- Katılım
- 11 Mar 2008
- Mesajlar
- 20,694
- Reaction score
- 0
- Puanları
- 0
Ünal Aysal genel kurulda ayakta alkışlandığı sözü söyleyeli daha çok olmadı. Galatasarayın bu süreçten leke almamasını sağlayan geçmiş tüm yönetimlerimize şükranlarımı sunuyorum demişti. Sözünü geri alma zamanı. Hem de hemen...
Adnan Polat dün Hakan Ünsalın yazdığı gibi, hem Hakan Ünsala hem de pek çok medya mensubuna Bülent Tulunun Sasa İliç transferinde kulübü zarara uğrattığını söylemişti. Hatta hikaye şudur:
Başkanlık görevine gelen Adnan Polat hesapları inceler. İliçin sözleşmesindeki belirgin iyileşme üzerine Sırp futbolcuyu çağırıp menajerinin iyi iş yaptığını söyler. İliç, Benim menajerim yok ki der. Polat, yazılı olarak bu beyanı imzalatır. Sonra İliçin kağıt üzerindeki menajeri aranır. Menajer, İliçin menajeri olmadığı gibi Galatasarayda da futbolcusu bulunmadığını söyler. Halbuki belgelere göre menajer 3 kez kulübe gelerek bir kez de hesabına para aktarılarak komisyonunu almıştır. Menajer, Ben hayatımda Türkiyeye de gelmedim der. Ve bu ifadeyi yazılı olarak da gönderir.
Bunların hepsi iddia. Adnan Polata abimin rahmetli olmasından sonra yazdığım ilk yazının ardından gittim. Galatasarayda yolsuzluk yapan varsa ve yanına kâr kalıyorsa suç ortağı olduklarını söyledim ve her Galatasaraylı muhabirin konuştuğu belgeyi istedim. Önce, Öyle bir şey yok dedi, Yanlış hatırlıyorsun... Sonra, Evrakları bir inceleyeyim, bir şey bulursam yardımcı olurum diye konuştu. Dün emniyette bu konuyla ilgili ne dediğini bilmiyorum.
Bülent Tulunun, Adnan Polata yazmış olduğu mektup ise düne kadar bir şehir efsanesiydi. Gazeteci Tahir Kumda olduğunu duymuştum ve defalarca kendisinden istedim. O da, Yok dedi, nihayetinde o mektup da elimize geçmedi. Ama en sonunda mektubun orjinalini emniyet yetkililerine Galatasarayın profesyoneli Bülent Tulun verdi. Bülent Tulunun mektuptaki iması vahim. Bu dili kullananlar bilirler ki, Bülent Tulun, Adnan Polata, Teşvik primi olarak kulüpten çıkarttığınız parayı inşallah teşvik için kullanmışsınızdır, cebe indirmemişsinizdir diyor.
Bu mektubu yazan, Ünal Aysalın danışmanı.
Muhtemelen iki iddia da doğru. Şantaj kültürünün yansıması olan mektupla, Siz benim yolsuzluğumu deşifre etmeye kalkarsanız, 1.5 milyon Doları açıklamak zorunda kalırsınız diyerek aba altından sopa gösterilmiş. Ve o rest de görülememiş! Adnan Polat emniyette, Böyle bir mektuptan dün haberim oldu demiş. Acaba Tulun mektubu yanlış adrese mi göndermiş?
Birincisi; temizlik timsali Aysal, o makbuzlardaki tüm imzaları inceletmeli. O makbuzlardaki imza gerçekten ödendiği iddia edilen kişilere mi ait? Değilse, zaten bu işlemi yapanlar savcılığa önce evrakta sahtecilikten gönderilmeli. İmzalar gerçekten sahteyse paranın nereye gittiği de araştırılmalı. Teşvik primi olarak mı gönderildi, simsarlara mı kaptırıldı, cebe mi indirildi! Çalındıysa geri de alınmalı... Ödemeler gerçekse Galatasaray Başkanına bu üslupta yazı yazan profesyonele hesap sorulmalı.
Arkadaşlar birbirlerine sitem etmişler ya da iftara atmışlar diyerek kapatılamayacak kadar önemli bir konudur. Tulunun iddiası doğruysa Adnan Polat, Galatasaray üyesi olarak bile kalamaz.
İkincisi; Adnan Polatın gazetecilerle paylaştığı iddia doğruysa -ki kendisine sorup kolaylıkla öğrenebilir- Bülent Tulunun Galatasaray Kulübüyle tüm ilişiği kesilmelidir.
