Böyle din, böyle siyaset

TraFoo

Banned
Katılım
3 Ağu 2009
Mesajlar
2,032
Reaction score
0
Puanları
0
Böyle din, böyle siyaset
5 EKİM tarihli gazetelerde,
pic.php



5 EKİM tarihli gazetelerde, Nakşibendi tarikatının Suriye’deki önde gelen şeyhlerinden Abdulgani El Haznevi’nin Türkiye’ye gelişi ile ilgili fotoğraflar yayınlandı. Çok anlamlı fotoğraflar:

Suriye’nin Kamışlı kentinde yaşayan ve babası Şeyh Ahmet El Haznevi’nin ölümünün ardından bu ülkedeki Nakşibendilerin başına geçen Şeyh Abdülgani El Haznevi, müritlerini ziyaret etmek için Türkiye’ye gelmiş. Şanlıurfa’nın Akçakale Sınır Kapısı’nda müritleri tarafından ilahilerle karşılanmış. Şeyhi sınırda karşılayanlar arasında Saadet Partili Akçakale Belediye Başkanı Abdülhâkim Ayhan ile MHP’li Harran Belediye Başkanı Mehmet Özyavuz da bulunuyormuş. DHA’dan Hasan Kırmızıtaş ile Ali Leylak’ın bildirdiğine göre, 06 AG 5254 plakalı lüks cipten inen Şeyh Haznevi karşılayanlara elini öptürdükten sonra Harran’a gitmiş. Ardından, müritlerinin oluşturduğu yüzlerce araçlık konvoyla Karaköprü Beldesi’ne gelmiş; daha sonra Akpınar Öğrenci Yurdu’na geçen şeyh burada Şanlıurfa Bağımsız Milletvekili Seyit Eyyüpoğlu tarafından karşılanmış ve eli öpülmüş. (Hürriyet, 05.10.09)

SAPKINLIK

Gazetelerde el öpme kuyruklarının ve beşuş çehreli politikacıların fotoğrafları var. Bunlar ülkemizdeki sapkın din ve siyaset ilişkilerinin en çarpıcı belgeleri. Peki şeyhin Akpınar Öğrenci Yurdu’nda işi ne? İl Milli Eğitim Müdürlüğü bu konuyu araştırdı mı?

Bu görüntüler İslamcı politikanın dinlikten çıkardığı İslam dininin nasıl yozlaştığının ve ilkel putperestliğe dönüşmesinin en çarpıcı kanıtları. İşte Yaşar Nuri Öztürk gibi, Ali Akın gibi gerçek din bilginlerinin “şirk koşma” olarak tanımladığı sapkınlık sahneleri.

NUR YÜZLER YOK

21 Ekim 2009 tarihli Hürriyet Gazetesi’nde de hem birinci sayfada hem de içerde bir cenaze töreni fotoğrafları yayınlandı. Bu fotoğraflarla ilgili şöyle bir e-posta aldım bir okurdan:

“Bugün sizin sayfanızda dincilerimizin grup fotosu var. Çocuklara öcü diye göstersek kaçacak delik ararlar! Bizim neden şöyle nur yüzlü dini bütün suratlarımız yok oldu. Tüm dincilerin yüzünden kin, nefret, dehşet akmakta. Dinci partinin hiçbir milletvekili, hiçbir din hocası şöyle nur içinde değil. Vazgeçtik nurdan, dingin, sakin, mütevazı bir tavır içinde bile değil. Hepsi her an cihat halinde sanki... Erbakan bile daha sempatikti yahu kanlı mı kansız mı derken.”

DİN DEREBEYLERİ

Okurun sözünü ettiği fotoğraflar, Başbakan Erdoğan’ın Rize’ye gittiğinde ziyaret edip elini öptüğü emekli vaiz Mustafa Yıldız’ın cenaze töreninde çekilmiş.

Fotoğraflardan biri dehşet verici: Bir yanda kara çarşaflı kadınlar kalabalığı, bir yanda sarıklı-cüppeli erkekler ve bunların ortasında gıcır gıcır bir Mercedes. Mercedes’in önünde işaretparmağıyla ileriyi gösteren bir mürit. Sanki “Yort savul! Savulun Şeyh Hazreti geliyor!” deyu bağırmakta. Otomobilin içinde İsmailağa Cemaati’nin lideri Mahmut Ustaoğlu, dört bir yanında ABD Başkanı’nın korumalarına benzer, elleri telsizli tek tip kıyafetli korumaları.

Gazetelerin belirttiğine göre cenaze törenine 8-25 bin kişi katılmış. Katılanlar arasında Cüppeli Ahmet (Ahmet Mahmut Ünlü) Hoca ile Resul Bölükbaş Hoca da var.

