Büyük Selçuklu Veziri Nizamülmülk

SEYDİALİ

seyri alem
Büyük Selçuklu Veziri Nizamülmülk






Nizamülmülk
, Büyük Selçuklu Devleti sultanlarından Alparslan ve oğlu Melikşah’ın veziri olup büyük bir devlet adamıdır. Asıl adı Hâce Kıvâmüddîn Ebû Ali Hasan bin Ali’dir. 1018 yılında İran’ın Tûs şehrinde doğmuş ve 1092 yılında Nihavend’de, Hasan Sabbah’ın* fedâisi bir bâtinî tarafından şehit edilmiştir.
Nizâmülmülk, vezir olduğu 1064’ten, şehit edildiği 1092 senesine kadar aralıksız yirmi dokuz sene Büyük Selçuklu Devletine, tam bir dirâyet ve adâletle hizmet etmiştir. Vazifeli olduğu için katılamadığı Malazgirt Meydan Muhârebesi hâriç, bütün Selçuklu fetihlerinde bulunmuştur. Sultan Alparslan’ın vefâtıyla veliaht Melikşah’ın tahta geçmesini sağlayıp, nizam ve âsâyişin korunmasında muvaffak olmuştur. Sultan Melikşah’a muhâlefet eden veya başkaldıran Selçuklu prenslerinin itâat altına alınmasında büyük hizmetleri geçmiştir. Sultan Melikşah, devletin idâresinde ona çok büyük ve geniş yetkiler vermiştir. Nizâmülmülk’ün akıllı, tedbirli ve adâletli idâresi sâyesinde de, Melikşâh’ın saltanatı, aynı zamanda Büyük Selçuklu Devletinin de en parlak ve en şanlı devri olmuştur.
Nizamülmülk alim, dindar, cömert, adil ve yumuşak huylu, suçluları çok bağışlayan, az konuşan bir kimse idi. Meclisi, alim ve salih insanlarla dolup taşardı. Alimlere çok saygı gösterirdi. Ebulkasım Kuşeyri ile İmam Ebulmeali Cüveyni gelince ayağa kalkar ve sonra tekrar oturur idi. Fakat Silsile-i Saadat* Ebu Ali Farimedi (k.s) gelince ayağa kalkar, onu kendi makamına oturtur, kendisi de onun önüne otururdu. Nizamiye Medresesi'ni* sırf İmam Gazali'nin (r.h) ilim öğretmesi için yaptırmıştı. Selçuklu sultanı Alparslan'ın oğlu Melikşah, bütün devlet işlerini Nizamülmülk'e havale edip ona Atabek* ünvanını vermişti.
Bir rivayete göre; fakir ve kimsesiz bir kadın, vezir Nizamülmülk'en bir müşkilinin halledilmesi için yardım istemiş. Nizamülmülk de durup onunla konuşmaya başlamış. Bunun üzerine vezirin mabeyncilerinden biri o kadını Nizamülmülk'ün yanından uzaklaştırmak istemiş. Vezir, mabeyncisinin bu hareketini çok çirkin görmüş ve "Muhakkak ki ben sana bu gibilere yardım edesin diye vazife verdim" diyerek onu haciblikten uzaklaştırmış.
Sultan Melikşah'ın etrafındaki bazı hasetçiler vezir Nizamülmülk hakkında ileri geri konuşmuş, hatta "Sizin mülkünüzde ortak olduğunu söyler" demişlerdir. Sultan da Nizamülmülk'e "Eğer benim saltanatta şerikim, mülkümde ortağım isen bunun da bir hükmü vardır. Eğer vekilim ve benim emrinde ise onun icablarını yerine getir" demiştir. Nizamülmülk ise Sultan'a şu cevabı vermiştir: "Başındaki o sultanlık tacı bendeki divite* bağlıdır. Bu ikisinin birlikte olması her şeyin dirliği ve saltanatının kıyamını temin eder. Bu divitin kapağını kapatırsam tacın kaybolur gider. Bir kapıyı kırmadan önce başına gelecekleri düşün".



Nizâmülmülk’ün Selçuklu Devletindeki bütün düzenleme ve değişiklikleri ciddî bir şekilde tetkik eden, devlet idâresinde kendi görüşlerini, icrâatını ve bunların gerekçelerini gelecek nesillere intikal ettirmek maksadıyla Fârisi olarak yazdığı Siyâsetnâme isimli eseri, bugün siyâset ilmiyle uğraşanların el kitapları arasında sayılmaktadır. Siyâsetnâme’de Türk-İslâm devletlerinin idârî, mâlî, siyâsî, askerî, sosyal ve kültürel yönlerini incelemektedir. Tam doğru metin ve ilâvesiz nüshası, İstanbul’da Süleymâniye Kütüphânesi, Molla Çelebi kısmında 114 numarada mevcuttur. Siyâsetnâme, birçok dillere tercüme edilerek, yayınlanmıştır.

(Tarafımca derleme)


*Hasan Sabbah (1034 - 1124): Büyük Selçuklu Devleti zamanında yaşamış olan, tarihin eski ezoterik ve Batıni örgütü fedaayiin (Karşı düşüncedekilere göre de Haşhaşileri) kuran ve ölene kadar liderliğini yapan İranlıdır. Bir süre Nizamülmülk'ün emrinde çalışmıştır.


* Silsile-i Sadat: Peygamberimiz Hz.Muhammed'in (s.a.v) kendisinden sonra yerine vekalet edeceğini hadis-i şeriflerinde haber verdiği evliyaların oluşturduğu zincirdir. Ebubekir ile başlayıp Ebul Faruk Süleyman Hilmi Tunahan ile son bulan 33 Mürşid-i Kamil'in (Allah dostunun) dahil olduğu manevi yola verilen isim (bkz: Silistreli Süleyman Hilmi Tunahan, Prof. Dr. Ahmet Akgündüz, Osmanli Araştırmları Vakfı, İstanbul 1997).


* Nizamiye Medresesi: Büyük Selçuklular zamanında kurulan vezir Nizamülmülk'ün adıyla anılan medreselerdir. En büyüğü Bağdat'taki Nizamiye Medresesi olup, İsfahan, Nişabur, Belh, Herat, Basra, Musul ve Amul'da da benzerleri vardır.


*Atabek: Selçuklularda şehzadelerin eğitimiyle görevli kimse, lala. Bu ünvan ilk defa vezir Nizamülmülk'e, Melikşah'ın devlet işlerinde tecrübe kazanması için verilmiştir.


*Divit: Hokkadaki mürekkebe batırılarak yazı yazmaya yarayan ve değişik uçları olan bir tür kalem.



alıntı
 
Top