64general1
New member
- Katılım
- 14 Haz 2007
- Mesajlar
- 1,720
- Reaction score
- 0
- Puanları
- 0
Bağımsızlığımız ve Özgürce Yaşamak İçin Verilen Canlar
Abdullah Buksur - Türk Dünyası İnsan Hakları Derneği
Türk Dünyası İnsan Hakları Derneği olarak, yaşadığımız
terör sürecini her şeyden önce etnik temelli milliyetçi bir zemine oturtmamamız
gerektiğinin altını çiziyoruz.
Mikro milliyetçilik temeline dayanan, sosyalist ideolojiyle
şekilenen, Terör örgütünün, ne başlangıcında ne de bu gün, Türk milletinin parçası
olan Kürt kökenli insanlarımızla ve bölgede yaşanan sorunlarla ilgili bir derdi yoktur.
Geldiğimiz nokta ihtibariyle konuyla ilgili konuşanlar; sorun
tanımlaması veya çözüm önerisinde bulunanlar; politik ve ideolojik kabulleriyle
konuşmaktadır.
Mesleyi hangi kelimelerle aktaracaklarını, cümleyi nasıl kuracaklarına, neyi öne çıkaracaklarına dair karar verirken yine siyasi, yine ideolojik tercihleriyle karar veriyorlar.
Farklı başlangıçlar yapılsada terör örgütü PKK’nın, bu gün kontrolü, ABD'nin başını çektiği güçlerdedir.
Bunun anlamı PKK’nın yayılmacı, işgalci güçlerin maşası olduğudur.
Bunun için işgalci emperyal güçlerin emrinde olan PKK terör örgütünün, şiddet politikalarına karşı hep birlikte mücadele etmeden, bağımsız, özgür, demokrasi temelinde barış içinde kardeşçe yaşayamayacağımız açıktır.
Biz buradan bütün kamuoyuna seslenmekle birlikte, Medya mensuplarından,
şiddet değil sevgi dilini kullanmalarını özellikle rica ediyoruz.
Hangi sermayeye hizmet ediyorlarsa etsinler, hangi siyasi veya ideolojik
guruba mensup olurlarsa olsunlar, ABD’nin uygulamakta olduğu politikalara
karşı çıkmadan, bölgede ve ülkemizde kardeşçe barış içinde yaşamaktan söz
edilemez.
O zaman kullandıkları dilin barışa ve kardeşçe yaşamay hizmet etmesi, toplumsal ve insani sorumluluklarıdır.
Önce içimizde başlatılan, sonra bölgemizde bulunan ülkelerin kendi amaçları doğrultusunda kullanmak gayesiyle kontrol ettikleri, daha sonra bütün bunlar dışlanarak, AB ve ABD’nin oyuncağı haline gelen PKK terör örgütü; 1991 den ihtibareni ABD'nin Irak’ta en önemli siyasi ve askeri güç haline gelmesiyle, ABD’nin koruma ve kollaması altında, emperyalizmin bölgedeki tetikçisi haline gelmiştir.
Gelinen noktada, PKK terör örgütü bütün söylemlerini kaybetmiş, ABD'nin yayılmacı, saldırgan, işgalci politikalarının gladyosu olmuştur.
Emperyal işgale karşı mücadele etmeden, onun emrine girenlerin, ne bağımsızlık, ne özgürlük, ne demokrasi, ne de barış diye bir derdinin olmadığı açıktır.
ABD’nin bizlere ne vereceği, Irak’ta görülmektedir.
Demokrasi ve barış isteyenlerin herşeyden önce bu milletin evlatlarının akan kanına dur demesi gerekmektedir.
Türkiye'deki etnik temelli siyaset yapmaya çalışanların da PKK terör örgütü ile birlikte hareket etmemeleriyle birlikte, acilen terörü ve teröristi sağlıklı tanımlamaları,
ABD emperyalizminin işbirlikçisi, uşağı olmadıklarını göstermeleri
gerekmektedir.
Bu insanlarımızı da içinde yaşadığımız duruma bağlı olarak sağlıklı söylemler geliştirmelerinin, sorunun çözümüne katkı yapacağını ifade ediyoruz.
Bağımsız ve insanca yaşmak adına varoluşlarını belirleyen, antiemperyalist savaşı birlikte veren, Türkiye cumhuriyetini kuran insanlarımız, şimdiye kadar nimeti ve külfeti birlikte paylaştılar.
Etnik milliyetçilik temelinde yaşamakta olduğumuz PKK terörü, şiddete dayalı olarak oluşturmak istediği iklimde insanlarımızın birbirine öteki olarak bakmasını
sağlamaktır.
Böylece şiddeti en geniş alanlara yaymayı planlamakta, korkuya
dayalı yaptırımlarıyla seçme ve seçilme özgürlüğü başta olmak üzere, ekonomik
alnları kontrol etmeyi planlamaktadır. Böylece, emrine girdiği emperyalist
güçlere hizmet etmeyi planlamaktadır.
Bize düşen, yaşadıklarımız karşısında kan ağlayan yüreğimizden, kan kırmızı değil, Beyaz hilal gibi bir güvercin gönderin yüreğimizden, kanatlarinda özgürlük, yüreginde baris, her tüyünde umut ve kardeşlik olsun…
Yaşadığımız bu olayların temel amacının, milletimizin huzur ve barışını ortadan kaldırmaya yönelik olduğunu unutmamalıyız.
Bağımsızlık, özgürlük, demokrasi olmadan insan haklarından söz edilemez.