Ülkemizde, dinin dinlikten çıkmışlığının, din derebeylerinin şanlı yükselişinin çarpıcı manzaraları. Demokrasi ile siyaset ilişkisinin marazlı manzaraları. İşte bu nedenle, görevini yapan bir başsavcı engizisyon rahipleri tarafından yakmalık’a (ateşe) gönderiliyor!

Rize’de artık hangi cumhuriyetçi, demokrat ve laik bir parti oy alabilir? Prof. Dr. Ergun Özbudun’un özlemini çektiği “Pasif Laiklik” manzaraları! Vah zavallı Türkiye vahhh!..

Böyle din, böyle siyaset @ Kuvayi Milliye Haber Detay
 
Cemiyet hayatını şişli-mecidiyeköy,nişantaşından-izmir konak tan ibaret görenler, ANADOLU nun mayasında var olan dindar ve din sevgisini öcü gibi göstermeye devam ededursunlar..Halka o kadar uzaklarki bunları görünce sanki yeniymiş gibi göstermekten asla utanmıyorlar. Bunlar bu vatanın gerçeği,sevsende sevmesende heryerde gördüğümüz şeyler.. arada sişliden fatihe de geçin de gözünüz açılsın.. alışırsınız..


mişonların elini eteğini öpenler ,neva şalom daki hahamın sakalına şiir şarkı yazanlar, kipa ya haç'a hürmet edip boynuna asanlar ,müslümanın sakalına elbet dayanamaz..
MÜMİN MÜMİNE BAKINCA ESENLİK GÜVEN,EMNİYET VE HUZUR DUYAR, MÜMİNE BAKAN KÜFFAR HEYBET KORKU DEHEŞET DUYAR..

GÖRÜŞTEN GÖRÜŞE FARK OLACAK TABİ.... SEN NASIL GÖRÜYORSAN ÖYLEDİR...
 
Tarikat kadınları anlatıyor


Ayşe Köylü de, artık içini kaldıran çirkinlikleri herkes bilsin istiyor. Üç yıla yakın bir süre yürekten bağlı olduğu tarikat hakkında şimdi ağzından buz gibi sözcükler dökülüyor ve "iğreniyorum" diyor. Onun iç bulantısını, sesinin büklümlerinde duyumsuyorsunuz.

Ayşe 27 yaşında. 1987'de memleketi Çorum'dan İstanbul'a okumak için gelmiş. O tarihten beri ailesinden uzak. Büyükçamlıca İmam Hatip Lisesi'nde okurken bir tarikatla bağlantı kurmuş. "Üç yıla yakın bir süre Kadiri Tarikatı'ndaydım. 1991'de ayrıldım" diyor. Zeytinburnu'ndaki Sultan Baba Tarikatı'nın şeyhi Zabıta Baba'ya bir dönem yürekten inanmış, ancak bir gün içi gördüklerini kaldırmaz olmuş. Ayşe, yıllar sonra tepkisini şöyle dile getiriyor:

"Zikr esnasında kadınlar kendilerini yerden yere vururlardı. Kadınla erkekler ayrı yerlerdeydi. Kim daha canlı yapıyorsa o daha kıymetliydi. Her türlü dini kitap okumak yasaktı. Her şeyi şeyh bilirdi. Şeyh ne derse doğruydu. Marketi vardı, ordan alışveriş yapmak zorundaydık. Bir keresinde 10 yaşında cin çarpmış bir erkek çocuğu getirdiler. Şeyhin cini kovmak için çocuğu dövdüğüne şahit oldum. Bu olay beni dehşete düşürdü. Başımız ağrıdığında şeyh bizi okuyup üflerdi.

Bir keresinde beni çağırdı, okudu, baş ağırımı geçirmek için okşamaya başladı. Yaptığının yanlış olduğunu biliyordum, ama karşı koyamadım. Bu olayın başkalarının da başına geldiğini öğrendim. Bir arkadaşımın anlattığı olaydan sonra iğrendim. Arkadaşıma yakınlaşmak istemiş. Flört edenler nasıl yakınlaşırsa öyle. 'Seni çok seviyorum' diye kucaklamak istemiş. Arkadaşım elinden zor kurtulmuş. Sonunda ikimiz de oradan ayrıldık."

Ayşe, bu çirkinliklerin yanısıra tarikatlarda ve Kuran kurslarında kız kıza ilişkilerin de çok yaygın olduğuna dikkat çekiyor ve İmam Hatip Lisesi'nde okurken kendisine de böyle şeyler teklif edenlerin olduğunu itiraf ediyor. Bir kızın kendisini rahatsız etmesi üzerine, "Uğraşma, peşime düşme" dediğini belirtken Ayşe, "Bu denli sapıklıklar oluyor. Bir ara Bulgurlu'da Esat Coşan'ın Arapça kursuna katıldım, beni tarikata almak için adeta zorladılar. İçlerine almak için baskı uyguluyorlar" diyor,



HER TÜRLÜ REZİLLİK VAR


Muazzez Aydın da, Ayşe gibi sonradan kapananlardan. Trabzonlu bir ailenin kızı. O altı yaşındayken ailesi İstanbul'a yerleşmiş. Liseyi biterememiş. 18 yaşındayken kapanmış. Eş dost tavsiyesiyle Fatih'te İsmail Ağa Kuran kursuna yazılmış. Orada o kadar çok şeye tanık olmuş ki, sonunda hiçbir tarikata girmemeye karar vermiş. Aydın da kız kıza ilişkilerin yaygın olduğunu kaydederek, "Kızlar birbirlerinden ayrılamıyor, yapışık yaşıyor. Ayırmaya çalışınca kendilerini yerden yere vurup ağlama krizleri geçiriyorlardı" diye konuşuyor.

