- Katılım
- 10 Mar 2006
- Mesajlar
- 5,705
- Reaction score
- 0
- Puanları
- 0
- Yaş
- 45
Avrupa, Teziç'in yasakçı tezlerini yalanlıyor
Laikliğin kalesi Fransa'nın dünyaca ünlü Sorbonne Üniversitesi'nde öğrencilere kıyafet yasağı uygulanmıyor. Üniversite içindeki meşhur 'Onur Alanı'nda farklı inançlara mensup öğrencileri birarada görmek mümkün.
Anayasa değişikliğiyle ilgili tartışmalara katılan YÖK Başkanı Erdoğan Teziç, üniversitelerdeki yasakçı uygulamalara Avrupa'yı dayanak gösterdi.
Ancak AB üyesi hiçbir ülkede Teziç'in dile getirdiği yasaklamalar üniversitelerde uygulanmıyor. Özellikle üniversite öğrencilerinin dinî vecibelerine göre giyinmesine ilişkin bir yasak bulunmuyor. Türkiye'nin laiklik anlayışını model aldığı ve laikliğin en katı yorumunu uygulayan Fransa'da bile Müslüman öğrenciler derslere istedikleri şekilde giriyor. Avrupa'da en kalabalık Türk nüfusunun yaşadığı Almanya'da da üniversitelere girişte kıyafet yasağı bulunmuyor. Münih Uygulamalı Bilimler Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ömer Bucak, çok sayıda başörtülü Türk öğrencinin üniversitelerde öğrenim gördüğünü belirtirken, herhangi bir yasağın söz konusu olmadığına dikkat çekiyor. Din konusunda Avrupa'nın en özgür ülkelerinden birisi olan İngiltere'de ise sadece hizmet alanlar değil hizmet verenlere yönelik de bir yasak yok. Başörtülü olarak devlet memuru olunabilen ülkede çok sayıda başörtülü Müslüman polis görev yapıyor. Polis üniforması, Müslüman bayan polislerin dinî vecibelerine göre uyarlanmış durumda.
2004'te devlete ait ilk ve ortaöğretim okullarında öğrencilerin büyük haç, kippa ve başörtüsü ile derslere girmesini yasaklayan Fransa, özel ilköğretim kurumları ve üniversiteleri kapsam dışı bıraktı. Fransız üniversitelerinde çok sayıda başörtülü, Müslüman öğrenci hiçbir sorunla karşılaşmadan derslere giriyor. Başörtüsüyle ilgili tartışmalar sırasında üniversiteler de gündeme geldi. Fakat üniversitelerin "özgür alanlar" olarak kalması gerektiği ve öğrencilerin "ergin" insanlar olduklarına dikkat çekilerek yükseköğrenim kurumları kanuna dahil edilmedi.
Öğretmen maaşları dahil masraflarının tamamına yakını devlet tarafından karşılanan Hıristiyan ve Musevi cemaatlerine ait özel kolej ve liselerde de bu yasak uygulanmıyor. Katolik cemaatlerinin işlettiği okulların hemen hepsinin içinde "chapel" adı verilen küçük kiliseler bulunuyor. Fransız Milli Eğitim Bakanlığı'nın denetiminde çalışan bu kurumlar devlet okulları ile aynı programı takip etmek zorunda. Fakat okul derslerinin dışında öğrencilere seçmeli olarak din dersi alma imkânı tanınıyor. Bu okullar devlet destekli olduğu için eğitim paralı değil. Ailelerden, maaş durumlarına göre sembolik bir ücret talep ediliyor.
Avrupa'da en kalabalık Türk nüfusunun yaşadığı Almanya'da hem üniversitelere hem de ilköğretim okullarına dinî sembollerle girilebiliyor. Almanya'da bu tartışma, Fereşta Ludin isimli Afgan asıllı bir öğretmenin başörtülü olarak ders vermek istemesiyle ortaya çıkı. Ludin'in yargıya başvurması üzerine dava Federal Anayasa Mahkemesi'ne kadar gitti.
Mahkeme, 14 Eylül 2003'te Ludin'i başörtüsünden dolayı işe almama kararının hukuki bir temele dayanmadığı için geçersiz olduğunu bildirdi. Fakat eyaletlerin bir kanuna dayanmak şartıyla başörtülü bir öğretmeni göreve almama hakkının bulunduğuna hükmetti. Bunun üzerine, bazı eyaletler konuyla ilgili kanun yapmaya başladı. Baden-Württemberg ve Bavyera eyaleti, öğretmenler için başörtüsünü yasaklarken Yahudi ve Hıristiyan dinî sembollerine yasak getirmedi.
