Yıllardır bu ülkenin insanlarını Atatürkün arkasına sığınarak sömürdü azınlık bir dikdatör kesim halk bunun farkındaydı ve kararını bu itkidara oy vererek gösterdi. Hala atatürkün arkasına sığınarak koltuklarının sallanmasından korkan bi kesim var. Onlara dokundunuz mu laiklik elden gidiyor çığırganlığı yapıyorlar.Siz Atatürk diyip durun bu halka savaş açmış durumdasınız. Siz ne kadar da dinle alakasız olursanız olun azınlıksınız ve azınlıkta kalacaksınız. Bu halk dinine ve geleneklerine baglıdır. Baş örtüsünüde dini geregi olarak takıyor ve takmakta kararlı ama siz islamı simgeleyen ne olursa olsun karşısındasınız çünkü sizi rahatsız ediyor. Kendiniz yaşamadıgınızdan başkalarının da yaşamamasını istiyorsunuz. Sizin zihniyetiniz bu topraklarda gene atatürkçülük adı altında ezanı 10 yıl türkçe okuttu ama halkın bu konuda ki hassasiyeti o zamanda ortaya çıkmıştı.
Benim size tavsiyem bir gün öleceksiniz hepimiz gibi ve dirileceksiniz. Allah bizi dünyada yaptıklarımızdan dolayı hesaba çekecek bence siz ve biz o günde allaha nasıl hesap verecegim diyip elimizi vicdanımıza koyalım ve yapmamız gerekenleri yapalım ve yapmamamız gerekenlerden de kaçalım.
İnsanlardan öyleleri vardır ki: "Biz Allah'a ve ahiret gününe iman ettik" derler; oysa inanmış değillerdir.
(Sözde) Allah'ı ve iman edenleri aldatırlar. Oysa onlar, yalnızca kendilerini aldatıyorlar ve şuurunda değiller.Kalplerinde hastalık vardır. Allah da hastalıklarını arttırmıştır. Yalan söylemekte olduklarından dolayı, onlar için acı bir azap vardır.Kendilerine: "Yeryüzünde fesat çıkarmayın" denildiğinde: "Biz sadece ıslah edicileriz" derler.Bilin ki; gerçekten, asıl fesatçılar bunlardır, ama şuurunda değildirler.
Ve (yine) kendilerine: "İnsanların iman ettiği gibi siz de iman edin" denildiğinde: "Düşük akıllıların iman ettiği gibi mi iman edelim?" derler. Bilin ki, gerçekten asıl düşük-akıllılar kendileridir; ama bilmezler.
İman edenlerle karşılaştıkları zaman: "İman ettik" derler. Şeytanlarıyla başbaşa kaldıklarında ise, derler ki: “Şüphesiz, sizinle beraberiz. Biz (onlarla) yalnızca alay ediyoruz."
(Asıl) Allah onlarla alay eder ve taşkınlıkları içinde şaşkınca dolaşmalarına (belli bir) süre tanır.
İşte bunlar, hidayete karşılık sapıklığı satın almışlardır; fakat bu alış-verişleri bir yarar sağlamamış; hidayeti de bulmamışlardır. Bunların örneği, ateş yakan adamın örneğine benzer; (ki onun ateşi) çevresini aydınlattığı zaman, Allah onların aydınlığını giderir ve göremez bir şekilde karanlıklar içinde bırakıverir. Sağırdırlar, dilsizdirler, kördürler. Bundan dolayı dönmezler.Ya da (bunlar) karanlıklar, gök gürültüsü ve şimşek(ler)le yüklü, 'gökten şiddetli bir yağmur fırtınasına tutulmuş gibidirler ki, yıldırımların saldığı dehşetle'; ölüm korkusundan parmaklarıyla kulaklarını tıkarlar. Oysa Allah kafirleri çepeçevre kuşatıcıdır.Çakan şimşek neredeyse gözlerini kapıverecek; önlerini her aydınlattığında (biraz) yürürler, üzerlerine karanlık basıverince de kalakalırlar. Allah dileseydi, işitmelerini de görmelerini de gideriverirdi. Şüphesiz Allah, herşeye güç yetirendir.Ey insanlar, sizi ve sizden öncekileri yaratan Rabbinize kulluk edin ki sakınasınız.
Bakara Süresi 8-21 Ayetler