MAFYAYA benzettiği tarikatlara karşı savaş açtığını ilan eden İslami kesimin önde gelenlerinden Haldun Çetin'in bu konudaki saptamaları şöyle:



* Dış güçler Türkiye üzerinde çelik çomak oynuyor. Tarikatları dış güçler finanse ediyor. Öte yandan tarikatlar siyasiler tarafından oy potansiyeli için kullanılıyor. İnsanların tarikatlara yönelmesi kimlik arayışından, aidiyet ihtiyacından kaynaklanıyor. Köyden kente gelen insanlar koca kentte kendilerini yalnız, boşlukta hissediyor. İşte tarikatlar bu boşluğu dolduruyor.

* Tarikatlarda her türlü rezillik var. Ben en büyük eziyeti orada gördüm. Fuhşu gördüm, uyuşturucu olduğunu duydum. Serbest kesimde ne yaşanıyorsa, tarikatlarda o yaşanıyor. Kadın erkek ayrı olduğu için eşcinsel ilişkiler yaygın görülüyor. Son hududa varmasa bile bir şeyler oluyor! Özellikle kız kurslarında kız kıza ilişkiler çok hızlı. Erkek kurslarındaysa büyüklerin küçükleri taciz ettiğini duyuyoruz.
www.milliyet.com.tr/1997/01/08/dizi/dizi.html
 
TARİKATLARIN GİZLİ YÜZÜ


Kız kıza aşklar


Şule ÇİZMECİ




İSLAMİ kesimde, genç kızlar arasında adeta tarikata girme yarışı yaşanıyor. Tarikata atılan adım, öncelikle tarikata ait yatılı Kuran kurslarına katılmaktan geçiyor. En büyük idealleri, kursu bitirdikten sonra hoca mertebesine erişmek. Bu yüzden, kurs bitene kadar her türlü zorluğa göğüs geriyorlar. İçlerinden, zaman zaman Adeviyye Aykın gibi "dikbaşlılar" da çıkıyor.

Adeviyye lise mezunu, 22 yaşında kıpır kıpır bir genç kız. Kapı komşununun önerisiyle, İsmail Ağa Camii yatılı kız Kuran kurslarına katılmış. Bir buçuk yıl, Mahmut Ustaosmanoğlu'nun müridleriyle yaşamış. Bugün hiçbir tarikatla ilişkisi yok, geçmişiniyse "nefretle" anımsıyor.

"İnsan, nefret ettiği şeyi anlatır; zamanında bana çok eziyet ettiler. Hiçbirini aileme anlatmadım, çünkü bu eziyetlerin İslami bilgilerimi arttırmak için zorunlu olduğunu düşünürdüm" diyen genç kız, dolu dizgin konuşuyor:

"Kurslara girer girmez tarikat baskısı başlıyor. `Tarikata giren cehenneme girmez' gibi bir anlayış var. Tarikata girdin mi, dokunulmazlığın artıyor. Daha farklı davranıyorlar. Mahmut Ustaosmanoğlu'nun sohbetlerine katılmak zorundasın. Zorla tarikata sokulanlar var. Ben beş ayrı kursa katıldım, hepsinde de baskıyla karşılaştım. Gece yarısı, sekizle onbir yaş arasındaki çocukları namaza kaldırıyorlar. Toplasan beş saatlik uykuları var. En son katıldığım kurstan kovuldum. Beni dikbaşlı, hareketli buluyorlardı. Müslüman dediğin, sabit noktaya bakmaz. Herkes cinliler gibi durgun, soluk yüzlü olsun isteniyor. Anadolu'dan akın akın kızlar geliyor. Hepsi cahil. Hiçbir şeye ses çıkartamazlar. Mahmut Hoca'ya bağlı olanlar, çarşaf giymek zorunda. Ben çarşaf giymek istemedim, zorladılar. Tesettürlüleri küçümsüyorlar. Kendilerinden olan siyah çarşaflılar atlı, diğerleri yaya onlara göre... Seçme hakkım yok mu? Dini kitaplar okuyorum diye azarlandım; bir keresinde dayak yedim. En son katıldığım kurstan kovuldum. İsmail Ağa'da bir anlayış vardır: "Bir tek onların tarikatı değerlidir."