Bağımsızlığımız, özgürlüğümüz için yaşamlarını kaybeden evlatlarımıza Allahtan rahmet diler, ailelerine ve Türk milletine sabırlar dileriz.
Abdullah Buksur - Türk Dünyası İnsan Hakları Derneği
Türk Dünyası İnsan Hakları Derneği olarak, yaşadığımız
terör sürecini her şeyden önce etnik temelli milliyetçi bir zemine oturtmamamız
gerektiğinin altını çiziyoruz.
Mikro milliyetçilik temeline dayanan, sosyalist ideolojiyle
şekilenen, Terör örgütünün, ne başlangıcında ne de bu gün, Türk milletinin parçası
olan Kürt kökenli insanlarımızla ve bölgede yaşanan sorunlarla ilgili bir derdi yoktur.
Geldiğimiz nokta ihtibariyle konuyla ilgili konuşanlar; sorun
tanımlaması veya çözüm önerisinde bulunanlar; politik ve ideolojik kabulleriyle
konuşmaktadır.
Mesleyi hangi kelimelerle aktaracaklarını, cümleyi nasıl kuracaklarına, neyi öne çıkaracaklarına dair karar verirken yine siyasi, yine ideolojik tercihleriyle karar veriyorlar.
Farklı başlangıçlar yapılsada terör örgütü PKK’nın, bu gün kontrolü, ABD'nin başını çektiği güçlerdedir.
Bunun anlamı PKK’nın yayılmacı, işgalci güçlerin maşası olduğudur.
Bunun için işgalci emperyal güçlerin emrinde olan PKK terör örgütünün, şiddet politikalarına karşı hep birlikte mücadele etmeden, bağımsız, özgür, demokrasi temelinde barış içinde kardeşçe yaşayamayacağımız açıktır.
Biz buradan bütün kamuoyuna seslenmekle birlikte, Medya mensuplarından,
şiddet değil sevgi dilini kullanmalarını özellikle rica ediyoruz.
Hangi sermayeye hizmet ediyorlarsa etsinler, hangi siyasi veya ideolojik
guruba mensup olurlarsa olsunlar, ABD’nin uygulamakta olduğu politikalara
karşı çıkmadan, bölgede ve ülkemizde kardeşçe barış içinde yaşamaktan söz
edilemez.
O zaman kullandıkları dilin barışa ve kardeşçe yaşamay hizmet etmesi, toplumsal ve insani sorumluluklarıdır.
Önce içimizde başlatılan, sonra bölgemizde bulunan ülkelerin kendi amaçları doğrultusunda kullanmak gayesiyle kontrol ettikleri, daha sonra bütün bunlar dışlanarak, AB ve ABD’nin oyuncağı haline gelen PKK terör örgütü; 1991 den ihtibareni ABD'nin Irak’ta en önemli siyasi ve askeri güç haline gelmesiyle, ABD’nin koruma ve kollaması altında, emperyalizmin bölgedeki tetikçisi haline gelmiştir.
Gelinen noktada, PKK terör örgütü bütün söylemlerini kaybetmiş, ABD'nin yayılmacı, saldırgan, işgalci politikalarının gladyosu olmuştur.
Emperyal işgale karşı mücadele etmeden, onun emrine girenlerin, ne bağımsızlık, ne özgürlük, ne demokrasi, ne de barış diye bir derdinin olmadığı açıktır.
ABD’nin bizlere ne vereceği, Irak’ta görülmektedir.
Demokrasi ve barış isteyenlerin herşeyden önce bu milletin evlatlarının akan kanına dur demesi gerekmektedir.
Türkiye'deki etnik temelli siyaset yapmaya çalışanların da PKK terör örgütü ile birlikte hareket etmemeleriyle birlikte, acilen terörü ve teröristi sağlıklı tanımlamaları,
ABD emperyalizminin işbirlikçisi, uşağı olmadıklarını göstermeleri
gerekmektedir.
Bu insanlarımızı da içinde yaşadığımız duruma bağlı olarak sağlıklı söylemler geliştirmelerinin, sorunun çözümüne katkı yapacağını ifade ediyoruz.
Bağımsız ve insanca yaşmak adına varoluşlarını belirleyen, antiemperyalist savaşı birlikte veren, Türkiye cumhuriyetini kuran insanlarımız, şimdiye kadar nimeti ve külfeti birlikte paylaştılar.
Etnik milliyetçilik temelinde yaşamakta olduğumuz PKK terörü, şiddete dayalı olarak oluşturmak istediği iklimde insanlarımızın birbirine öteki olarak bakmasını
sağlamaktır.
Böylece şiddeti en geniş alanlara yaymayı planlamakta, korkuya
dayalı yaptırımlarıyla seçme ve seçilme özgürlüğü başta olmak üzere, ekonomik
alnları kontrol etmeyi planlamaktadır. Böylece, emrine girdiği emperyalist
güçlere hizmet etmeyi planlamaktadır.
Bize düşen, yaşadıklarımız karşısında kan ağlayan yüreğimizden, kan kırmızı değil, Beyaz hilal gibi bir güvercin gönderin yüreğimizden, kanatlarinda özgürlük, yüreginde baris, her tüyünde umut ve kardeşlik olsun…
Yaşadığımız bu olayların temel amacının, milletimizin huzur ve barışını ortadan kaldırmaya yönelik olduğunu unutmamalıyız.
Bağımsızlık, özgürlük, demokrasi olmadan insan haklarından söz edilemez.
Bağımsızlığımız, özgürlüğümüz için yaşamlarını kaybeden evlatlarımıza Allahtan rahmet diler, ailelerine ve Türk milletine sabırlar dileriz.