Atatürk ve millet

MARCUSX

New member
Katılım
19 Ocak 2008
Mesajlar
2,051
Reaction score
0
Puanları
0
Konum
Kaf Dağının Ardı
Atatürk ve millet

Birkaç yıl önce Avrupa Yeşil Partileri Kongresi İstanbul’da yapılmıştı. O sırada Almanya Dışişleri Bakanı olan Joschka Fisher, Joost Lagendiijk, Daniel Cohn Bendit, Olli Rehn gibi birçok etkili siyasetçinin hazır bulunduğu toplantıdaki konuşmacılardan birisi de bendim.

Orada yaptığım konuşmanın bir bölümünde şu görüşü dile getirmiştim: “Sizlerden rica ediyorum. Lütfen Türkiye’yi daha iyi anlamaya çalışın. Eğer birileri şöyle düşünüyorsa tamamen yanlıştır: Bir İslam ülkesine günün birinde Batı’dan sarışın bir adam geldi ve ülkenin dilini, dinini, adetlerini, yaşam biçimini değiştirdi. Bu şematik bir görüştür, ne tarihe uygundur ne de sosyolojiye. Bizim son 250 yılımız Batılılaşma çabalarıyla geçmiştir.”

Ve sonra bu görüşümü doğrulayan örnekler vermiştim.

Ama bugün bakıyorum; Türkiye’de bile böyle çocukça, hiçbir mantığın kabul etmeyeceği görüşleri dillendirenler var.

***


Mustafa Kemal Atatürk, Selanik’teki devrimci fikirlerin, İstanbul’daki hürriyet hareketlerinin, Namık Kemal’lerin, Tevfik Fikret’lerin çocuğudur.

Bildiğimiz gibi Batılılaşma hareketleri ondan önce başlamıştır. Mesela Abdülhamit zamanında bile, kendisinden önce yayımlanan çeviri eserlerin toplamından daha fazla Batı eseri yayımlanmıştır. Alfabeyi kolaylaştırma çabaları o dönemlerde başlamış hatta Enver Paşa tarafından uygulamaya bile konulmuştur.

Osmanlıcayı Latin harfleriyle yazma denemeleri o kuşağın en büyük meraklarından birisidir.

Manastır’da Latin harfleriyle Türkçe gazete yayımlandığını biliyoruz. Ve en önemlisi; ne Osmanlı’nın İslam anlayışı Araplara benzemektedir ne de Anadolu’nun.

Halkın mayasındaki bu kültür yüzünden devrimler yapılabilmiştir.

Mustafa Kemal özgürlük ve çağdaşlaşma hareketlerinin başlangıcı değil, iradesiyle bu hareketleri zirveye ulaştıran bir liderdir.

***


Bakın size bir örnek vereyim; ne demek istediğim daha iyi anlaşılsın:

1928 yılında Afganistan Kralı Emanullah Han Ankara’yı ziyaret ediyor. Gazi’nin reform hareketlerinden çok etkilendiği için “Dönünce ben de Afganistan’da aynen senin yaptığın devrimleri yapacağım” diyor. “Millet Meclisi kuracağım, çarşafı kaldıracağım, şapka giydireceğim.”

Gazi Mustafa Kemal ise ona acele etmemesini söylüyor ve diyor ki; “Afgan halkı Türk milletiyle mukayese edilemez. Afgan halkına bir hamlede şapka giydiremezsin, çarşafı çıkaramazsın. Senin milletin henüz bunları hazmedecek seviyede değildir. Sakın acele etme. Tahtını, saltanatını kaybedersin. Bu işler göründüğü kadar kolay değildir.”

Afgan kralı Gazi’yi dinlemeden çarşafla, şapkayla uğraştığı için çıkan isyan sonucunda tacını tahtını terk ediyor. 2008 yılında ise Türk halkıyla Afgan halkı arasındaki farkı görüyorsunuz.

***


Kısacası; Gazi Mustafa Kemal Paşa, müthiş bir irade ile bu ülkenin aydınlık enerjisini harekete geçirmiş ve kurtuluş savaşı ile reformları başarmıştır.

Ama unutmayalım ki dağınık ve gizli de olsa bu enerji mevcuttu.

Türkiye diğer İslam ülkelerinden farklıydı.

KAYNAK: http://haber.gazetevatan.com/haberd...h=09.08.2009&Newsid=252974&Categoryid=4&wid=5
 
Geri
Üst