"BİR KIZA İLGİ DUYDUM"


Kuran kurslarında ve tarikatlarda yaygın olduğu söylenen lezbiyen ilişkiler konusunda Adeviyye'nin söyleyecek çok şeyi var. Çünkü kendisi de bir dönem bir kıza ilgi duymuş:

"Lezbiyenlik var. Bir arkadaşım vardı, adı Habibe. Bir aşığı vardı. Topuğuna Habibe'nin baş harfini jiletle kazımış, öyle dolaşıyordu. Sürekli birliktelerdi. Gözleriyle ilişkilerini belli ediyorlardı. Kimse hiçbir şey diyemiyordu. Bir kıza ben de ilgi duydum. Kızı takip etmeye başladım. Sonradan farkına vardım, yaptığım normal değildi. Lezbiyenliğin olması normal. Çünkü kapılar kilitli. Kızlar baskıdan başka bir şey görmüyor. Herkesin ideali hoca olmak, ilerde Kuran kursu açmak. Bu yüzden kızlara sürekli hocalık duygusu empoze ediliyor."

Adeviyye en çok rahatsızlık duyduğu konuların başında, "cinlenme olayları"nın geldiğini söylüyor:

"Kızlar sık sık cinlenir. Benim yanımdaki kız gece yarısı cinlenince, ailesine haber verdiler; gelip kızı götürdüler. Küçük küçük kafalar, küçük insanlar görüyormuş. Cinlenmeye karşı, yastığın altına bıçak koyarak uyuyanları gördüm. O kadar baskının sonunda cinlenme olması normal. O kadar çok hurafe, yasak var ki. Televizyon bile yasak."
genel
 
Telekulak cemaati

TELEKULAK CEMAATİ
Hâkim ve Savcılar Yüksek Kurulu Başkanvekili Kadir Özbek;
pic.php



Hâkim ve Savcılar Yüksek Kurulu Başkanvekili Kadir Özbek; “Toplumda herkes, sade vatandaş dahi dinlenildiği, izlendiği paranoyası içindedir. Umarım ki bundan sonra yargı ile ilgili konularda son derece dikkatli ve duyarlı davranılır. Çünkü bu Türkiye’nin, sistemin geleceğiyle doğrudan bağlantılı bir durumdur. YARGI ŞU ANDA SAVUNMA KONUMUNDADIR.

Kuvvetler ayrılığı ilkesi, kuvvetler ayrılığı sistemini değerlendirdiğimizde yargının savunma konumuna düşürülmüş olması son derece sıkıntı vericidir.”

Sorumluluk sahibi, bulunduğu konumun vakar’ı içinde ve bir Yüksek Yargıç zarafetiyle ifade edilen bu kelimelerin her biri, Demokratik ve Lâik Cumhuriyete inanmış, aklı yerinde Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları için “GÜLLE” ağırlığındadır. Daha ne desin bu yargıç? Yargı olarak şu an sadece kendimizi savunuyoruz, diyor.

Türk Yargısı savunmada ise, SALDIRANLAR- HÜCUM EDENLER kimler? Bağımsız Türk Yargısı kimlere karşı kendini savunuyor? Bu kadar saldırgan olup ta, yargıyı savunma konumuna getirten ve yargıya, bu durumu Türk Milletine anlatmaktan başka çare bırakmayanlar kimler?

Bakalım kimlermiş;
Bir Bakan, bakanlığında çalışan tüm çalışanların siyasi temsilcisidir. Bakanlık mensuplarının haksız yere suçlanması karşısında, gereğini yapar. Hem kurumu hem de çalışanları savunur.

Adalet Bakanı ne yapıyor? Temsil ettiği yargıya basın toplantısı ile saldıran bizzat Bakan Bey! Bakan beyin sırtında “ALİ DİBO” gibi ihale yolsuzluğu - haksız zenginleşme yükü var ve TBMM’de dokunulmazlığının kaldırılması için dosyası bulunmakta. Kendisini TV’lerden izliyorum; Ürkek, korkak yürüyüşü, aldığı kanunsuz ve uygunsuz emri uygulayan insanın çekingenliği görüntüsü veriyor. Bakan yapılmasının diyetini ödemeye çalışıyor. Yazık.

Fethullah Gülen Cemaati tüm yayın organları, gazeteleri, dergileri, televizyonları ile Türk Yargısını baskı altına almaya çalışıyorlar. Emniyetteki F Tipi kadrolaşma buna en büyük desteği veriyor. Bunlar sözüm ona Müslüman, sözüm ona dindar. Amerika’da refah ve zenginlik içinde yaşayan, halife özentisi hocalarına yaranmak için, hiç utanmadan haysiyet cellâtlığı yapıyorlar, insanları karalıyorlar. Bunlar Kuran-ı Kerim’in emrettiklerini yapmıyorlar, yaptıklarına Kuran- ı Kerim’i uydurmaya gayret ediyorlar, Allahtan korkmadan.