Gerekçe olarak da Avrupa kültürünün Yahudilik ve Hıristiyanlığın mirası olması gösterildi. Almanya'da eyaletlere göre farklılık gösteren yasak uygulaması, "hizmet alan ve hizmet veren" ayrımına göre düzenleniyor. "Hizmet alanlara" yönelik hiçbir yerde yasak bulunmuyor. Münih Uygulamalı Bilimler Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ömer Bucak, çok sayıda başörtülü Türk öğrencinin üniversitelerde öğrenim gördüğünü belirterek öğrencilere ilişkin bir yasağın söz konusu olmadığını kaydediyor.
Dinî yaşam açısından Avrupa'nın en özgür ülkelerinden birisi olan İngiltere'de sadece hizmet alanlar değil hizmet verenlere yönelik de bir yasak yok. Başörtülü olarak devlet memuru olunabilen ülkede çok sayıda başörtülü Müslüman polis görev yapıyor. Polis üniforması, Müslüman bayan polislerin dinî vecibelerine göre uyarlanmış durumda.
AİHM uzmanı Boyle: Teziç'in yorumu saçma
YÖK Başkanı Erdoğan Teziç'in "Türban yasağı, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin (AİHM) kararlarıyla oluşan hukuki durumdur." şeklindeki açıklamasına Avrupa'dan tepki geldi.
AİHM uzmanlarından İngiliz Prof. Kevin Boyle, Teziç'in yorumunu 'saçma' bulurken, Türkiye'nin yasağı kaldırması durumunda AİHM'nin hiçbir itirazı olamayacağını söyledi. Avrupa Birliği (AB) Komisyonu da başörtüsü konusunun tamamen Türkiye'nin karar vermesi gereken bir mesele olduğunu açıkladı. AB'nin bu konuda fikir beyan etmesinin mümkün olmadığı kaydedildi. Konuyla ilgili görüşler şöyle:
Prof. Kevin Boyle Essex Üniversitesi İnsan Hakları Hukuku uzmanı: Teziç'in sözleri saçma. AİHM'nin Leyla Şahin kararının söylediği, bu meselenin tamamen Türkiye'nin işi olduğudur. Yani "başörtüsünü yasaklayın" şeklinde kesinlikle bir yaklaşım yoktur. Söylenen bu işin çözümü Mahkeme'nin değil Türkiye'nin meselesi olduğudur. Mahkeme, Türkiye'ye "başörtüsünü yasaklayın" dememiştir. Türkiye yeni anayasasında yasağı kaldırmaya karar verirse AİHM'ye söyleyecek söz düşmez. Zaten AB'nin 27 üyesinin hiçbirinde başörtüsü yasağı yok.
Kristzina Nagy Genişleme Komiseri Olli Rehn'in sözcüsü: Başörtüsü tamamen Türkiye'nin iç işidir. Bu, Türkiye'nin yürütmesi gereken bir tartışmadır.
Cem Özdemir AP üyesi: Sosyal Demokrat biri olarak başörtüsü yasağına kesinlikle karşıyım. Yasak yeni anayasa ile kaldırılmalıdır. Almanya'da hiçbir okulda başörtüsü yasağı yok, sadece öğretmenlere ilişkin bir tartışma var. Başörtüsü yasağının kaldırılmasını savunanlar, başörtüsü örtmek istemeyenleri de hürriyetlerinin muhafaza edileceği konusunda temin etmelidirler.
Joost Lagendijk Türkiye-AB Karma Parlamento Komisyonu eşbaşkanı: Başörtüsü yasağına ilişkin ilk teklifi Cem Özdemir ile ben verdim. Yasak konusunda tavrım net: 'Kaldırılmalıdır.' Yasak kaldırılırken, laiklik endişesi olanlar da bir şekilde teskin ve temin edilmelidir.
Emine Bozkurt AP üyesi: Başörtüsü yasağının kaldırılması temel hürriyetlerin tesisi açısından önemli. Kadınlar özgür bir şekilde başörtüsünü taksın ya da takmasın. Kızların okullara gidememesi eğitim hakkını zedeliyor. Üniversite çağındaki her kız kendi kararını verebilecek donanıma sahip. Ancak başörtüsü hakkı başörtüsü takmayanların hürriyetlerine de zarar vermemeli.
Kaynak