Türkiyenin en önemli sivil toplum örgütlerinden biri olan Galatasaray, samimiyet sınavını Aysal ile verecek.
Hakan Can
Kaynak
Adnan Polat dün Hakan Ünsalın yazdığı gibi, hem Hakan Ünsala hem de pek çok medya mensubuna Bülent Tulunun Sasa İliç transferinde kulübü zarara uğrattığını söylemişti. Hatta hikaye şudur:
Başkanlık görevine gelen Adnan Polat hesapları inceler. İliçin sözleşmesindeki belirgin iyileşme üzerine Sırp futbolcuyu çağırıp menajerinin iyi iş yaptığını söyler. İliç, Benim menajerim yok ki der. Polat, yazılı olarak bu beyanı imzalatır. Sonra İliçin kağıt üzerindeki menajeri aranır. Menajer, İliçin menajeri olmadığı gibi Galatasarayda da futbolcusu bulunmadığını söyler. Halbuki belgelere göre menajer 3 kez kulübe gelerek bir kez de hesabına para aktarılarak komisyonunu almıştır. Menajer, Ben hayatımda Türkiyeye de gelmedim der. Ve bu ifadeyi yazılı olarak da gönderir.
Bunların hepsi iddia. Adnan Polata abimin rahmetli olmasından sonra yazdığım ilk yazının ardından gittim. Galatasarayda yolsuzluk yapan varsa ve yanına kâr kalıyorsa suç ortağı olduklarını söyledim ve her Galatasaraylı muhabirin konuştuğu belgeyi istedim. Önce, Öyle bir şey yok dedi, Yanlış hatırlıyorsun... Sonra, Evrakları bir inceleyeyim, bir şey bulursam yardımcı olurum diye konuştu. Dün emniyette bu konuyla ilgili ne dediğini bilmiyorum.
Bülent Tulunun, Adnan Polata yazmış olduğu mektup ise düne kadar bir şehir efsanesiydi. Gazeteci Tahir Kumda olduğunu duymuştum ve defalarca kendisinden istedim. O da, Yok dedi, nihayetinde o mektup da elimize geçmedi. Ama en sonunda mektubun orjinalini emniyet yetkililerine Galatasarayın profesyoneli Bülent Tulun verdi. Bülent Tulunun mektuptaki iması vahim. Bu dili kullananlar bilirler ki, Bülent Tulun, Adnan Polata, Teşvik primi olarak kulüpten çıkarttığınız parayı inşallah teşvik için kullanmışsınızdır, cebe indirmemişsinizdir diyor.
Bu mektubu yazan, Ünal Aysalın danışmanı.
Muhtemelen iki iddia da doğru. Şantaj kültürünün yansıması olan mektupla, Siz benim yolsuzluğumu deşifre etmeye kalkarsanız, 1.5 milyon Doları açıklamak zorunda kalırsınız diyerek aba altından sopa gösterilmiş. Ve o rest de görülememiş! Adnan Polat emniyette, Böyle bir mektuptan dün haberim oldu demiş. Acaba Tulun mektubu yanlış adrese mi göndermiş?
Birincisi; temizlik timsali Aysal, o makbuzlardaki tüm imzaları inceletmeli. O makbuzlardaki imza gerçekten ödendiği iddia edilen kişilere mi ait? Değilse, zaten bu işlemi yapanlar savcılığa önce evrakta sahtecilikten gönderilmeli. İmzalar gerçekten sahteyse paranın nereye gittiği de araştırılmalı. Teşvik primi olarak mı gönderildi, simsarlara mı kaptırıldı, cebe mi indirildi! Çalındıysa geri de alınmalı... Ödemeler gerçekse Galatasaray Başkanına bu üslupta yazı yazan profesyonele hesap sorulmalı.
Arkadaşlar birbirlerine sitem etmişler ya da iftara atmışlar diyerek kapatılamayacak kadar önemli bir konudur. Tulunun iddiası doğruysa Adnan Polat, Galatasaray üyesi olarak bile kalamaz.
İkincisi; Adnan Polatın gazetecilerle paylaştığı iddia doğruysa -ki kendisine sorup kolaylıkla öğrenebilir- Bülent Tulunun Galatasaray Kulübüyle tüm ilişiği kesilmelidir.
Türkiyenin en önemli sivil toplum örgütlerinden biri olan Galatasaray, samimiyet sınavını Aysal ile verecek.
Hakan Can
Kaynak