Türk Milleti tarafından “Devlet ve Millet Düşmanı” statüsüne oturtulmuş yazarlar, çizerler.
Bunlar kendilerini Demokrat ve Liberal olarak tanımlarlar. Askeri Darbelerde önce sinerler, sonra en güçlü darbeci kesilirler, Askere vurmak moda olduğunda ise, en saldırgan bunlar olurlar.

Hepsi AB fonlarından yemlenir. Hangisi TSK’ne ve Türk Yargısına daha çok yara verirse o daha fazla para alır. Bunlar için vatan, kadının iki memesine eşdeğerdir! Yazıklar olsun.


Bölücüler ve Kürtçüler; Bu cennet vatanı adım adım bölünmeye götürecek plânı uygulayan, PKK’nın siyasi uzantısı olduğunu açıkça ilan eden DTP’liler, uyuşturucu kaçakçılığı ve her türlü terörü acımasızca uygulayan PKK denen katiller sürüsü ve destekçileri de, hem basın organlarında, hem de devletin içine sızan militanları ile Türk Yargısına saldırıyorlar. Bu Kürtçüler, Kürt kökenli vatandaşlarımızı da istismar etmekte ve bu vatana bağlı kardeşlerimizi kullanmaktadırlar. Bu güruh için Barzani denen eşkıya kahraman olarak kabul edilir! Yazıklar olsun.
Bu saydığım grubun destek aldığı, güvendiği, beslendiği tek yer AKP İktidarıdır. Devlette her türlü örgütlenmeyi organize eden de, buna imkân veren de bu iktidardır. Ilımlı İslam’ la başlayıp, İran tipi bir İslam Cumhuriyetine gidecek yolda en büyük iki engel olan TSK ve Türk Yargısını yıpratmak, sindirmek için bu saldırılara izin veren de bu yönetimdir. Bunu herkesin görmesi ve çevresine anlatması gerekir.

Bizler, Lâik, Sosyal Hukuk Devletine ve Atatürk Cumhuriyetine inananlar ne yapmalıyız?
Öncelikle Türkiye’nin en örgütlü sivil toplum örgütü BAROLARI, Avukat arkadaşlarımız aracılığı ile uyarmalıyız. Barolar şimdi konuşmayacak da ne zaman konuşacaklar? Gerekiyorsa, toplumun dikkatini çekmek için belli bir süre (7 Gün) davalara girmesinler. Bizler yapılanın yanlış olduğunu AKP’li milletvekillerine mesaj veya mektupla anlatalım, uyaralım. Bence en önemlisi Yüksek Yargıya kişisel desteğimizi yine, ileti, mesaj veya mektupla iletelim.
“İrtica korkaktır. Atatürk’e ve Lâik Cumhuriyete, Çağdaşlığa inananlar bir araya gelip ayağa kalktıklarında, irtica kaçacaktır”
Tehlike varsa, bizde sıkıntıyı göze alıp, bu tehlikeyi yok edeceğiz.
Sağlık ve başarı dileklerimle,


Rifat Serdaroğlu
Eski Sağlık ve Devlet Bakanı

TELEKULAK CEMAATİ @ Kuvayi Milliye Haber Detay
 
Haber kalmayınca piyasada Ekim ayı haberinin Aralık
ayında yorumlaşının Ocak ayındaki piyasaya sürülmesi..çok aciz duruma
düşmüşler ya. Damda ya da yol kenarında birileri namaz kılsada
ellerine haber düşse. Ya da oruç tutmuyor diye bir ayyaşı
dövsünler falan filan :)
 
Cemiyet hayatını şişli-mecidiyeköy,nişantaşından-izmir konak tan ibaret görenler, ANADOLU nun mayasında var olan dindar ve din sevgisini öcü gibi göstermeye devam ededursunlar..Halka o kadar uzaklarki bunları görünce sanki yeniymiş gibi göstermekten asla utanmıyorlar. Bunlar bu vatanın gerçeği,sevsende sevmesende heryerde gördüğümüz şeyler.. arada sişliden fatihe de geçin de gözünüz açılsın.. alışırsınız..


mişonların elini eteğini öpenler ,neva şalom daki hahamın sakalına şiir şarkı yazanlar, kipa ya haç'a hürmet edip boynuna asanlar ,müslümanın sakalına elbet dayanamaz..
MÜMİN MÜMİNE BAKINCA ESENLİK GÜVEN,EMNİYET VE HUZUR DUYAR, MÜMİNE BAKAN KÜFFAR HEYBET KORKU DEHEŞET DUYAR..

