hiç rahatsız etmedi. Olaylar çeşitli nedenlerle çarpıtılınca bu mecrada aktı ama keşke böyle olmasaydı." diye konuşuyor. Rektör, okul girişlerine başörtülü öğrenciler için kurdurduğu kabinlere giderek zaman zaman kız öğrencileri teselli ettiğini ifade ediyor. Bu durumun da geçeceği konusunda telkinler verdiğini anlatıyor. Pur, ayrıca kurallara uyarak kendisini zor durumda bırakmayan başörtülü öğrencilerine teşekkür ediyor.

TOPLUM OLARAK BİRLİKTE YAŞAMANIN BİLİNCİNE VARMALIYIZ

23 Aralık'ta Marmara Üniversitesi Nişantaşı kampüsünde meydana gelen karşıt görüşteki öğrencilerin kavgasından sonra güvenlik önlemlerini artırdıklarını kaydeden Necla Pur, "Önceden polis akşam beşte okuldan ayrılıyordu. Artık tüm kampüslerimizde akşam dokuza kadar polisler bekliyor." diyor. Üniversite gibi bir ortamda polislerin sürekli durmasının da hoş olmadığını belirten Pur, ancak öğrencilerin canı söz konusu olduğu için başka çarelerinin olmadığını dile getiriyor. Öğrencilerine Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olmanın gururu ve onuru içinde kardeşçe yaşamalarını önerdiğini ifade eden Pur, "Birlik, beraberlik ve ülkemizin bölünmez bütünlüğü konusunda gençlerimizden hassasiyet göstermelerini istiyorum. Toplum olarak birlikte yaşamanın bilincine varmalıyız." şeklinde konuşuyor.

Necla Pur, maddi durumu iyi olmayan öğrenciler için de yeni uygulamaları hayata geçirdiklerini anlatıyor. Zor durumda olan öğrenciler için burs komisyonunu harekete geçirdiklerini, artık kampüslerde 50 kuruşa çorba ve kıtır ekmek dağıtıldığını aktarıyor. Günde bir öğün yemekle idare eden öğrenciler olduğuna değinen Pur, çocukların derslere aç girmesini istemediklerini ve bin öğrenciye de gizli yemek fişi verdiklerini belirtiyor. Öğrencilerin kıyafet sorununa da okulda açtıkları butikle çözüm bulduklarını dile getiren Pur, fiyatları 1 lira ile 5 lira arasında değişen kıyafetleri tekstil öğrencilerinin onardığını, temizlediğini anlatıyor. İkinci el temiz ve kaliteli ürün sağlamak amacıyla kurulan öğrenci butiğinden öğrenciler de oldukça memnun. Butikte şapkadan ayakkabıya, kazaktan pantolona her çeşit giysi bulunuyor.

Üniversitedeki öğretmen adayı öğrenciler de boş durmuyor ve maddi imkânsızlıklardan dolayı dershaneye gidemeyen çocukları üniversiteye giriş sınavına hazırlıyor. 15 öğretmen adayı, hafta sonu kampüste gerçekleştirdikleri ücretsiz kurslar sayesinde geçen yıl 95 öğrenciyi üniversiteye yerleştirmiş. Öğrenci istihdamına da önem verdiklerini kaydeden Prof. Dr. Pur, üniversitede iş imkânı sağlayarak öğrencilere para kazanma fırsatı sunduklarını aktarıyor. Yurtların yetersiz olduğuna da değinen Necla Pur, özel yurtlarla anlaşma yoluna giderek, maddi durumu kötü olan öğrencilerin barınma sorununa çözüm bulmaya çalıştıklarını anlatıyor.

Kaynak
 
başörtüsü hakkı demokratik olmasına demokratik de bir kesim kendini bilmezler tarafından başörtüsü maalesef öcü gibi görülmekte.Nasıl ki mini etek giyene kimse karışmıyorsa başörtüsü takana da kimse karışmamalıdır.insanlar kılık kıyafetiyle değerlendirlmemelidir.Demokrasinin gereği budur.....
 
