Atatürk: “evlerimizi Basıyorlar”

atn42

New member
Katılım
6 Ağu 2008
Mesajlar
2,052
Reaction score
0
Puanları
0
Konum
PROMETHEUS'UN yanından
Şubat 06, 2009 - HULKİ CEVİZOĞLU, YENİÇAĞ

Bugünlerde nedense (!) Atatürk’ün bir anısını paylaşmak istiyorum.
Mustafa Kemal, tedavi için geldiği İzmir’de yeni vefat eden annesinin mezarı başında, duygulanarak bir dönemi anlatıyor.
Hâkimiyet-i Milliye Gazetesi bunu 29 Ocak 1923’te yazıyor:
Paşa Hazretleri validesinin kabri önünde büyük bir dindarâne huşu ve ulvi olduğu kadar metin bir üzüntüyle bir müddet sessiz ve suskun durmuşlar ve merhumenin ruhuna Fatiha okuduktan ve hazır bulunanlara hitaben hasbıhalden ve hatıraları canlandırdıktan sonra şu sözleri söylemişlerdir:

“HAYATA İLK ADIMI
ZİNDANDA ATTIM!”
Zavallı validem bütün millet için mefkûre olan İzmir’in mukaddes topraklarına vücudunu vermiş bulunuyor. Arkadaşlar, ölüm yaratılışın en tabii bir kanunudur. Fakat böyle olmakla beraber bazen ne hazin tecelliler arz eder. Burada yatan validem, zulmün, cebrin bütün milleti felaket uçurumuna götüren keyfi bir idarenin kurbanı olmuştur.
Bunu izah etmek için müsaade buyurursanız ıstıraplı hayatının bariz birkaç noktasını arz edeyim.
Abdülhamit devrinde idi. 320 (1905) tarihinde mektepten henüz erkânıharp yüzbaşısı olarak çıkmıştım. Hayata ilk adımı atıyordum. Fakat bu adım hayata değil, zindana tesadüf etti.

“…BİR GÜN BENİ ALDILAR”
Hakikaten bir gün beni aldılar ve müstebit (despot) idarenin zindanlarına koydular. Orada aylarca kaldım.
Validem bundan ancak hapishaneden çıktıktan sonra haberdar olabildi. Ve derhal beni görmeye koştu. İstanbul’a geldi. Fakat orada kendisiyle ancak üç-beş gün görüşmek nasip oldu. Çünkü tekrar müstebit (despot) idarenin hafiyeleri, casusları, cellatları ikametgâhımızı sarmış ve beni alıp götürmüşlerdi. Validem ağlayarak arkamdan takip ediyordu. Beni sürgün yerime götürecek olan vapura bindirirlerken benimle görüşmekten men edilmiş olan validem, gözyaşlarıyla Sirkeci rıhtımında elemler ve kederler içinde terk edilmiş bulunuyordu. Sürgün yerinde geçirdiğim mücadeleler onun hayatını ıstıraplar ve gözyaşları içinde geçirtmiştir.

“İKAMETGÂHI BİN TÜRLÜ SEBEP VE VESİLELERLE BASILIRDI”
Bir başka nokta daha: Mütareke zamanında Anadolu’ya geçtiğim vakit, validemi mustarip bir halde İstanbul’da terke mecbur olmuştum. Yanımda kendisinin refakatime verdiği bir adamım vardı. Bunu Erzurum’dan İstanbul’a gönderdiğim zaman validem, bu adamın yalnız olarak geldiğinden haberdar olduğu dakikada, benim hakkımda halife ve padişah tarafından verilmiş olan idam kararının infaz edildiğini zanneylemiş ve bu zan kendisini felce uğratmıştı. Ondan sonra bütün mücadele seneleri onun hayatını elem, ıstırap içinde geçirtmişti. Padişah ve hükümetinin ve bütün düşmanların daima baskı ve işkencesi altında kalmıştı. İkametgâhı bin türlü sebep ve vesilelerle basılır ve aranır, kendisi rahatsız edilirdi. Validem üç buçuk senelik bütün gece ve gündüzlerini gözyaşları içinde geçirdi. Bu gözyaşları ona gözlerini kaybettirdi. Nihayet pek yakın zamanda onu İstanbul’dan kurtarabildim. Ona kavuşabildim ki, o artık maddeten ölmüştü, yalnız manen yaşıyordu.

