- Katılım
- 18 May 2006
- Mesajlar
- 3,007
- Reaction score
- 0
- Puanları
- 0
- Yaş
- 120
Atatürk’le savaş
Kadıköy’deki bir ilköğretim okulunda 14 Kasım 2008 tarihinde yapılan seviye belirleme sınavında, Sosyal Bilgiler Testi’ndeki (A kitapçığı) 11. soru şöyle bir metinle başlıyor:
“Mondros Ateşkes Antlaşması’ndan sonra İngilizler Samsun’u işgal etti. Samsun halkının işgali kabullenmeyip düşmanla savaşması üzerine Osmanlı Padişahı Vahdettin, Mustafa Kemal Paşa’yı Samsun’a gönderdi. Ondan, halkın işgale karşı koymasını, işgali engellemesini istedi. Mustafa Kemal Samsun’a çıktığı gün Ulusal Mücadele’yi başlattı. Halkı, bağımsızlık düşüncesi etrafında birleştirerek düşmanla savaşılmasını sağladı.”
Sınavda bu metin verildikten sonra metne göre sorular soruluyor...
Görülüyor ki, Atatürk’e karşı yürütülen psikolojik savaşta hayli mesafe alınmış...
Malum... Vahdettincilere göre Atatürk’ü Samsun’a Vahdettin göndermiştir! Bu yalan son görüşmede Vahdettin’in Mustafa Kemal’e söylediği şu sözlere dayandırırlar:
“ Paşa, Paşa! Şimdiye kadar devlete çok hizmet ettin. Bunların hepsi artık bu kitaba girmiştir, tarihe geçmiştir. Bunları unutun, asıl şimdi yapacağın hizmet hepsinden mühim olabilir. Paşa, Paşa, devleti kurtarabilirsin!”
Vahdettin’in böyle konuştuğunu bizzat Atatürk söyler. Ama Atatürk’ün sözlerinin devamı vardır. Der ki:
“Bu son sözlerden hayrete düştüm. Acaba Vahdettin benimle samimi mi konuşuyor?... Çok iyi anladığım, veliahtlığında, padişahlığında bütün his ve fikirlerini, eğilimlerini, sahtekârlıklarını tanıdığım adamdan nasıl yüksek ve asil bir hareket bekleyebilirdim? Memleketi kurtarmak lazımdır; istersem bunu yapabilirmişim. Nasıl? Hemen hüküm verdim: Vahdettin demek istiyor ki, hiçbir kuvvetimiz yoktur. Tek dayanağımız İstanbul’a hâkim olanların siyasetine uymaktır. Benim memuriyetim, onların şikâyet ettikleri meseleleri halletmektir. Eğer onları memnun edebilirsem, memleketi ve halkı bu siyasetin doğru olduğuna inandırabilirsem ve bu siyasete karşı gelen Türkleri yola getirirsem, Vahdettin’in arzularını yerine getirmiş olacaktım.” (Atatürk’ün Bütün Eserleri C.3 s.99) Nitekim Atatürk’ü Samsun’a ayak bastıktan üç hafta sonra geri çağıran da, idam kararını onaylayan da, İngilizlere ülkeyi peşkeş çeken de aynı kişi, yani Vahdettin’dir.
Ne var ki Ata’nın sözlerinin ikinci kısmı kasten hep ıskalanır... Büyük yalan sürdürülür...
KAYNAK
Kadıköy’deki bir ilköğretim okulunda 14 Kasım 2008 tarihinde yapılan seviye belirleme sınavında, Sosyal Bilgiler Testi’ndeki (A kitapçığı) 11. soru şöyle bir metinle başlıyor:
“Mondros Ateşkes Antlaşması’ndan sonra İngilizler Samsun’u işgal etti. Samsun halkının işgali kabullenmeyip düşmanla savaşması üzerine Osmanlı Padişahı Vahdettin, Mustafa Kemal Paşa’yı Samsun’a gönderdi. Ondan, halkın işgale karşı koymasını, işgali engellemesini istedi. Mustafa Kemal Samsun’a çıktığı gün Ulusal Mücadele’yi başlattı. Halkı, bağımsızlık düşüncesi etrafında birleştirerek düşmanla savaşılmasını sağladı.”
Sınavda bu metin verildikten sonra metne göre sorular soruluyor...
Görülüyor ki, Atatürk’e karşı yürütülen psikolojik savaşta hayli mesafe alınmış...
Malum... Vahdettincilere göre Atatürk’ü Samsun’a Vahdettin göndermiştir! Bu yalan son görüşmede Vahdettin’in Mustafa Kemal’e söylediği şu sözlere dayandırırlar:
“ Paşa, Paşa! Şimdiye kadar devlete çok hizmet ettin. Bunların hepsi artık bu kitaba girmiştir, tarihe geçmiştir. Bunları unutun, asıl şimdi yapacağın hizmet hepsinden mühim olabilir. Paşa, Paşa, devleti kurtarabilirsin!”
Vahdettin’in böyle konuştuğunu bizzat Atatürk söyler. Ama Atatürk’ün sözlerinin devamı vardır. Der ki:
“Bu son sözlerden hayrete düştüm. Acaba Vahdettin benimle samimi mi konuşuyor?... Çok iyi anladığım, veliahtlığında, padişahlığında bütün his ve fikirlerini, eğilimlerini, sahtekârlıklarını tanıdığım adamdan nasıl yüksek ve asil bir hareket bekleyebilirdim? Memleketi kurtarmak lazımdır; istersem bunu yapabilirmişim. Nasıl? Hemen hüküm verdim: Vahdettin demek istiyor ki, hiçbir kuvvetimiz yoktur. Tek dayanağımız İstanbul’a hâkim olanların siyasetine uymaktır. Benim memuriyetim, onların şikâyet ettikleri meseleleri halletmektir. Eğer onları memnun edebilirsem, memleketi ve halkı bu siyasetin doğru olduğuna inandırabilirsem ve bu siyasete karşı gelen Türkleri yola getirirsem, Vahdettin’in arzularını yerine getirmiş olacaktım.” (Atatürk’ün Bütün Eserleri C.3 s.99) Nitekim Atatürk’ü Samsun’a ayak bastıktan üç hafta sonra geri çağıran da, idam kararını onaylayan da, İngilizlere ülkeyi peşkeş çeken de aynı kişi, yani Vahdettin’dir.
Ne var ki Ata’nın sözlerinin ikinci kısmı kasten hep ıskalanır... Büyük yalan sürdürülür...
KAYNAK