GÖRÜŞTEN GÖRÜŞE FARK OLACAK TABİ.... SEN NASIL GÖRÜYORSAN ÖYLEDİR...


sana katılıyorum
öyle görmek istiyolar kardeş öle bakıp öle görmek işlerine geliyo neden?çünkü derinlemesine bakmak zordur yüzeysel bakıp geçiyolar.hakikatten yoksun görüntüye takılanlar zümresi işte
 
Kadrolu el etek öpücüleri. İslamiyet zamanın hıristyan ortaçağını yaşıyor. Oluşmuş bir ruhban sınıfı millet tanrıya deil kula tapıyor...

Müslümandan korkulcak tabikide. Çünkü beline bomba bağlayıp yüzlerce insanı katledecek kadar sapıtmış durumda. Ve sen önce milletin eteğine saçına boynundaki haçça saygı duymayı öğren ondan sonra saygı bekle...
 
Kadrolu el etek öpücüleri. İslamiyet zamanın hıristyan ortaçağını yaşıyor. Oluşmuş bir ruhban sınıfı millet tanrıya deil kula tapıyor...

Müslümandan korkulcak tabikide. Çünkü beline bomba bağlayıp yüzlerce insanı katledecek kadar sapıtmış durumda. Ve sen önce milletin eteğine saçına boynundaki haçça saygı duymayı öğren ondan sonra saygı bekle...

Bravo arkadaşım, öyle güzel anlatmışsın ki ne kadar ön yargılı, ne kadar saygısız, ne kadar bilgisiz olduğunu... Dedesi beline bomba bağlayıp camiye giden varsa belirtsin burada lütfen, böyle bir genelleme olur mu yahu? Ben de müslümanım, henüz Allah'a kul olmaktan vazgeçmedim. Tarikatlara laf ederken arada milyonlarca insanı zan altında bırakmak sana özgü bir yetenek sanıyorum.

Lafının nereye gittiğini bilmeden konuşmak, sapkınlık değil mi sence? Nasıl konuşulacağını bilmesem senin gibi, şu anda okuduğun cümleler çok farklı olurdu... Birşeylere saygı gösterilmesini istiyorsun, ama saygının ne olduğu hakkında en ufak fikrin yok. Aşağılayıcı konuşmak istemiyorum, dedim ya müslümanım, senin seviyene inemem. Çünkü müslüman o at gözlüğüyle bakıp gördüklerinden çok daha farklıdır...
 
Gördük karikatür krizini. İslami terör örgütlerini. Din adına patlatılan bombaları. Çeçen müslümanların boğaz kesme görüntülerini. Şeriyat kanunlarına göre kırbaçlananları, kafası kolu kesilenleri, taşlanarak öldürülenleri. Din adına bukadar vahşet. Yada dindar olduklarını idda edenlerden... Bunlar, tanrının tek doğru dinine, en güzel kardeşlik dinine sahip olanlarını idda edenlerin yaptığı vahşet. Bu vahşer tanrının emrimidir?

Hıristiyanlardan yahudilerden zulüm görüyoruz cihat!!! Zulüm görüceksin tabi. Çünkü eğitimsizsin, çünkü cahilsin, çünkü bilime farklı düşüncelere o kadar kapalısın ki gelişememişsin. Kendi dininin bile gereklerini kutsal kitabı açıp okuyup öğrenemiosun hacılardan hocalardan şeyhlerden şeflerden medet umuyorsun. Tarikatlere cemaatlere bölünüyorsun. Bak filistine. Daha kendi arasında bile bütünlük sağlıyamıyor birbirini yiolar. Bak müslüman alemine. Müslüman çoğrafyasının ortasında birkaç milyonluk israil bütün arapları sopalıyor. E bu kadar çahil olursan güçlünün elinde oyuncakta olursun zulümün hasınıda görürsün. Kullanılmaya oyunlara gelmeye mahkumsun.

Savaşlar kaynak için yapılır. Savaşları ve işkalleri başlatanlarda güçsahibi açgözlü elitlerdir. Şuan abd hıristiyan ve yahudi halklardan pek fazla tepki çekmeden istediği müslüman ülkeyi işkal edebilir. Çünkü bu insanların gözünde terörist olarak görünüyorsun. Ve bu imajı yaptığın eylemlerle doğruluyorsun. Adamlar tahrik için çizdiği karükatürün oyununa geldin.

Önce bilimde eğitimde insan haklarında birinci ol. Kendini geliştir oyunlara gelme. Yapılan saygısızlığın hakkını düzgün ara. İlkellikle deil. Gözlerini aç geliş. Söz sahibi olmaya çalış.

Bu kadar şey gözümüzün önünde olurken müslümanlığı camiye giden dedelerden ibaretmi görücez. Ayrıca sen merak etme camiye gidenleri camiden çıktıktan sonra kızlara laf atanlarıda görüyoruz. Dini bütün olduklarını idda eden türbanlı kızların park köşelrinde ne kadar samimi olduklarınıda görüyoruz. Tanrının adını azından eksik etmiyen hacıların neçok hak yeme meraklısı olduğunuda görüyoruz. Sen hiç canını sıkma. Ben yinede tüm müslümanlar böledir demem. Ama gözlerdeki imaj budur. Bunu temizlemesi gerekende yine müslümanlardır. Tabi eğitim şart...