“VALİDEMİN KABRİ ÖNÜNDE YEMİN EDİYORUM”
Validemin kaybından şüphesiz çok üzgünüm. Fakat bu üzüntümü gideren ve beni teselli eden bir husus vardır ki, o da anamız vatanı mahv ve haraplığa götüren idarenin artık bir daha dönmemek üzere yokluk mezarına götürülmüş olduğunu görmektir. Validem bu toprağın altında, fakat milli hâkimiyet ilelebet payidar olsun. Beni teselli eden en büyük kuvvet budur. Evet, milli hâkimiyet ilelebet devam edecektir.

Validemin ruhuna ve bütün ecdat ruhuna ahdetmiş olduğum vicdan yeminimi tekrar edeyim. Validemin kabri önünde ve Allah’ın huzurunda yemin ediyorum, bu kadar kan dökerek milletin elde ettiği ve sağlamlaştırdığı hâkimiyetin muhafazası ve müdafaası için icap ederse validemin yanına gitmekte asla tereddüt etmeyeceğim. Milli hâkimiyet uğrunda canımı vermek, benim için vicdan ve namus borcu olsun.

KAYNAK

vatandaşa ananıda al git diyenlere ve destekçilerine ithaf olunur
 
Güzelim bu yazı senin en sona yazdığın bir cümle icin kötü yorumlara sebebiyet vericek.
Bence Atatürk ün bu hüzün dolu anılarını okuyup sadece hatırlamak daha güzeL olucaktı ..
Sadece Atatürk ün bu anısını paylastıgın icin tesekkürler ;)

















 
Ben de bir anısını anlatayım

Demirci Mehmet Efe ile Atatürk arasında geçtiği söylenen o meşhur hikâye

Atatürk`ü bambaşka hayal eden Demirci Mehmet Efe`nin, onun, kısa boyunu ve ince sesini duyduktan sonra, bir de şekerli kahve istemesi üzerine " Bunu bana yapmayacaktın Paşam" dediği rivayet edilir
 
Atatürk üzerinden siyaset yakışmıyor diyecem, başka siyaset bilmiyorsunuz. :D
 
Ben de bir anısını anlatayım

Demirci Mehmet Efe ile Atatürk arasında geçtiği söylenen o meşhur hikâye

Atatürk`ü bambaşka hayal eden Demirci Mehmet Efe`nin, onun, kısa boyunu ve ince sesini duyduktan sonra, bir de şekerli kahve istemesi üzerine " Bunu bana yapmayacaktın Paşam" dediği rivayet edilir

şimdi ne alakaya ne memleket ayrıca rivayet edilir diyor... Atamız'ında hataları olmuştur.. hiç bi kul yüzdeyüzlük değildir... peygamberler bile hata yapmıştır...!!! bence çok güzel ve anlamlı bi yazı tam şu dönemi anlatıyor... SAYGILARIMLA..!!!
 
Ben de bir anısını anlatayım

Demirci Mehmet Efe ile Atatürk arasında geçtiği söylenen o meşhur hikâye

Atatürk`ü bambaşka hayal eden Demirci Mehmet Efe`nin, onun, kısa boyunu ve ince sesini duyduktan sonra, bir de şekerli kahve istemesi üzerine " Bunu bana yapmayacaktın Paşam" dediği rivayet edilir

kasma boşuna genç sen anlayamazsın yukarıdaki yazıyı sen avatarındaki BAŞBUĞ ATATÜRK ün ipini çektiği vatan haini şerefsize tapmaya devam et

Atatürk üzerinden siyaset yakışmıyor diyecem, başka siyaset bilmiyorsunuz. :D

din üzerinden siyaset nasıl yapılıyor onu öğrette ondan yapalım:clap
 
yüzsüzlük parayla değil
demirci memet efe yedi düveli padişaha ve vatan hainlerine rağmen dize getiren kişiyi hayalinde dev gibi canlandırdığı için hayal kırıklığına uğramış olabilir
esas iş beyinde ve yürekte
vatan sevdası akıllı ve yürekli insanların işidir
terkedip kaçanlar ve torunları anlayamazlar
destekçileri ise anlar ama işlerine gelmez
 
Geri
Üst