ikRa
Banned
Arkadaşım dini konular hakkında pek bigim yok.
Verdiğin yanıt beni tatmin etmedi biraz araştıma
yaptım ve aşağıdaki makaleyi buldum.
Bu bana daha mantıklı geldi belkide yanılıyorumdur.
unutmadan cevabın içinde teşekkür ederim.
Bağlayıcı olan tek yazılı kitap Kuran-ı Kerîm’dir
Bizim bildiğimiz vahiy Kurân’dır. Bunun dışında Peygamber’in kalbine doğan bazı düşünceler olabilir ama Peygamber bu düşünceleri kendi söz kalıplarıyla ifade etmiştir. İşte bu tür sözlere kutsal hadis denilir. Ama bunlar Kur’ân ağırlığında vahiy değildir, Peygamber’in insansal düşüncelerinin bunlarda etkisi vardır. Bundan dolayı Peygamberimiz Kur’ân vahyi dışında herhangi bir sözünü yazdırmamış, hatta sözlerinin yazılmasını yasaklamıştır. Kıyamete kadar insanları bağlayacak emirler, yasaklar Kur’ân vahyiyle sabit olanlardır. Bunun dışındaki emirler Peygamber’in kendi sözü de olsa geçicidir, bağlayıcı değildir. Çünkü Peygamberimiz bunları o zamanın şartları içinde söylemiş, “herkes için geçerlidir, bağlayıcıdır” dememiştir. Zira kendi söz ve emirlerinin bir kısmını sonradan şartlar değişince değiştirmiştir. Bazı yasakları kaldırmış, zamanın gereği ne ise onu yapmıştır. Ama Kur’ân emrini değiştirme yetkisine sahip değildir: “De ki: Onu kendi tarafımdan değiştiremem. Ben sadece bana vahyolunana uyarım. Şayet ben Rabbime karşı gelirsem, büyük bir günün azabından korkarım” (Yunus: 15).
KALBİNE DOĞAN İLHAMLAR
Fakat sonradan gelenler Kur’ân ile yetinmeyip Peygamber’in her sözünü vahiy kategorisine sokup Kur’ân ile eşit yapmaya kalkmışlardır. Oysa sözlerin bir bölümü ilham olsa da Kur’ân vahyi ağırlığında değildir.
… Ama kutsal hadis dediğimiz Peygamber’in kalbine doğan ilhamların ifade tarzı Peygamber’in kendi sözleridir. Bundan dolayı bunlar yazılmadığı için aktarımlarında büyük farklar, fazlalıklar, eksiklikler vardır. Bunlar bağlayıcı olmadığı için Peygamberimiz bunları yazdırmadı. Kendisinden sonra gelen dört Halife de bunları yazdırmadı. Onlar için bağlayıcı tek yazılı kitap Kur’ân-ı Kerîm’dir.
Kaynak:Gazete Vatan
Bu konuyLa iLgiLi bende kendi cümLeLerim yerine güzeL bir metin buLdum
Yardımcı oLmaya çaLışayım Sünnetin yaLnız Hz. Peygamber ( s.a.v.) nin kaLbine doğan iLhamLar oLmadığı yoLunda..
Bütün Peygamberler (a.s.v), Allah’ın emir ve nehiylerini O’nun kullarına ulaştırmak ve onlara doğru yolu göstermekle görevlendirilmiş hidâyet elçileridir. Peygamberler bu mukaddes elçilik görevlerini hakkıyla yerine getirmeye çalışmışlardır. Bizim Peygamberimiz Hz. M…….d sallallahu aleyhi ve sellem de ümmetine Allah Teâlâ’nın istediği şekilde yaşamaları için gerekli bilgileri uygulamalı olarak vermiştir.
Peygamber Efendimiz (s.a.v.) vahiy yoluyla Allah’tan aldığı Kur’an âyetlerini, görevi gereği, insanlara sadece ulaştırmakla kalmıyor aynı zamanda onları açıklıyor ve anlatıyordu. Tebliğ ettiklerini açıklamak ve anlatmak onun aslî göreviydi. Hemen işâret edelim ki Peygamberimiz(s.a.v.)’in tebliğ görevi cihanşümul olduğu için, açıklamaları da ona uygun bir çerçeve ve nitelikte gerçekleşiyordu.
Hayatın ilâhî irâde doğrultusunda şekillenmesi konusunda Sünnet, Kur’an ile birlikte hemen onun yanıbaşında birinci dereceden bir görev üstlenmiş bulunmaktadır. Bunun böyle olduğunu hem Peygamber’e itaatı emreden Kur’ân-ı Kerîm, hem de Hz. Peygamber’in bizzat kendisi ifade ve ilân etmektedir.