Malesef bu acaip mesajınla bu imajı temizleyemezsin. Bendeki ön yargı deil izlenim. Bu kadar gerçek varken dini tozpembe göstermek ne kadar doğru sence?
 
Kadrolu el etek öpücüleri. İslamiyet zamanın hıristyan ortaçağını yaşıyor. Oluşmuş bir ruhban sınıfı millet tanrıya deil kula tapıyor...

Müslümandan korkulcak tabikide. Çünkü beline bomba bağlayıp yüzlerce insanı katledecek kadar sapıtmış durumda. Ve sen önce milletin eteğine saçına boynundaki haçça saygı duymayı öğren ondan sonra saygı bekle...

Doğru Bizden korkulur ya Senden ??
 
Kadrolu el etek öpücüleri. İslamiyet zamanın hıristyan ortaçağını yaşıyor. Oluşmuş bir ruhban sınıfı millet tanrıya deil kula tapıyor...

Müslümandan korkulcak tabikide. Çünkü beline bomba bağlayıp yüzlerce insanı katledecek kadar sapıtmış durumda. Ve sen önce milletin eteğine saçına boynundaki haçça saygı duymayı öğren ondan sonra saygı bekle...

Altı çizili cümleye katılmıyorum, bence bu bir sapkınlık belirtisi değil şahsen onların yaşadığını bende yaşasam böyle bir seçeneği yapabilirim..

kaldıki şu an bile düşünüyorum şööle büyük bir maabede bir cuma günü uğramayı çok şükürki onların yaşadığı kadar baskı yok üzerimizde ama ilerisi pek açıcı değil........
 
Ne güzel anlatıyorsun sen, sanki Amerikalı birine müslümanların hepsinin terörist olmadıklarını anlatıyor gibiyim. Dinimi bilmeyen birine, görünenin gerçekten ne kadar uzak olduğunu anlatmak yani.

Hacısı, hocası, şeyhi bilmemnesi beni ilgilendirmez. Tarikatı, örgütü beni ilgilendirmez. Sen müslümanlarla ilgili bir genelleme yapacaksan, bunun içine benim ailem de girer, ben de girerim. Sen dinle alakalı bir genelleme yapacaksan, işte orda gülümserim. Gerçekten yazık. İslamiyeti tarikatlardan öğrendiğini iddia edenlerden hiçbir farkın yok. Sen de onlardan duyduklarınla yorum yapıyorsun çünkü şu anda. İzlenimlerinle yorum yapıyorsun, bilgilerinle değil. Bence İslamiyeti iyice idrak etmeden, dinim hakkında daha fazla kötü yorum yapma.

Senin tek gördüğün tarikatçılar zaten, camiden çıkıp laf atanlar, sağı solu bombalayanlar. Halbuki bilmiyorsun, insan öldürmenin(özel durumlar hariç), intihar etmenin(özel durumlar hariç), devletlere savaş açmanın(özel durumlar hariç!) İslamiyette olmadığını. İlim irfan öğrenmenin bizzat Peygamber'in ağzından emredildiğini bile bilmiyosundur belki. Gerek yok ki öğrenmeye, gördüklerin izlediklerin yetiyor zaten sana! Önce okuyalım, idrak edelim, sonra ne yapacaksak yapalım. Lütfen...
 
Bak kendinde söylüyorsun. Dediklerim doğru yani. Müslüman alemi yabancılar tarıfandan terör alemi olarak görünüyor. Sen idda ettiğin doğruyu anlatmakla hükümlü hissediyorsun kendini. Ama dediğim gibi malesef müslümanların şuanki imajı budur. Ve gerçekten müslümanlığın iyi yönlerini doğru anlamda yaşayan tekbir ülke yok. Çünkü islamda birlik olamıyor. Çürükler ayıklanamıyor. Neyin doğru neyin yanlış olduğunu göremiyor kimse.

Hacısı hocası tarikatı cemaati müslümanlığı kirletiyorsa yanlış lanse ediyorsa ve sen kendini müslüman genellemisi içine alıyorsan bunlar seni ilgilendirir. Bunları temizlemek senin işindir. Bu beni ilgilendirmez. Ben gördüğümü yorumlarım. Gözümle gördüğüm şey yalanmıdır. Ama sen malesef anlamıyorsun. Ben müslümanlık budur demiorum. Müslümanlık adı altında yapılan yanlışları sunuyorum. Müslümanların yanlış içersinde olmasının sebebide islam anlayışını idrak edememelerindendir sanırım. Yine müslümanların kendi dinleriyle ilgili bilgisizliğinden olabilir.