Başörtüsü takmanın demokratik bir hak olduğunu söyleyen Marmara Üniversitesi Rektörü Necla Pur, özgürlükler için adımların atılacağını ifade etti.

o kadar öğrenciyi mahfettikten sonra geç biLe kaLdıLar...başörtülü diye okuyup ta çalışamayan çok kişi biliyorum..senelerdir bunun tartışması var..artist artist konuşanLarında anası bacısı başörtüLü..miLLet soyunana ıslık alkış tutar başını örtene değersiz bakar..inşallah bundan sonra ki öğrenciLerin hakLarı yenmez görünüşLeri yüzünden..eLine sağLık uLash
 
Bizim ülkemizde DİN ve VİCDAN özgürlüğü var diyorlar .. Hristiyan ' a Yahudiye En ufak bişe olduğunda Hemen Din ve Vicdan özgürlüğü var Diyip Sabahlara kadar tartışıyorlar Ama Neden Bizim İnsanımıza Saygı göstermiyorlar Hayret .. İsteyen Takar İsteyen Takmaz Kur ' an ı Google ye yazıp Başörtüsü nün Kur ' an daki hükmü yazan adam zaten düşman olmaz . Sözün Özü Din ve Vicdan özgürlüğü olan ülkemizde Herkes istediği dini yaşabilir . Osmanlı Devletin'de de Bu böyleydi .


Paylaşım İçin Teşekkürler
 
kafaLar boş oLmasında şapka mı var başörtü(türban)sü mü peruk mu o bizi değiL baş sahinini iLgiLendirir..

Burda sana katılmıyorum evil.
İkisininde kullanılma alanı,kullanılma amacı aynı olduğuna göre bana farkı açıklar mısın ?

şimdi bak birinde içine bone takıyorsun diğerindeyse saçının teLi görünüyor,yani asLında saçının teLi biLe görünse senin için kâr.. =) yani biz zaten her gün takıtığımız için türban mürban çok iyi biLip çok iyi yargıLıyoruz insanLarın ne giyip ne giymemesi gerektiğini..
 
Başörtüsüyle Türban ayrıdır.. :goz:
sonuçta başörtüsüde türbanda aynı amaç için kullanılıyor dimi? ikiside saçları kapatmak için.. adı üstünde başı örtmek için..burada fulardan veya atkıdan bahsetmiyoruz...sonuçta başörtüsüde taksan aynı sorun türbanda taksan aynı sorun..neden ikisini ayırt ettiniz anlayamadım...:confused1:
 
ben söyleyeyim nedenini, başörtüsü ile kasteddikleri ananelerden kalma başı gelişi güzel kapatma, türban da ise başını bilinçli örtme var yani aslında karşı oldukları şey dinini bilinçli yaşıyanlar.. türban takanlar onun Allah ın emri olduğunu bilenler işte bazı kesimin zoruna giden de bu, islam'ı bilinçli yaşamak...
 
Kesinikle demokratik bir haktır ama bazı kesimlerin tutumu insanları bazı haklardan soğutuyor.
 
Bu iş başörtüsünden başlar türbana gider,oradan da çarşafa ulaşır....
meclisteki veya dışındaki sözde aydın ve vekiller bu konu hakkında bu kadar çok
enerji harcayacaklarına kadınları topluma kazandırmak için uğraşsalar
şimdi ne başörtüsü sorunu kalmıştı ne de toplumumuzdaki bu cahil yapı.
Unutmayalım ki Atatürk'ün eşi de başı örtülü hattta çarşaflı bile diyebiliriz
ama Atatürk aynı zamanda Sabiha Gökçen gibi bir Türk kadınının fırsat verildiğinde neler yapabileceğini
önce Türk halkına sonrada bütün dünyaya göstermiştir...
Kadınları çarşafa kapatarak, dış dünyadan tamamen soyutlayarak, sadece cinsel birer
obje olarak görmek ne Türklüğe yakışır ne İslama ..
Anadolumuzun genelinde kız çocukları ilkokul bitirince okuldan alınır nasılsa evlenecek ,
evlenince de ne yapsın o kadar okumuşluğu....Ama unutulan birşey var ki o da cahil bırakılan
kız evladının ileride bu ülkenin geleceğine etki edebilecek politikacı,asker,hakim vb devlet insanlarının
Annesi olacağıdır....Cahil bir annenin yetiştireceği çocuk sizce nasıl bir ülke yönetebilir?
AYNI BUGÜNKÜ GİBİ....
 