Allah (cc) Kur’ân-ı Kerîm’de şöyle buyurmaktadır:
“Peygamber size ne verirse onu alın, neyi yasaklarsa ondan da kaçının!” [Haşr sûresi (59), 7].
“De ki: Allah’ı seviyorsanız, bana uyunuz ki, Allah da sizi sevsin ve günahlarınızı bağışlasın” [Âl-i İmrân sûresi (3), 31].
“Allah’a ve kıyamet gününe kavuşacağını uman sizler için Allah’ın Resûlü’nde güzel bir örnek vardır” [Ahzâb sûresi (33), 21].
“Allah’a ve Resûlü’ne inanıyorsanız, anlaşmazlığa düştüğünüz konuları Allah’a ve Resûlü’ne arz ediniz!” [Nisâ sûresi (4), 59].
“Hayır Rabbine andolsun ki onlar, aralarında çıkan anlaşmazlıklarda seni hakem tayin edip verdiğin hükmü, içlerinde hiç bir sıkıntı duymadan kabul edip teslim olmadıkları sürece tam mü’min olamazlar” [Nisâ sûresi (4), 65].
“Gerçekten sen, doğru yola, Allah’ın yoluna çağırıyorsun” [Şûra sûresi (42), 52].
“Peygamber’in emrine muhâlefet edenler, fitneye ya da can yakıcı bir azaba uğramaktan çekinsinler” [Nûr sûresi (24), 63].
“Kim Peygamber’e itaat ederse, Allah’a itaat etmiş olur” (Nisâ sûresi (4), 80].
Hz. Peygamber (s.a.v.) şöyle buyurmaktadır:
“...Kim benim sünnetimden (yaşama tarzımdan) yüz çevirirse benden değildir” (Buhârî, Nikâh 1; Müslim, Nikâh 5).
“Dinin elden çıkışı sünnetin terkiyle başlar. Halat nasıl lif lif kopup parçalanırsa, din de sünnetin birer birer terkiyle ortadan kalkar” (Dârimî, Mukaddime 16).
Bütün bu âyet ve hadisler, müslümanların ancak sünnete sarılmak ve ondan ayrılmamaya çalışmak suretiyle İslâmî kimliklerini koruyabileceklerini ifade etmektedir. Zira açık bir gerçektir ki, sünnetin terkedilmesiyle doğacak boşluk, sünnetin tam zıddı demek olan bid’atla doldurulacaktır
Riyazü’s- Salihin Şerhi…
ya biseyi zorla yapiyosan onun ne anlami9 ne de sevabi kalir.... hatta sevaptan döner günaha.. kimide malesef zorla takiyor. Cikarmak istesede aile baskisindan dolayi cikaramiyor...
size bisey deyimmi?? bende zorla kapandim, istemeyerek baba baskisiyla, onun icin hic bir sevabim yok bu konuda, kiyafetlerimin tesettürle alakasi yok cünkü kendimi kapali olarak göremiyorum, belki bana kiziyorsunuz ama kizmayin.. elimde degil, cocuk yasta kapanmak zorunda kaldim, istemeyince birseyler hos olmuyo sonucu..
Peki ya tam tersini düşün kardeşim?
Ya sen kapanmak isteseydin de baban karşı çıksa ibadetine mani oLsaydı?
Bak Allah Yüce Kitabında ne diyor..
EY iMAN EDENLER, EĞER BABALARINIZ VE KARDEŞLERINIZ iMANA KARŞI KÜFÜRDEN HOŞLANIYORLARSA ONLARI DOST EDINMEYIN! SiZDEN HER KiM ONLARI DOST EDiNECEK OLURSA, iŞTE BUNLAR KENDiLERINE ZULMEDENLERDiR. (tevbe 23)
Almelerin Sahibi La ikrâhe fiddîn diyor Bakara Suresi 256. Ayetinde yani Dinde zorLama yoktur..
Ancak aiLeLerin çocukLarı üzerinde topLumsaL kuraLLar ahLak ibadet gibi konuLarında yükümLüLükLeri vardır ki İbadette en önemLisidir
7 yaşına geLdikLerinde çocukLarınıza namaz kıLmayı öğretin, eğer 10 yaşına geLdikLerinde haLa kıLmıyorLarsa ufak dayakLa aLıştırın buyuruyor Hz. Peygamber
Şükür etmeLisin ki aiLen hırsızLık için günah ve haram için zorLamıyor seni
Dinine bağLanman ve genç yaşta aLışkanLık haLine getirmen için yani yine kendi iyiLiğin içindir sana kuruLan bu baskı sevgiLi kardeşim..