Adam öldürmeyi ve intiharı özel durumlarda uygun görmen, beline bomba bağlayıp masum kadın çoluk çocuk katletmek deildir umarım. İlim irfan derken, okul yakan taliban kız çocuklarını okula göndermiyen bazı müslüman kesimler pekte islam peygamberinin emirlerini dinlemiyorlar sanırım. Peygamber sünnetini sadece sakal bırakmak cübbe giymek mi sanıyolar acaba. Ben dini yeterince biliyorum dediğim gibi müslümanlık budur demiyorum. Ama malesef müslümanlar yeterince idrak edemedikleri için durum budur.

Altı çizili cümleye katılmıyorum, bence bu bir sapkınlık belirtisi değil şahsen onların yaşadığını bende yaşasam böyle bir seçeneği yapabilirim..

kaldıki şu an bile düşünüyorum şööle büyük bir maabede bir cuma günü uğramayı çok şükürki onların yaşadığı kadar baskı yok üzerimizde ama ilerisi pek açıcı değil........

Ne ekersen onu biçersi TraFoo... Onu bu duruma düşmeden önce düşünceklerdi. Direniş çoluk çocuk katletmek deildir. Din adına katliamları ortaçağda hıristiyanlar yapardı. Gerçi din için katliam yapmak büyük çelişki.
 
Ne ekersen onu biçersi TraFoo... Onu bu duruma düşmeden önce düşünceklerdi. Direniş çoluk çocuk katletmek deildir. Din adına katliamları ortaçağda hıristiyanlar yapardı. Gerçi din için katliam yapmak büyük çelişki.


Bu cümleden tecavüz kaçınılmazsaa zevk almaya bak gibisinden bir anlam var sankiii .....benmi yanlış algılıyorum yafff...

Neyse cümlene pozitif bakacağım: Evet dediğin gibi masum olanları Allah adına katletmek sapkınlıktır . Laik biri olduğum için eğer masumları katledecek olursamm Allah adına katletmem ....Kendi caniliğimden dolayı ederim. Allahı böyle pis bir işe karıştırarak vicdanımı temizleme yolunu seçmem çünkü biliyorumki(inanıyorumki) Allahı kandıramam.

Zaten Benim için öncelik Bağımsızlıktır Ne yaparsam Bağımsızlık adına yaparım çünkü Bağımsızlığı olmayanların ilahı önüne atılan kemiktir.
 
Herkes inanmakta/inanmamakta serbesttir.. Bir insan başka bir insanın eLini aşkLa, şehvetLe, bağLıLıkLa, sadakatLe yada kinLe öpmüşse bu beni iLgiLendirmez.. Sizi niye iLgiLendiriyor,yoksa bir avuç sakaLLı insan mı yıkacak bu devLeti,öyLe bir amaçLarı mı var? Varsa biLe ne yapabiLirLer:hiçbirşey..
O yüzden güzeL çeneLerinizi yormayın derim..
 
Bu cümleden tecavüz kaçınılmazsaa zevk almaya bak gibisinden bir anlam var sankiii .....benmi yanlış algılıyorum yafff...

Neyse cümlene pozitif bakacağım: Evet dediğin gibi masum olanları Allah adına katletmek sapkınlıktır . Laik biri olduğum için eğer masumları katledecek olursamm Allah adına katletmem ....Kendi caniliğimden dolayı ederim. Allahı böyle pis bir işe karıştırarak vicdanımı temizleme yolunu seçmem çünkü biliyorumki(inanıyorumki) Allahı kandıramam.

Zaten Benim için öncelik Bağımsızlıktır Ne yaparsam Bağımsızlık adına yaparım çünkü Bağımsızlığı olmayanların ilahı önüne atılan kemiktir.


Benim bahsettiğim senin konumun deildi. Ben onlar dediklerinden bahsediyordum. Bu durumu kendileri seçti. Ve bu ülkede aklını başına almazsa o durumlara düşecek eminim...
 
Benim bahsettiğim senin konumun deildi. Ben onlar dediklerinden bahsediyordum. Bu durumu kendileri seçti. Ve bu ülkede aklını başına almazsa o durumlara düşecek eminim...

Ataları, topraklarını BABALAR gibiiiii satıyorduuuuu şimdi torunlar BABALAR gibi bomba yiyiyor yani dedelerinin faturalarını torunlar ödüyor yazıkkkkkkk....

Erkeği etek giyen arapların ,kadını pantolon giyen yahudilerin postalları altında eziliyor ....yazıkkkkkkkk

Ahhh imkan olsa arabada yahudiyede insanlık öğretmek gerek fakat gel görki başımızı hainlerden karaböceklerden uğraşmaktan kaldıramıyoruz bir türlü......
 
TraFoo usta sana gelen elektrigi öyle bir ceviriyorsunki, senden elektrik alan yaniyor.
Böyle konularda baya uzmanlasmissin, benim kablomu sana baglamasinlar :)
 
Geri
Üst