Bu iş başörtüsünden başlar türbana gider,oradan da çarşafa ulaşır....
meclisteki veya dışındaki sözde aydın ve vekiller bu konu hakkında bu kadar çok
enerji harcayacaklarına kadınları topluma kazandırmak için uğraşsalar
şimdi ne başörtüsü sorunu kalmıştı ne de toplumumuzdaki bu cahil yapı.
Unutmayalım ki Atatürk'ün eşi de başı örtülü hattta çarşaflı bile diyebiliriz
ama Atatürk aynı zamanda Sabiha Gökçen gibi bir Türk kadınının fırsat verildiğinde neler yapabileceğini
önce Türk halkına sonrada bütün dünyaya göstermiştir...
Kadınları çarşafa kapatarak, dış dünyadan tamamen soyutlayarak, sadece cinsel birer
obje olarak görmek ne Türklüğe yakışır ne İslama ..
Anadolumuzun genelinde kız çocukları ilkokul bitirince okuldan alınır nasılsa evlenecek ,
evlenince de ne yapsın o kadar okumuşluğu....Ama unutulan birşey var ki o da cahil bırakılan
kız evladının ileride bu ülkenin geleceğine etki edebilecek politikacı,asker,hakim vb devlet insanlarının
Annesi olacağıdır....Cahil bir annenin yetiştireceği çocuk sizce nasıl bir ülke yönetebilir?
AYNI BUGÜNKÜ GİBİ....

sana aynen katılıyorum..
 
kafaLar boş oLmasında şapka mı var başörtü(türban)sü mü peruk mu o bizi değiL baş sahinini iLgiLendirir..



şimdi bak birinde içine bone takıyorsun diğerindeyse saçının teLi görünüyor,yani asLında saçının teLi biLe görünse senin için kâr.. =) yani biz zaten her gün takıtığımız için türban mürban çok iyi biLip çok iyi yargıLıyoruz insanLarın ne giyip ne giymemesi gerektiğini..

kafaLar boş oLmasında şapka mı var başörtü(türban)sü mü peruk mu o bizi değiL baş sahinini iLgiLendirir..

ende farklı birşey söylemedim ki zaten Lazish.Takan kişiyi ilgilendirir ama aksi düşünen insanlara yazdım onu ben.

şimdi bak birinde içine bone takıyorsun diğerindeyse saçının teLi görünüyor,yani asLında saçının teLi biLe görünse senin için kâr.. =) yani biz zaten her gün takıtığımız için türban mürban çok iyi biLip çok iyi yargıLıyoruz insanLarın ne giyip ne giymemesi gerektiğini..

Ben ne giyip ne giymemesi gerektiğinide yargılamıyorum ki.Ben türbala başörtüsü arasında ne fark vardır onu sordum ?

 
bravo demekki din ve vicdan özgürlüğünü savunan akedemisyenlerimiz hala kalmış .helal olsun

türban da başörtüsüde aynı şeydir. boşuna baykal polemiği yapmayın :mad:

isteyen bone takar içine isteyen iç tülbenti takar sonuç ta dinimiz kadınların başlarının örtmesin emrediyor.önemli olan bu.

başını örtmeyen dindar olmuyormu sorusuna gerek yok. onu allah ile o kul arasındadır...
 
Herkesin Kendi Dinini Ve Mezhebini Seçme Özgürlüğü Var Kimse Kimsenin Dinine, Mezhebine Karışmadıkça Diğer Kişilerin Özgürlüklerini Kısıtlamadıkça Demokratik Haklarından Yararlanabilir.

(Kişinin özgürlüğü, başkasının özgürlüğünün başladığı yerde biter.)
 
ben söyleyeyim nedenini, başörtüsü ile kasteddikleri ananelerden kalma başı gelişi güzel kapatma, türban da ise başını bilinçli örtme var yani aslında karşı oldukları şey dinini bilinçli yaşıyanlar.. türban takanlar onun Allah ın emri olduğunu bilenler işte bazı kesimin zoruna giden de bu, islam'ı bilinçli yaşamak...

bilinçli müslüman olmak denilince akepenin, fetoş örgütünün veya milli görüş örgütünün maşası, tetikcisi olmak mı anlaşılıyor.???rica ediyorum insanların inançlarını sömürmekten vazgeçin artık.başka geçim kaynakları bulun.abileriniz de kendilerine başka geçim kaynakları bulsunlar.ekonomik anlamda üretime katkı yapsınlar.inanç sömürüsü ile karın doyurmaktan vazgeçsinler.
 
bravo demekki din ve vicdan özgürlüğünü savunan akedemisyenlerimiz hala kalmış .helal olsun

türban da başörtüsüde aynı şeydir. boşuna baykal polemiği yapmayın :mad:

isteyen bone takar içine isteyen iç tülbenti takar sonuç ta dinimiz kadınların başlarının örtmesin emrediyor.önemli olan bu.

başını örtmeyen dindar olmuyormu sorusuna gerek yok. onu allah ile o kul arasındadır...

doğru söze imzamı atarım.
 
Geri
Üst